Halkın Fedaileri gerilla hareketinin silahlı
mücadeleye başlamasından bu yana dört ay geçti.
Bu süre içerisinde bir çok şey oldu; bütün sonuçları
değerlendirmek için belki de henüz vaktin erken
olduğu düşünülebilir. Ama yine de süreç ayrıntılı
bir şekilde ele alınabilir.
Gerilla mücadelesi neden Siahkal'de başladı? Ve
yenilginin nedenleri nelerdi?
İran'daki koşulların bir değerlendirmesini yaptıktan
sonra her devrimci grubun görevi olarak kent ya
da kırsal bölgede silahlı mücadeleye başlaması
gerektiği sonucuna vardık. Bu düşünce, İran Halkının
Fedaileri Gerilla Örgütü'nün (İHFGÖ) her iki alanda
da gerilla etkinliği için hazırlık yapmasına yol
açtı. Şehit yoldaşımız Ali Ekber Safal Farahani
komutasındaki kuzey ormanlarında silahlı bir gerilla
çekirdeği örgütlendi. Beş ay boyunca bu grup kuzey
ormanlarını doğudaki Mazandaran'dan batıdaki Gilan'a
kadar sürekli dolaştı. Bu bölgelerin coğrafi ve
sosyo-ekonomik durumu üzerine bilimsel çalışmalar
yaptı. Hem yazın hem de kışın uzun ve zor yolculuklar
yaparak kendilerini orman ve dağlardaki güç yaşam
koşullarına uydurdular. Bildiğimiz kadarıyla,
hem süre hem de taranan alanın genişliği açısından
bir bölgenin böyle bir keşfi bugüne kadar yapılmamıştır
ve dünyadaki diğer gerilla deneyimleri arasında
bunun bir benzeri daha yoktur.
Bu çekirdek oluşumdan ne umuyorduk? Onun hayatta
kalmasını nasıl sağlayabilirdik?
Başlangıçta silahlı mücadelenin hedefi, düşmanı
askeri olarak vurmaktan çok onu politik açıdan
yıpratmaktı. Amaç, halka ve devrimcilere mücadelenin
yolunu göstermek, onların kendi güçlerinin farkına
varmalarını sağlamak ve düşmanın zayıflığını sergilemekti.
Ayrıca silahlı mücadele, mücadelenin mümkün olduğunu
kitlelere göstermeyi, düşmanı teşhir ederek halkı
bilinçlendirmeyi amaçlar. Dağlarda oluşturulan
gerilla çekirdeği bu amaçları izledi. Kent gerillasının
kır gerillası için oynadığı propaganda görevi
düşünüldüğünde bu çekirdeğin eylemi sadece bölge
çapında etkili olmakla kalmayacak aynı zamanda
tüm ülke çapında örnek alınacak ve böylece net
bir propaganda aracı olarak İran devrimci hareketinin
büyümesinde politik bir rol oynayacaktır. Kırsal
bölgede yavaş yavaş bir basamak oluştururken,
kırsal kesimdeki kitleleri kendisine çekerek aynı
zamanda devrimci hareket içersinde askeri bir
rol oynamak için hazır duruma gelecek ve mücadelenin
yolunu göstererek savaşmak isteyen herkese ve
halka yeni bir umut verecektir.
Siyasal açıdan bu, düşmanın böyle bir mücadeleyi
yalıtmasını imkansızlaştıracaktır. Kuzeydeki kent
ve kır arasındaki yakın ilişki düşünüldüğünde
bu gerilla çekirdeğinin mücadelesi kuzey kentlerinde
geniş çapta etkiye sahip olacaktır ve oradan da
tüm ülkeye yayılacaktır. Kuzey, huzursuzluğun
normal bir durum olarak göründüğü Kürdistan ya
da Azerbaycan gibi olmadığından en küçük bir devlet
operasyonu hemen sezilir ve geniş çapta yankılanır.
Başkent'ten ve tüm ülkeden geniş yığınları çeken
kuzey, ünlü yaz tatil merkezi olduğundan beri
özellikle de bahar ve yaz aylarında bölgeye giren
ve çıkanlar üzerindeki kontrol düşman için oldukça
zarar verici olacaktır. Kuzey, düşmanın askeri
açıdan daha az kurumsallaştığı bölgelerden biridir.
