Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 

 



Seçimler ve Devrimci Duruşumuz

25 Nisan 2011

       Yeni bir seçim sürecine giriyoruz. AKP, CHP, MHP ve diğerleri; tüm düzen/burjuva partileri mevcut yeni-sömürge düzeni, bunun üzerinde biçim alan sömürge tipi faşizmi kutsamak için birbiriyle yarışıyorlar. Yalan, demagoji, istismar burjuva partilerinin karakteristik özelliğidir. Halkı aldatmak için her yola başvuruyorlar; şimdiden “proje” kavgasını veriyorlar, en pespaye üslup ve tarzla birbirine saldırıyorlar, yalan ve demagojide sınır tanımıyorlar, siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel tüm sorunları “demokrasi”, “güçlü ülke” adına istismar ediyorlar ve halktan oy istiyorlar.
       Türkiye emperyalizme bağımlı, yeni-sömürge ve kapitalist bir ülkedir. Baştan emperyalizme bağımlı, onun kontrolünde gelişen kapitalizm, son 50 yılda yeni-sömürgecilik üzerinden tüm ekonomik, toplumsal/sınıfsal ilişkilere egemen olmuş, siyasal ilişkilere yön vermiştir. Ekonomiden siyasete, sanattan kültüre kadar her şey emperyalizm ve işbirlikçi oligarşi içindir. Burjuva partiler, bu sömürü düzenini korumak, emperyalizm ve oligarşinin çıkarlarını temsil etmek için kurulmuşlar ve biçimsel demokrasinin gereği olarak her seçimde halktan oy istemektedirler. Burjuva partilerinin tümü, AKP, CHP, MHP ve diğerleri, bu sömürü ve zülüm düzenin kaynağı olan emperyalizme, emperyalizmin dayatmış olduğu neo-liberal sömürü politikalarına, ortadoğu halklarına karşı savaşa, bu savaş ve saldırılarda ülkemizin üs olarak kullanılmasına, emperyalistler arasındaki nüfuz alanı mücadelesine karşı tek bir söz ve eylemi yoktur. Onlar IMF, NATO, başta İncirlik olmak üzere emperyalistlerin üs ve tesislerine, ikili, gizli-açık anlaşmalara karşı değil; tam tersine bunların savunucusudurlar. Onlar emperyalizmin işbirlikçisidir; aralarındaki yarış işbirliği içindir.

       Buna izin vermeyelim; Düzen Partilerine Oy Yok!
       Ayrıca, yeni-sömürgecilik üzerinden yükselen sömürge tip faşizmin, burjuva demokrasisiyle uzaktan yakından ilişkisi yoktur. Sömürge tipi faşizm, tek partiye dayalı Kemalist/burjuva diktatörlüğü üzerinden biçim almış, kimi zaman “temsili demokrasiyi” bir kenara atmış, kimi zaman ise bunun üzerinde kendini gizlemiştir. Seçimler, burjuva partiler ve parlamento ise, bu sömürge tipi faşizmi örten, demokrasi oyununa hizmet eden birer araçtır. Burjuva demokrasisi ve parlamentarizm tarihsel olarak geride kalmıştır; ancak hala halkı aldatmak, ülkemizde faşizmi gizlemek için siyasal olarak kullanılmaktadır. Demokrasinin inkarı üzerinde biçim alan faşizm, bir yandan demokratik hakları yok sayıyor; öte yandan demokratik talepler burjuva partiler için birer istismar konusu oluyor. Bu açıdan işçi ve emekçilerin, Kürt ulusu ve ulusal toplulukların, Alevilerin ve tüm ezilen kesimlerin demokratik talepleri “demokrasi” adına bir kez daha seçimler üzerinden istismar edileceği açıktır, ediliyor. Tüm burjuva partilerin halk için demokrasi sorunu yoktur; onlar sömürge tipi faşizmi kutsamaktadırlar, seçimleri de bu yönde kullanmaktadırlar.

