Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

1.9.1993'te kurulup kapatılan İSTANBUL SKD'nin başkanı 2,5 ay Mamak Askeri Cezaevi'nde tutuklu kalıp kısa bir süre önce tahliye olan ve davası hala süren Arif Hikmet İyidoğan ve 1.9.1994'te kurulma çalışmaları devlet tarafından engellenen SKD'ninbaşkanı Fatma Güresin ile SKD üzerine yaptığımız röportajı sunuyoruz.

Barikat: Herkes savaş karşıtıyım diyor. Ancak yerine getirmiyor. Savaş karşıtlığı sadece söylemde kalan boş bir kavram haline getiriliyor, iktidardakiler bu söyleme öylesine sahtekarca sarılıyorlar ki, gerçekte barış karşıtlığı olan bu tür "savaş karşıtlığı" bir baskı aracı olarak kullanılabiliyor. Size göre savaş karşıtlığı ne demek? Savaş karşıtı kimlere diyebiliriz?
A. İyidoğan: Savaştan çıkarı olmayan herkes savaş karşıtıdır. Aslında gereği yerine getirilirse bu cümle savaş karşıtlığını da tanımlıyor. Savaştan çıkarı olmamak!
Soru: Savaş Karşıtları Derneği neyi hedefliyor?
Fatma Güresin: Savaş Karşıtları Derneği savaşları ve savaşı yaratan nedenleri ortadan kaldırmayı hedefler. Bu anlamda, savaşları ortadan kaldırmayı isteyen farklı kimliklerdeki bireyler dernek yapısı içinde yer alabilir, almıştır da. Öncelikli olarak ülkede yaşanan Türk ve Kürt halklarını birbirine düşman haline getirmeye başlayan savaşı ortadan kaldırmak, sona ermesi için üzerimize düşenleri yerine getirmek temel amacımız. Ayrıca Ruanda'da , Bosna-Hersek'te,
Balkanlar'da yaşanan halkların kendi insiyatiflerinin dışına çıkmış, silah tekellerinin sürekli pazarları haline dönüşmüş olan savaşlara da karşı çıkıyoruz.
Savaştan hiçbir çıkan olmayan herkesin bir araya gelerek, banşçı politikalar üreteceği bir yer olmalıdır SKD. Barışı soyut bir düş gibi algılamayan, banşı halklann eşit, sevgi dolu, ortak bir payda da buluştuğu bir ortam olarak kabul eden savaş karşıtları bu düşüncelerin uygulanması için gerekli çabaları göstermeyi hedeflemiştir.
Soru: (Savaş Karşıtlan Derneği'nde kapatılan ve bildiğimiz kadarıyla kuruluş çalışmalan sürekli devlet tarafından engellenen SKD'de hangi eğilimler var?
A. İyidoğan: Ortak paydalarda biraraya gele sosyalistler, kendilerini savaş karşıtlığına yakınhisseden anarşistler, şiddet karşıtlan, olaya insani duygularla yaklaşıyorum, insanlann katledilme- sini doğru bulmuyorum diyerek gelen var.
Soru: SKD'nin yürüyüşü nerede ve nasıl başladı?
A.İyidoğan: SKD ilk olarak 1992 yıl izmir'de kuruldu. Dernek başkanı Aytek Özel olan dernek, tüzüğündeki "anti militarizm” sözcükleri ne demek diye açıklama yapılması istenen belgeye zamanında cevap verilmediği için dava açılarak mahkeme kararıyla feshedildi. Daha sonra izmir Savaş Karşıtları Derneği kuruldu. Bu dernek halen açık ve çalışmalarına devam ediyor, (Adresi 1468 sok. No: 14 Alsancak-İzm) Dernek başkanlığını Osman Murat Ülke yürütüyor.
Soru: Bu derneğin kuruluş sürecinde haklı savaş haksız savaş tartışmaları yaşandı. Bu konudaki gelişmeleri açar mısınız?
