Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

59. Sayı - Nisan/Mayıs 2008

Nepal’deki yeni durum ve seçimler epeydir bütün devrimcilerin ilgisini çeken bir konu olmaya devam ediyor. Halk Savaşı çizgisinden ilerleyen Nepal Komünist Partisi (Maoist) son günlerde yapılan ve -yasal nedenlerden ötürü- yavaş yavaş alınabilen seçim sonuçlarına göre şu anda iktidar partisi gibi görünüyor. Halen güncelliğini koruyan bu konuyla ilgili okurlarımızı bilgilendirmek için NKP (M) Merkez Komite üyesi Hisila Yami ile 15 Nisan 2008’de, yani seçimlerden hemen önce yapılan bir röportajı yayınlıyoruz.

Soru: NKP (M) Nepal’deki mücadelenin bugünkü safhasını nasıl değerlendiriyor?
Hisila Yami: Halk savaşından sonra yeni bir döneme girdik; yeni bir mücadele biçimini tercih ettik. Dışarıdan bakıldığında basit gibi gözüküyor olabilir ama bu çok zor bir yol. Zikzaklı bir yol izledik; çünkü eski devleti yıkmaya iyice yaklaştığımızda ABD ve Hindistan’ın da bize saldırmaya yaklaştıklarını gördük. Bu durum, asla bitmeyecek bir savaşa yol açabilirdi. Bugün, legal mücadele yoluyla ve sokaklarda kazanımlar elde ediyoruz.
Daha önce askeri bir strateji izliyorduk ve politika askeri durumu etkiliyordu. Simdi ise siyasi bir strateji izliyoruz ve bu çok daha zor.
Barış görüşmeleri boyunca taktiğimiz her zaman Ranalar (Nepal’i yöneten tarihi bir aile), Kral ve Kongre arasındaki ittifakı kırmak üzerineydi. İkinci Jana Andolan’dan (2006’daki kral karşıtı kitlesel hareket) sonra Kral’ın mülklerinin kamulaştırılması için yeni bir ittifak kurduk. Yasa geçti ama sadece kağıt üstünde kaldı. Şu ana kadar uygulanmadı.
Bugün iki temel talebimiz var: Kurucu Meclis seçimlerimden önce cumhuriyetin ilan edilmesi ve seçimlerde tamamen nispi oranlı bir sistem kullanılması. Bu hedeflere ulaşmak için Nepal Komünist Partisi (UML/Birleşik Marksist-Leninistler) ile beraber, feodal bir kuvvet olarak duran kongreye karşı ittifak oluşturduk. Nispi temsilli seçim sistemi konusunda bazı ödünler verebiliriz ama kral konusunda asla geri adım atmayacağız.
Önceleri nispi oranlı seçim sistemini destekleyen sadece bizlerdik. Şimdi ise bütün etnik grupları kapsayan bir cephe bizden bu talepten vazgeçmememizi istiyor. Hepsi aynı talebi dile getirmekte. Ayrıca bütün partilerden ve kitle örgütlerinden de artan bir destek var. Partiler, etnik grupları bir oy potansiyeli yaratmak için kullanabileceklerini gördüler. Ayrıca, UML de tam nispi temsil sistemi ilkesinden vazgeçtiğimiz zaman bizi kandırmaya çalıştı. Oysa gerçek niyetleri bu değildi, sadece bizi tuzağa düşürmek istiyorlardı. Bizi eleştirdikten sonra eski pozisyonlarına geri döndüler. Yine de Kongre Partisini bertaraf etmek için onlarla birlik olmak zorundaydık. UML, tavrımızı zayıflattıktan sonra, hem seçimler hem de cumhuriyet ilanı için harekete geçmemizi istedi. Bu, orta yolcu bir tavırdı, ne öncesinde, ne sonrasında direkt olarak cumhuriyet ilanı amacı da taşımıyordu.
Şimdi kongre bileşenleri Maoistler tarafından baskı gördüklerinden şikayet ediyorlar ve ilk Jada Andolan’in (1990’daki kitlesel monarşi karşıtı hareket) anayasasına geri dönüş yapmaktan bahsediyorlar.

Soru: Cumhuriyet ve nispi oranlı seçim sitemi talepleriniz karşılanmazsa ne yapacaksınız?
H. Yami: Kitle hareketine dönüş yapacağız. Cumhuriyetçi cepheye sahip olmamızın sebebi de bu. Prachanda da “daha önceleri kral Gyanendra ile ittifak yapmak zorunda kalmış olan milliyetçi güçler bile bizim tarafımıza geçebilir” dedi.

Soru: 40/60 nispi oranlı bir seçim sistemi, etnik grupları nasıl etkileyecektir? Bu, örneğin Madhesi nüfusu (Hindistan sınırındaki alçak kesimlerdeki halk) ile yeni problemler yaratabilir mi?
H. Yami: Bu, etnik grupların şemsiye örgütü Janjati Masan’ın ne derece başarılı olacağına bağlı. Bütün partilerin, etnik grupların ve diğer grupların/insanların katılacağı bir yuvarlak masa konferansı yapmak istiyorlar. Söz konusu Konferans, bu konuda karar verici mekanizma olmalı.

Soru: Peki ama, nispi oranlı olmayan bir sistemde seçime giderseniz, başarı şansınız ne olur?
H. Yami: Bir ittifak kurarız, tercihen Kongrenin de içinde olduğu bir ittifak, ama bu olmaz ise en azından UML ve diğer sol partilerle...

