Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

55. Sayı - Ekim 2007

Ulucanlar Katliamı’nın Hesabını Soracağız
30 Eylül 2007 Pazar günü, bundan 8 yıl önce faşizmin gerçekleştirdiği Ulucanlar Katliamı, Karacaahmet Mezarlığı’da saat 13.00’te TUYAB’ın örgütlediği bir eylem ile lanetlendi. HKM’lerin de desteklediği eylem Ulucanlar Cezaevi’nde katledilen 10 devrimci tutsağın şahsında tüm devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Ulucanlar Cezaevi’nde katliamın tanığı olan devrimci tutsaklar ve yakınları birer konuşma yaparak, acı ve öfkeyi anlatmaya çalıştılar. Daha sonra TUYAB temsilcisinin yaptığı konuşmanın ardından Grup Vardiya, katledilen devrimci tutsakların sevdiği ezgileri dillendirdi.
Ulucanlar Katliamı devrimci tutsaklara yönelik gerçekleştirilen imha ve teslim olma saldırısının ilk adımıydı. F Tipi hapishanelerdeki tecrit koşulları ağır koşullarda devam ediyor. F Tiplerinde tecrit ve baskılara karşı mücadele ertelenemez bir görevdir. Bu bilinçle anmaya katılanlar, son söz olarak “Katliamı 8. yılında unutmadık, unutturmayacağız” diyerek eylemi bitirdiler.

Adana’da Ulucanlar Protestoları
26 Eylül 1999’da Ankara Ulucanlar Cezaevinde gerçekleştirilen katliam, Adana’da bir dizi etkinlikle protesto edildi ve katliamda şehit düşenler anıldı. ÇHKM, BDSP, Alınteri, ESP, DHP ve Mücadele Birliği’nin düzenlediği etkinliklere Radyo Dünya’da yapılan bir programla başlandı. 24 Eylül 2007 günü saat 18.00 ile 19.00 arasında gerçekleştirilen radyo programına Adana Barosu avukatlarından Av. Sevil Aracı, Adana TİHV’den Dr. Memet Antmen ve ÇHKM’den Hasan Yüksel katıldı. Av. Sevil Aracı, operasyonun gerçekleştiği süreçte toplumsal muhalefetin bastırılmak istendiğini ve uygulanmak istenen AB ve IMF dayatmalarının bunu şart koştuğunu vurgulayarak, dönemin başbakanı B. Ecevit’in ABD’ye gitmeden önce söylediği “devlet otoritesini uygulamaktan sakınmayacaktır” yönündeki sözlerin, operasyonun fitilini ateşlediğini anımsattı. Konuşmasının devamında operasyon sonrasındaki yargılama süreçlerinde yaşanan hukuksuzluklara değinirken, katledilen, işkenceye uğrayan tutsakların yargılanmasına ve onları savunan avukatlara dahi dava açılmasına dikkat çekti. Operasyon sonrası yapılan otopsilere avukatların talepleri olmalarına rağmen alınmadığına da dikkat çeken Sevil Aracı, bir daha tekrarlanması olanaksız olan otopsilere avukatların “ölmüş adamın avukata ihtiyacı olmaz” gerekçesiyle alınmamasının delilleri karartma suçunun açık bir belirtisi olduğunu vurguladı.
Genel olarak cezaevleri, özel olarak tecrit uygulamasının insan sağlığı boyutlarını ele alan Dr. Memet Antmen ise devletin cezaevleri politikalarının insan sağlığını hiç düşünmeden hazırlanıp uygulandığına dikkat çekti.
ÇHKM temsilcisi ise konuşmasında dönemin siyasal tablosuna değindi. O süreçte toplumsal muhalefete disiplinli ve topyekün müdahale edebilen yegane devrimci muhalefet odağı olan cezaevlerinde en geniş devrimci davranış birliğinin merkezi olarak yaratılmış ve bunun CMK (Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu) adı altında somutlanmış olmasının sistemi hayli rahatsız ettiğini belirten ÇHKM temsilcisi, tüm devrimci muhalefet odaklarının adım adım susturulması sürecinin Cumartesi Anneleriyle başladığını söyledi. Öncelikli olarak kayıp yakınlarını sokaklardan “temizleyen” sistem, F tipi saldırısını da adım adım örerken bir laboratuvar olarak Ulucanlar’da “deney” yapmıştı. Böylelikle devrimci tutsakların ve genel olarak devrimci toplumsal muhalefetin neler yapabileceğini bu operasyonla ölçen egemen sınıflar, uyguladıkları vahşetle 12 Eylül sürecini anımsatmıştı.
Operasyondan sonra Burdur ve Bergama’da saldırıların sürdüğüne değinen konuşmacı, Burdur’da tutsak Veli Saçılık’ın operasyon sırasında iş makinası tarafından koparılan kolunun bir köpeğin ağzında bulunmasını da anımsattıktan sonra tüm bunların 19 Aralık bütünsel saldırısının hazırlıklarının birer parçası olduğuna da değindi. Kısaca 19 Aralık sürecinden de bahseden konuşmacı, operasyon sürecinde kişi olarak neler yaşadığının sorulması üzerine, orada kişilerden çok bir bütün olarak kitlenin kahramanlığının yaşadığını vurguladı ve gerek Ulucanlar gerekse de 19 Aralık operasyonları sırasında teslim olan tutsak sayısının hesaba katılmayacak kadar az olduğu gerçeğini bir kez daha anımsattı.