       Buna izin vermeyelim; Düzen Partilerine Oy Yok!
       Tarihsel ve güncel nitelikleri olan oligarşi içi çelişki yeni bir boyut kazanmıştır. Gelinen aşamada AKP bir adım öndedir ve bu seçimler üzerinden bu çelişkinin devam edeceği açıktır. Sınıfsal ve toplumsal çelişkilerin üzerini örtme işlevi gören bu çelişki halka dayatılıyor ve yeni saflaşma için kullanılmaktadır. Emperyalizmin ve tekellerin çıkarına göre yeniden yapılanma üzerinden biçim alan bu çelişki özünde iktidar ve hegemonya kavgasıdır. AKP, bu kavgayı 8 yıllık birikim ve kazanımı üzerinden sürdürecek; bunun için sahte “demokrasi” söylemini kullanacaktır. Onun “demokrasisi” iktidar alanını genişletmek; faşizmi kurumsallaştırmak içindir. CHP, AKP karşıtlığı üzerinden, sözde “soldan” bu kavgada yerini alacak, “laiklik” gibi istismar alanlarını kullanacak, ergenokon savunuculuğu yapacak, ciddi hiçbir çözüm projesi üretmeyecektir. MHP ise bilinen milliyetçi/ırkçı söylemi terk etmeyecek ve bunlar üzerinden çatlak derinleşecektir.

       Bu sahte oyunun parçası olmayalım; Düzen Partilerine Oy Yok!
       Kürt sorunu yakıcı demokratik bir sorundur. Seçimler üzerinden bu yakıcı sorun bir kez daha güncelleşecek ve ayrıştıracaktır. Kürtler bir ulus, Kürdistan ise, dört parçaya bölünmüş bir ülkedir. Kürt ulusunun, başta kendi kaderini tayin hakkı, yani bağımsız devlet kurma hakkı olmak üzere, tüm ulusal-demokratik talepleri, ana dilde eğitim, iki dili yaşam, özyönetim ve diğerleri meşrudur, hakkıdır. Bu talep ve hakların nasıl kullanacağına Kürt halkı karar verecektir. Tüm burjuva partiler, bu yakıcı ve güncel sorun karşısında ırkçı ve şövenisttir; onların inkar ve imha siyaseti dışında bir siyaseti yoktur. AKP’nin emperyalizme dayanarak gündemleşen “demokratik açılımı” sahtedir ve tükenmiştir. CHP ve MHP ise sömürgeciliğin 85 yılı aşkın politikasının dışında yeni bir sözü yoktur.
       Kürt ulusunu özgürlük çığlığını görmeyen, haklı taleplerinin yanında yer almayan demokrat olamaz!
       Özetle; burjuva partiler, AKP bugün bir adım önde olsa da, CHP, MHP ve diğerleri yeni-sömürge düzenin savunucusu olup, programda aynı söylemde benzerdir. Tümü emperyalizmin işbirlikçisi, neo-liberal sömürüyü savunan, faşizmi kutsayan, işçi ve emekçilere, Kürt ulusu ve ulusal topluluklara, Aleviler ve tüm ezilenlere düşmanıdır. Bundan dolayı tüm burjuva partilere karşı, politik açıdan cepheden tavır olmak zorunludur. AKP, CHP, MHP ve diğerleri düşmanımız ve politik hedefimizdir.

