Barikatlardan
Yükselen Sesimiz Susmayacak!..
|
DGM'ler eliyle basına yöneltilen "susturma"
kampanyasının somut sonuçlarından biri de dergimiz BARlKAT'ın
şahsında yaşandı.
Dergimizin 1. ve 2. sayılarında yayınlanan iki yazıdan
dolayı hakkımızda dava açılmış ve bu sayılarımız DGM
savcılığı tarafından toplatılmıştı. Bu ülkede bir boşanma
davası bile yıllarca sürünürken, nedense hakkımızda
açılan bu davalar adeta jet hızıyla sürdürülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Sonuç olarak 14/10/1992 tarihinde DGM'de görülen bu
iki ayrı davada dergimiz sahibi ve yazı işleri müdürü
Zekeriye ÖZDİNÇ hakkında iki kez 5'er ay hapis ve dosyaların
birinden 982 476 453 TL, diğerinden ise 41 666 666 TL
para cezalan verilmiştir. Yani toplam 10 ay hapis
ve l milyar 24 milyon 143 bin 119 TL. gibi astronomik
olmanın ötesinde Astrokomik bir cezaya hükmedilrniştir.
Yazıların birisi "20 Ekim Seçimleri"yle ilgili,
diğeri ise kürt sorunu ile ilgilidir. Bu ülkede Genel
Kurmay Başkanı'nından nüfus memuruna dek herkes "Kürt
Sorunu" üzerine görüş açıklamakta birbiriyle yarışırken,
artık bunun gerçekten bir "sorun" olduğu sokaktaki
adam açısından bile çok net iken, sosyalist basına aynı
konuda yağdırılan cezalar kuşkusuz bir ikiyüzlülük göstergesidir.
Bu türden cezaların özellikle "topyekün mücadele"
teorilerinin ortaya atılmasından ve istanbul Valiliği'nde
yapılan bazı karanlık toplantılardan sonraya rastlaması
ayrıca dikkat çekicidir. Aslında bu durum sosyalist
basının belirli bir çerçevede oturup bazı şeyleri tartışmasını
da zorunlu kılmaktadır. Çünkü bu yapılan hiç kuşku yok
ki BARlKAT'a yönelik çok çok özel bir muamele değildir.
Bazı yerlerde bazı kararlar alınmıştır ve yaşanan olgu
bu kararların hayata geçirilmesidir. Dolayısıyla yakın
gelecekte başka yayın organlarına da benzeri cezalann
yağdırılması beklenmelidir. Çünkü bu olaya sıradan bir
adli vaka gibi bakmak mümkün değildir, sözkonuzsu olan
şey "haraç"tır. Özellikle "top yekûn
mücadele" kararlarından sonra sosyalist basının
bütün biçimlerde susturulması, artık bir zorunluluk
olmuştur. Yalnızca uygulama biçimleri zaman zaman farklılaşmaktadır.
Kimi zaman gözaltılar ya da daha dün GERÇEK muhabiri
Namık TARANCI'ya yapıldığı gibi doğrudan suikastler,
kimi zaman ise "komik" düzeylere varan para
cezalan... Özellikle "iç harekat" çığlıklarının
atıldığı bugünlerde bir sessizlik istenmektedir ve sessizliğin
sağlanması işine de önce sosyalist basından başlanmıştır.
Ki zaten burjuva basının büyük bölümü öteden beri olduğu
gibi bugün de her koşulda "Milli Takım" ruhuyla
katliamları alkışlamaya hazırdır.
Elbette, ne BARiKAT, ne de sosyalist basının diğer temsilcileri
bu baskılardan ürkerek görevini yapmaktan geri kalacak
değildir. Artık saçmalık düzeyine varan bu cezalar BARlKAT'ın
susturulması için yeterli değildir.
Bizler, BARiKAT çalışanları olarak çok net biçimde yeniden
söylüyoruz: "Ceza"nın ve saldırının hiçbir
biçimi bizi görevlerimizden alıkoyamayacaktır. BARiKAT
bütün bu baskıların hesabını yaparak yayın hayatına
başlamıştır ve baskılardan ötürü söyleyeceğimiz sözleri
hafifletmek niyetinde değiliz, inandığımız çizgide yürüyoruz
ve yürümeyi sürdüreceğiz...
***
BARİKAT'ın 7. Sayısı da toplatıldı.
Bu defaki toplatma diğerlerinden daha farklı oldu. 7.
Sayı, zaten teknik olarak hatalı basılmış bir sayıydı
ve bizler tümüyle yeni bir mizanpaj yapıp yeniden basmayı
düşünüyorduk. Dolayısıyla satış ve dağıtımı sözkonusu
değildi. Durum bu noktadayken dergide yer alan bir mektup
gerekçe gösterilerek toplatma kararı çıkarıldı ve dergilere
el konuldu. Bir grup Çerkez tarafından imzalanmış ve
Çerkezleri kardeş Kürt halkına karşı askerlik yapmamaya
çağıran mektuptan ötürü hangi maddelerden dava açılacağı
şimdilik merak konusu...
Toplatmalar, baskılar, "haraç" düzeyinde cezalar...
Sonuç olarak biz görevimizin başındayız ve işimizi sürdürmeye
kararlıyız.
Belki henüz yeni... Ama sağlam bir BARlKAT'ın üstünden
sizlere sesleniyoruz. Ve baskılar ne olursa olsun bu
onurdan vazgeçmeye niyetimiz yok...
BARİKAT ÇALIŞANLARI
|