Şakirpaşa’da Yürüyüş
Ulucanlar katlimını protesto etmek için Adana’da düzenlenen ikinci etkinlik 25 Eylül 2007 günü Şakirpaşa Mahallesinde düzenlenen yürüyüş oldu. Saat 17.00’de ana cadde üzerindeki Pasaj durağında bir araya gelen kitle, ellerinde Ulucanlar Şehitlerinin resimleriyle, “Ulucanlar Katliamını Unutmadık, Hesabını Soracağız” yazılı pankartlarını açarak yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür”, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz”, “Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Zındanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük”, “Ulucanlar Şehitleri Ölümsüzdür”, “Onlara Sözümüz Devrim Yeminimizdir” sloganları atıldı. Yürüyüşün sonunda basın açıklaması okundu.

İnönü Parkı’nda Basın Açıklaması
Ulucanlar Katliamının 8. yıldönümü olan 26 Eylül 2007 günü saat 12.30’da Adana İnönü Parkı’nda bir basın açıklaması yapıldı. Ulucanlar şehitlerinin resimlerinin taşındığı basın açıklamasında “Ulucanlar Katliamını Unutmadık, Hesabını Soracağız” yazılı pankart açıldı. İşçi Mücadelesi ve Halkevleri’nin de destek verdiği basın açıklamasında “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür”, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz”, “Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Zındanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük”, “Ulucanlar Şehitleri Ölümsüzdür”, sloganları atıldı.

Meydan Mahallesinde Yürüyüş
Yine 26 Eylül 2007 saat 17.00’de Meydan Mahallesi, Kıbrıs Caddesi boyunca bir yürüyüş gerçekleştirildi. Kıbrıs Caddesi’nin Obalar Caddesi ile kesiştiği yerden başlayan yürüyüşte “Ulucanlar Katliamını Unutmadık, Hesabını Soracağız” yazılı pankart açıldı ve Ulucanlar şehitlerinin resimleri taşındı. Yürüyüş boyunca “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür”, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz”, “Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Zındanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük”, “Ulucanlar Şehitleri Ölümsüzdür”, “Onlara Sözümüz Devrim Yeminimizdir” sloganları atıldı. Her şehidin adı okunduktan sonra kitle “Yaşıyor” sloganını attı. Caddenin sonunda yapılan basın açıklaması ile yürüyüş sona erdi.

Gençlik Gelecektir, Geleceğimize Sahip Çıkacağız.
Geleceğimizi Karartanların Geleceğini Karartacağız!

