Yaklaşık 3 yıl önce, 27 Ağustos
2000’deLiam Craig-Best
tarafından Colombia Report için yapılmış bu röportajı
ELN’nin çeşitli konulardaki görüşlerini derli
toplu ifade ettiği için yayınlıyoruz. Metinde
geçen “Barış Görüşmeleri” gibi olaylar o döneme
aittir.
Antonio Garcia, Kolombiya’nın ikinci büyük
gerilla hareketi olan Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN)’nun
askeri kumandanı. Mesleği mühendislik olan 44
yaşındaki Antonio Garcia, ELN’ye 19 yaşında katıldı.
Son zamanlarda Cenova’da ELN ve Kolombiya hükümeti,
ELN’nin “askerden arındırdığı” (Güney Kolombiya’da
FARC’ın sahip olduğu bölgenin benzeri) bölgenin
yeniden inşası üzerine görüşmeler yapıyorlar.
Bölge, Kolombiya toplumunun tüm kesimlerinin kendi
ilgi alanlarına göre ülke problemlerine çözüm
üretmek için özgürce tartışabilecekleri bir Ulusal
Kongra’ye ev sahipliği yapacaktı.
Bu röportajda Antonio Garcia, ELN’yi, Kolombiya
Planı’nı, uyuşurucu ticaretini ve paramiliterleri
ve ELN’nin önerdiği Ulusal Kongre’yi anlatıyor.
Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN)
S: ELN kimi temsil ediyor?
Antonio Garcia: ELN, devlet ve ekonomik sistemin
yarattığı sosyal adaletsizlik sonucunda dışlanmış,
yoksun bırakılmış Kolombiyalıların örgütüdür.
Biz, halkın içinden doğmuş bir örgütüz ve Kolombiya’da,
büyük çoğunluğu politikadan dışlamayan ve sorunların
katılım yoluyla çözüldüğü bir politik-ekonomik
düzen kurmak için savaşıyoruz. Biz, bütün dışlananları,
yani Kolombiya halkının çoğunluğunu temsil ediyoruz.
S: ELN Kolombiya’nın hangi bölgelerinde faaliyet
gösteriyor?
A.G.: ELN, Kolombiya’nın üç büyük dağlık bölgesinde
faaliyet göstermektedir. Aynı zamanda ülkenin
Kuzeydoğusu ile Arauca ve Casanare ovalarında
da güçlü bir varlığımız var. Doğu ovalarında ve
Amazon bölgelerinde ise politik ve örgütsel olarak
bir varlığımız bulunmuyor. ELN, şu anda kırlarda
43, kentlerde ise 10 cepheye sahip; ayrıca ülkenin
çeşitli yerlerinde etkili olan 22 hareketli birliğimiz
var.
Mücadele alanlarını coğrafi konumlarına göre sınıflandırırsak,
örneğin Arauca, Casanare ve Boyaca kolları birlikte
gruplandırılabilir. Diğer bir cephe ise Norta
de Santander, Santander ve Cesar’ın Kuzeydoğu
kısımlarındadır. Bir başkası, Antioquia kolunda
ve Bolivar’ın güneyinde oluşturulmuş cephelerdir.
Aynı zamanda Antioquia’da ve Medellin kentinin
çevrelerinde de önemli gruplara sahibiz. Güneybatı
Kolombiya Cauca kolu, Narine ve Valle ile Sierra
Nevada de Santa Marta’nın kuzeyi ve Guajira yarımadasında
da birliklerimiz var. ELN’nin tüm mücadele cepheleri
Kolombiya ekonomisinin temelini oluşturan anayollara
ve önemli doğal kaynaklara yakın bölgelere yerleştirilmiştir.
S: Etkin olduğunuz bölgelerde ne kadar kontrolünüz
var. Yerel bir hükümet gibi işlevleriniz var mı?
A.G.: Bizim faaliyet alanlarımız sosyo-ekonomik
ve politik açıdan tamamen ihmal edilmiş bölgelerdir.
Bu bölgelerde devletin hakimiyeti yoktur ve böylece
oluşan otorite boşluğunu ihtiyaçlarını karşılamak
ve örgütlenmek konusunda insanlara yardımcı olan
gerillalar dolduruyor. ELN yalnızca devlete ve
onun askeri gücüne karşı koyan bir askeri örgüt
değil, aynı zamanda toplumun örgütlenmesine de
katkıda bulunan bir organizasyondur. İçinde yaşadığımız
toplumun örgütlenme sürecini de geliştirmeye çalışıyoruz;
çünkü bu kalıcı olabilmenin tek garantisidir.