Bölgenin coğrafyasından dolayı düşmanın askeri
gücü ve silahlarının bir kısmı burada kullanılamamaktadır.
Kuzeydeki kır nüfusunun yaşam koşulları ülkenin
geri kalanından daha katlanılır olduğu doğrudur
ama kır nüfusu ile bürokratik finans burjuvazisi
arasındaki çelişkinin burada da gittikçe arttığı
bir gerçektir. Ayrıca, kır nüfusu finans sermayesinin
durmadan artan baskısı altındadır ve Toprak Reformu
Bakanlığı'yla kooperatif ve ortak hisse senedi
şirketlerinin borç yüküyle ezilmektedir. Ülkenin
geri kalanıyla karşılaştırıldığında kuzeyde, özellikle
de kentlerde politik bilinç oldukça gelişkindir.
Gerilla, kuzey bölgesi boyunca hareket edebildiğinden
ve bölgeyi iyi bildiğinden (düşman her bölgede
rehberini değiştirmek zorundadır) ve doğrudan
karşılaşmalar yerine düşmana sınırlı darbeler
indirme yolunu seçtiğinden, kır gerillasının kuşatılarak
yok edilmesi çok zordur.
Peki o zaman gerilla çekirdeği neden başarısız
oldu?
Tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. İki faktör
yenilgiye yol açmış gözüküyor: Sürekli hareketliliğin
savsaklanması ve güvenliğin ihmali. Dağdaki yoldaşlarımızın
sürekli hareketliliği ve güvenliği teoride ve
pratikte öğrendiklerini biliyoruz. Öyleyse nasıl
böyle bir hata yaptılar? Aklımıza gelen tek neden,
düşmanın gerillayı yok etmek için bu kadar büyük
bir güçle saldıracağını tahmin etmemiş olmalarıdır.
Kahraman yoldaşlarımızın Siahkal bölgesinde kuşatıldığını
ve düşmanın güçlerinin büyük bir kısmını çevre
bölgelerde yoğunlaştırdığını biliyoruz. Ama yine
de, savaşan yoldaşlarımız için birkaç gün içersinde
bölgeden kilometrelerce uzaklaşmak kolay olacaktır.
Bu tarz hareketlilik devam ettirilirse düşman,
Siahkal bölgesi ve çevresinde binlerce insanı
silahlandıracak ve kuzey bölgesinin tümünde binlerce
insanı göç ettirmek zorunda kalacaktır. Ayrıca,
tüm iletişim araçları üzerinde katı denetimler
getirecektir, ki bunlar oldukça zor işlerdir ve
zaman alır. Bu süre zarfında gerillalar adımlarını
güçlendirebilir, silah ve askeri güçlerini arttırabilirler.
Bütün bunlardan hareketle, gerilla yenilgisinin
bir kaza olduğu ve bundan sakınılabileceği sonucuna
varılabilir. Ancak, gerilla mücadelesi her zaman
belli riskler içerir; bu tür terslikler ne anormal
ne de kaçınılmazdır. Sonuçta, devrimciler bu tür
deneyimlerden dersler çıkarmalıdırlar; zafere
giden yol böylesi yenilgilerle doludur. Siahkal
hareketinin kısa deneyimi ve yenilgisi, şehir
gerillası eylemlerinin başlamasından önce yaşanmasına
rağmen, devrimciler ve halk arasında ilgi ve umudu
yükseltmiştir.
Fedailerin kırdaki silahlı mücadelesi ayrıca bazı
dikkate değer sonuçlar üretti. Mücadelenin çağrısına
yanıt vermek için üniversitelerdeki devrimci öğrenci
gençler bu doğrultuda öfkeli ve devrimci sloganlarla
son yılların en kitlesel gösterilerini gerçekleştirdiler.
Silahlı mücadelenin etkisiyle Jahan-Cheet askeri
fabrikasının işçileri taleplerini elde etmek için
cesaretle mücadele ettiler ve silahsız oldukları
halde karşı devrimci şiddete devrimci şiddetle
karşılık verdiler. Böylece İran devriminin şehitler
listesine düzinelerce isim eklediler.
Bugün insanlar kendilerine yeni sorular soruyorlar.
