Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

Deniz bitti!
O ne büyük şatafat ve tantanaydı öyle!
Şu "Yardımseverler Cemiyeti"(!), "Yeni Dünya Düzeni"nin şu taşeron örgütü BM, nasıl da törenlerle girmişti Somali'ye!
Daha kaç ay geçti ki?
her şeyin cilası döküldü, bütün o patırtı sona erdi ve şimdi çıplak gerçek kendini ortaya koyuyor: Her zaman, her yerde olduğu gibi Somali'de de işgal orduları nefret dolu bakışlar ve her köşeden uzanan namluların hedefi altında…
ABD'de mırıldanmalar, homurdanmalar şimdiden başlamıştır ve artmaktadır. "Vietnam Sendromu", bataklık fobisi, çıkmaz sokak korkusu vs.vs…. kapitalist kampı gitgide sarmaktadır.
Somali'ye yapılan müdahalenin salt iktisadi kaynaklarla sınırlı olmadığı başındanberi biliniyordu. Kuşkusuz emperyalist kamp böyle bir müdahaleyle bölgedeki bazı ekonomik çıkarlara uzanmak istiyordu ama esas amaç daha çok "Yeni Dünya Düzeni" politikaları çerçevesinde değerlendirilmeliydi. Genelde dünya yüzeyinde bir "köpeksiz köy" manzarası yaratıldığı varsayımıyla ABD ve emperyalist kamp harekatla kendi egemenliklerinin somut bir örneklerinin somut bir örneğini ortaya koymak istiyordu. Irak'a yapılan son saldırıyla Somali operasyonu bu anlamda aynı zincirin halkalarıydı. İkisi de aynı "Jandarmalık" gösterisinin parçalarıydı.
Ama, bugün varılan nokta, -şimdiye kadar her olayda olduğu gibi- Beyaz Saray'daki "hesap"ların, "Çarşı"ya uymadığını gösteriyor.
Toplam 28 bin kişilik BM kuvveti daha başkent Mogadişu'nun sokaklarını bile denetime alabilmiş değildir. Bir tek günde 12 ABD askerinin öldüğü, 78'inin yaralanıp 8'inin de tutsak düştüğü çok ciddi çarpışmalar yaşanabilmekte, kentlerin orta yerinde binlerce insan ayaklanıp saldırıya geçebilmektedir. Ülkenin geniş kırlık kesimleri ise tamamen denetim dışıdır.
Harekatın başından beri ölen ABD askeri sayısı 23'tür ve bütün bu çabalara karşın askeri gücün üstüne kurulan politik manevralar da iflas etmiştir. Emperyalist kampın yerel işbirlikçilerden politik kadrolar türetme girişimleri Somali halkı tarafından kesin şekilde benimsenmemiştir.
Hergün birbirine eklenen katliamlar da böyle bir sonucu yaratmamakta, durum gitgide daha kötüye gitmektedir. Başlangıçtaki "yardım kuvveti" imajı tümüyle çökmüş ve bugün düpedüz işgalciler ve halk çelişkisi açığa çıkmıştır.
Manzaranın emperyalist kamptaki izdüşümü ise tam bir "Sendrom"dur.
ABC Televizyonu'nun Amerikan halkı arasında yaptığı bir kamuoyu araştırmasının sonuçları durumu gözler önüne sermektedir. Araştırmaya göre Amerikan halkının %64'ü ABD askerlerinin bir an önce Somali'den çekilmesini istemekte, ancak %28 gibi bir azınlık operasyonu desteklemektedir. Amerikan halkına Afrika çöllerinde oğul kaybetmek kuşkusuz cazip görünmemektedir.
Buna karşın, tam da Vietnam günlerinde olduğu gibi ABD hükümeti "işi bir an önce bitirmek" için daha fazla güç yığma derdindedir. Yitirdiği parayı, geri almak için her seferinde daha fazla parayı ortaya süren kumarbazlar gibi Clinton'da Kongre'den 2 bin asker daha gönderme izni istemektedir.
İkibin.. sonra ikibin daha…. Ve böylece derinleşen bataklık….
Somali'deki durumun bugünkü özeti budur….
Türkiye'de ise dert başkadır. TC, "kurulan"(!) yeni düzen içinde kendine bir yer açma kaygısıyla ve öte yandan emperyalist işbirlikçiliğin görev bilinci (!) ile harekata katılmıştı.
Böyle bir "vazife aşkı"nın daha önce de Kore ve Irak örneklerinde gösterildiği biliniyor. Özellikle Somali olayında ihsan edilen "komutanlık" işi TC açısından daha cazip kılıyordu.
Ama kısa sürede bu "komutanlık" payesinin içinin bomboş olduğu, bizim Çevik Bir Paşa'nın Somali'de tam anlamıyla "Yalova Kaymakamı" durumunda olduğu anlaşıldı. Bu, çok büyük bir sürpriz de değildi. ABD'nin bu türden bütün operasyonlarda daha büyük müttefiklerini bile çok umursamadığı hiç de sır sayılmazdı. Emperyalist blok'un herhangi bir operasyonunun yönetiminin bir Türk subayına bırakılacağı gerçekten çok saf bir varsayım olurdu, ki bu baştanberi Türkiye'de biliniyordu.
Bugün burjuva basında başlayan mırıldanmalar ve "çekilme" havaları bu bakımdan çok ciddiye alınır şeyler değildir. Somali'de bir avanta kapısının olmadığı, "bir koyup beş almak" bir yana zarar bile edildiği bilinse de, sistemin bağımlılık ilişkileri gereği bu mırıltıların resmi bir davranışa dönüşmesi mümkün değildir. Çünkü bağımlılık ilişkileri kapitalist sistemin bütün parçalarını, özellikle de yeni-sömürge ülkeleri farklı tavır almaktan alıkoyacak güçtedir.
Bataklık… Daha çok bataklık…
Sonuç olarak, Somali'deki işgal güçlerin geleceği pek parlak değildir.
Bütün bu karmaşa arasında General Aidid'in politik niteliği de çok büyük önem arzetmemektedir. Gerek Aidid'in yönelimi ve gücü, gerekse diğer muhalif grupların durumu üzerine net veriler henüz ortada yoktur.
Ama, şu aşamada bu güçlerin durumu sorunu bir yana kesin olan şey emperyalist blok'un bir kez daha bataklığa girmiş olduğudur.
Somali halkı bu işgal ordusunu hiç sevmemiştir. Ve sevmediğini de -şu ya da bu yönelimin önderliği altında- net olarak sokaklarda göstermektedir. ABD bir kez daha her şeyi yüzüne gözüne bulaştırmıştır.
Ve bir kez daha, "üç beş eşkıya" masalı fos çıkmıştır.
Bu zaten çok kötü bir masaldır. Biz uzun süredir alıştık… Kürdistan'daki her çarpışmadan sonra "eşkiyanın son çırpınışları" hikayesini uzun yıllardır dinliyoruz.
Gerçekten "çırpınan" güç ise bellidir: Emperyalizm.
Bizde ve bütün dünyada….


 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19
Adana Büro: Ali Münüf Cad. Büyük Adana İş Hanı Kat: 4/29 Adana
Tel-Fax: 0322 352 17 92