Halk için Devrimci Demokrasi Gazetesi’nin 1-16
Eylül 2003 tarihli 24. sayısının 15. sayfasında;
“Halk Kurtuluş Ordusu’ndan Saldırı” başlıklı yazı
içerisinde, “Hıdır Alkış İşbirlikçidir” ara başlığı
altında, arkadaşımız Ali Hıdır Alkış’a ait asılsız
iddialarda bulunulmuştur. Adı geçen gazetede Maoist
Komünist Parti (MKP)’nin bildirisine dayanılarak
yapılan bu açıklamayı; Halk İçin Devrimci Demokrasi
Gazetesi’nin daha sonraki birkaç sayısında da
benzer açıklamalar izleyerek, arkadaşımız “teşhir
edilmeye çalışılmış”tır.
Bu açıklamaların, gerçekle hiçbir ilgisi olmadığı
gibi; devrimci adalet anlayışının bir kez daha
dumura uğratıldığı, üzerinde hiçbir kuşkunun olmaması
gereken adalet anlayışının içinin boşaltılmasına
yönelik pragmatist bir yaklaşım olduğunu, üzülerek
ifade etmek istiyoruz. Kendisine “devrimciyim/komünistim”
diyen hiç bir “yapı, çevre, örgüt, parti”nin her
ne şekilde olursa olsun bu adalet anlayışının
içini boşaltmaya hakkı yoktur. Biliniyor olmalıdır
ki, bir siyasi yapılanmanın “devrimci adalet”
anlayışı üzerinde kuşku bulutları dolaştırılmaya
başlanmışsa, o yapının inandırıcılığına güven
duyulamaz! Ve, devrimci/komünist bir yapılanmanın
inandırıcılığı ortadan kalkmışsa, yapılan her
türden devrimci eylem/açıklama ve ilişkilenmenin
kendisi de inandırıcılıktan uzaktır.
Devrimci adalet kavramı, göreli bir kavram değildir.
Devrimci adalet, her zaman nesnel gerçeklikle
örtüşüklük arz etmelidir. Ali Hıdır Alkış’a yönelik
“teşhir” içerikli açıklamaların hiçbir nesnel
zemini yoktur. Her ne kadar adı geçen gazete(ler)de
çıkan ve pragmatist bir anlayışın ürünü olan “asılsız
iddialar”ın gerçeklerle hiçbir ilgisinin olmadığını
bildiğimiz halde, yine de ayrıntılı bir araştırma/soruşturma
yaparak konunun açığa çıkartılmasını amaçladık.
Sonuçta iddiaların asılsız olduğu, haberde adı
geçen akrabaların/yerleşim yerlerinin ve olayların
“kurgu”dan öteye gitmediğini gördük. Ayrıntılı
olarak yazılı hale getirilen bu araştırmayı, ilgili
çevreyle yapılan görüşmede de dile getirilerek;
a) istenildiği halde yazılı olarak kendilerine
verebileceğimizi b) iddiaların asılsız olduğunu
bildiğimiz halde: beraberce bu konuyu araştırabileceğimizi
söyleyerek, c)iddiaların asılsız olduğunun kendilerince
de araştırılıp özeleştirilerinin yine aynı gazetede
yayınlanması isteğinde bulunduk. Görüşmenin üzerinden
geçen beş aylık sürede; aynı çevreyle bir kaç
görüşme daha yapıldı. Tüm girişimlerimiz ve ısrarlarımız,
bu çevrenin “oyalama, gerçeklerden kaçma” mantığıyla
karşılık buldu ve biz, bu “zorunlu açıklama”yı
yapma gereği duyduk.
“Biraz daha bekleme” olanağımız kalmadı. Arkadaşımızın,
sömürge bir ülkenin 25 bin nüfuslu bir kentinde
sadece “rencide” olması değildi, bize bu zorunlu
açıklamayı yaptıran. Devlet eliyle yozlaştırılmaya,
çürütülmeye çalışılan ve buna rağmen isyan kenti
olmanın haklı bir onurunu taşıyan Dersim’de yapılan
çalışmalarımızın aksatılmasına tahammülümüz kalmamıştı.
Ve devrimci sosyalist çalışmanın ivedilikle örülmesi
gerektiği bu kentte, dergimizin dağıtımcılığını
yapan arkadaşımızın “temsil” niteliğine kuşku
düşürülmesine daha fazla sessiz kalmamız beklenemezdi.
4. Munzur Festivali’nde açılan Sosyalist Barikat
standının başında duran Ali Hıdır Alkış arkadaşımızla
ilgili bu “asılsız iddialar”ın çıkartılma nedenlerini,
öncelikle kendini “komünist’lik sıfatıyla tanımlayan
“parti”nin araştırması ve özeleştirel içerik taşıyan
yeni bir açıklamayı, Halk İçin Devrimci Demokrasi
gazetesine göndererek yapması gerektiğini yineliyoruz
ve bu beklenti içerisindeyiz. Bir kez daha ifade
ediyoruz ki; “adalet anlayışı”na kuşku düşüren
bir “yapı/parti”nin inandırıcılığı da ortadan
kalkar. “Burjuva hukukunun dar ufukları”nın aşılacağı
bir adalet anlayışı, devrimci sosyalistlerin hedefidir.
Hedeflenen bu adalet anlayışında; “güven yalnızca
güvenle değiştirilebilir”, işte bu, “komünist”
anlayışın ta kendisidir ve üzerinde hiç bir kuşku
bulutu dolaştırılamaz.
Bu zorunlu açıklamayı bitirirken yineliyoruz ki;
Ali Hıdır Alkış arkadaşımıza yönelik asılsız iddialar,
iddia sahipleri tarafından düzeltilerek, neden
böyle bir yanılsama/yanlışlık içerisine düşürüldükleri
kamuoyuna açıklanmalıdır. Arkadaşımız, devrimci
sosyalist bütünlüğümüzün bir parçasıdır ve kişiye
yönelecek her türden olumsuzluk halinde bu duruma
uygun olarak davranılacaktır.
Adalet duygusundan kuşku duyulamayacağı bir devrimci
çalışmanın yapılacağı Dersim’in, isyan merkezi
olması için örülecek her türden devrimci çalışmalarda
birlikte olabilmek inancıyla!...
|