Oligarşinin vitrin tazelediği şu
günlerde 7.ci sayımızla güncel ve dönemsel gelişmelere
ilişkin bakış açımızı elimizden geldiğince sizlerle
paylaşmaya çalıştık. Dergimizi yayına hazırladığımız
süreçte F-Tiplerinden bir şahan daha, Serdar Karabulut
da sonsuzluğa kanat açıyordu...
Bu sayımızda güncele dair seçim sonuçlarını ve
“muhtemel” Irak operasyonunun değişik sonuçlarını;
özellikle de Mezopotamya’ya dair olası gelişmelere
bakışımızı kabaca da olsa ortaya koymaya çalıştık.
Brezilya’daki bir diğer seçim sonucu da, bambaşka
bir “vitrin” ortaya çıkarmasına rağmen, sonuç
olarak hâlâ bir “vitrin” olmaya devam etmesiyle,
yani hâlâ halkın ne kadar yaklaşmasına izin verilirse
verilsin, dokunamayacakları kadar uzakta kalmasıyla
değinilmesi gereken bir olguydu.
Önümüze koyduğumuz “devrimci yenilenme” rotamızın
değişik ayrıntılarını bezeyen “Devrimci Teorinin
Önemi” yazısı ve “Parti ve Kültür” köşemiz, yine
bu kapsamda ele alınabilecek, içeriğine katılmasak
da dünyadaki arayışları tanımamıza yardımcı olabilecek
çeviri yazılarımız da bu sayımızdaki yerlerini
aldılar. Bunlardan başka devlet ve bankalar konusundaki
iki yazımızı da okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz..
Dikkatli okurlarımız, bu sayımızda iyice açığa
çıkan bir “durulmayı” hissedeceklerdir. Ancak
“yenilenme” sürecimizin, salt “yeni şeyler söyleme”den
ibaret olmadığını bilince çıkarabilmişsek, bu
“durulmanın” bir yavaşlamayı değil, sindirmeyi,
ayrıntılandırmayı, değişik boyutlara taşıyarak
zenginleştirmeyi ifade ettiği de açıktır. Gerek
bu doğrultudaki yatay, gerekse de “yenilenmenin”
eksenini oluşturma amaçlı dikey yönelimli yazılarımız,
bu yatay-dikey diyalektiğinin örgüsünü dokumaya
devam edecektir.
Bu örgünün sarmaladığı sıcaklıktaki yeni sayılarımızda
buluşmak üzere, sevgiyle, dostlukla...
|