Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 


İnsanın dalı
çoktan kırıldı
dindirmiyor çünkü
öldürmek onların
kan toplamış kör gözlerini
Yalvaran bakışlara
son bir kurşun daha
dindirmiyor çünkü
kinle dolu
kör gözlerini
gaz döküp
yakmaları bile
dindirmiyor öfkelerini
İnsanın dalı
çoktan kırıldı
Süt emen bebeği
alır fırlatmalar mı?
Allah adına
Yatalak yaşlıları
yatağında kurşunlamak mı?
Allah adına
Kadınları soyup
erkeğin önünde
yatırıp sırayla mı?
Allah adına
Her şey Allah adına (*)

'olayların başlangıcında...'
"Cenaze korteji, (olayların ilk gününde öldürülen iki devrimci öğretmenin cenazesi kastediliyor) hastaneden itibaren Ulucami önündeki eski belediye meydanına kadar jandarma ve polis tarafından etrafı çevrilmiş olarak, muhafaza altında getirilmiştir... Ulucami önü ve çevresinde toplanmış olan gruptan taş, sopa, takunya atılmaya başlanmasından sonra cenaze kortejinde bulunanlar tarafından karşılık verilmiştir. O ana kadar cenaze kortejindekilerin herhangi bir saldırgan durumu yoktur." Kahramanmaraş Olayları /Gerekçeli Hüküm.... Akt. TÜRKiYE ÜZERİNE TEZLER III. Cilt

"...gözünü tornavida ile oyarak silah sıktıkları..."
"... diğer saldırganlara da kardeşi Hüseyin TOKLU'yu öldürmek için yalvardığını, onların da "Hüseyin de Karaoğlan yoluna kurban gidiyor, biz Karoğlan yoluna bu sene kurban keseceğiz, bayram günü gelmiş" dedikleri ve ve kardeşi Hüseyin Toklu'yu öldürdükleri, saldırganların bu daha sonra karşı taraftaki bir gözü görmeyen yaşlı kadın Cennet ÇİMEN'in evine gittikleri; bu kadını "gel nene gel nene" diye dışarı çıkardıkları; Cuma Yalçın ile Nuri Boğa'nın bu kadının gözünü tornavida ile oyarak silah sıktıklarını ve öldürdükleri; yakınlardaki hela çukuruna baş üzeri atıp, oradaki at arabasını kadının üzerine devirdikleri...
Kahramanmaraş Olayları /Gerekçeli Hüküm... Akt: TÜRKİYE ÜZERİNE TEZLER III. Cilt

"İkimizi bir öldürün" diyerek birbirlerine sarıldılar...
Sabahleyin 09:00 sıralarında Yusuflar Mahallesi Çehre sokağın iki tarafından ve Dalyan sokağın üst tarafından "solcu evi gösterin, komünistler Moskovaya" diye Bağırarak gelen ve ellerinde baltalar, sopalar, tüfekler, dinamitler ve gaz bulunan mahşeri kalabalık...
... Saldırganlar bu defa Mehmet Ünver ve karısı Döndü Ünver'i de bulundukları evden çıkararak Malik Ünver'in cesedinin bulunduğu üçyol ağzına getirmişler, orada ' ikimizi bir öldürün" diye bağırarak birbirine sarılmış olan karı kocayı da öldürmüşlerdir. Ailenin diğer fertleri bu ölülerin üzerine kapanarak ağladıkları sırada, tüm saldırganlar Ünver ailesinin geri kalan fertlerinin üzerine ateş etmişler, bu ateş sonucu ailenin yaşlıları Zühre Yıldırım ile kocası Abdurrahman Yıldırım'ı da öldürmüşlerdir (...) İbrahim Ünver vilayete giderek yardım istemiş, fakat kendisine yardım verilmeyince geri gelerek yaralı vaziyetteki oğlu Mahmut Ünver'i sırtlayarak yakındaki Ortaseki sağlık ocağına götürmüşlerdir. Saldırganlar bu defa sağlık ocağına gelerek kapıyı zorla açmışlar ve Ünver'i dışarıya çıkararak orada öldürmüşler, Leyla Ünver'i de ağır yaralamışlardır..."
Kahramanmaraş Olayları Davası / Gerekçeli Hüküm TÜRKİYE ÜZERiNE TEZLER III. Cilt

"başı briketle parçalanmış halde..."
"Saat 11:00 sıralarında Yusuflar Mahallesi Mutlugün sokağa dik çıkmaz sokağa giren saldırganlar, ellerinde taş, sopa ve şişelerle "vurun komünistlere, bunlara yaşamak haramdır" diye bağırarak bu defa Yılmaz ailesinin evine saldırmışlardır. Kapıyı açan İsmail Yılmaz'ı vücudunun muhtelif yerlerinden bıçakla yaralamışlar ve evde bulunan Ali Yılmaz, Hatice Yılmaz ve Hüseyin Yılmaz'ı öldürmüşlerdir. Saldırganların elinden yaralı olarak kaçmaya çalışan İsmail Yılmaz ayağı kayarak Şekerdere'ye doğru yuvarlanmış, oradan Devlet Hastanesi'ne gitmiştir. Ertesi gün aile reisi Ali
Yılmaz'ın cesedi, sağ eli bilekten kesilmiş, anne Hatice Yılmaz'ın başı biriketle parçalanmış bir halde ve ailenin diğer ferdiHüseyin Yılmaz'ınki de olmak üzere üç ceset evin önünde etrafları bir kan gölü halinde ve her tarafları kan içinde bulunmuştur."
Kahraman Maraş Olayları Davası /Gerekçeli Hüküm ... Akt: Y. Küçük (age)