Yalnızca örgütlü bir toplum kendi geleceğini garantiye
alabilir ve eğer bir toplum örgütsüzse herhangi
bir otoritenin empoze ettiği ölçütlere boyun eğmek
zorunda kalır. Bulunduğumuz alanlarda halkla sürekli
iletişim içindeyiz; halkla içiçe olmaya, onlara
sağlık, eğitim ve ekonomi konusunda yardım etmeye
çalışıyoruz.
S: Kendinizi nasıl finanse ediyorsunuz?
A.G.: Üyelerimizin büyük çoğunluğu çalışan insanlardır;
öğretmenler, köylüler, ev kadınları, entelektüeller,
fabrika işçileri, serbest meslek sahipleri, vb...
Bunların çoğu maaşla çalışan insanlardır ve ELN’nin
sosyal-politik faaliyetlerinin bir bölümü bu insanların
bağışlarıyla finanse ediliyor. Diğer yandan profesyonel
gerilla olan ELN üyeleri, aynı zamanda kırsal
alanlarda üretici etkinlikte de bulunuyorlar.
Örneğin tarımla uğraşıyorlar ve bu ELN’nin gelirlerine
büyük bir katkı sağlıyor. Ayrıca, bizim düşüncelerimizi
paylaşan insanların gönüllü katkıları da var.
Bir başka kaynak ise uyguladığımız vergi politikası.
Kişilerin ve şirketlerin zenginliğine göre değişen
vergiler alıyoruz. Bunun nedeni, ELN’nin kendi
kontrolünde olan alanlarda sağlık, eğitim, yol
yapımı, vb. gibi toplumsal ihtiyaçlarla ilgilenme
sorumluluğunun olmasıdır.
Hükümet vergi topluyor ama bu vergileri en çok
ihtiyaç duyulan alanlara harcamıyor. Biz ise zengin
insanları kârlarına göre vergilendiriyoruz. Ama
bu şirketlere de fazla yüklenmiyoruz ve asla kârlarının
%10’undan fazlasını istemiyoruz. Şirketlerin vergi
ödeme konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmediği
durumlarda, zenginliklerinin bizim topraklarımızda
üretildiğini ve bütün nüfus tarafından paylaşılması
gerektiğini hesaba katarak ödeme yapmaları için
“ekonomik alıkoyma” uyguluyoruz. Kârlarını toplumsal
bir etkinliğin sonucunda elde ettikleri için zenginlerin
bunu paylaşmak zorunda olduğunu düşünüyoruz ve
bu gibi durumları “insani dayanışma” olarak adlandırıyoruz;
bize göre bu, bütün toplumsal etkinliklerin üzerindedir.
Ama şunu belirtmek isterim; “alıkoyma”, ekonomik
kaynaklarımızın sadece bir bölümüdür; ELN’yi finanse
edenlerin büyük çoğunluğu çalışan üyelerdir.
S: “Alıkoyma”dan kastınız bir tür fidyecilik
mi?
A.G.: Burada bir açıklama yapmalıyız. Uluslararası
insan hakları yasasınca suç olarak yasaklanmış
bulunan “rehine alma” ve “fidyecilik” başka bir
şeydir, bizim yaptığımız “alıkoyma” başka bir
şey. Rehine, zorla ele geçirilen ve kalkan olarak
kullanılan biridir; Kolombiya ordusu köylüleri
rehin alıp onları gerillaların saldırısından krorunmak
için askerlerin önüne koyduğunda yaptığı şey budur.
ELN bunu yapmaz. İkincisi, bizim yaptığımız fidyecilik
de değildir. Çünkü, fidyecilik birinin isteği
dışında özgürlüğünü elinden almaktır ve fidyeci
kimliğini saklar, kendi sorumluluğunu inkâr eder,
ayrıca toplumun sorunlarını çözmek gibi de bir
niyeti yoktur. Ekonomik nedenlerle “alıkoyma”nın
farklı bir amacı vardır; burada amaç, topluma
yararlı olmaktır ve bu işi yapan kişinin kimliği
açıktır, yaptığı işin sorumluluğunu yüklenir.