Soru: Kurucu meclis ile Maoistlerin ulaşmak istediği hedefler nelerdir?
H. Yami: Hedeflerimiz, yeni bir devlet yapısı, federalizm, istihdam, daha iyi bir sağlık sistemi ve cinsiyet ayrımcılığına karşı harekete geçilmesidir. Nihai sonuç, her zaman belirttiğimiz şey olacak. Halk savaşına başladığımızda ilk olarak önümüze koyduğumuz Yeni Demokrasiyi kurmayacağız, radikal reformlar yapacağız. Yeni Demokrasi halkın mücadelesinin başka bir dalgasına kadar beklemeli. Bu bizim stratejimizde yeni bir şey değil; eskiden olduğu gibi, 1. Jana Andolan’dan sonra parlamentoya girdiğimiz zamandaki gibi... Hiç belli olmaz, ilerde daha büyük bir sıçrama da yapabiliriz.

Soru: Maoistlerin gücü nedir?
H. Yami: Devletle aynı seviyede kurumlarımız var. Eskisi gibi devam edeceğiz ve eğer başarısız olursak en azından yeni bir biçimde başarısız olacağız.

Soru: Hindistan Devrimi Nepal için ne derece önemlidir?
H: Yami: Hindistan’da yeni bir devrimci dalga bekleyebiliriz..

Soru: Uluslararası ilişkilerinizi nasıl yürütüyorsunuz?
H. Yami: Büyüyen küreselleşme ile birlikte biz de mümkün olan her alanı kullanmak zorundayız. Parti yönetiminden büyük diplomatik adımlar atıyoruz. Eskiden Maoist liderlerin ABD’ye girişine izin verilmiyordu, ama artık parlamentoda olduğumuzdan ötürü görüşmeler için girişimize izin veriliyor. Ayrıca ABD de BM aracılığı ile Nepal’e gelmek istiyor. Bu yüzden kurucu meclis için baskı oluşturuyoruz; çünkü BM’nin mümkün olduğunca çabuk Nepal’den ayrılmasını istiyoruz. Bu konuda Çin ve Hindistan’la aynı taraftayız.
Soru: Hindistan Komünist Partisi (ML) ile ilişkiniz nedir?
H. Yami: HKP(ML) ile parti ilişkimiz yok. Barış görüşmeleri esnasında bir iki kontak kurulmuştu ve HKP(ML)’ile anlaşmanın BJP ile anlaşmaktan daha kolay olduğunu düşündük.

Soru: Norveç’in süreçteki rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?
H. Yami: Norveçli işadamları bazı açılardan daha iyiler, toplumsal ve sosyal konulara daha duyarlılar.
Önceleri Norveç, ABD’nin tarafındaydı, şimdi tarafsızlar. Ama Norveç’in tarafsızlığı kolayca değişebilir, her an ABD tarafına yaklaşabilirler.

Soru: Peki krala ne olacak?
H. Yami: Eğer kral mantıklıysa, kaçacaktır. Kurnazlık etmeye kalkarsa, ya öldürülecektir ya da hapse atılacaktır. Sizin kralınızın aksine, bu kralın çok fazla gücü vardı, kendi ailesini bile öldürdü. Eğer halk savaşının bir sonucu olarak devrilseydi, simdi attığımız adımlardan daha farklı adımlar atardık. Ama eğer sessizliğini korursa ona dokunmayacağız.

Soru: Halk Kurtuluş Ordusu’ndaki çocuk askerler için ne diyeceksiniz?
H. Yami: Prachanda son açıklamasında şunu söyledi: Eğer BM, HKO kamplarında çocuk askerler olduğunu kanıtlarsa, ki bunu yapabilecek bir sisteme sahipler, bu çocuklar ekonomik bazı yardımlarla köylerine gönderilmeliler. Ama savaş boyunca, çocuk organizasyonlarımız bile oldu. Kabile toplumlarında yeniden evlilik bir tabu olmadığından, bir çok öksüz çocuk vardı. Çocuklar terk ediliyorlardı ve bize geliyorlardı. Bazılarının orduya bir şeyler taşıyarak yardım etmesine bile izin verdik.

Soru: Tam da zirvedeyken savaşmaya devam etmek daha iyi olmaz mıydı?
H. Yami: Bütün barış görüşmeleri boyunca stratejimiz kralı tecrit etmek ve parlamenter güçlerle anlaşmaya varmak üzerineydi. Halk Savaşı boyunca düşmanı bölge komutanlıklarında kuşatıp, hareketsiz bırakmayı başardık. Düşman mevzilerini terk ediyordu ve biz de onları mevzilere geri çekip savaşmaya itmek için uğraşıyorduk. İki çizgi mücadelesinden sonra (Prachanda ve Baburam Bhattarai arasında) iki tane büyük saldırıya uğradık; bir tanesi bir çok insanımızı kaybettiğimiz Kara, diğeri de bizim kazandığımız Pili saldırılarıydı; ama sadece o sıralarda mevzilerin inşa aşamasında olmasından dolayı böyle oldu... Ne bizim ne de onların kazanabileceğini düşünüyorduk. Darbe de bir dönüm noktasıydı. Ne zaman partilere “bakın kral sizi kandıracak” desek inanmadılar, ama sonra bunu kendi gözleriyle gördüler.

.


 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19