A. İyidoğan: Evet, doğru haklı savaş-haksız savaş tartışmaları o zamanlardan başladı. İlk çalışmalan yapanlar eskiden KARA dergisini çıkaran anarşistlerdi. Buna sosyalistlerin ve vicdani redçilerin de çabaları eklendi. Genel savaş karşıtı olmak gerekiyor, düşüncesiyle dernek kuruldu. Esas kaygı merkezi yapı olmasın bağımsız bir yapı olsun görüşü ile Derneğin yayın organı olan BAKAYA 8 sayı çıktı. Bakaya'dan dolayı çeşitli yargılamalar oldu.
Aynı türden tartışmaları ist. SKD’de yaşadık. Genel olarak savaş karşıtı olmak gerekir dendi ve dernek kuruldu. 1993 Yılının 1 Eylül'ünde, yani Dünya Banş Günü'nde kurulan ist. SKD'nin başkanı ben oldum. Hukuksal işlerle uğraşılmaya başlandı. Kırk civarında kişi ile yaptığımız çalışmalardan merkezi yapı karan çıktı. Kalıcılık ve genişlik açısından ben derneğin merkezi yapısı olsun istiyordum. Ben ve benim gibi düşünenler, gerekirse tüzük değişikliği yapılır diyerek fazla ısrarlı olmadık. : Tartışmalan bitirmek diye bir düşünce yok. Haklı savaş-haksız savaş tartışmasında eğilimler ve bireyler var. Nerede ayrışabiliriz diye değil nerede birleşebiliriz diye düşünüyorum. Dernek bu savaştan çıkarı olmayan herkesi kapsamalı. Bölgede süren savaşın durmasını diyen herkese de açık.
Bu arada dernek kurulurken yer bulma, derneğin kurucularının oluşturulması gibi sorunlar da yaşadık.
Barikat: Bu zorlanmalarda etkili olan faktörler nelerdi?
A. H. İyidoğan: Özellikle anarşistler, kurumlaşma içerdiği için bu gelişmelere karşı çıkıyorlardı. On kişinin dışında herkes değişiyordu. Sonuçta yedi kişiyle yönetim kurulunu oluşturduk. Dernek kurulduktan hemen sonra kuruluş bildirimini almak için emniyete gittiğimde polisler beni gözaltına aldılar. Daha sonra açılan davadan beraat ettim. Kuruluş bildirimi hiç verilmedi. Dernek tüzel kişilik kazanıyor ama örneğin kuruluş bildirimi verilmediği için para toplanamıyordu. 17 Mayıs 1994'te yaptığımız "Zorunlu Askerliğe Hayır" konulu basın toplantısından hemen sonra dernek kapatıldı. Ve bir kaç dava birden açıldı. Davalar devam ediyor.
Barikat: Yeniden kurma çalışmalarının sonucu ne oldu? onu da açıklar mısınız?
A. H. İyidoğan: 1 Eylül 1994'te yeniden Savaş Karşıtları Derneği'nin kuruluşu için başvuruda bulunduk. Yaklaşık bir ay sonra hukuk dışı bir yaklaşımla "böyle bir dernek kurulamaz" dediler. 27.9.1994'te tüzüğümüzün amaç maddesinde geçen "savaşa, ırkçılığa, sömürgeciliğe, şovenizme ve militarizme karşı mücadele etmek, militarist kültür yerine alternatif barışçı ve özgürlükçü bir kültür yaratmaktır." cümlesini 2908 sayılı kanunun 5/4 maddesine, Anayasanın 72. maddesine ve 111 sayılı kanunun 1. maddesine aykırı bulup derneğin kurulmasının mümkün olamayacağını belirttiler, istanbul valiliği, İçiçleri Bakanı ve Emniyet Genel Müdürünün talimatını gerekçe göstererek kuruluş evraklarımızı 7.10. 1994'te iade etti. Şimdi üçüncü defa derneğin kuruluş çalışmalarını yürütüyoruz.
