Nakliyat-İş Yönetimine İşçilerden Tavır...
|
Nakliyat-İş Sendikası 1976 yılında tekel depo işçileri
tarafından kurulmuş ve nakliyat ambarları işçileriyle
de sınıf mücadelesindeki onurlu yerini almış ve nakliyat
ambarlarını bu süreçte efsane sayılacak bir dövüşkenlik,
beceri ve kararlıkla örgütlemiştir.
Bu örgütlülük, 12 Eylül faşizmi Nakliyat-İş'in faaliyetlerini
durdurunca Türk-İş'e bağlı Tümtis sendikasına emanet
edilmiştir. Tümtis bu örgütlülüğün üzerine birşey koyamamıştır.
1992'de DİSK'le birlikte yeniden sendikal hayata dönen
Nakliyat-İş, üyelerinin Tümtis'te örgütlü olmasından,
12 Eylül faşist yasalarının sendikal mücadeleye getirdiği
engellerden dolayı ve sendikal rekabeti önlemek için
Tümtis'le birleşmeyi gündeme getirir. Yapılan birleşme
genel kurulunda kapsayıcılıktan uzak bir sonuç alındığından
birleşme gerçekleşmez. Mahkeme kararıyla tüzel kişiliğini
yeniden kazanan Nakliyat-İş kısıtlı imkanlarla örgütlenmeye
başlamıştır.
Bu süreçten sonra Aras Kargo örgütlenmesi başlamıştır.
Aras Kargo işçileri önce Tümtis'e giderek örgütlenmek
isterler. Tümtis yönetimi biraz da Yurtiçi Kargo yenilgisinin
etkisiyle ve kargolarda örgütlenmenin zorluğu gerekçesiyle
işçileri geri çevirir. Böylece işçiler Nakliyat-İş sendikasında
örgütlenirler.
Gerek örgütlenme sırasında ve gerekse direniş ve işgal
sonrası yangından mal kaçırma mantığıyla işçilerin geri
yönlerini, zaaflarını kullanarak direnişi işveren cephesinden
koparıp sendika yönetimine yönelten, mevcut potansiyeli
sendika yönetimini ele geçirmek için bir araç olarak
kullanan bir grup insan direnişin en kritik döneminde
işçileri kullanarak erken genel kurul dayatmışlardır.
Bizler bu tutuma karşı çıkarak direnişi başarıya ulaştıracak
çalışmalara yöneltmeye çalıştık. Bu noktada bir saflaşma
yaşandı. Genel kurul çalışmaları direnişi gölgelemiştir.
Genel kurul kararından sonra üye-delege listesi üzerinde
aynı tutumlar sürdürülerek oy hakkını sadece mücadele
eden işçiler" kullanabilir mantığı dayatılmıştır.
Genel kurul salonunda "mücadele eden işçiler"in
ne anlama geldiğini gördük. Şöyle ki; bütün aile efradıyla
gelmiş insanlar, koltuklarda uyuyan çocuklar ve eşlerinin
yanında getirilmiş "oy verecekmişim" diyen
kadınlar... Evet bu durumda onlarca insan vardı salonda.
Hatta kamu sendikalarından tanıdığımız insanlar.
İşte bu tabloda yapılan genel kurul konuşmalarında olmayan
Nakliyat-İş yönetimi sarı sendikacılıkla, Tümtis ise
sarı-gangster sendikacılıkla suçlanarak düşman ilan
edildi. Hemde daha dün Tümtis'te şube başkanlığı yapmış,
şube sekreterliği yapmış ve birleşme genel kurulunda
sarı sendikacılıkla suçladıkları insanlarla aynı listeden
aday olmuş kişiler tarafından.
Bu durum sözü edilen çevrenin asıl kaygısının ne olduğunu
göstermesi açısından ibret vericidir.
Herşeye rağmen genel kurul öncesi ortak çalışma, kapsayıcı
bir sendikal birlik önerildi. Bu teklif sözü edilen
dar gurupçu çevre tarafından reddedildi.
Değindiğimiz bu olgular ışığında; "ne pahasına
olursa olsun" mantığıyla yönetime gelenlerin mevcut
olumsuz koşulları aşacak bileşimde ve sendikal anlayışta
olmadıkları, dar-sekter, dayatmacı başka öneri ve eğilimlere
tahammül yeteneğinden yoksun bu arkadaşların, demokratik
bir sendika ortamı sağlayamayacakları nedeniyle bizler
devrimci sınıf sendikaları yaratma mücadelesinde, ki
bir kısım direnişçi işçi, üyesi olduğumuz Nakliyat-iş'ten
istifa ediyoruz. Bu istifalar Nakliyat-İş'in tüzel kişiliğine
değil, oluşan yeni yönetim kuruluna protestolardır.
BİR GRUP İSTANBUL ARAS KARGO DİRENİŞÇİSİ
|