Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

Eski Oyunun Tekrarı

Ali Abunimah
3 Mayıs 2003/ Dailystar

The Guardian gazetesinin emektar habercisi David Hirst, 1996’da Yaser Arafat’ın ilişkilerinin ısrail’i, Filistin güvenlik güçlerini Filistinli lidere karşı çevirebilecekleri korkularından bahsediyordu. Hirst’e göre kendisine bir Filistinli yetkili, ısraillilerin güvenlik güçlerine o denli "sızdığını" söylemişti ki "bazı liderler artık onlara Arafat’a oldukları kadar bağımlıydılar. Artık ısraillilerin Arafat’ın yararının kalmadığına –Arafat çok tartışıyordu- karar verme zamanı geliyordu." Yetkilinin Hirst’e söylediğine göre, "ısrailliler, Oslo anlaşmasının perde arkası, konuşmaların gizli üyesi olan Abu Mazen’i (Mahmut Abbas) Arafat’ın yerini alması için allayıp pulluyorlar ve Gazze Önleyici Güvenlik örgütü başkanı Muhammet Dahlan’a darbeyi yapması için güveniyorlardı."

Yedi yıl önce böyle korkular ve iç çekişmelerin çoğu paranoya olarak dikkate alınmayabilinirdi. ABD ve ısrail’in seçtiği Filistinli ‘başbakan’ Mahmut Abbas, Bakanlar Kurulu’nun seçimi için Arafat’la anlaşmazlığa kilitlenmişken, ben bunları yazarken kendisine ısraillilerin "alakasız" dedikleri Arafat bombalanmış karargahının molozlarına ümitsizce sarılıyor. Anlaşamadıkları nokta da Abbas’ın Dahlan’ı güvenlik başkanı yapmakta ısrar etmesi. Bu konuda Arafat’ın paranoyası haklı gibi görünmektedir. En aklı başında gözlemci bile burada bir komplo görmeye eğilim gösterebilir.

Bu günlerde Abbas ve Dahlan Amerika Birleşik Devletlerinde olumlu bir medya tarafından lanse ediliyorlar. Los Angeles Times gazetesi Abbas taraftarlarının Abbas’ın "Arafat’ın Fateh partisinin yolsuzluk geçmişinden kurtulmasına yardım edebileceğini" ümit ettiklerini yazmaktadır. Dahlan için de bir New York Times köşe yazısı "Arafat’ı, Hamas ve öteki militan grupları hizaya getirmeye zorladığı" ve, "kendisine çok saygı gösteren ısrail ve Amerikan yetkilileriyle anlaşabilen birisi" olarak anlatmaktadır.

Bu yumuşak davranış kendisini destekleyenlerin başında Tony Blair ve Abbas’ın seçilmesinden "memnun" olduğunu söyleyen George W. Bush’un gelmesiyle çakışmaktadır. Ancak, Abbas ve Dahlan’ın Filistin Otorite’sini başından beri kaplayan yolsuzlukların içinde olduklarından hiç bahsedildiğini duyamazsanız. Daha önceki bir yazımda Abbas’ın, Gazze’nin sefaletinin ortasında 1.5 milyon dolarlık bir villa yaptırdığını yazmıştım. Dahlan da kendine öyle okkalı bir villa yaptırmıştı ki bu villa Gazze’nin kumlu toprağına gömülmeye başlamış, ancak özel destekler inşa edilmek zorunluluğu doğmuştu.

Ha’aretz gazetecileri Ronen Bergman ve David Ratner’in 1997 araştırma raporunda ("Gazze’yi yutan adam", 4 Nisan 1997) bu servetin kaynaklarını yazıyorlardı. Bu rapora ve değişik başka kaynaklara da göre Dahlan, elinde tuttuğu Gazze’ye benzin ithalinin tekelinden kar etmektedir. Filistinli benzin istasyon sahipleri abartılmış fiyatlarla benzin almaya zorlanmış ve Dahlan’ın Önleyici Güvenlik Güçleri zamanlarının çoğunu ısrail tankerlerini korumakla geçirmişlerdi.