Soru: Diğer ülkelerde savaş karşıtlığına yönelik araştırmalarınız ya da ilişkileriniz var mı?
A. H. İyidoğan: Uluslararası savaş karşıtları var WRI (War Resistance Internabtional) 1800'li yıllarda kurulmuş. Birinci Dünya Savaşı sırasında ingiltere'de 2000 kişi vicdani gerekçelerle askere gitmeyeceklerini açıklayarak ciddi bir çıkış yaparak çarpıcı bir örnek oluşturuyorlar. Her ülkede ayrı ayrı olan Barış örgütleriyle birlikte WRI Uluslararası Savaş Karşıtlan'nın ciddi çalışmaları halen etkili olarak sürüyor/ sürdürülüyor.
Soru: Savaş karşıtlığı etik bir tepki mi?
Fatma Güresin: Elbette böyle bir yanı var, insanların/ toplumların eşitlik, özgürlük temelinde varolabilmeleri için gerekli koşullar yaratılırsa, savaşlara gerek kalmayacağına göre, savaşa karşı olmak ahlaki bir yan da taşıyor.
Soru: SKD'nin kitleselleşmek gibi bir kaygısı var mı?
A. H. İyidoğan: S.K. Derneklerinin çalışmaları ülkemizde henüz bir kaç yıldır sürüyor. Bu yüzden çalışmalara aktif olarak katılanların sayısı az. Fakat daha önce de belirttiğim gibi savaştan çıkarı olmayan herkes savaş karşıtıdır doğal olarak. Bundan da anlaşılacağı gibi potansiyelimiz çok geniş. Günümüzde duyarlı olan kesimler yaptığımız çalışmalarla ilgileniliyor, bir çoğu da destek veriyor. Elbetteki kitleselleşmek gibi bir isteğimiz var. Çünkü biliyoruz ki savaş çığırtkanlığı ancak geniş kesimlerin tepkisiyle bertaraf edilebilir.
Fatma Güresin: Ben de bu konuya eklemeler yapmak istiyorum. Öncelikle "bölge"de yaşanan savaşı durdurmayı hedeflediğimize göre kitleselleşmeden bunu başarmanın imkanı yok. Özellikle savaşta devletin yanında yer alan ve son yıllarda şovenist milliyetçi tabanı güçlenen Türk halkının devlete verdiği desteği kesmesi gerekir. Bu savaştan yoksul insanların bir çıkarının olmadığı çok açıktır. Bu nedenle özellikle Türk halkının içinde kitleselleşme hedefimiz var. Savaşa karşı olan tüm kesimleri ortak bir noktada buluşturarak kitleselleşmek mümkündür.
Soru: "Vicdani red" olgusunun SKD'deki yeri nedir?
Vicdani red-zorunlu askerliğe karşı olmak-SKD'nin çalışmalarında öncelikli bir çalışma mı, temel amaç mı?
A.H.İyidoğan: Vicdani reddin tanınması yani zorunlu askerliğin kaldırılması yaptığımız çalışmaların sadece bir yönü Nedir vicdani red? Bu kavram ülkemizde yeni yeni kullanılmaya başlanmıştır. Gerekçesi ne olursa olsun vicdanca yapmak istemediği askerliğin zorunlu olmaktan çıkarılmasıdır vicdani reddin tanınması. Avrupa ülkeleri içinde Türkiye ve Yunanistan hariç diğer ülkelerde vicdani red hakkı tanınmıştır. Vicdani red, çeşitli nedenlerle askerlik yapmamak silah kul- lanmamak gibi düşünceleri içinde barındırıyor,
Soru: Vicdani reddin kökeni tarihin gerilerinde sanıyorum.
