İstanbul Topkapı’daki Gamak Elektrik Motorları
Fabrikası’nda 29 Aralık 1969’da meydana gelen
direniş ve Şerif Aygün’ün vurulması, Türkiye işçi
sınıfının mücadele tarihinde önemli sayfalardan
biridir.
Sınıf mücadeleleri zaman zaman kazançlarla, zaman
zaman kayıplarla yürür. Kimi zaman, bir mücadele
anı, şehitleriyle, kararlılığıyla geleceğe uzanan
etkiler yaratır. Türkiye işçi sınıfının tarihinde
de böyle anlar vardır.
İstanbul GAMAK Topkapı Elektrik Motorları Fabrikası’nda
1969’da yaşanan direniş de tarihin not düştüğü
işçi sınıfına ait önemli eylemliliklerden birisidir.
İlk çatışma işareti 24 Aralık’ta kendini gösterir.
Gamak işçileri bir süre önce sarı sendikadan istifa
edip DİSK-Maden-İş’e geçmişlerdir. 24 Aralık sabahı
fabrikaya gelen işçiler, polisle karşılaşırlar.
İşçiler bunun sebebini sorduklarında ise, fabrikanın
4 Ocak 1970 tarihinde kapatıldığı, 125 işçinin
işlerine son verildiği cevabını alırlar. İşten
atılan işçilerin aralık ödemelerinin de 29 Aralık’ta
ödeneceği bildirilir. Patron sendika değiştiren
işçilerden intikam almaktadır. İşçiler bu durum
karşısında Maden-İş sendikasına başvurdular.
29 Aralık sabahı ücretlerini almaya gelen işçiler,
yine polis tarafından durdurulur. Polis topluluğu
dağıtmak isteyince, çatışma çıkar. Polis saldırısına
karşı işçiler, taş ve sopalarla karşılık verirler
ve polisin işçilerin üzerine açması sonucu, Şerif
Aygül isimli işçi şehit düşerken 2’si ağır olmak
üzere 4 işçi yaralanır.
Olay o dönemde hem işçi sınıfı içersinde, hem
de devrimci güçler arasında büyük etki yaratır;
bütün emekten yana güçler cinayete tepki gösterirler.
Maden-İş sendikası tarafından yapılan açıklamada,
daha önce bağımsız Çelik-İş sendikasına üye olan
514 işçiden 504’ünün Maden-İş’e geçtiği, Maden-İş
tarafından yapılan toplusözleşmeyle eskisinden
daha iyi ücret ve sosyal hakların kazanıldığı,
bu toplusözleşmenin yükünden kurtulmak isteyen
işverenin ise sendika temsilcilerini ve tehlikeli
gördüğü işçileri işten atmayı tasarladığı belirtilir.
Maden-İş 1. Bölge Temsilcisi Ergun Erdem de yaptığı
açıklamada işyerinde çalışan 514 işçiden 504’ünün
üyeleri olduğunu, işverenin 2 aydır hammadde yokluğu
gerekçesiyle 350 işçiyi çalıştırmadığını ve yarım
yevmiye verdiğini, 22 Aralık’ta da 125 işçiyi
işten attığını ve bir direnişi engellemek için
de fabrikanın içine polislerin yerleştirildiğini
söylemektedir. Aynı günlerde Gamak olayları ve
Şerif Aygül’ün öldürülmesi birçok işçi, memur
ve öğrenci örgütleri ve mesleki kuruluşlar tarafından
protesto edilmektedir.
Şerif Aygül’ün cenazesi ise dönemin önemli gösterilerinden
birine dönüşmüştür. Binlerce kişinin katıldığı
cenazede polisin cinayeti protesto edimiştir.
Gamak işçilerinin gösterdiği kararlılık, ilerleyen
günlerin habercisi olacak, birçok işçi direnişinde
hep hatırlanacaktır. Şerif Aygül’ün katledilmesi
için söylenen bir türkü ise daha sonraki yıllarda
devrimci ve emekçilerin dilinde adeta bir marş
haline gelecektir.
Şerif
Aygün Ağıdı
Mezarlardan
çıktılar
Bayram benim neyime
Çekip Şerif'i vurdular
Kan damlar yüreğime
İşte
Şerif şehit oldu
Bayram benim neyime
Patronların gönlü oldu
Kin damlar yüreğime
Ezilip
duruyoruz
Bayram benim neyime
İktidara yürüyoruz
Gül damlar yüreğime
|
|