Devrimci Sosyalist Gençlik

İZMİR'DE CEZAEVİ KATLİAMLARI PROTESTO EDİLDİ
21 Eylül Buca, 24 Eylül Diyarbakır, 26 Eylül Ulucanlar Cezaevi katliamlarını kınamak ve protesto etmek için BDSP, HKM, ESP, EHP, KALDIRAÇ, KÖZ, PARTİZAN ve İHD'nin de aralarında bulunduğu devrimci demokrat kurumlar Buca Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Devrim şehitleri için yapılan saygı duruşundan sonra okunan basın açıklamasında "Ülkemizde de bir direniş kalesi olan hapishaneler sistemin her zaman hedeflerinden biri olmuştur. 'İnsan öğütme merkezlerine' dönüşen hapishanelerde son 10 yıllık süreçte 300' e yakın devrimci, muhalif tutsak yaşamını yitirmiştir. Toplumsal muhalefetin dizginlenmesi -susturulması- devrimci tutsakların teslim alınması ve seslerinin kesilmesi amacıyla yapılan hapishane operasyonları gerçek birer katliama dönüşmüştür. Katliamların ilk hedef olarak devrimcileri almasının toplumsal muhalefeti susturmak için, işçi sınıfı ve ezilen halklara yönelik saldırıların daha kolay uygulanabilmesi için yapıldığı olduğu vurgulandı. Yaklaşık 30 kişinin katıldığı basın açıklamasında; "Devrim Şehitleri Ölümsüzdür", "Devrimci İrade Teslim Alınamaz", "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur", "İçeride Dışarıda Hücreleri Parçala" sloganları atıldı.
Ayrıca Buca Cezaevi önünde aynı gün Halklar ve Özgürlükler Cephesi de cezaevi katliamlarıyla ilgili basın açıklaması yapmıştır.

Tezkereye Hayır!
17 Ekim 2007 Saat 19.00'da Taksim Tramvay durağında sınır ötesi operasyon tezkeresinin meclise getirilmesi protesto edildi. Yapılan eyleme demokratik kitle örgütleri, platformların yanı sıra siyasi partiler de destek verdi. Açıklamada Kürt halkının ve kardeşlikten yana olan emekçi halklarımızın meclisten geçecek olan tezkereye karşı olduğu bilinmesine rağmen AKP Hükümeti halklarımızın iradesini tanımadığı belirtilirken, saldırıların işçi, emekçiler ile devrimci, sosyalist güçlere karşı baskıların yoğunlaşması ile devam edeceği vurgulandı. Irkçı şovenist politikalara karşı "Emekçi halklarımıza düşen, Kürt halkının haklı mücadelesine omuz vermek, Türk ve Kürt halkı olarak ortak mücadeleyi büyütmektir" çağrısında bulunuldu. Toplumun duyarlı kesimlerine, meclisten geçecek olan tezkereye karşı sessiz kalmamaya, tezkerenin iptal edilmesi için mücadele çağrısı yapıldı. Olası bir sınır ötesi operasyonun gerçekleşmesi halinde operasyonların durdurulması, Güney Kürdistan'dan Türk ordusunun çekilmesi için taleplerimizi yüksek sesle haykırmaya devam edeceklerini belirttiler. ESP, EHP, DTP, SDP, HÖC, HKM, ÖMP, DHP, SODAP, TÖP, BDSP, Devrimci Hareket, AntiKapitalist, Teori ve Politika, Anarşist Komünist İnisiyatif, Umut Kooperatifi, DİP Girişimi, Kaldıraç, Eğitim-Sen 3 Nolu Şube üyeleri eylemde 'Susma Haykır Halklar Kardeştir' şiarını haykırdılar.

KİTLE ÖRGÜTLERİ KOORDİNASYONU BULUŞTU
Kitle örgütlerinin dayanışma içinde çalıştıkları ve dört yıldır faaliyetlerini sürdüren iletişim ve dayanışma ağı Kitle Örgütleri Koordinasyonu İstanbul-Okmeydanı'nda 8. buluşmasını gerçekleştirdi. 6-7 Ekim tarihlerinde yapılan ve iki gün süren yoğunluklu çalışmada, paneller, deneyim aktarımları, çalışma atölyeleri, belgesel gösterimleri düzenlendi. Koordinasyon her şeyden önce kendi nihai amaçları olan ve sınıfsal dayanışmayı kuvvetlendiren bir yerde durmaya çalıştığını belirtirken, emekçiler arasındaki dayanışmayı güçlendirmenin bu çalışmanın hedeflerinden birisi olduğunu belirttiler.
HKM'lerin “Toplumsal İlişkiler Bağlamında Eğitim ve Bilimin Durumu” konu başlıklı panel ve “Kadın Çalışmaları” konu başlıklı bölümlere katılım sağladığı buluşma bir müzik dinletisiyle son buldu.