       Düzen Partilerine Oy Yok!
       Bu yeni-sömürge düzenin baştan aşağı yıkılması, sahte demokrasi oyunları değil, halkın demokrasisinin kurulması tek ve gerçek çözümdür. Açlık, yoksulluk, işsizlik, kültürel bozulma, eğitim, sağlık, barınma, çevre, sosyal güvenlik gibi tüm toplumsal ve siyasal sorunların; Kürt ulusu ve ezilenlerin özgürlüğü, temel hak ve özgürlükler, din ve vicdan özgürlüğü gibi demokratik sorunların; işçi ve emekçilerin, kadın ve gençliğin tüm sorunlarının kaynağı emperyalizm ve oligarşidir.
       Emperyalizm bu ülkeden tümden tasfiye edilemeden, oligarşi/faşizm baştan aşağı yıkılmadan, ne özgür ülke, ne halk için demokrasi, ne de insanca yaşam söz konusu olabilir. IMF, NATO ve tek tek emperyalistlerle yapılan açık-gizli tüm anlaşmaların yırtılıp atıldığı, topraklarımızın halklara karşı saldırı ve savaşın üssü olmadığı, komşu halklar başta olmak üzere tüm dünya halklarıyla eşit ve özgür ilişkilerin kurulduğu özgür bir ülke; kırıntıları değil, eğitimden sağlığa, barınmadan çevreye, iş güvenliğinden örgütlenmeye kadar insanca bir yaşam; halkın kendi meclislerinde söz ve karar sahibi olduğu, seçilenlerin halk tarafından görevden alındığı halk demokrasisi; işte tam ve gerçek çözüm budur!
       Halk devrimi, emperyalizmin ekonomik, siyasal, kültürel tüm kaynaklarını kurutacak, oligarşiyi yıkacak, bunların maddi zenginliklerine el koyacak, özgür bir ülkede insanca yaşam için, halkın söz ve karar sahibi olduğu, bunu halk meclislerinde örgütlediği halk demokrasisini inşa edecektir.
       O halde, Düzen Partilerine Oy Yok; Tek Yol Devrim!
       Şimdi burjuva partilerine oy verme değil, hesap sorma zamanıdır.
       Şimdi, özgür bir ülke, halk için demokrasi ve insanca yaşam için mücadele etme zamanıdır.
       Şimdi bu talepler etrafında Devrimci Kurtuluşun program ve kavgasını yükseklere çekme zamanıdır!
       Demokrasi mücadelesinde Kürt ulusunun özgürlük kavgası önemli bir yer tutmaktadır. Başka bir ulusu ezen ulus özgür olamaz. Kürt ulusu özgürleşmeden Türkiye halkı özgürleşemez; bağımsızlık-demokrasi-sosyalizm mücadelesinde iki halkın bileşik mücadelesi yaşamsaldır.
       Türkiye devrimi, yeni bunalım döneminin evrensel ve özgül sorunlarının biriktiği, kördüğüm olduğu bir süreçten geçiyor. Ancak devrimimiz bu yakıcı ve ağır sorunlar karşısında öncü bir parti ve örgütlü halk hareketinden yoksundur. Türkiye Devrimci hareketi ulusalcı-liberal-dogmatik solun basıncı altında olup politik özne değildir. Kürdistan devrimi ise, halk savaşı ekseninde gerilla ve halk hareketinin bileşkesiyle ciddi kazanımlar elde etmiştir. Yurtsever hareket bu mücadelenin öncüsü olup, Kürt ulusal sorununun çözümünde politik öznedir. İmralı süreciyle yaşanan ideolojik-politik kırılmalara, bugün “demokratik özerklik” adı altında kapitalizmi aşmayan projelere rağmen, yurtsever hareket politik bir güçtür, Kürt halkının özgürlük kavgası halkçı seçeneğinin en önemli unsurudur. Tarihsel olarak tükenen ve siyasal olarak varlığını sürdüren parlamenterizm, Kürt yurtsever hareket için, yaşanan deneylerle de sabit olduğu üzere, bir mücadele mevzisidir. Türkiye devrimi için bu aşamada parlamentoda bir muhalefetin anlamı olmasa da, Kürdistan devrimi ve Kürt ulusunun özgürlük kavgası açısından bir anlamı vardır.
       Türkiye devrimi ile Kürdistan devrimi ortadoğu devrimlerinin en önemli iki ayağıdır. İki ülke ve iki devrim arasında tarihsel, toplumsal ve siyasal bağlar vardır. Ancak iki ayrı ülke gerçeği ve bunun üzerinden biçim alan çelişkilerin çözüm biçimi ve bununla birlikte özel olarak Türkiye devriminin öznel zayıflığı başta olmak üzere öznel unsurlar, bu tarihsel ve siyasal bağı zayıflatmaktadır. Güncel siyasal süreçler üzerinden tarihsel ve siyasal bağların, devrim ekseninde doğru biçimde yeniden ve yeniden kurulması zorunludur.
       Bu noktada, Kürt ulusunun özgürlüğünde bir mevzi tutmak ve faşizme karşı demokrasi mücadelesini güçlendirmek için, Kürt yurtsever hareketine yönelik ideolojik-politik onlarca eleştirilerimize rağmen, yurtsever hareketi ve devrimci-demokrat adayları, “emek, özgürlük ve demokrasi bloğu” bağımsız adaylarını desteklemek doğru devrimci taktiktir.
       Sonuç olarak; özgür ülke, halk için demokrasi ve insanca yaşam için Devrimci Kurtuluş saflarında mücadeleyi yükseltelim; Kürt ulusunun özgürlük kavgasında bir mevzi tutmak, demokrasi kavgasını güçlendirmek için “emek, özgürlük ve demokrasi bloğu” adaylarına oy verelim!

       TEK YOL DEVRİM/YASAŞIN SOSYALİZM!
       YAŞASIN KÜRT-TÜRK HALKLARININ KARDEŞLİĞİ!
       KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!
                                          25 NİSAN 2011

EMEK VE ÖZGÜRLÜK CEPHESİ
.

 

 

sbarikat07@gmail.com
Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Şehit Muhtar Mah. Nane Sokak No: 15/3
Beyoğlu/İSTANBUL