"Hiç bir ipucu bırakılmamalı..."
"(...)12- Jandama karakolunun duvarına yahut yakınına "faşist ordudan hesap sorulacak- THKP-C", Hükümet Konağı'na yakın bir yere veya duvarına "MiT'ten hesap sorulacak- THKP-C", "Kızıldere'nin intikamını aldık-THKP-C" sloganları yazılarak emniyet kuvvetlerinin bizimle uğraşmasını engelleme yoluna gidilmeli (bunu da tek görevli dışında kimsenin bilmemesi gerekir), bundan başka aynı şekilde bölgedeki sağ zihniyetli askeri komutanların ismi yazılarak hesap sorulacağı, TKP-ML, TİKKO veya THKP-C imzaları atılarak yazı yazılmalı ve yukarda adı geçen sloganların bir dosya, teksir kağıdının 1/6'sına, yani bir kağıdı altıya bölerek, el ile belli bir miktar yazılarak (o bölgede hangi komünist hücre faaliyet gösteriyorsa onun imzası atılarak, yani tek bir hücrenin ismi yazılarak) duvarlara yazılan yazı ile aynı günde adı geçen mahallelere atılmalı, bu plan bir kez uygulanmalı, zamanı ve mekanı iyi değerlendirerek harekete geçmeli, yapılan hazırlıklar teşkilatın bulunduğu bölgenin dışında bir kişi tarafından yapılmalı ve aynı kişinin kullanacağı bir arabayla dağıtılmalı, bütün bunlar tezgahlanırken hiç bir ipucu bırakılmamalı, hatta yazıda kullanılan kalem ve diğer malzemeler bir suya atılmalıdır...
MHP Genel Merkezi'nde ele geçirilen "Eğitim Sekreterliğinin Talepleri" başlıklı dokümandan... /MHP ve Ülkücü Kuruluşlar iddianamesi... Akt: Y. KÜÇÜK (age)

KARDEŞLER!
Onlara elleriniz dokunmuşsa eğer
yedi tas su dökün ellerinize
Yırtarak bayramlık gömleğimi ben
peşkir yaparım size...
KARDEŞLER!
Onların adına benziyorsa adınız eğer
adınızı değiştirin
Vebanın girdiği kapıdan girin
onların evine atmayın ayak...
Onlar istiyorlar ki
çift ağızlı baltalanyla
yuvarlansın kafalarımız önlerine yarın
o kara gömlekli beyaz kordonlu
golf pantolonlu
kadroların...
Nazım Hikmet

Maraş mı? Hangi Maraş?
ezilmiş kafası taşla
yakılmış ceset
çivilenmiş ağaca
Maraş mı? Hangi Maraş?
Adını senin
kim koydu
kahraman diye?
Adından senin
kim kaldı
kanrevan içinde? (*)

"...banyoya bir bomba atak da kurtulak..."
.. evin her tarafını ateş sardığını; saldırganlardan birisinin devamlı olarak "çıkın dışarıya, bizi ne oyalıyorsunuz, komünistler moskovaya, öldüreceğiz, Maraş size mezar olacak" diye bağırdığını, kendisinin ”kardeşler yapmayın bu vicdansızlığı, bizde müslümanız, yarın pişman olursunuz, bizim ölümümüzde ne var, biz ölürüz, geri kalanlar yine beraber yaşayacak, yapmayın bunu" dedikçe saldırganların " anasını avradını s. k. ettiğim orospusu sen daha konuşuyor musun, neren müslüman senin, eşhedü çek bakalım" dediklerini; Eşhedü'yü çekmesine rağmen inanmadıklarını; bu şekilde saat 16:30'a kadar eve saldırdıklarını; saldırganların "size bir şey yapmayacağız, dışarı çıkın teslim olun" diye bağırmaları üzerine kızı Fidan Suna ve yeğeni Aziz Tüzün'ün teslim olmak için balkona çıktıkları sırada Şeker Mehmedin evinden yapılan atışla vuruldukları, oğlu Fikri Suna'nın cenazeleri banyoya taşıdığını; evin her tarafını ateş sarması üzerine çocuklarla birlikte banyoya girdiğini, kocası Musa Suna'nın tuvalete girdiğini; Musa Funda'nın da tuvaletin önüne saklandığı, o sırada yapılan ateşle bir merminin gözünü sıyırarak geçtiği; balkonda bulunan Musa Funda'nın önüne iki bidon benzindöküp ateşlemeleri üzerine Musa Funda'nın karşı taraftaki misafir odasına geçtiği, saldırganların bu Jefa "bunlar banyoya girmiştir, oraya bir bomba atak da kurtulak" demesi üzerine misafir odasına geçtikleri, bu sırada Musa Funda'nın beyninden vurulduğunu..."
Kahramanmaraş Olayları/Gerekçeli Hüküm... Akt Y. KÜÇÜK (age)