Aklın Sesi Susturulamaz...
Sanatçı Ferhat Tunç 4 Ekim 2007 tarihinde İzmir Ağır Ceza Mahkemesinde 15 yıla kadar ağır hapis cezasıyla yargılanmaya devam edecektir.
Bir yıl önce Alanya'da konserinde yapmış olduğu konuşması nedeniyle hakkında açılan dava düşünce, fikir ve inanç özgürlüğüne yönelik bir gerçekliği hatırlatmaktadır. Bu ülkenin aydınlarından sanatçılarından düşünürlerinden muhaliflerinden sadece istenildigi gibi konuşması ve düşünmesi istenmektedir. Özellikle Kürt coğrafyasında yaşanan gerçeklik hakkında kardeşlik ve barış mesajları verenlerin sesi susturulmaktadır. Aklın sesi susturulmaktadır.

Ferhat Tunç Yalnız Değildir
Ferhat Tunç'a Uygulanan Baskıları Kınıyoruz...
Aklın Sesi Susturulamaz..

Halk Kültür Merkezleri

DEVLET TÖRÖRÜNE KARŞI EYEMDE GÖZALTI
27 Eylül'de Hozat'ta öldürülen gerilla için 29 Eylül'de Galatasaray'da basın açıklaması yapıldı. DHP'nin düzenlediği eyleme HKM'ler de destek verdi. Yapılan basın açıklamasında Egemenlerin kan ve gözyaşıyla beslendiği Türkiye'de hiç bir suçun üzerine gidilmediği ve suçluların cezalandırılmadığı belirtildi. Katliamların, yargısız infazların, işkencelerin hesabını soracaklarına vurgusu yapıldı. Eylem sonrasındaysa polis 'yasadışı' slogan attığı gerekçesi ile 10 DHP'liyi göz altına aldı.

1. Gülsuyu Festivali;
"YOZLAŞMAYA, YIKIMLARA, YOKSULLUĞA KARŞI MAHALLEMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ"

