Sizin Düzeniniz Bu...
Sizin İğrenç Düzeniniz
|
Çürüdükçe insanımızı da çürüten düzen pisliğni saçmaya
devam ediyor... Her gün TV'lerden, boyalı gazetelerden
allayıp pulluyorlar düzeni, ama yetmiyor! Çünkü, gazetelerden
ve TV'lerden ne kadar çok yalan söylenirse söylensin,
bilim yalan söyleyemiyor. Bilim, somut hayatın, yaşadığımız
gerçekliğin ifadelendirilmesine yol açıyor ve döküm
haline gelen sayılar yüzümüze çarpıyor.
Üstelik, resmi rakamlar da çok önemli değil burada.
Birazcık namus, kendine bilim adamı diyen her insanı
daha gerçekçi olmaya itiyor. Sözgelimi Bakırköy Ruh
ve Sinir Hastalıkları AMATEM Birim Şefi Doç. Dr. Mansur
Beyazyürek, böyle yapmak zorunda kalıyor: Resmi olarak
10-15 bin civarında olduğu söylenen Türkiye'deki "uyuşturucu
bağımlıları" sayısının gerçekte 150-300 bin olduğunu
söylemeyi gerekli buluyor. Avrupa Konseyi Grubu'nun
bir çalışmasında söylüyor bunları Beyazyürek. Nasıl
bir gariplikler ülkesinde yaşadığımız da böylece ortaya
çıkıyor aslında. Resmi rakamlarla gerçeklik arasındaki
bu uçurum düzeyindeki farka her zaman her konuda rastlayabiliyoruz.
Enflasyon oranında, savaş kayıplarında, kolera vakalarında,
AiDS'ten ölenlerin sayılarında... vb., vb... Tam bir
ikiyüzlülük, her köşeden sızıp taşıyor...
Ama ne olursa olsun, gerçek yine de gizlenemiyor...
Tekeller düzeninin insanımızı ne hale getirdiği, onu
nasıl çaresizleştirip çürüttüğü her adımda gelip önümüze
somut verilerle çıkıyor ye zaten biz onu sayıların dilinden
önce yaşamdaki gözlemlerimizle farkedebiliyoruz. Kentin
bütün köşelerinde patlamaya hazır tiner deposu haline
gelmiş çocukları nasıl görmezlikten gelebiliriz ki?
Kentin "uçurum çocukları" dır onlar. Sayıları
artık hesaba gelmez ama sayın yöneticiler için yokturlar
yine de. Onlar uyduruk Polisiye TV "haberci"lerinin(!)
malzemeleridirler. Bir an gösterilirler bize ve sonra
yine terkedilmişliklerine geri itilirler.
Çürüyorlar ve insanımızı çürütüyorlar. Yoğun bir karanlığın
içine sığdırıyorlar bütün bu rezilliği. Giderek bizim
bile temizlemekte zorlanacağımız ölçüde büyük bir çamur
deryası yaratıyorlar, gencecik insanlarımızın gövdelerinin
üzerine basarak...
Ama, tarihin trajedisidir, diri güçler de işte tam bu
rezilliğin ortasında yeşerip boy veriyorlar. Ülkenin
tek şansı ve tek umudu olarak... Nihai sözü de, her
zaman olduğu gibi onlar söyleyecek, kaldırım taşlarının
diliyle...
|