"Demokrasinin Peçesi Düşmüştür"
|
BARİKAT: Son aylarda özellikle sendikacılar
ve aydınlar üzerindeki baskıların artışını nasıl yorumluyorsunuz?
Munzur PEKGÜLEÇ: Sendikalara ve DKÖ'lere, aydınlara
yönelik baskılar ve keyfi uygulamalar son günlerde doğal
ve sıradan uygulamalara dönüşmüştür. Bu durum, Koalisyon
hükümetinin yönetememe, çaresizliğini baskılarla örtme
telaşıdır. Türkiye burjuvazisinin temel karakterinde,
her bunalıma sürüklendiğinde, bundan kurtulmada tek
çözümün işçi ve emekçilere saldırmak vardır. Son günlerde
şiddetlenen ekonomik kriz kendisini devalüasyonlarla
açığa çıkarıyor. Bu işin sadece bir yanıdır. Kürtler
üzerinde sürdürülen kirli savaşın giderleri yüzlerce
trilyon lirayı bulmaktadır. Hükümet, esasen kapitalizmin
özünde yatan sermaye birikimi krizini aşabilmek için
şimdi işçi-emekçilere yükleniyor. Bu krizi oluşturan
unsurlardan biri yürüyen kirli savaştır ve bu savaşın
giderleri şimdi kamu işletmelerinin emperyalist kuruluşlara
peşkeş çekilmesiyle sağlanmaya çalışılacak. Bunun önündeki
tek engel işçi-emekçi direnişi olacaktır.
İktidarın, demokratik mevzilere ve işçi-emekçi kesimlerin
örgütlülüklerine saldırmasının altında yatan gerçeklik
budur. Özel olarak, 1994 özelleştirmenin hızlandırılacağı
bir yıl olacaksa, burada sendikalara çok büyük görevler
düşmektedir. Sadece istatistiki rakamlarla bile 6 milyon
kişi işsiz olarak görünürken, KİT'lerin özelleştirilmesiyle
300 bine yakın kişi daha bu işsizler ordusuna katılmaya
çalışılacaktır.
Son günlerde tutuklanan sendikacılar özellikle özelleştirmelerin
yapıldığı-yapılacağı iş kollarındandır: Petrol-İş, Deri-İş,
Hava-İş ve Genel-İş... Bu alanda yer alan sendikacılardan
biri olarak benim ve bir arkadaşımın, Genel-İş'den bir
arkadaşın, Hava-İş'den eski yöneticilerden Nabi Delice'nin
tutuklanması, Münir Ceylan'ın yazdığı yazıdan ötürü
hapis cezasının kesinleşmesi bunun örnekleridir.
Bunlar garip rastlantılar değildir, bilinçli politik
yönelişlerdir. Burjuvazi, gelişebilecek direniş ve mücadeleler
için şimdiden zor ve baskı politikalarını sistemli ve
kararlıca yürürlüğe koymuştur. Burjuvazinin saldırısını
daha örgütlü, sistemli ve kararlıca yapma niyetini ortaya
koyarken, işçi-emekçi kesimlerinde düne göre daha örgütlü
ve kararlı olması gerekmektedir.
Bugüne kadar işçi-emekçilere vaad edilen demokratikleşmenin
küçük bir parçasının bile hayata geçirilemediği ortadayken,
yaklaşan 27 Mart seçimlerinde açık tavır geliştirilmelidir.
Burjuva partilerine, sahte vaadlerine, sahte demokrasi
ve sahte insan haklarına bir tokat indirilmelidir.
Atılacak bu tokat kirli savaşa, şovenizme, sahte seçim
oyununa cevap olurken, bu; halkların kardeşliğinin gelişmesine,
güçlenmesine hizmet edecektir.
BARİKAT: Seçimlerden çekilme kararından önce
DEP'ten Bayrampaşa belediye başkanlığı adayı idiniz.
Bugün, çekilme kararını ve ona yol açan olayları birlikte
izliyoruz. Seçimler için ne düşünüyorsunuz?
Munzur PEKGÜLEÇ: DEP'e yönelik baskılar tam anlamıyla
zıvanadan çıkmış durumda. Siyasal otorite olması gereken
iktidar tam bir acizlik içinde. MGK'da alınan kararlar
siyasal otoritenin yerine geçebiliyor. Çaresizlik onları
öyle bir noktaya getirdi ki tam bir şaşkınlık içindeler.
Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması
sırasında TBMM polis kordonu altına alınıyor ve daha
kapıdan çıkar çıkmaz gözaltına alınmalar başlıyor. Bunun
hemen ardından "Polis Devleti" kavramı tartışılmaya
başlanmıştır. Demokrasi denen şeyin peçesi düşmüştür.
Olaydan sonra herkesin suçu birbirine atmasıda devlet
içindeki karmaşayı gösteriyor. İktidardakiler telaş
ve panik içindedirler. Şövenizmin yeniden güçlendirilmesi
için her şey yapılıyor. Bunun önüne geçmeliyiz. Halkların
kardeşliğini güçlendirebilmek için DEP'den aday oldum.
Sosyalistler böyle dönemlerde tavırlarını açık olarak
koymalıdırlar. DEP'ten aday olmak her türlü saldırıya
karşı hazırlıklı olmak anlamına geliyor. DEP'in seçime
sokulmaması için yaratılan terör çemberi ve yapılan
saldırılar ister istemez DEP'in seçime girmeme kararına
yol açmıştır. Geliştirilen tavır doğrudur. Tüm işçi-emekçiler
Sahte Demokrasi ve Sahte Seçim oyununu bozmalıdırlar.
Kimilerine reva görülmeyen seçim ve seçme hakkı, diğerlerine
reva olabilir mi? Halkların kardeşliğini güçlendirebilmek
için ve burjuva seçimlerin sahteliğini teşhir etmek
için tüm kesimler seçimlerde protesto geliştirmelidirler.
|