İstanbul'un bir çok yerelliklerinde gelenekselleştirilen mahalle festivalleri, sistemin saldırı politikalarına karşı çok anlamlı bir yerde durmaktadır. Mahalle sorunlarının tartışıldığı festivaller, emekçileri hedef alan sistemin yarattığı politikalara karşı emekçilerin beraberliğini, örgütlülüğünü ortaya koyması ve bu politikalara karşı cephe alınması anlamında çok önemlidir. Ayrıca bu festivallerin anlamı da son dönemler de kentsel (rantsal) dönüşüm olarak atfedilen, emekçi mahalleleri hedef alan yıkımlara karşıda bir mesaj niteliğindedir.
Bu festivallerden biri de Maltepe Gülensu-Gülsuyu mahallesinde "Yozlaşmaya, Yıkımlara, Yoksulluğa Karşı Mahallemize Sahip Çıkıyoruz" şiarıyla 7-8-9 Eylül tarihlerinde gerçekleştirildi. Bölgede devrimci, demokratik kurum ve siyasetler tarafından örgütlenen gülsuyu festivalinin ilki festivalin gelenekselleştirilmesi hedefiyle yapıldı.
Gülsuyu-Gülensu Güzelleştirme Derneği, PSAK Maltepe Şubesi, HKM, DHP, PARTİZAN, HÖC, BDSP, PDD, KÖZ, DPM Devrimci Komünistler, SDP tarafından örgütlenen festivalde paneller, halk toplantıları, tiyatro gösterimleri ve müzik dinletileri gibi etkinliklerin tertiplendi. İlk gün açılış yürüyüşüyle başlayan festivalde pankart açılarak son duraktan "Yıkımlara Geçit Vermeyeceğiz", "Yozlaşmaya Karşı Gücümüz Birliğimizdir", "Yaşasın Devrimci Dayanışma" sloganları eşliğinde Nurettin Sözen Parkı'na yürüyen kitle burada devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşundan sonra Tiyatro Simurg'un gösterimi ve Grup Diyar, Grup Alarga, Domane Dersim, Grup Fırtına müzik dinletisi verdi.
Festivalin ikinci gününde "Yıkımlar ve Barınma Hakkı" konulu Mehmet Göçebe, Besime Şen,Şükrü Aslan'ın katıldığı bir panel gerçekleştirilerek, ardında Grup Babil Halk Sahnesi Tiyatrosu, Kısmet Yıldız, Birol Topaloğlu, Grup Yorum müzik dinletileri verdi. Festivalin son gününde "mahallemiz sorunları ve çözüm yolları" ve "yozlaşmaya karşı çözüm yolları" konulu Asuman Akça, Yılmaz Kes'in katıldığı panel ve halk toplantısı gerçekleştirildi. Festival Grup Çinko, Grup Toroslar'a Yolculuk, Gülnaz Oğuz, Soner Soyer ve Hasan Sağlam'ın söylediği türküler ve çekilen halaylarla sona erdi. Bir çok DKÖ'nün stand açtığı festivalde HALK KÜLTÜR MERKEZLERİ de "Yıkımlara, Yozlaşmaya Karşı Halk Kültür Merkezleri'nde Birleşelim" pankartı ile stand açtı. 1. Gülsuyu Festivali bütün eksiklik ve tecrübesizliklere rağmen tarafımızca olumlu bulunmuş ve ortak iş yapabilmenin zemini olarak algılanmıştır. Hedefimiz bu ortak paydanın daha güçlendirilmesi ve sağlamlaşmasıdır.

Dersim'de Yaşanan Yargısız İnfazlar
İzmir'de Protesto Edildi

27 Eylül Perşembe günü, Dersim'in Hozat İlçesi'ne bağlı Zoğar Köyü civarında,
JİTEM tarafından Bülent Karataş öldürülmüş ve Ali Rıza Çiçek de ağır yaralanmıştır.
Yaşanan bu olaylar karşısında ESP, DHP, PARTİZAN, KÖZ, KALDIRAÇ, HKM bir araya gelerek bir basın açıklamasıyla inrfazları protesto ettiler. Okunan metinde; "27 Eylül Perşembe günü, Dersim'in Hozat İlçesi'ne bağlı Zoğar Köyü civarında, JİTEM'in açtığı ateş sonucu Bülent Karataş öldürülmüş ve Ali Rıza Çiçek de ağır yaralanmıştır. Arıcılık yapan Bülent Karataş ve Ali Rıza Çiçek ilçede herkesin yakından tanıdığı insanlardır. Ancak güpegündüz yaşanan bu infaz olayından sonra her iki köylü 'örgüt suçlusuna' dönüştürülmüştür. Ezilenlere karşı, İnfaz yasası -Polis vazife yasası- koruculuk yasası yürürlüğe konularak, en ufak hak ve taleplerin zor ve şiddetle bastırıldığı ülkede, 12 Eylül darbesinin üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen devletin zihniyetinde değişen bir şey olmadığının en açık kanıtı Dersim'de yaşanan bu yargısız infazdır. Bu uygulamalarda esas amaç halklara gözdağı vermek ve korku dağları yaratmaktır, kitlelerin sessizleştirilmesi için her türlü yöntem kullanılmaktadır. Bizler; katliamlara, işkence ve infazlara karşı halkların kardeşliği şiarıyla bir kez daha sesimizi birleştiriyoruz" vurgusu yapıldı.

Baskılar-gözaltılar bizi yıldıramaz!
Yargısız infazlara son!