Bugün Kolombiya hapishanelerinde 40 binden fazla
insan var; bunların %20’den fazlası hakkında yasal
bir dava bile açılmamıştır. Çoğu nedensiz olarak
hapishanededir. Üstelik yatacak yer ve yiyecek
ücretlerini de kendileri ödüyorlar. Asıl bu insanlar
fidye için kaçırılmışlardır; çünkü nedensiz yere
özgürlükleri ellerinden alınmıştır. Ayrıca hükümet
yüklü miktarlarda kefalet ücreti alıyor. Dolayısıyla
asıl Kolombiya hükümetinin fidyecilikten yüklü
bir kâr sağladığını söyleyebiliriz.
S: ELN gerillaları ücret alıyorlar mı?
A.G.: Tabii ki hiçbirine ücret ödenmiyor. Hatta
şehir gerillalarına da. Gerillalarımız sadece
yiyecek, giyecek, silah gibi malzemelerini alıyorlar
ama hiçbir biçimde para almıyorlar.
S: Ekonomik açıdan yardıma ihtiyacı olan aileleri
varsa?
A.G.: Kentte bütçeleri karşılanması gereken üyelerimiz
var; çünkü onların kira, vb. gibi masrafları oluyor.
Onların, politik aktiviteleri çok yoğun olduğu
için masraflarını biz karşılıyoruz. Yani aktivitelerini
karşılayacak bir bütçeleri var ama biz bunu maaş
olarak görmüyoruz. Düzenli bir işi olmayanların
ve zamanını tamamen ELN için harcayanların ailelerine
destek için elbette para yardımında bulunuyoruz.
Geri kalan aileler, özel durumlar dışında, ekonomik
destek almıyorlar.
Kolombiya Planı
S: Kolombiya Planı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
A.G.: Planın temel amacı Kolombiya ordusunun “ayaklanma-karşıtı
savaş” için geliştirilmesidir. Amaç, erken uyarı
sistemiyle donatılmış savaş gemileri ve helikopterlerle
özel yetiştirilmiş taburlar yaratmaktır. Kolombiya
Planı, bu taburları “uyuşturucu-karşıtı” kılıfı
altında gizlieyor ama asıl amaçları “ayaklanma-karşıtı
savaş”tır. Kolombiya Planı, bunu uyuşturucuya
karşı bir savaşmış gibi göstererek ABD müdahalesiyle
kendini aklamaya çalışıyor. Ama işin gerçeği,
bu bir kontr-gerilla savaşıdır. Paramiliter çetelerin
yoğun olduğu kuzeyde uyuşturucu-karşıtı savaştan
söz edilmezken, “uyuşturucuya karşı savaş” gerilla
varlığının yoğun olduğu güney için tasarlanıyor;
işte yaptıkları budur. Bu politika onlara daha
fazla esneklik tanıyor: Böylece paramiliter çetelerin
uyuşturucudan para kazandığı operasyonlar desteklenebiliyor.
S: Kolombiya Planı nereden çıktı? Kim düşündü
ve tasarladı?
A.G.: Kolombiya Planı, İngilizce düşünüldü ve
yazıldı. Planın Kolombiya’da tasarlanması ve yazılması
mümkün değildi. Kolombiya Meclisi, hükümetten
planın İspanyolca bir kopyasını istedi ve anlaşıldı
ki yok; bu olay Plan’ın ilk kopyasının ABD’de
üretilmesinden üç ay sonra oldu. Yani Kolombiya
Planı, Kolombiya Meclisi ve halkı tarafından tartışılmadı
bile. Kolombiya’da uygulanmak için ABD’de hazırlandı.
S: Kolombiya Meclisi planın İspanyolca kopyasını
istediğinde, gerçekten bulunamadı mı? Bundan emin
misiniz?
A.G.: Kesinlikle. Bunu herkese sorabilirsiniz.
Kolombiya Planı’nın üç versiyonu var. Biri İngilizce.
İngilizce’den farklı olan bir başkası İspanyolca.
Ve diğeri de sosyal gelişme ve para elde etmek
için Avrupa için üretilmiş olan versiyonu. Plan’ın
Avrupa için yazılmış olanı Avrupa’nın barışa yatırım
yapması için düzenlenmişken, ABD için yazılmış
olanı da ABD’nin savaşa yatırım yapması için düzenlenmiştir.
S: Kolombiya’ya yapılacak olan ABD askeri yardımının
gerillalara zarar vereceğini düşünüyor musunuz?
A.G.: Kolombiya Planı’nın amacı ordunun operasyonlarına
ivme kazandırmak, kuşattıkları yerlerde hızlı
hareket etmelerini sağlamak ve gerillaların gruplaşma
ve eğitim çalışmalarına şans tanımamaktır. ABD,
gerilla hareketinin ana cephelerine darbe vurmak
istiyor.