Fatma Güresin: 18. yüzyıla kadar iniyor. Tarikatlar dini inançları nedeniyle askerliğe karşı çıkıyorlar, Türkiye’de yaşanan savaşın ulaştığı boyutlarda, zorunlu askerlik uygulamasına bir tepki var. Ancak bu, tam olarak vicdani red istemine denk düşmüyor. Vicdani red ya da zorunlu askerliğe hayır da denebilen talepler, bizim dernek çalışmaları içindedir, kapatılan ist. SKD'nin ilk kitlesel çalışması da "zorunlu askerliğe hayır" denilen basın açıklamasıydı ve bu nedenle kapatıldı. Üye ve yöneticiler tutuklandı cezaevlerinde yattılar ve yargılanmaları sürüyor. Bu konuda basın açıklamalarıyapmak, askeri mahkemelerde yargılanan kişilerin duruşmalarını izlemek, onlara destek vermek, bu duruşmaları kamuoyuna ulaştırmak için bir araç olarak kullanmak, kamuoyu yaratmak temel çalışmalarımız olacak. Ayrıca askeri yargının: yargının bağımsızlığı, tekliği gibi temel hukuka ters düşen yönleriyle ilgili çalışmalar yapmak ve bu konunun kamu gündemine girmesini sağlayabilmek de temel hedeflerden biridir.
Soru: Bütün bu çalışmalara rağmen "zorunlu askerliğe hayır" çalışmaları basına ve kamuoyuna daha çok yansıdı ve de şimşekleri üzerine çekti. Bu çalışmanın en zor yanı da devlet eliyle geliştirilip yerleştirilmiş, gelenekselleşmiş bir benimseyiş var. Asker olmayı, adam olmakla, erkek eş tutan ve askerliğini yapmayanlara küçümseyerek bakan bir kültürle de mücadele gerekiyor.
A.H. İyidoğan: İST. SKD'nin amacı tüzüğünde şöyle ifade ediliyordu. "Militarizme, ırkçılığa ve savaşa karşı çıkmak, militarist kültür yerine alternatif özgürlükçü, barışçı bir kültür yaratmaktır," sanınm oldukça açık bu tanım. Bu amaç doğrultusunda biz, dernek yararına; tiyatro oynattık, al-ternatif kültür yaratmaya önce kendimizden başlamak düşüncesiyle, insanlararası ilişkilerin nasıl olması gerektiğine dair Kıbrıslı şair Neşe Yaşın'ın katkılarıyla iç eğitim yaptık. Çeşitli konularda basın açıklaması vb. etkinliklerde bulunduk. Yani çok çeşitli konularda faaliyet göstermemize rağmen "zorunlu askerliğin kaldırılması" (vicdani red) çalışmamız basına ve kamuoyuna daha çok yansıdı. Çünkü militarist bir yapı, başta iktidar organları olmak üzere toplumumuzun her
yapısına sinmiş durumda. Sizin de belirttiğiniz gibi anti militarist bir çalışma yapmak, hele de bu askerlikle ilgiliyse bütün şimşekleri üzerinize çekiyor. Bu yüzden sanki sadece "vicdanired"le ilgili çalışmalar yapıyormuşuz gibi bir izlenim doğuyor.
Biz ise bütün alanlardaki çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Soru: Bu çalışmalarda örneğin zorunlu askerliğe karşı ilanlara ulaşılabiliyor mu? Ulaşmak için neler yapılıyor?
A.H. İyidoğan: Hem vicdani red hem de diğer çalışmalanmızla ilgili ulaşmak istediğimiz kesimlere henüz tam ulaşabilmiş değiliz. Yalnız mesajlarımız istediğimiz düzeyde olmasa bile yerine gidiyor diye düşünüyorum. Eğer örgütlenmemizi doğru yaparsak bu mesajların cevabını alacağımıza inanıyorum. Bu konuda neler yaptığımıza gelince ilk olarak en kısa zamanda "Barış" adıyla bir dergi çıkarma çalışmalanmız var. Derginin bizim daha geniş kesimlere ulaşmamızı sağlayacağına inanıyoruz. Özellikle ölen gerilla ve asker annelerinden oluşan bir "Analar Komisyonu" oluşturmak, savaşın getirdiği sorunları çözebilmek için bir rehabilitasyon merkezi kurmak gibi projelerimiz var.
