Cezaevleri ve Kamuoyu
Ezgi Tanmaz
|
26 Eylül 1999'da Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde,
devletin "sindiremiyorsan katlet" politikasına
bağlı olarak 10 devrimci tutsağın katliamı gerçekleşti.
Buca, Ümraniye, Diyarbakır, Ulucanlar buna sadece bir
örnek. Dün ve daha öncesinde yaşanılanlar, bugün ve
yarın da yaşanmaya devam edecektir. Bu katliam sonrasında
İstanbul, Adana, Ankara, İzmir ve daha bir çok ilde
eylemler gerçekleştirildi, daha doğrusu gerçekleştirilmeye
çalışıldı. Çalışıldı çünkü; hiç bir toplumsal muhalefeti
kabul edemeyen devlet, yine güvenlik güçleriyle her
zamanki yerini almıştı.
ANKARA: Ulucanlar Cezaevi'nin önünde beklemekte
olan aileler, katliamdan bir saat önce gözaltına alındılar.
Pazar sabahı, katliamı duyan tutsak yakınları Anadolu'nun
dört bir yanından Ankara'ya aktılar. Evlatlarına destek
olmak ve onlardan bir haber alma umuduyla biraraya gelen
aileleri polis gözaltına aldı. 27 Eylül pazartesi günü,
tutsak yakınları, demokratik kitle örgütleri, sosyalist
basın, siyasi partiler Kızılay Meydanı'nda basın açıklaması,
ardından oturma eylemi yaptılar. Eylemden sonra aileler
ve avukatlar, yaralıları görebilmek için Ankara Numune
Hastanesi'ne gittiler. Her aileden bir kişi yakınını
görebildi. Devlet yaptığı katliamın vahşetini ve kendisinin
kanlı ellerini gizlemek için avukat ve ailelerin otopsiye
katılmasına izin vermedi. Katliamda yaşamını yitiren
tutsakların fotoğraflarını taşıyan aileler, 29 Eylül'de
cenazeleri almak için Adli Tıp önünde uzun süre beklediler.
Bu gergin bekleyişten sonra tutsaklardan Ahmet Savran'ın
cenazesi Aydın'a, Aziz Dönmez'in cenazesi Tokat'a, Zafer
Kırbıyık'ın cenazesi Adana'ya götürülmek üzere polis
ablukasında yola çıkarıldı. Önder Gençaslan, Mahir Emsalsiz,
İsmet Kavaklıoğlu'nun cenazeleri ise akşam 19:30'da
toprağa verildi.
İSTANBUL: 26 Eylül Pazar sabahı, olayı duyan
tutuklu yakınları Ümraniye, Bayrampaşa Cezaevi kapılarında
kilitlendiler. Özgür Barikat çevresi olarak biz de Ümraniye
Cezaevi önündeydik. Her an patlamaya hazır bir mayın
gibi, gergin bir bekleyiş içindeydik. Akşama doğru Bayrampaşa
Cezaevi önündeki tutsak yakınlarına polis saldırdı.
Ümraniye'deki bekleyiş 27 Eylül Pazartesi günü polisin
saldırdığı ana kadar sürdü. Bu sırada ailelerden bazıları
gözaltına alındı. Diğerleri ise İHD'de bir araya geldiler.
Gözaltına alınanlar dövülerek, yerlerde sürüklenerek,
her türlü şiddete maruz kalarak götürüldüler. 28 Eylül
Salı günü, İHD'nin organizesiyle bir araya gelip 12.30'da
Sultanahmet Meydanı'nda basın açıklaması yapmak isteyen
kitleye polis saldırdı. Basın açıklamasını okumak isteyen
İHD İst. Şb. Başk. Av. Eren Keskin ve bir grup avukat,
İHD yöneticisi ve üyesi insanlar gözaltına alındılar.
Kitlenin toplanmasına dahi izin vermeyen polis, şüpheli
nitelendirmesiyle meydana ulaşmaya çalışan insanlarla
birlikte toplam 100 kişiyi gözaltına aldı. Av. Eren
Keskin ve beraberindeki 5 avukat aynı gün geriye kalanlar
ise ertesi gün serbest bırakıldı. 29 Eylül Çarşamba
günü, devrimci-demokrat insanlar, tutuklu yakınları
Sirkeci Postanesi'nden l2:30'da toplu olarak telgraf
çekme kararı aldılar. Fakat polisin aynı tutumuyla karşılaştılar.
Ancak İHD'den 20 kişilik bir grup telgraf cekebildi.
Aynı gün öğle saatlerinde polis İHD'ye baskın düzenledi.
Arama yapıp, ortalığı savaş alanına çevirdikten sonra
gitti. 30 Eylül Perşembe günü, cenazesi bir önceki akşam
polis tarafından kaçırılarak gömülen Ümit Altıntaş'ın,
yakınları, dostları, yoldaşları ve DKÖ'ler, l2:30'da
Karacaahmet Mezarlığı'nda temsili anma yapmak amacıyla
biraraya geldiler. Karşılaştıkları tutum, Ulucanlar'daki
zihniyetten farklı değildi. Yine kan aktı, yine gözaltılar
yaşandı. Genç, yaşlı, ana-baba demeden coplar indirildi.