S: ABD’nin Kolombiya’yı işgal gibi bir amacının
olduğunu düşünüyor musunuz?
A.G.: Doğrudan askeri harekat emri aslında çok
önceden verilmiştir. ABD’nın Koyombiya’ya müdahalesi
yıllardır var. Kolombiya’da 360’tan fazla askeri
“uzman” bulunmaktadır ve ayrıca Ekvador, Peru,
Brezilya ve Venezuela’da da yedek taburlar var.
Yani, gelecekte olacak bir şeyden değil şu anda
var olan bir durumdan söz ediyoruz. Ayrıca bugün
de ABD her hafta Kolombiya’ya ortalama üç yüksek
rütbeli askeri personelini “yardımın nasıl kullanıldığını
denetlemek” bahenesiyle göndermeye devam ediyor.
S: ELN’nin ABD ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını
sanıyorum. Eğer onların böyle bir yaklaşımı olsaydı,
ABD ile görüşür müydünüz? Kabul edebileceğiniz
herhangi bir ABD önerisi var mı?
A.G.: Haklısınız onlarla hiçbir bağlantımız yok.
Doğrusu ABD’nin yapabileceği en büyük “yardım”
içişlerimize müdahale etmemektir. Kolombiya halkının
kendi çelişkilerini onların müdahalesi olmaksızın
çözmesine izin vermeliler. Bununla birlikte biz,
herhangi bir kişi ya da hükümetin iyi niyetini
ve özellikle de Kolombiya’nın gelişimini desteklemekle
ilgili görüşlerini dinlemeye her zaman açık olduk.
Uyuşturucu Ticareti
S: ELN’nin uyuşturucu işiyle bir ilgisi var mı?
A.G.: Uyuşturucu trafiğini dikkatle izleyen ama
araya mesafe koyan güçlü bir politikamız var.
Bizim uyuşturucu ile ilgili ürünlerin ekimi, yetiştirilmesi,
üretilmesi, ticareti ya da ihracatıyla hiçbir
ilgimiz yok. Bizim ne uyuşturucuyla ne de onun
getirdiği parayla hiçbir bağlantımız yok.
S: Peki bu işi yapanlardan vergi alıyor musunuz?
A.G.: Hayır.
S: Neden diğer işlerden aldığınız halde uyuşturucu
işinden almıyorsunuz?
A.G: Bu özel bir durum. Eğer biz uyuşturucu trafiğinda
yer alanlarla sürecin herhangi aşamasında ilişki
kurarsak, bu bizi “uyuşturucudan para kazanmak”la
suçlayanlar için kanıt olacaktır; pek kanıta benzemese
bile. Uyuşturucu ticaretinden kâr almamak konusunda
çok netiz. Eğer birileri, sağlık merkezleri, okullar,
vb. yapmak için para bağışlamak istiyorsa, bunu
yapabilir. Ama uyuşurucu trafiğinden kâr sağlayanlar
doğrudan topluma bağış yapabilirler, ELN aracılığıyla
değil.
S. Kolombiya ordusu uyuşturucu trafiğinde yer
alıyor mu?
A.G.: Büyük miktarlarda kokainin ABD’ye ihracatı
için kaçakçılar rüşvetle elde ettikleri suç ortaklığına
ihtiyaç duyarlar. Bu net ve kanıtlanmış bir şeydir.
Kolombiyalılar ABD’ye giden uçakların “çok ağır
olduğunu” ve tonlarca kokaini taşırken pilot kabininde
de 20 milyon dolarlık çeklerin el değiştirdiğini
söylüyorlar. Kokain yükünden elde edilen kârın
100 ile 200 milyon dolar arasında değiştiğini
düşünürsek uyuşturucunun ABD piyasasına girişini
garantilemek için bu para çok değildir aslında.
Ordunun kimi kesimlerinin, -ve birçok politikacının
da- uyuşturucu ticaretiyle bağlantısı olduğu iyi
biliniyor. Maaşlarıyla yaşadıkları hayat arasındaki
çelişkiyi görmek için tüm Kolombiya generallerinin
mali durumlarını şöyle bir kontrol etmek yeterlidir.
O zaman görülür ki, aldıkları en yüksek maaş bile
şu andaki yaşam tarzlarına yetmez. Ordudaki en
yüksek rütbelilerin zenginliğinin nereden geldiği
dikkatle araştırılmalıdır. Her zaman ordu ile
uyuşturucu trafiği arasında bir ilişki olmuştur.
