15 Aydır, parça parça süren bir direnişi devam
ettiren, ve daha da ettirecek olan Küçükçekmece
Belediye işçilerinin sorunları ve sorun dolu günlerini
duyarlı kamu oyuna bir çok yanıyla aktarmaya çalışalım.
Bu direniş, 20 aydır arada bir kaç ay hariç her
maaş günü yaşanan bir hak alma mücadelesidir.
Sanki, çalışma sözleşmesinin içinde "Her
ay çalıştıktan sonra çalışma ücretini, en doğal
hakları olan maaşlarını almak için ayrıca mücadele
edeceksin" gibi bir madde var!..
Bu direniş, Küçükçekmece Belediyesi bünyesindeki
yaklaşık 1500 işçinin hak arama ve yaşama direnişidir.
Bu belediyenin öyküsü çok gerilere gitmiyor, yeni
bir belediye ama olumsuzlukları on yılların belediyesiyle
rahatlıkla kıyaslanır. Keza birçok eski belediye
kamuoyunda bu denli yankı uyandırmazken bu çiçeği
burnundaki belediye her ay basının manşetlerinde,
işçi sorunlarıyla biraz olsun ilgilenmek yerine,
işçi nasıl perişan edilir, hakları nasıl gasp
edilir, tehditle işveren sözü verilerek nasıl
çalıştırılır? Başkan Meclis, Sendika, üçlüsü,
hizmeti değil ama işçi haklarını gaspetmeyi çok
iyi biliyorlar doğrusu..
Adından başka hiç bir demokrat özelliği olmayan,
bu tutarsız, programsız insanlar kendi partilerinden
istifa ederek diğer düzen partileriyle kurdukları
koalisyon belediye yönetimiyle (ANAP, DYP, DSP
Ağırlıklı bir yönetimle) kendilerini yönetemezken
belediye yönetmeye kalkıyorlar. Burada da en iyi
yaptıkları iş işçilerin hak gaspı...
SHP'den istifa eden belediyede neler değişmiş?
Hiç bir şey!... Kokuşma devam etmektedir. Arsa,
emlak vb alanlarda soygunculuk almış yürümüş,
işçilere ödenmesi gereken ücretler bir kaç imtiyazlı
insana kredi olarak verilmiştir. Mütahitler işçiden
önce hak etmedikleri paraları almışlar, belediyenin
gelirleri har vurup harman savrulmuştur.
30 Milyarlık geliri olması gereken belediye 5
Milyar ücreti verememektedir, işçilerin birer
maaşı ipotek altına alınmış işçiler içerde biriken
ikinci aylıklarını alabilmek için her ay on-onbeş
gün süren direnişler yapmaktadırlar. En doğal
hakları olan maaşlarını alamazken ve Sendika ile
işveren el ele vererek işçinin maaşını takside
bağlıyor. Bunun en son örneği 22 Ekimde başlayan
hak alma direnişidir. Bu direnişin beşinci gününde,
işverenle Sendika elbirliği yaparak 200 işçiyi
işten atma tehditi savurdular. Böylelikle de direnişi
kırmayı başardılar; İşçiler ikinci ayın maaşını
da alamadan işe başladılar.
Direnişin yenilgiyle sonuçlanmasının bir kaç nedeni
var.
Birincisi; Direniş ilk gününden itibaren işçilere
destek olmayıp işverenin yanında yer alan Türk-İş'e
bağlı Belediye-İş Sendikasıdır. Son aylarda, (Tarihteki
oynamakta olduğu rolü gereği) işverenle diyaloga
girmesi...
İkincisi; bu sendikayla hiç bir hak elde edemiyeceği
bilinen bir gerçek olmasına rağmen, tüm umutların
sendika yönetimine bağlanmış olması...
Üçüncüsü; işverenin işçi ücretlerini gündemde
tutarak ve işçileri bu oyuna çekerek, işçilerin
demokratik haklarını tali plana itmesi, iyi niyetli
işçi önderlerinin bunu zamanında tesbit edememeleri.