Gerillaların neden ve kim için savaştığını merak
ediyorlar. Özveri ruhu ve bencil olmamak nasıl
mümkündür? Küçük bir güç ve özveriyle bile ağır
silahlarla donanımlı düşmana karşı ayaklanmanın
mümkün olduğunun farkına varıyorlar. Devrimci
hareket silahlı mücadele geleneğinin temellerini
atmaya başladı. Şu anda emekleme aşamasında ve
grupların oluşumu için ilk adımlarını atıyor.
Silahlı eylemler, bir dizi başarı ve yenilgi ve
daha sonra tekrar başarı yoluyla halka mücadelenin
uzun süreli doğasını ve imkanını gösterir. Böylelikle
halk yavaş yavaş mücadelenin uzun ve zor olduğunu
ve mücadelenin gelişiminin ve başarısının kendi
desteklerine bağlı olduğunu anlayacaktır. Bu ayrıca
halkın ve öncülerinin nasıl adım adım gelişeceğini
de gösterir. Açıkçası biz hemen halkın doğrudan
desteğini beklemiyoruz; halkın tümünün birden
ayaklanması beklenemez. Şu anda, halkı temsil
eden aslında devrimci öncü gruplardır. Silahlı
mücadelenin doğru olduğu bilinci ve halkın moral
desteğiyle hareket eden bu gruplar silahlanarak
mücadeleyi yaygınlaştırırlar; böylelikle halktan
maddi destek imkanını da arttırmış olurlar. Silahlı
bir grubun yenilgisi bu yüzden mücadelenin sonucu
üzerinde belirleyici bir etkiye sahip değildir.
Her şeyden önce mücadelenin uzun olduğunu ve gruplar
halinde örgütlenerek başlayacağını kabul ediyorsak
eğer, gruplardan birinin yok olması bir şeyi değiştirir
mi? Önemli olan, bir militanın elinden düşen silahın
başka militanlar tarafından kavranacak olmasıdır.
Eğer bir grup düşerse, daha ileri bir grup ya
da grupların eylemlerinin sonuçlarını görmek için
hayatta kalmaları, etkilerini sürdürmeleri ve
bu eylemin yarattığı moral desteği örgütsel çalışma
doğrultusunda maddi desteğe dönüştürmeleri önemlidir.
Bu, devrimci sorumluluklarını yerine getirme isteğine
sahip öteki gruplar tarafından başarılabilir.
Mücadelemize bu kararlılıkla başlıyor; halkımız
ve öncülerine inanıyoruz. Bu inanç doğrultusunda
kanımızı veriyoruz. İçimizin derinliklerinde halkın
desteğine ihtiyaç duyuyoruz; bu destek olmazsa
sonumuzun imha olacağını çok iyi biliyoruz. Yaşamlarımızı
bu inanca adıyoruz. Silahlı mücadele geleneği
ve yapılarının oluşturulması aşaması süresince
bazı büyük özveriler kaçınılmazdır. Kabul ettiğimiz
özveriler, ölene kadar düşmana cesurca direnen
şehitlerimiz, Şahın infazcıları tarafından ortaçağ
işkencelerine kahramanca direnen tutsak yoldaşlarımız
sayesinde, hiç şüphesiz İran devrimi ağacı, halkımızın
oğullarının ve kızlarının ayaklanmasıyla çiçek
verecektir. O zaman er ya da geç halkın savaşı
başlayacaktır. Bugünkü koşullarda öncüler Fedailerden
başkası değildir. Teslimiyeti bırakın. Her devrimci
çevre ve grubun görevi silahlı mücadeleye başlamak
ve ellerindeki tüm araçlarla düşmana karşı mümkün
olan her yoldan darbe vurmaktır. Deneyimler silahlı
mücadeleden başka bir yolun olmadığını göstermiştir
ve yine deneyimler halkın bu mücadeleyi destekleyeceğini
göstermektedir.
Yaşasın Özgürlüğün Tek Yolu Silahlı Mücadele!
Yaşasın Sonuna Dek Düşmana Karşı Kahramanca Savaşan
Tüm Şehitlerimizin Ölümsüz Anısı!
Şah İnfazcılarının Barbar İşkencelerine Cesurca
Direnen Tüm Politik Tutsaklara Selamlar!
Yaşasın Tüm Devrimci Güçlerin Birliği!
Yaşasın İran Halkının Birliği!
Haziran 1971
İran Halkının Fedaileri Gerilla Örgütü
|