YOLDAŞ KAVRAMININ
SOMUTLUĞU:
SABRİ DURA
|
İnsanın güzelliği, gözlerindeki ışıktan
gelir..
O ışıktır, güzel kılar insanın yüzünü.
Tutsak olusunuz, idam sehpasının altında sıranızı beklersiniz…
Ama o ışık… Gülümseyen bir yüz armağan eder size…
Yitirirseniz eğer çirkinleşirsiniz.
İnsanın güzelliği çünkü, içinin güzelliğidir, onun dışa
vurulmasıdır. Geleceğe bakış, yarının canlı umudu gelir
gözlerinizden taşır, parıldar.
Bu yüzden çocukların gözleri ışıl ışıldır.
Çocuklar ve devrimciler birbirlerine çok benzerler.
İkisinin de ufku geniştir çünkü, ikisinin de yarına
bakışı umut doludur.
Yarını köreltenlere bir bakın! Gözlerine, yüzlerine
bir bakın! Ruhlarını düzene satmış olanlara bir bakın;
nasıl yaşlıdırlar, nasıl da yorgun!
Nasıl sönüktür umudunu yitirmişlerin gözbebekleri!...
Çünkü içinizden gelir o ışık, beyninizin ta içinden….
En son anlarına dek, bütün gövdesi bir avuç kaldığı
halde o ışığı yitirmedi Sabri Hoca. Artık solduğunu
düşündüğümüz anda, başına bir yoldaşı gelmişse, ailesi,
çocukları… Yeniden parıldardı hemen…
Normal bir insan, ancak bu kadar direnebilirdi ölüme.
Bundan ötesi mümkün değildi. Koma uykuları.. durup durup
yeniden çalıştırılan kalp… kesildi sanılıp büyük bir
inatla yeniden alınan soluklar..
Başucunda yoldaşları ve ailesiyle birlikte… Uzun günler
ve geceler.. Yitirilen ve bazen yeniden tazelenen küçük
umutlar..
Yitirdik Sabri Hoca'yı…
En çok kahrolduğu şeydi, zulümlerden zindanlardan gelip
bir hastalığa yenilmek. Ve elinden geleni yaptı, tıp
ölçütlerini zorladı kalan son gücüyle.. Son anına dek
yoldaşlarını düşünen bir insan yitirdik.
***
1956 Ağustosunda annesine yazdığı bir mektupta şöyle
diyor Che Guevara: "…Artık izlediğim yol, yavaş
yavaş ama kesin biçimde tıp alanından uzaklaşıyor..
Er olarak San Carlos'un (Marksizm kastediliyor) hizmetine
gireceğim" Gerçekten, insanların yaşamlarında böyle
karar anları vardır. İnsan, bir noktada bir karar verir
ve bütün yaşamı ona göre biçimlenir.
Ve devrimcilik, salt karar vermenin ötesinde yaşam tarzınıza
sinmiş bir şey olarak hergün yaşadığınız bir şeyse artık
sizin bir parçanız olur. Zor günler olur, karanlık zamanlar
yaşanır ama yine de bir cevher gibi korursunuz onu.
Sabri Dura, böyle bir biçimleniş yaşamdır.
MLSPB'nin bir insanı olarak yaşadı ve bu yaşamın getirdiği
zorluklara da onurla katlanmasını bildi.
80 öncesinde Zonguldak yöresinde parti çalışmalarında
görev alan Sabri yoldaş bu çalışmalarından ötürü tutuklanıp
cezaevine girdiğinde de ne onurunu yitirdi, ne de iyimser
bakışını. Kaldığı Metris ve Gölcük cezaevlerinde direniş
çizgisinde kaldı ve siyasi tutsakların genelde sevdiği,
saygı duyduğu bir insan olarak yaşadı. MLSPB'li olmanın
gereği buydu çünkü.
Cafcafsız, şatafatsız…
Bir ırmak gibi; sakin, ama akmakta ısrarlı…
CHE'nin deyimiyle, Marksizmin bir eri olarak….
Bir kuşağın deformasyonlarla zedelenmiş gövdesindeki
sağlıklı, yeşil dallardan biri: Sabri Dura…
***
Yoldaşlık, salt bir kavram değildir. Yaşanan bir şeydir.
Bir sevgi ve saygının, ama çok seçici bir sevgi-saygının
ifadesidir.
Ve sevgi, Marks'ın deyimiyle "kendini sevilebilir
kılmak" eyleminde ifadesini bulur. Bu bir arınmadır
aynı zamanda, yapay olarak arınmak ve geleceğin insanına
yakınlaşmaktır.
Bu, dünyayı değiştirme eyleminde mümkündür, değiştirme
eyleminin örgütlülüğü içinde mümkündür.
Ufkunu körelten, mevcut dünyayı kabullenip devrimden
vazgeçen, yitirir ömrünün güzelliğini.
Gözbebeğindeki ışığı yitirir, çirkinleşir…
Çünkü insanın güzelliği, gözlerindeki ışıktadır.
***
Filyos'un Karadeniz'e bakan o tepeciğine bir ölü gömmedik
biz.
Sıradan bir cenaze değildi bu.
Bir yoldaşlık duygusunu algıladık kendi derinliğimizde.
En çok gereksinme duyulan zamanlarda sağlıklı insanlarımızı
yitirmek hep üzücü olmuştur. Ama yine de yalnızca acı
değildi içimizde duyumsadığımız.
Böyle bir insana sahip olmaktan duyulan övünçtü yaşadığımız;
böyle bir ailenin parçası olmanın onuruydu.
Bu onur, bize sorumluluk yükleyen bir olgudur.
Mahir'lerden gelen, Nurettin'lerde Fehmi'lerde, Tamer'lerle,
Suat'larla süren zincirin halkası olmak, bir sorumluluktur.
Hep gözlendiğimizi varsayıyoruz.
Yanlış yapma ve duraksama hakkımız yoktur!
İğrenç düzenin paramparça edilmesi ve bütün pisliğin
süpürülüp atılması, boynumuzun borcudur.
Sabri ve bütün yoldaşlarımıza verilmiş sözümüzdür.
HER ŞEY ZAFER İÇİN!
|