K. Çekmece işçilerinin 15 aydır sürdürdükleri
direniş, saygıya değer... Sendikasız, kamu oyunun
desteğinden yoksun olarak ve belde halkının ilk
günlerdeki tepkisine rağmen direnişi bu günlere
kadar getirdiler. Sonuç olarak bu süreçte çeşitli
eksiklikler, noksanlıklar, zaaflar ve yenilgiler
yaşanmıştır, işçi sınıfının mücadelesine kazandırdığı
zenginliklerle birlikte eksikliklerin, noksanların,
görülmesi ve sağlıklı yeni adımlar atılabilmesi
için bu direnişler de son derece önemli derslerle
doludur. Bir direniş geleneği, yaratılması ve
işverenin, işçileri dilediği gibi kullanamayacağını
anlaması olayın ciddi konumlarıdır. Süreç, yeni
direnişlere gebe görülen o... Ve şimdi ne yapmak
gerekir? Öncelikle olayın iyi tartışılıp değerlendirilmesi
zorunludur. Bu direniş devam edecektir. Dolayısıyla
köklü çözümler ve programlar hedeflemeliyiz.
Öncelikle, Sendika daha duyarlı olmaya çağrılmalı
işveren basın toplantısı tüm işçilerin katılım
sağlanmalı. İşçiler basını ziyaret ederek duyarlılıklarını
sağlamaya çalışmalı. Sendika toplantıları önemle
izlenmeli, Sendikanın desteği istenmeli uygun
işyerlerinden destekleyici eylemler talep edilmeli.
Parti merkez ilçelerinde konu gündeme getirilmeli.
Belediye-İş'e bağlı iş yerlerinde destek yaratılmalı,
giderek Çekmece halkının desteği amaçlanmalı.
Direniş kendi yağıyla değil, tüm direniş yankılarının
yağıyla kavrulsun!...
İkincil olarak, işçiler direniş dışında ve direniş
içinde gittikleri her yerleşim yerinde bu durumu
işlemeli ve destek istemeli.
Belde halkının, direnişin ilk başladığı günlerdeki
tepkiselliği olayın içeriğini kavramasıyla birlikte
tepkisini geri almıştır. Bu durum desteğe dönüştürülüp
işverene karşı topyekün bir güç olunmalıdır.
İşverenin işçiler üzerinde estirdiği işten atma
tehtidine karşı hep bir yürek olarak karşı koymaya
hazır olunmalıdır.
İşçiler kendi kendini eğitmeli. Direniş günlerini,
kişiliksizleştirmenin bir odağı olan kahvelerde
geçirmemeli komiteler kurmalı, diğer direnişleri
desteklemeli ve eğitim çalışmaları yapmalı, tartışmalar
sohbetler düzenlemelidir.
1) Sendikanın iş yerlerinde vermekle yükümlü olduğu
eğitim programını uygular hale getirmesi için
gerekli girişimlerin yapılması ve eğitim programının
uygulanması bir zorunluluktur. Bu hakkımızı alıp
kendi eğitim sistemimizi uygulamamızda en temel
ihtiyaçlarımızdandır.
2) Sendika zorlanarak eylemin amacını açıklayan
el ilanlarıyla tüm belde halkını bilgilendirmelidir.
Direnişin nedeninin zam isteme olmadığı aksine
gasp edilen haklarının alınabilmesi için direnişin
devam ettiği açıklanmalıdır. Sendikayla birlikte
hareket etmekten yana olan ve düzenlenen eylemlerin
sabote edilmesini (İstemiyerekte olsa) yardımcı
olan bazı işçi önderlerinin de ciddi bir dille
direnişten yana tavır almaları gerekir.
Şu unutulmamalı; işçinin destekçisi ve güvencesi
ne sarı sendika ne "Demokrat!" eski
tüfek? yönetici, ne de sermayenin savunucuları
olan düzen partilerinin kuklaları meclis üyeleridir.