Ayrıca paramiliter çetelerin uyuşturucu trafiğini
yönetenler tarafından kurulduğu ve Kuzey Kolombiya’da
özgürce çalışmalarına izin verildiği iyi biliniyor.
Yerleri gayet iyi bilindiği halde, ne CIA, ne
DEA ne de Kolombiya ordusu çok miktarda koka üretiminin
yapıldığı bu bölgedeki paramiliter çetelerin üstüne
gitmiyorlar. Paramiliterlerin helikopterleri önce
Antioquia’ya, sonra da dışarıya aktarılacak olan
kokaini almak için ordu garnizonlarına geliyorlar.
Bolivar’ın güneyinde ve Katatumbo’daki bölgelere
koka toplamaya giden helikopterler ise askeri
üslerden geliyorlar. Sonuç olarak ordu, sadece
uyuşturucu trafiğini bilmekle yetinmiyor, aynı
zamanda paramiliter dostlarıyla birlikte bu işin
içindedir.
S: ABD gerçekten uyuşturucu konusuna bir çözüm
bulmak mı istiyor; yoksa bunu kolombiya’nın içişlerine
müdahale için mi kullanıyor?
A.G.: ABD’nin hiçbir zaman net ve açık bir uyuşturucu
politikası olmadı. Uyuşturucuyla hiç ilgisi olmayan
diğer kârlarıyla ilgilenirken bazı bölgelerde
uyuşturucu işiyle de kısmen ilgileniyorlar. ABD,
çoğu zaman da Nikaragua ve kontra-İran meselesinde
olduğu gibi, kendi amaçlarına ulaşmak için uyuşturucuyu
kullanmıştır. Afganistan, Burma, Bolivya, Laos
ve Tayland’da uyuşturucu ticaretini aktif biçimde
destekleyen de ABD’dir. Dolayısıyla ABD’nin Kolombiya’daki
uyuşturucu politikasının baskıcı ve işe yaramaz
olduğunu düşünüyoruz.
Bizim her şeyden önce dünyaya bakış açısı konusunda
ABD’ye göre üstünlüklerimiz var: Biz ABD’nin tek
yanlı politikalarının yerine global ölçekte demokratik
katılımlı politikaların olması gerektiğini düşünüyoruz.
Onların uyuşturucu politikası, öncelikle kokain
üretimini engellemek ve ikinci olarak da ABD’ye
ulaşan kokain trafiğini caydırmak üzerine kurulu.
Bu her iki politika da baskıcıdır.
Yani ABD’nin giriştiği “önleyici çözümler” hiçbir
zaman gerçekçi olmamıştır. Onların öncelikle kendi
ülkelerindeki uyuşturucu tüketimine karşı gerçekçi
bir politika üretmeleri gerekiyor. Çünkü tüketim
arttıkça üretim de artar. Ayrıca uyuşturucu konusunda
ne yapmak istedikleri de bilinmiyor. Uyuşturucu
üretim ve tüketimini bitirmek mi istiyorlar yoksa
bu problemi ABD’den uzak tutmak mı istiyorlar,
bilmiyoruz, dünya da bilmiyor. Ama ABD’nin bazı
amaçlarına ulaşmakk için bazı durumlarda uyuşturucu
kaçakçılarını desteklediğini herkes biliyor.
S: Sizce Kolombiya’daki uyuşturucu sorununun
çözümü nedir?
A.G.: Bizce bu sorun ancak uluslararası bir çerçevede
ele alınabilir. Bu sorunu çözmek için uluslararası
bir ittifak kurulmalı ve tüm uluslararası kurumlar
buna katılmalıdır. Etkili ve işlevsel bir uyuşturucu
rehabilitasyon politikası olmalı ve uyuşturucu
işinden sağlanan kârları sınırlayan bir adım atılmalı.
Modern toplumlar sağlık konusunda ilerleme ve
eğitime daha açıktır. Eğer eğitimde ve tarımda
alternatif politikalara yatırım yapılırsa bu sorunun
da bir çözümü oluşabilir. Unutmayalım ki, köylüyü
koka yetiştirmek zorunda bırakan şey, diğer mallardaki
kârın çok düşük olmasıdır.
Birçok insan koka üretiminin suç olmaktan çıkarılmasını
istiyor; çünkü uyuşturucu ne kadar yasadışı olursa
kârı o kadar artıyor. Yapılması gereken şey, rehabilitasyon,
eğitim, caydırma politikalarını uygulamak ve koka
yetiştirilen ülkelere alternatifler sunmaktır.
