Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

53. Sayı - Temmuz 2007

devrim emekçileri...

Okurlarımızın bildiği gibi "devrim emekçileri" sayfamızda genel olarak devrim davasına emek vermiş olan ve bazıları az tanınan kişilikleri ele alıyoruz. Ancak, insanlığın özgürlük arayışı boyunca zaman zaman bilim için, aydınlık bir dünya için gericiliğe karşı hayatını ortaya koyan cesur insanlar da olmuştur. Bu insanları da kendi şehitlerimiz gibi algılamayı doğru buluyoruz; çünkü onlar bize bugünkü özgür düşüncelerimizin kapılarını aralamışlardır. Giordano Bruno da bunlardan biri ve sayfamızda yer almayı hak ediyor.
“Bilgisizliğin azgınlığına karşı savaştım. İnanınki dünya nimetleri, ya da öz saygı için bu acıya katlanmıyorum, yaşamı bende çok seviyorum; fakat inançlarım bunun üstündedir.” 1548 yılında İtalya’da askeri memur Bruni ile karısı Savalina’nın oğulları olarak dünyaya gelen Bruno’nun 1600’de Roma’da yakılmadan önceki son sözleri böyledir.
Küçük yaşta yetim kalan Bruno, Neapel Üniversitesi’nde mantık ve diyalektik öğrenimine başlar. Üç yıl sonra Dominican tarikatına girerek manastır eğitimi alır. Bu dönemde manastır ve tarikatla ilk çelişkisi fazla gecikmez. Satirik komedi “Kâfir yapıcı”nın ilk taslakları ve “Kandil” adlı şiirde din adamlarını yalancılık, sahtecilik ve dejenerasyonla suçlamaktadır. Belleği ile ün salan Bruno’nun kilise ile arası iyice açılır. İki kez sorguya çekilir. Üzerindeki baskıyı hafifletmek için Roma’ya ardından Napoli’ye ve daha sonra Turin ve Venedik'e gider; bu yıllarda “Zaman Görüntüleri"ni yayınlar.
1579 Ekimde Lion’a oradan da Toulous’e ve Paris’e geçer. St. Thomos düşüncesini ve dinsel baskıları eleştiren 30 maddelik çalışmalarını hazırlar. “Düşüncelerin Gölgeleri” adlı eserini kaleme alır. Daha sonra Londra’ya geçerek hicivli diliyle otoriteleri rahatsız eder. Oxford’daki bir tartışmada üniversite profesörlerini mat eder. Öğrenciler çoşku içindedir, yeni düşüncelere sarılırlar. Sonra yine Paris’e geri dönmek zorunda kalır. Aristoteles’in doğa felsefesine karşı Bruno’nun evrenselliği çarpışır. “Sınırsız mekandaki sonsuz maddeler bir bütünlük içindedir. Dünya sonsuz gezegenler ve yıldızlardan sadece biridir ve hiçbir ayrıcalığı yoktur. Uzay yaratılmamıştır ve hiçbir şey değişmez değildir” demektedir Bruno.
Sonunda Venedik’te “Bellek Geliştirme Sanatı” derslerini verdiği bir yobazın ihbarıyla tutuklanır. 30 Temmuz 1592’de işkenceye başlanır. Engizisyon 7 yıl boyunca din, dünya, bilim ve özgürlük üzerine düşüncelerinde yanıldığını itiraf etmesini istemekte ama Bruno korkunç işkencelere karşı direnmektedir. 14 Ocak 1599’da son uyarı yapılır. “Yanıldığınızı ve pişman olduğunuzu kabul edin ve imzalayın.” Bruno’nun yanıtı ise nettir; “pişmanlık duyacağım hiçbir düşünceyi benimsemedim.” Bunun üzerine karar verilir ve Bruno sivil mahkemeye teslim edilir ve Şubat 1600’de Roma Valilik Mahkemesi “Bruno kafirdir yakılarak arındırılacaktır” kararını verir. Bruno’nun cevabı gecikmez “siz kararı bildirirken korkuyorsunuz; fakat ben dinlerken korkmuyorum.”
17 Şubat günü olanları görgü tanığı Kapsar Schoppe şöyle anlatır: “Bruno donuk ve solgun görünüyordu. İşkenceler yüzünden çok kan yitirmişti. Güçsüz ve zayıftı. Mafsalları tekerlek işkencesinden yırtılmıştı. Etleri bazı yerlerinde kemiğine kadar parçalanmıştı… Odun yığınına götürüldü ve orada soyuldu. Ardından direğe bağlandı ve canlı olarak yakıldı.”
Ama o tarihin derinliklerinden bize seslenir: “Zaferin elde edilebilir olduğunu düşünerek mertçe savaştım. Ne yazık ki ruhumun gücü bedenimden esirgenmiş. İnanıyorum ki gelecek kuşaklar gerçek uğruna savaşmayı tüm yaşam zevklerinden üstün tutacaklardır.”

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19