Baskılar Bizi Yıldaramazı
Seçimlerden sonra estirilen şovenist dalgaya demokratik kurumlara yönelik baskılar da eklenerek toplum üzerindeki basınç eksilmeden devam ettiriliyor. Seçimlerden sonra TBBM'nde DTP'li milletvekillerine yönelik başlatılan saldırı kampanyası, şovenizmin körüklenmesi ile doruğa çıkmış, önce Ankara'da, sonra da İstanbul DTP binalarına saldırılar gerçekleşmiştir.
Son olarak ise Yenibosna'da yürüyüş dergisi okurlarına polis müdahalesi, bütün mahalleye yayılarak birçok insan gözaltına alınmış, Ferhat Genç isimli genç polis kurşunuyla yaralanmıştır.
Estirilen şovenist rüzgarı, Yenibosna'daki polis müdahalesini, Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi'ndeki polis ablukasını ve Ankara'da 4 ESP'linin tutuklanmasını protesto etmek için 9 Ekim 2007 günü, saat 19.00'da Taksim Tramvay Durağında bir basın açıklaması yapıldı.
BDSP, Devrimci İşçi Partisi Girişimi, Emekçi Hareket Partisi, Ezilenlerin Kurtuluşu, Ezilenlerin Sosyalist Platformu, Kaldıraç, Odak, Sosyalist Dayanışma Platformu, Toplumsal Özgürlük Platformu, AKİ, HKM, HÖC, Mücadele Birliği'nin düzenlediği basın açıklamasında; "Polisin keyfi tutumuna zemin hazırlayan polis yasası Toplumla Mücadele Yasasına ek olarak çıkartılmış ve bu yasayla birlikte polis temel hak ve özgürlükleri istediği gibi çignemekte daha da fütursuzlaşmıştır. Bu saldırılar hangi kuruma yönelirse yönelsin, hedef aldıklarının tüm işçiler, emekçiler ve ezilenler oldukları açıktır. Bunun bilinciyle bizler dün olduğu gibi bu gün de saldırılar karşısında tam bir dayanışma içindeyiz. Saldırıları birlikte, omuz omuza mücadele ederek karşılayacağız" denildi.
Basın açıklaması okunurken "Baskılar Bizi Yıldıramaz", "Yaşasın Devrimci Dayanışma", "Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Biji Bratiya Gelan" sloganları atıldı.

Avcılar ve Esenler’de HKM’li Kadınlar Kermes Düzenledi
Halk Kültür Merkezleri Kadın Komisyonu, 15-16 Eylül tarihlerinde Esenler HKM'de bir kermes düzenledi. Kermeste kadınların el emeği olan ürünler, bağış yapılan ikinci el giysiler ve küçük ev eşyaları sergilendi. Diğer bölgelerdeki HKM'li kadınlar da kermese katkı sundular. Yöre halkının ilgisinin iyi olduğu kermeste, kadınlara HKM Kadın Komisyonu çalışmaları hakkında bilgi verildi; çalışmalarımıza katılmaları yönünde çağrı yapıldı. Kermes fikri kadınların katılımının sağlanması ve kendi sözlerine, emeklerine sahip çıkmaları açısından değerlidir.
El emeği olan ürünleri, evlerinde kullanmadıkları giysileri, küçük eşyaları kermese koyan kadınlar, eşyaların düzenlenmesi ya da ortamın temizlenmesi ile, birlikte iş yapabilme yeteneğini de kazanmaktadır. HKM'li kadınlar kadın çalışmalarının daha ileriye taşınması için ilerleyen günlerde farklı açılımları yakalayacaktır. Çalışmalarımız kadınlarımızın katılımıyla güçlenecek ve daha ileriye taşınacaktır. Kadın Komisyonu olarak kadınlarımızın elini ve emeğini yanımızda görmek istiyoruz. Kapılarımız herkese açıktır.

Avcılar’da da Kermes Yapıldı
Halk Kültür Merkezleri Kadın Komisyonu Esenler’den sonrra 6-7 Ekim tarihlerinde Avcılar Gümüşpala Mahallesi'nde de bir kermes düzenledi. Kermeste bağış yapılan giysiler, küçük ev eşyaları ve el emeği ürünler sergilendi.
Bölgedeki kadın arkadaşlarımızın yanı sıra diğer bölgelerden HKM'li kadınların da destek verdiği kermese ilgi iyiydi. Kermesi ziyerete gelen kadınlara HKM Kadın Komisyonu çalışmaları hakkında bilgi verildi.

 

 

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19