Ama daha da ciddi olan, -ve eşit değerde unutulmuş olanı- Dahlan’ın güvenlik güçlerinin, çeşitli Filistin ve uluslararası insan hakları örgütlerince içinde işkence de dahil olmak üzere ciddi hak ihlalleri yüzünden çeşitli suçlamalara hedef olmuş olması.

Daha ilk günden Abbas ve Dahlan’ın da içinden çıktığı Filistin Otoritesi’nin yolsuzluklarının seviyesi bilinmekteydi. Ancak, o Rabin, Peres, Clinton ve ‘Orta Doğu Özel Koordinatörü’ Dennis Ross’lu "güzel günler" zarfında bu yolsuzluklardan sürekli ve açıkca bahseden sadece Filistinlilerin kendileri, ve garip olarak, düşmanlarını kötü gösterecek hiçbir haberi kaçırmayan Oslo anlaşmasına karşı olan ısrailliler olmuştur. Kendisine Jerusalem Post gazetesinden Caroline Glick tarafından bu yolsuzluklara Clinton yönetiminin neden çok kaygı göstermediği sorulunca Ross, "Yani ısrailliler de bu konuyla çok fazla ilgilenmiyorlardı ki" diye yanıt vermişti. Ross tabii ki salt ısrail için önemli olan konularla ilgileniyordu ve bu konular da Rabin tarafından özetlenecek olan, Arafat’ın, ısrail’in "Yargıtay’ı ya da insan hakları grubu B’Tselem tarafından işine karışılmadan terörizme karşı" mücadele edeceği umuduydu. Filistinli kanun yapıcıların ya da liderlerin yolsuzluktan bahsettikleri için hapse gönderildiği ya da başlarına kötü bir şeylerin geldiği gerçeği bu konuya bakması için ABD’yi pek teşvik edemedi.

Yolsuzluklara hoşgörü ısraillilerin rolünde de göriliyordu. Geçen yıl Ma’ariv gazetesi, Arafat ve yandaşlarının ısrail’in Shin Bet’inde sorgulama başı olan Yossi Ginossar ile iş ve mali ilişkilerini açıklayınca müthiş tepkiler gelmişti. Başka suçlamalar bir yana, Ginossar, Arafat’ın ısviçre bankalarındaki gizli hesaplarını idare etmekle suçlanmaktadır. Pek çok ısraillinin vatana hainlik olarak kabul ettikleri bu ilişkiler için ısrail savcısı bir suç araştırmasına başlamıştır. Ancak, 1997’de Ha’aretz gazetesindeki bir rapor, Ginossar’ın Arafat’ın en yakın yandaşları için yolsuzluk ilişkilerinde kişisel aracılık yaptığı ve iki taraftan da yüzde beş aldığını yazmaktaydı. Acaba ısraillilerin bu konu yüzünden kızgınlıkları neden bu kadar gecikti?

Filistin Otoritesi’ni "barış" için "düzenlemek" paravanası altında Rabin’in formülünün sadece isimler değiştirilerek yeniden masaya sürüldüğüne şahit olmaktayız. Oslo’nun belirsiz vaatleri yerlerini "Yol Haritası"nın belirsiz vaatlerine bırakmışlardır. Abbas, Filistinlilere geleceği temsil ettiği için değil, Filistinlilerin temel haklarının ve çıkarlarının gizlice özel karlar ve ayrıcalıklar karşılığı peşkeş çekildiği bir geçmişi temsil ettiği için terfi ettirilmektedir.

Ali Abunimah Chicago’dan Filistin ve Ürdün analizcisi ve Elektronik ıntifada’nın kurucularındandır.

 


 
 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19
Adana Büro: Ali Münüf Cad. Büyük Adana İş Hanı Kat: 4/29 Adana
Tel-Fax: 0322 352 17 92