Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

"Bombalanan gazete çıktı! Özgür Ülke gerçekleri yazmaya devam ediyor!"
4 Aralık pazar sabahındaTopkapı'da, Kartal'da çınlayan ses buydu. Akşam, televizyonlarda haberleri dinlemişti herkes... Kadırga'yı bir martı beyazlığında süsleyen, onurun ve gerçeğin anıtı gibi duran o bina tümüyle çökmüş, ortalık kan revan içindeydi. Hiç bir şey kalmamıştı geriye... Bir gazete denildiğinde teknik olarak akla gelen her ne varsa ortadan kalkmış, üstelik buna bir de ölümün acısı ve yaralıların kanı eklenmişti. Hem, öyle ustalıkla yapılmıştı ki her şey, gazetenin herhangi bir biçimde yayınını sürdürememesi için diğer binalar ve bürolar da da aynı anda ve aynı ölçüde tahrip edilmişti. Amaç hem katliamdı, hem de gazetenin artık tümüyle susmasıydı.
Kadırga'daki o koca bina yine de dayandı. Eski yapı oluşundandır herhalde, bütünüyle çökmeye direndi, birazcık da olsa koruyabildi içindeki canları. Ama ortada gazete namına bir şey de kalmamıştı.
Sonra, yine televizyonda, sayın "yetkili"leri izledi insanlar... Gelip boy gösterdi valisi, emniyet müdürü ve "olayla ilgili çok yönlü araştırmanın sürdüğünü..." müjdelediler sırıtarak. İçlerinden de şöyle söylüyorlardı herhalde: "bizim çocuklar iyi çalışmışlar dün gece!"
Devrimci-yurtsever insanlar acıya boğulmuştu, belki de umutsuzluk gelip çökmüştü üzerlerine.
Katiller ve devletin karanlık çeteleri ise, "eh, diyorlardı, artık rahat bir uyku çekebiliriz..."
Ama 4 aralık sabahı, Topkapı'da, Kartal'da... Ve sonra 5 aralık günü İstanbul'u tüm köşelerinde, bayilerde... İnsanların ellerinde dillerinde... Ve sonra her gün, her gün, her gün...
"Bombalanan gazete çıktı! Özgür Ülke gerçekleri yazmaya devam ediyor!"
Akşam televizyonlarda çökmüş bir gazete binasını izleyenler, sabah işte bu sesle karşılaştılar.
Artık bu işin bittiğini düşünenlerin öfkesi ve hayal kırıklığı müthişti... Televizyon yorumlarında, bir yığın yalan-dolanı sayıp döküp adeta "Özgür Ülke bunu haketmişti" demeye getirenler, gerçeğin sesinin susmasıyla artık bütün dertlerinin sona erdiğini düşünenler, şaşkınlık ve hayret içindeydiler.
Devrimci ve yurtsever insanlar ise son yıllarda hiç bu kadar gururlu ve sevinçli olmadılar. Pazar sabahı o gazeteyi yeniden sokaklarda, bayilerde görmüş olmak, Türkiye tarihinin bir parçası olmaktı. Ve o gün gazeteyi ellerine alan insanlar, farkettiler ya da farketmediler, ama tarihin çok önemli bir parçasının tanığı ve öznesi oldular. Türkiye'de akşam kül edilmiş bir gazeteyi, sabahına yetiştirip insanlara sunan bir gücün varolduğunu elle tutulur bir gerçek halinde gördüler.
Ve ne güzeldir, bu, yalnızca Özgür Ülke'nin o tanımlanamaz fedakarlıklarla çalışan insanlarının inadı ve başarısı değil tüm devrimci-yurtsever güçlerin rahatça övünebilecekleri bir başarıydı.
Belki de bir sınavdı... Gerçek bir sınavdı... Bütün devrimci güçler, bir sınavdan geçtiler.
Bombalama olayından sonra alarm durumuna geçmiş sosyalist basının hemen toplanabilmesi... Hiç bir hesap yapılmaksızın hemen "Özgür Ülke'ye ne gerekiyor?" sorusunun tartışılması ve teknik malzeme listelerinin ucuca eklenmesi... En uygun binaların hemen düzenlenmesi... En önemlisi bütün bunların gerçekten sorumluluk duygusuyla ve çok hızlı yapılabilmesi...
Bütün bunlar, sınavın parçalarıydı ve doğrusunu söylemek, üstelik kıvanç duyarak söylemek gerekirse, hem Özgür Ülke, hem de diğer bütün devrimci güçler bu sınavdan yüzakıyla çıkmışlardır.
Zaman zaman, yaşanan konjonktürün etkisiyle devrimci hareketin insanları çok yüksek bir morale sahip olmayabiliyor. Özellikle batı cephesinde işlerin çok yolunda gittiğini söylemek de işin doğrusu pek mümkün değildir. Devrimci hareketin mevcut durumu aşması için daha epey zorluklardan ve zahmetlerden geçileceği de kesindir.
Ama bu durumu aşmanın potansiyelinin varolduğu da bir o kadar kesindir!
İrade ve program... Bu ikiliyle yüründüğünde devrimci hareketin imkânları sınırsızdır.
Gecenin en karanlık yerindeyiz. Sabahın olup olmaması ise artık tümüyle bize bağlıdır.