Bunun Kolombiya ve öteki Latin Amerika ülkelerindeki
ekonomik krizi çözüp çözemeyeceği zor bir soru.
Kesin olan şey, çözümün çok yanlı ve uluslararası
olması gerektiğidir; çünkü bu bir ülkenin tek
başına başarabileceği bir şey değil.
Paramiliterler
S:Kolombiya hükümetinin ordu güçleri ve paramiliterler
ne kadar kontrolü var sizce?
A.G.: Öncelikle şu belirtilmeli: hükümetler gelip
giderler ama devlet kurumları ve ordu gibi unsurlar,
hükümeti çok da fazla umursamadan yıllarca yerlerinde
kalırlar. Kolombiya’da birçok kurum tarihsel olarak
devleti koruma politikasına bağlıdır ve Kolombiya’da
“devletin korunması” demek ayrıcalıklıların korunması
demektir. Politik ve ekonomik avantajların ve
keyfinin seçkinler tarafından çıkarıldığı bir
düzenin korunması bu durumu kabul etmeyen hükümet
bile olsaydı ordu gibi devletin kurumları seçkinleri
korumaya yine devam edecekledi. Yani bir açıdan
hükümet gerçektende orduyu kontrol edemez. Devlet,
yani ordunun bizzat kendisi, ayrıcalıklıların
korunmasında kullanılmaktadır ve bu durumu kabul
etmeyenler ya da karşı çıkanlar baskılarla, cinayetlerle
ve zulümle karşı karşıya kalırlar, devlet politikası
budur. Kolombiya devletinin işkenceleri, kayıpları
ve siyasi cinayetleri aslında çoktandır biliniyor
ve zaten belgelenmiştir de. Bugün yeni olan paramiterlerin
bu baskının aracı olarak kullanılmasıdır. Devlet
politikalarıyla paramiliter çeteler projesi arasında
büyük bir çıkar ortaklığı vardır. Paramiliterlerin
asıl önemi devletin muhalifleri yoketme operasyonlarını
gerçekleştirdikleri halde, resmi olarak sorumluluğun
rededilmesidir. Aslında böylece devlete de gerek
kalmıyor, çünkü paramiliterler onun bütün işlerini
görüyorlar-mantıklı bir inkâr yöntemi...
Paramilitarizm Kolombiya’da bir yapı olarak değil
devletin gizli operasyonlarını yürüten bir güç
olarak vardır. Bu güç ordu ve Carlos Castano (ulusal
paramiliterlerin kumandanı) nun özel ölüm mangaları
olarak kullanılıyor ve sonuçta insanlar Kolombiya’da
özgürce konuşmaktan korkuyorlar ve hükümet bu
konuda hiç bir şey yapmamayı tercih ediyor.
Kolombiya halkı katliamların ordu güçleri yardımıyla
paramiliterler tarafından gerçekleştirildiğini
biliyor. İnsanlar artık paramiliterlerin tek yaptıklarının
silahsız insanları katletmek olduğunu biliyorlar.
Onların “gerillacılık” (!) faaliyetlerinin sonucunda,
ele geçirilen silahlar yakalanan gerillacılar
filan değil, sadece katliamlar ve zulüm var.
ELN Kolombiya’nın birçok bölgesinde çok büyük
ve riskli operasyonlar yapmıştır ama asla kasıtlı
olarak silahsız insanları öldürmedik. Bazı istemdışı
olaylar oldu ama asla paramiliterlerinkiyle aynı
değil. Onların tek marifetleri öldürmek, kaybetmek
ve katliamlardır; onlar sivillere saldırmaktan
başka bir şey yapmıyorlar.
S: ELN’in sivilleri paramiliterlerden korumak
için herhangi bir stratejisi var mı?
A.G.: Zaten bütün mücadele alanlarımızda doğrudan
onlarla çatışıyoruz. Onlar bu bölgelere gelip
hükümete muhalif insanları öldürüyorlar, orduyla
bizim aramızdaki çatışmada tarafsız olan insanlara
saldırıyorlar. Biz insanlara örgütlenmeleri ve
kendilerini savunmaları için yardım ediyoruz,
çünkü kendilerini savunmak için silahlanma hakkına
sahipler. Sorun şu ki katliamlar Kolombiya Ordusu’nun
güçlü olduğu ve operasyon yürüttüğü bölgelerde
gerçekleşiyor. Katliamlar gerilla kontrolündeki
bölgelerde değil, ordunun ve polisin yakınındaki
bölgelerde oluyor; böylece failler korunabiliyor.
