Büyük sarsıntı yaratan Hırant Dink cinayeti doğal
olarak bu sayımızın içeriğini büyük ölçüde belirledi.
Dergimizi matbaaya giderken cinayetin arkasındaki
hesaplaşmalar açığa çıkıyor, her gün yeni bir
rezalet ortaya dökülüyor, devletin terör aygıtları
arasındaki boğazlaşma sürüyordu.
Tabii bunlar tablonun bir yanı. Öte yanda ise
gerçekten de son yıllarda görülmemiş bir cenaze
töreni ve faşizme karşı nefret vardı. Sadece komploları
ve cinayet şebekelerini dikkate almak ve öne çıkarmak
bu bakımdan çok doğru değil. Asıl önemli olan
bu iğrenç cinayeti kim işlemiş olursa olsun, arkasındaki
faşist-ırkçı yapıya karşı ciddi bir toplumsal
bilinç oluşturmak ve kitleleri ayağa kaldırmak
olmalıdır.
Bu mantıkla bu sayımızı ve Halk Bülteni’ni ağırlıklı
olarak şovenizme yönelttik. Ayrıca hem dergide
hem de bültende değişik konular da yer alıyor.
Devrim, Demokrasi ve Program başlıklı yazımızı
uzunluğundan ötürü iki bölümde vereceğiz. TKP
tarihi üzerine incelemenin ise ikinci ve son bölümü
bu sayımızda yer alıyor.
Şubat ayı devrimci sosyalist hareket açısından
önemlidir. Ulaş Bardakçı, Bedrettin Şınnak ve
Serpil Polat gibi üç değerimizi Şubat ayında yitirdik
ve onlarla ilgili sayfalarımız söylemek istediklerimizin
pek azını yansıtıyor.
İnti Peredo’ya ait metin, bildiğimiz kadarıyla
Türkçe’de ilk kez yayınlanıyor. Tarihsel belge
olarak da, İnti’nin reformizme yönelik eleştirileri
bağlamında da önemli yanlar barındırıyor. Okurlarımız
Che’nin Bolivya Günlüğü’nü de bu arada incelerlerse
yazı kafalarında daha iyi oturacaktır.
Ve nihayet Filistin. Büyük provokasyon sürüyor
ve kardeş kanı akmaya devam ediyor. FHKC deklarasyonu
en çok bu açıdan önemli.
49. sayımızda buluşmak kararlılığıyla…
a…
|