ÖZGÜR ÜLKE'YE KATLİAMCI SALDIRIYI PROTESTO EDİYOR SESİMİZİ YÜKSELTMEYE ÇAĞIRIYORUZ
Faşist TC, 3 Aralık'ta özgür ülke Gazetesinin merkezini ve Ankara ve İstanbul'daki bürolarını bombaladı. Özgür Ülke'nin merkez binası yerle bir edilerek toplu katliam düzenlendi. 1 yurtseveri katlederken 19 yurtseveri ağır yaraladı. Bu barbar sabotajda yaşamını yitirenler artabilir.
Faşist TC, Kuzey Kürdistan'da tırmandırdığı kirli ve haksız savaşın bir parçası olarak Özgür Ülke'ye saldırıyor. Kürdistan'da iki bini aşkın köyü yakarak, yıkarak, sürgün ve katliamlarla insansızlaştırarak, köylüleri, yurtsever aydınları, gerillaları katlederek kirli savaşı ve barbarlığını yoğunlaştırıyor.
Faşist TC, kirli savaşın bir parçası olarak büyük kentlerde devrimci militanları, Kürt yurtsever aydınlarını, Özgür Ülke yazar ve muhabirlerini, DEP-HADEP yöneticilerini katlediyor, kaybediyor. İşçilere, halka, ayınlara, yasaklara, polis terörü ve cezalarla saldırıyor.
Faşist TC, bugüne değin salırılarda yalnızca Özgür Ülke gazetesinden 19 yurtseveri barbarca katletti. Şimdi de, Özgür Ülke İstanbul, Ankara, Adana bürolarına aynı saatte düzenlediği bombalı saldırılarla, Ersin Yıldız'ı katletti. 19 merkez büro çalışanını yaraladı. Faşist TC, Özgür Ülke binasını yerle bir eden ve yakan ağır bombalarıyla esasen onlarca yurtseveri, devrimciyi imha etmeyi hedeflemiştir.
Biz Sağmalcılar Cezaevi'deki devrimci tutsaklar olarak, Faşist TC'nin Özgür Ülke'ye düzenlediği son katliamcı saldırıyı protesto ediyor, bütün devrimci-demokratik örgüt ve kuruluşları somut kitlesil eylemlilikler örgütlemeye, protestolarını kitlesel ve her çeşit eylemliliklerle görtermeye çağırıyoruz.
İşçiler, emekçiler, gençler, aydınlar, yurtseverler, devrimciler;
Faşist TC'nin Özgür Ülke'ye saldırıve katliamlarını protesto edelim, protesto eylemlerine katılalım, kirli savaş suçlularına karşı mücadeleyi yükseltelim.
Özgür Ülke'yle dayanışmayı yükseltelim, Botan'da, Dersim'de, Serhad'daki köy yakma-yıkmaya, sürgün ve insansızlaştırmaya, katliamcı operasyonlara karşı eylemlerimizi yükseltelim ki; İşçi sınıfı emekçi halklar ve Kürt ulusunun özgürlük ve devrim yürüyüşü gelişsin, faşizm, şovenimz, ve gericiliği sarsarak yerle bir edelim. Faşist, işgalci-asimilasyoncu haksız ve kirli savaşın karargahını, kurmayını güçlendiren izlerin suskunluğudur. Biz suskunluğa, tereddüte son verir, halkların mücadeleci dayanışmasını yükseltirsek, katliam emirlerini veren ırkçı MGK'da Çiller-Karayalçın hükümeti de, ırkçı-faşist Türkeş de, bütün gericilik de yenilgiden başka yol bulamaz.

ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ!
KAHROLSUN FAŞİST TC!
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ!

Sağmalcılar Cezaevi; MLKP-K, TKP(ML), MLSPB, TKEP/Leninist, HKG, EKİM, TDP, Direniş Hareketi, Devrimci Yol, TKEP, TDKP, THKP/C-HDÖ, TİKB, TKP(ML) tutsakları.


 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19