"...bunları da teslim alın.."
'... kocası öğretmen Ali Rıza İşbilir'in ellerini havaya kaldırarak "teslimim, çocuklarıma aileme dokunmayın, ne yapacaksanız bana yapın" dediği; grubun başındaki yaşlı bir şahsın "bunları teslim alın" demesi üzerine saldırganlardan bir kısmının oğlu Mehmet İşbilir' i evden dışarı çekmeye başladıklarını, kocası Ali Riza İşbilir ile birlikte oğlunu bırakmamak için arkasından sarıldıklarını, bu defa saldırganların oğlu Mehmet'i bırakarak kocası Ali Riza İşbilir'i dışarı çıkardıkları ve ellerindeki keserlerle kafasına vurarak yere serdikleri; (...) bunlardan 50-60 aşlarında sakallı bir saldırganın durmadan küfür ederek keseri ile başına vurduğunu, yere düşerek bayıldığını, o zaman saldırganların kendisine silahla ateş etmiş ve sol elini bileğe kadar kestikten sonra öldü diye bırakmış olduklarını; bundan sonra saldırganların kızı Sebahat İşbilir'i öldürerek kendi üzerine yatırmış olduklarını, oğlu Mehmet İşbilir'i de aşağıdaki caminin orada öldürmüş olduklarını, keza kayını polis memuru Hacı Veli İşbilir'i de saldırganların öldürmüş olduğunu..."
Kahramanmaraş Olayları Davası / Gerekçeli Hüküm... Akt: Y. KÜÇÜK

"...alevilerin son günü..."
"... eve giren saldırganlar bir yandan ellerindeki sopalarla Süleyman Metin'i dövmüşler ve bir yandan da ateş ederek öldürmüşlerdir. Babalarının kanlar içindeki cesedine sarılan evin küçük kızı Hürriyet Metin'in bu davranışına saldırganlar gülmüşlerdir. Saldırganlar evin her tarafına gaz dökerek tutuşturmuşlar, evin her tarafı yanmaya başlamıştır. Salondaki halı da ateş alınca üzerinde bulunan Süleyman Metin'in cesedinin yanmaması için karısı Gülnaz ve kızları dış kapıya doğru çekmek isterken saldırganlar "orospular, bırakın kafir yansın, Ecevit gelsin sizi kurtarsın" diyerek cesedi tekrar ateşe götürmek istemişlerdir. Nursel Metin'in "köpekler" diye bağırması üzerine saldırganlardan biri Nursel Metin'e sopayla vurarak yere düşürmüştür (...) Babalarının cesedini dışarıya çıkaran Nursel, Birgül ve Songül Metin, başlarında Mahmut Doğan'ın bulunduğu bir saldırgan grup tarafından dövüle dövüle, sürüklene sürüklene, sokak sokak gezdirilmeye başlanılmıştır. Bu sırada saldırganlar kızların pijamalarını birkaç kez indirmeye çalışmışlar ve çeşitli sarkıntılıklar yapmışlardır. Elinde et keseri ile eve saldıran grupların başında olan ve yanındaki ikisi sakallı üç kişiyle beraber "yakın yıkın" diyerek topluluğu devamlı tahrik ve idare eden Mahmut Doğan kızlara "sizin hesabınızı daha sonra göreceğiz, Alevilerin son günü, boynunuzu vuracağız" demiştir. Kahramanmaraş Olayları Davası / Gerekçeli Hüküm ... Akt: Y.KÜÇÜK

"Kendilerini zor kullanarak dağıtmaya çalıştık. Ama elimizdeki kuvvet yetmedi. Aralarını açtık, ancak bir anda üzerlerine gittiler... Yani olaylar her tarafta birden başlatıldı."
Tahsin Soylu... Kahramanmaraş Valisi
"Bize yaralı getiren araçlar yaylım ateşine tutulduğundan, yaralılar zamanında bize yetişemiyor. Bu nedenle yollarda ölenler oluyor."
Çetin Diker. K. Maraş Devlet Hastanesi Başhekimi.


Yakılan yıkılan
evlerin altından
akıp duran
kardeşim kan
Bilenmiş bıçağın
sırtından
Sıkılmış kurşunun
ardından
Akıp duran
kardeşim kan
Ner'desin ey
kardeşim
insan?.. (*)


içimde taşıdığım can bile
durdurmadı kanlı bıçaklarını
Ikibüklüm çöktüm yere
yavrumu kolladım
'piçini de öldürün, piçini de'
içimde taşıdığım can bile
durdurmadı kurşunlanın
dayandım hastaneye kadar
yavrumu kolladım
(Esma Suna, doğuramadığı çocuğuyla birlikte ameliyat edilirken öldü)

(*) Şiirler: Nuh Ömer Çetinay





 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19