Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

 

Sivas olayları davası bitti...
Nasıl biteceğini herkes biliyordu ve doğrusu kimse de fazla şaşırmadı. MGK güdümlü hukukun sınırları konusunda ham hayaller besleyenler vardıysa da herhalde artık birşeyleri anlamışlardır. Devlete güvenlerini yitirmemek için direnen Alevi "yurttaş"lar da belki farkına varmıştır bazı şeylerin...
Bir ayaklanma gerçekleştirildi Sivas'ta, insanlar canlı canlı yakıldılar ve bütün bunları yaptıklarını hiç de inkâr etme gereğini duymayan sanıklar DGM hukukunun o engin hoşgörüsünden faydalandırıldılar. Duvara yazı yazarken yakalanan liseli çocuklara "örgüt üyeliği"nden verilen onbeş yıl ceza, Sivas sanıklarına bir katliamın karşılığı olarak "uygun" görüldü. Gerçi, bundan da hoşnut olmadı katliamcılar, böyle "korkunç"(!) bir cezaya isyan ettiler. Öyle ki, mahkeme heyeti salondan nasıl kaçacağını şaşırdı. DGM mahkemesinde DGM heyeti ciddi ciddi bir "can güvenliği" sorunu yaşadı...
Tabii ki, öncelikle bu verilen cezanın "caydırıcı" olma tehlikesi hesaplandı. Öyle ya, tutup çok ağır cezalar verirsen, daha sonra bu memlekette katliam yapmak için kimde ağız tadı kalır! 12 Eylül'de "denge" ve demagoji uğruna birkaç faşistin de asılmış olmasının olumsuz etkileri hâlâ silinemiyor! Bütün polis desteği ve güvencelere karşın, faşist çetenin eski kuşağında hâlâ "bir gün sıkılmış bir limon gibi harcanacakları" korkusu eksik değil. Çocukların morali bozuluyor! Hatta "Ozan"(!) Arif bile dillendiriyor bunu "Vatan dedik, bayrak dedik, din dedik/ Kızıl kızıl rüzgârlara göğüs gerdik/ Sonunda en büyük kazığı biz yedik..."
"Kazık yemek" kötü bir duygu... Bir devletin kendisine canla başla hizmet edip bu uğurda "gerekirse kan akıtan"lara böyle duygular yaşatmaması gerekiyor. Evet, hak yememek için söylemeliyiz, devlet kendi resmi katillerini yasalarla bu açıdan tam güvenceye almıştır. Artık, bir işkencecinin bir infazcının yargılanması neredeyse imkânsız gibidir. Ama, ne yazık, "sivil" katiller için böyle güvenceler hâlâ tam ve sağlıklı değildir ve bu durum katil psikoloji" açısından büyük bir tahribat yaratmaktadir. Gerçi, dün Maraş'ta katliam başlatmış olanların bugün milletvekili olması gibi hatırı sayılır "ilerlemeler" sözkonusudur ama yine de ürkeklik tümüyle giderilememiştir.
Bütün bu açılardan, Sivas davasındaki cezaların "ağır" olduğundan bile sözedilebilir. Katliamı yaparken, bidon bidon benzin taşırken devletin büyük hoşgörüsüyle karşılanan sanıklar, tabii ki sonradan bu "hizmet karşılığında" ceza görmelerine sinirlenmektedirler!.. Ama öte yandan da akıl almaz bir sahtekarlık sözkonusudur bu tepkide. Çünkü cezayı alanlar da kendi yaptıklarının öylesine bilincindedirler ki, bu cezaların aslında çok "hafif” olduğunu bal gibi farketmektedirler.
Evet, Sivas davası bitti...
Alt tarafı bir katliamdı işte... yargılandılar ve cezalarını buldular.,
***
Yargıçlardan biri, sanıkların attığı bir çakmağı elinde tutup "bu çakmağı ömrüm boyunca saklayacağım" diyormuş...
Biz de saklıyoruz bir şeyleri... Kinimizi ve öfkemizi saklıyoruz...

 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19