S: Sizce ABD hükümetinin paramiliterlerle bir
ilişkisi var mı?
A.G.: CIA’nın ülkeleri istikrarsızlaştırma konusunda
uzun bir geçmişi olduğunu ve daha önceleri de
Latin Amerika’daki aşırı sağın ölüm mangalarıyla
bağlantısı olduğunu biliyoruz. Yine biliyoruz
ki ABD hiçbir ülkenin kendi kaderini tayin etmesine
izin vermemektedir. İlginçtir, ABD’nin çıkarlarına
aykırı olarak Kolombiya’nın kaderi için çalışan
insanlar, paramiliterlerin hedefi olmaktadır:
Sendikacılar, insan hakları savunucuları, araştırmacı
gazeteciler, ilerici öğretmen ve akademisyenler,
vb.
Kolombiya örnğinde ABD müdahalesinin uzun bir
geçmişi var. Kolombiya’da bir sürü askeri uzmanları
var va istihbaret sistemine oldukça büyük yatırımlar
yaptılar. Aynı zamanda DEA [dipnot yapılacak]
da ek bir sorun olmaya başladı çünkü paramiliterlere
ve uyuşturucu kaçakçılarına karşı olup olmadıklarını
söylemek çok zor. Uyuşturucu tekellerinin, CIA’in
birçok temsilciliğine sızdıklarını bilyoruz, bazen
örtü o kadar kalınlaşıyor ki hangi tarafta olduklarını
kendileri de unutuyorlar. Kolombiya’daki baş paramiliter
ve uyuşturucu kaçakçısı Carlos Castana, ama ona
hiçbir şey olmuyor, kimse onunla savaşmıyor. Ayrıca
o, “anti-narkotik” Kolombiya Planı’nı destekleyen
tek uyuşturucu kaçakçısı! Bunu anlayabilen var
mı?
S: Paramiliterlerin toplumdaki rollerini nasıl
değerlendiriyorsunuz, onları toplumun bir parçası
olarak görüyor musunuz?
A.G.: Devletin bir parçası oldukları gibi toplumun
da bir parçası oldukları söylenebilir; çünkü hükümet
tarafından uygulanan yoksun bırakma politikalarına
katılıyorlar; katliamlar, cinayetler, hükemete
muhalif olan insanlara zulümler... Hükümetin yanında
olduklarını açıkça söylemedikleri halde, hükümet
ne istiyorsa onu yapıyorlar; yoksun bırakma, zulüm,
insanları korkutmak ve öldtürmek... Tüm bunlar
devlet politikasına uygundur. Bağlantıları inkâr
etse de, paramiliterler devlete ya da hükümete
karşı olduklarını his söylemiyorlar.
Ulusal Kongre
S: “Askerden arındırılmış bölge”de yeni gelişmeler
var mı? Pastrana hükümet güçlerini geri çekecek
mi?
A.G.: Hükümetle San Pablo ve Yando belediyelerini
içeren bölge üzerinden genel bir ön anlaşma imzaladık.
Bu alan genişlik olarak 5.000 km2dir. Bölgede
sadece Casabe’deki Ecopetrol eğini korumak için
daimi bir askeri birlik var. Bu askeri güç kalacak
ama bölgenin geri kalanında asker ve polis olmayacak.
Sivil otoritelerin, belediye başkanının, savcının,
toplum temsilcisinin, vb. de bölgede kalmasına
izin verdik. Son olarak da iki komisyon konusunda
anlaştık -bölgede ikamet edenlerin güvenliğini
garantilemek için uluslararası bir komisyon, dışişleri
ise ELN ve hükümetin temsilcilerinden oluşan bir
denetleyici komisyon. Şimdi anlaşmaların her birinin
altını imzalamak ve resmileştirmeliyiz. Ve daha
resmi bir antlaşmaya doğru yol almalıyız.
S: Bunun olacağını umuyor musunuz?
A.G.: Ordu ve paramiliterler tarafından örgütlenen
“askerden arındırılmış bölge” karşıtı kışkırtmaların
canlandırılması halinde anlaşmaya karşı yoğun
bir muhalefet oluşacaktır ama bu kendiliğinden
oluşan değil bilinçli olarak yaratılan bir muhalefet
olacaktır. Kışkırtmaların halk üzerinde tehdit
ve baskıyla gerçekleştirileceğini hesaba katmalıyız.
İnsanlara taraf olmazlarsa zorla bölgeyi terk
ettirilecekleri söyleniyor, hatta kimileri ölümle
tehdit ediliyor.