Soru: SKD ya da SK sözünü ettiğiniz çalışmalar açısından teorik zemini yeterli buluyor mu?
A.H. İyidoğan: Ülkemizde daha önceleri de savaş karşıtlığı ve barış üzerine çalışmalar yapılmasına rağmen bugün teorik düzeyde çok yetersiz durumdayız. Hem ülkemizdeki ve dünyadaki son gelişmeler hem de "vicdani red”din burada yeni olması teorik düzeyde epeyce bir çalışma yapmamızı zorunlu kılıyor.
Soru: Kürdistan'da yaşanan savaşa ilişkin pratik alışmalarınız hangi zeminde yürütülüyor?
A.H. İyidoğan: Analar Komisyonu projesi yanında iHD'nin dikkate alarak savaşın getirdikleri ile ilgili bilançoları açıklamak, insan Haklan Vakfı (İHV) ile ilişki kurarak savaşta hem fizik hem de psikolojik açıdan sorunları ortaya çıkarıp çözebilmek amaçlı rehabilitasyon merkezi kurma hedeflerimiz arasında ve bunlara yönelik ön çalışmalarımız söz konusu.
Soru: Kendinize geçmiş olarak daha doğru bir ifadeyle herhangi bir süreci kaynak bir süreç olarak alıyor musunuz? 68 öğrenci hareketlerinin bir uzantısı olma psikolojisi ya da bir ilişki kurma potansiyeli var mı?
A.H. İyidoğan: 68'lerdeki öğrenci hareketleriyle doğrudan bir bağımız yok. Bugüne kadar savaş karşıtlığı ve barış doğrultusunda yapılan tüm çalışmaları ve özellike 1980 öncesindeki Barış Derneği'ni kendi geçmişimiz olarak kabul ediyoruz.
Soru: Savaş karşıtlığı akla hep nasıl bir barış istendiğini de getiriyor. Haklı savaş haksız savaş tartışmaları gözlemlediğimiz kadarıyla başlangıçta oldukça ön plandaydı ve hatta şiddet karşıtları adıyla bir grup sizden ayrıştı. Sonra dağıldılar ve bir kısmı tekrar SKD çalışmalarına eklemlendi. Evet önce nasıl bir barış?
Fatma Güresin: "Savaş Karşıtlığı" insanlarda genellikle negatif algılamalara yol açıyorsa da teoride savaşa karşı olmanın yanı sıra nasıl bir barış istendiği de altı doldurulması gereken kavramlar olarak karşımıza çıkıyor. Sadece "barış" istemek yeterli olmuyor. Bu barışın, şiddet yoluyla tarafları ortadan kaldırarak seslerini keserek olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle sadece savaşa karşı olmak değil, barışın nasıl olacağı koşullan da bizim çalışma alanlarımız içerisindedir. Ayrıca temel amaçlarımız arasında barışçıl, şiddeti içermeyen alternatif kültürler yaratmak da var. Bunun için kişiler, toplumlar arası iletişimi sağlamaya yarayacak çeşitli çalışmalar, kültürel etkinlikler düzenlemek yöntemlerimiz arasında yer alıyor.
Buna bağlı olarak PKK'nın ateşkes önerisinin devlet tarafından dikkate alınması ve "ülke"de süren savaşın sona ermesi, eşitlik ve özgürlük temelinde bansın gerçekleşmesi için imza kampanyası başlatıldı.
Her ikinize de çok teşekkür ederiz. Mücadelenizde başarılar diliyoruz.
-Biz teşekkür ederiz.

 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19