2 Ekim Cumartesi günü, Anadolu Yakası Demokrasi Platformu
ve tutsak yakınları l2:30'da Kadıköy İskele Meydanı'nda
basın açıklaması yapmak istediler, bunun için biraraya
gelmeyi denediler. Ama polis, kimlik kontrolü yaparak
"şüpheli" gördüğü kişileri yaka-paça gözaltına
aldı. İnsanların alanlarda toplanmasına, çığlıklarını
yükseltmesine izin verilmedi.
MALATYA: 30 Eylül'de Malatya'ya götürülen Abuzer
Çat'ın cenazesi, dostlarının katılımıyla toprağa verildi.
Polisin cenazeyi kaçırma çabaları boşa çıkartıldı. Dostları
Abuzer'i zılgıtlarla uğurladı. Mezar çıkışında 8 kişi
gözaltına alındı ve bir süre sonra bırakıldı. Cenazeye
katılan kitle yaklaşık 750 kişiydi.
ADANA: Eylemler başladıktan sonra Pazar günü İHD'de
tutsak yakınları, sosyalist basın (Özgür Barikat, Kızılbayrak,
Alınteri ve Atılım) ve İHD yöneticileri toplandı. Gelişen
olaylar ve yapılabilecekler hakkında kararlar alındı.
-Pazartesi İHD'de basın açıklaması yapıldı.
-Salı günü İHD'de tutsak yakınları, sosyalist basınında
katıldığı toplantıda, çarşamba günü Ceyhan Cezaevi önünde
basın açıklaması yapılması kararı alındı.
Çarşamba günü yaklaşık l00 kişilik bir kitle Ceyhan
Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Tutsak yakınları,
sosyalist basın ve İHD yöneticileri, polisle gergin
anlar yaşadı. Bu eylemden sonra tekrar değerlendirme
toplantısı yapabilmek için İHD'ye gidildi. Perşembe
günü KESK insan hakları ihlalleriyle ilgili dönem sözcüsü,
Eğitim-Sen'de saat l2:45'te bir basın açıklaması yaptı.
20 kişilik bir grup açıklamaya katıldı. Ayrıca KESK'e
toplantıya katılması çağrısı yapıldı. Yine aynı gün
saat l8:00'de sosyalist basın, Tutsak yakınları ve İHD'nin
çağrılarıyla DİSK, KESK, tutsak yakınları, Tunceliler
Derneği, Sosyalist Basın (Özgür Barikat, Alınteri, Kızılbayrak,
Atılım), Halkevi,Tuayder, Dayanışma Derneği, EMEP, İHD,
HADEP, Emekli-Sen, SİP, Genel-İş 2 No'lu Şube ve Bölge
Konut İşçileri Sendikası'nın da katılımıyla 40 kişilik
bir toplantı yapıldı. Bu toplantı sonunda cuma günü
sokakta eylem kararı alındı. Cuma günü İHD'de cumartesi
ile ilgili toplantı yapıldı. Cumartesi günü saat ll:00'de
İstasyon Meydanı'nda toplanıldı. Cezaevlerindeki eylemlerin
bitmesinin rehavetiyle katılımda inişler göze çarptı.
Yine polisle katılanlar arasında gerginlikler yaşandı.
Pazar günü Kabasakal Mezarlığı'nda, sosyalist basın
ve tutsak yakınlarının da içinde bulunduğu 20 kişilik
bir grup Zafer Kırbıyık için bir anma yaptı.
İZMİR: 2 Ekim Cumartesi günü İHD, ÇHD, Eğitim-Sen,
HADEP, ÖDP, EMEP İzmir İl Örgütleri ortak bir basın
açıklaması yaparak, Ulucanlar Cezaevi'nde yapılan katliamın
haklı gösterilme çalışmasını kınadıklarını belirttiler.
4 Ekim Pazartesi günü İzmir'de Ulucanlar Cezaevi'nde
katledilen Nevzat Çiftçi'nin cenazesinin toprağa verilmesi
sırasında polisle gergin anlar yaşandı. Gözaltına alınmalar
ve tutuklanmalar oldu.
TOKAT: Halil Türker'in cenazesi, 27 Eylül'de
dostları ve avukatları tarafından Tokat'a götürüldü.
Şehrin girişinde polis, cenaze arabasını durdurdu ve
cenazeyi kendi kontrolü altında gömmek istedi. Fakat
ailesi buna izin vermedi. Sabah saatlerinde ailesi cenazeyi
alarak, Merkez Ali Mezarlığı'nda toprağa verdi. Bu arada,
polis terör estirmekten de geri kalmadı. Defin olayından
önce Halil'in evinde Samsun Partizan Dergisi temsilcisi
Ufuk Balçık'ı gözaltına aldı ve sonra serbest bıraktı.
Aziz Dönmez'in cenazesi de Tokat'ta toprağa verildi.
|