Sadece ve sadece kendi örgütlü gücüdür. Oluşturulacak
komiteleriyle, eğitim gruplarıyla direniş yükseltilmeli
ve mutlaka başarılmalı. Çünkü K. Çekmece belediye
işçileri omuzlarına ağır bir yük aldılar. Bu beldede
alınacak yenilgi tüm belediyelerde, işverenlerin
işçileri aynı şekilde ezmek, horlamak, ve haklarını
gaspetmek için cesaret alması anlamına da gelir.
Zor günler ilerdedir. Her an, zor günlerin nasıl
üstesinden geleceğiz diye çalışılmalı örgütlenilmelidir.
Slogan tek olmalıdır:
Ya Yeneceğiz Ya Yeneceğiz.....
Konuyu araştırmak için gittiğimiz ve görüştüğümüz
işçi temsilcilerinin gazetemizin sorularını verdikleri
yanıtlar şu şekilde oldu:
SORU: Küçükçekmece Belediyesi işçilerinin sorunları
hakkında bilgi verebilir misiniz?
- Evet. Kuşkusuz tüm işçilerin olduğu gibi burada
çalışan yaklaşık 1300 işçi arkadaşın da pek çok
sorunu var. İşçilerin kendi branşlarının dışında,
oldukça ilkel araçlarla çalıştırılmaları, ya da
örneğin Toplu İş Sözleşmesinde saptanan sağlık
komisyonunun hala kurulmaması, ya da geçici işçi
statüsündeki işçi arkadaşların sorunları gibi
pek çok sorunun yanı sıra, bugün en önemlisi maaşların
ve diğer ödemelerin sürekli olarak geç yapılmasıdır.
Öyle ki işçiler hemen hemen her maaşlarını bugüne
dek kesinlikle bir direnişten sonra alabilmektedirler.
SORU: Bunun nedenleri üzerinde biraz duralım mı?
- Başkanlığın gerekçeleri bütün belediyelerin
gerekçeleri ile aynı: Para yok, Hükümet mali kaynaklarımızı
kısıtlıyor vs. Ancak bu maaşları geç almamızı
bu nedenler etkilese bile, gerçek nedenin, işverenin,
aksine, mali kaynakları yağmaladığı olduğu çok
açıktır. Resmi olmayan bilgilere göre Belediyenin
aylık geliri 6,5 Milyar civarındadır. Bu paranın
nereye gittiği meçhul.
SORU: Başkan bir dergiye demecinde bazı büyük
projelerinden bahsediyor?
- Evet. Böyle bir projeden işçilere de bahsetti.
Yatırım vaadiyle bazı olanakların yaratılacağı
ve bunlarla işçilerin haklarının ödeneceği vs.
Hayır, bu projlerle gerçekte belediyenin olanakları
yağmalanmaktadır.
SORU: Bu güne dek ücretlerin zamanında alınmaması
nedeniyle yapılan direnişler hakkında bilgi verir
misiniz?
-1 Mart 1990'dan itibaren hemen hemen her maaş
direnişle alındı. Bunların tümü pasif ve barışçı
eylemlerdi. Vezne kuyruğu, Başkanlık önünde oturma,
döviz taşıma vs.
SORU: Son olarak geçen Eylül ayında yapılan 16
günlük direnişin kamuoyunda oldukça yankısı olmuştu?
- Hayır. Aksine bizim bu direniş de yeterince
kamuoyu yaratmamıştır. Eylem 24 Eylül'de başlamıştı.
Aylıklar, 13 günlük ikramiyeler ve kaban paraları
ödenmemişti. Önce vezne kuyruğu yapıldı. Sonra
başkanlığa sessiz yürüyüş, sonra yine vezne kuyruğu,
alkışlı yürüyüş, başkanlık makamının önünde yığılma,
döviz taşıma ve nihayet sloganlı yürüyüş.
SORU: Hangi sloganlar atıldı?
-Şunlar:
-Yönetim istifa
- İşçisini sevmeyen halka hizmet veremez.
- Halkımız saflara.
- Çekmece başkanı işçi düşmanı.
- Yaşasın işçilerin birliği.
|