Diğer bölgelerden gelip bölgedeki uyuşturucu işiyle
ilgili çıkarları için kışkırtmalara katılanlar
da var. Önerilen “askerden arındırılmış bölge”
içerisinde Simiti ve Santa Rosa’da uyuşturucu
üretilen alanlar var. Eğer bu durum uluslararası
düzeyde kabul görürse uyuşturucu işini sürdüremeyecekler
ve unutmamalıyız ki paramiliterler de yoğun bir
biçimde bu işin içindedirler. Bunu düşünmek bile
onlar için çok rahatsız edicidir.
Aynı şey uyuşturucu işinde çıkarı olan ve kışkırtmaların
örgütlenmesinde aktif rol alan ordu içinde söylenebilir.
Başka bir sorun da “askerden arındırılmış bölge”ye
yerleştiğimiz zaman ELN’nin paramiliterlerin sorumlusu
olduğu katliamların öcünü alacağı dedikodularıdır.
Ve bazıları bizim böyle bir durumu suistimal edeceğimizi
söyleseler de hiçbir biçimde misillleme yapmayacağız.
Bu, bizim değil paramiliterlerin işidir. Kimse
ELN’in katliamlar yaptığını söyleyemez. Katliamlardan
sorumlu olanlar ordu ve polisin uzantısı olan
paramiliterlerdir ve bizi kendi işledikleri suçların
sorumlusu olmakla itham ediyorlar. Biz geldiğimizde
devlet politikalarını, katliamları sürdüreceğimizi
söylüyorlar. Ama bu çok saçma! ELN böyle şeyler
yapmıyor ve asla yapmaz, bu tür politikalara ortak
olmaz, çünkü biz cinayet politikalarını hiç savunmadık.
S: Kolombiya toplumunun hangi kesimleri Ulusal
Kongre’de temsil edilecek?
A.G.: Son iki yıldır Kolombiya nüfusunun çeşitli
kesimleriyle görüşüyoruz. Sanayiciler, politik
oranizasyonlar, sendikacılar... Buna entellektüeller,
akademiler, üniversiteler, devlet temsilcileri,
yöresel otoriteler, parlamenter yapılar, öğrenciler
ve kilise grupları da dahildir. Ulusal Kongre’nin
ilgilendiği birçok konu var; bu değişim yönünde
ulusal konsensüs yaratmak için tüm güçlerimizi
birleştirme, bu çelişmeye kollektif bir çözüm
üretme düşüncesinden kaynaklanıyor. Bu, toplumu
dönüştürmek için sosyal ve politik bir güç haline
getirebilir.
Üzerinde anlaşmamız gereken şey nasıl bir ülke
istediğimizdir. Bu konuda anlaşan birçok insan
var bu yüzden toplumun tüm kesimlerini kapsayan
daha geniş demokratik katılım önerimiz kabul görüyor.
S: Kolombiya’daki mülteci topluluğun da katılımını
düşünüyor musunuz?
A.G.: İçeride yer alan topluluk kongrede doğrudan
katılıma sahip olmalı. Dışardaki mülteciler de
davet edilecek ve umuyoruz ki gelip katılacaklar.
Bugüne dek olup bitenleri yaşamış olan tüm Kolombiyalıların
katılması gerektiğen inanıyoruz.
S: FARC ve EPL gerilla hareketlerini davet ettiniz
mi? Onlar gelmek istiyorlar mı?
A.G.: Ulusal Kongre açık bir süreç. Açıkça tüm
devrimci güçlerin katılmalarını istiyoruz. Mantıklı
olan gelmeleri; çünkü kongre Kolombiya’nın yararı
için düşündüğümüz bir çaba ve ülkenin tüm devrimci
güçlerinin geleceğini umuyoruz.
S: Kolombiya toplumunun kongrede görülmesi istenmeyen
kesimi var mı? Örneğin paramiliterler Kongre’de
temsil edilecek mi?
A.G.: Bizim anlayışımıza göre paramiliterler topluma
zararlıdır. Çünkü masum ve silahsız insanları
öldürüyorlar. İnları düşüncelerinden dolayı öldürüyorlar.
Silahsız insanlara saldıran bir ordu etik değerlerden
yoksundur. Onların tek amacı öldürmektir ve politikaları
da dünyanın mahvedilmesidir. Hiçbir etik ilkesi
olmayan bir ordu oldukları için toplumun düşmanlarıdırlar
ve onlara hoşgeldin denmeyecektir.
|