Patrick Arguelo, 1943’de Nikaragualı bir baba
ve
Amerikalı bir annenin oğluolarak dünyaya geldi.
O üç yaşındayken ailesi Nikaragua’ya geri döndü
ve Momotombo, La Paz ve Managua’da yaşadılar.
1956’da diktatör Anastasio Somoza Garcia öldürüldüğünde
diktatörün oğullarının başlattığı büyük baskı
kampanyasından kaçmak için Los Angeles’e geri
döndüler. Bu arada Patrick’in Somoza rejimine
olan öfkesi giderek artıyordu; çünkü öğrenci hareketindeki
birçok arkadaşı dövülmüş, tutuklanmış ve öldürülmüştü.
Bu arada o da 1960’lardaki çoğu genç gibi Küba
Devrimi’nden ve Che Guevara’dan etkilenmişti.
1967’de Patrick, Şili’de okumak için bir burs
kazandı ve bir süre orada kaldı. 1967 Ağustos’unda
Pancasan Sandinist gerilla hareketi üyelerinin
ve Bolivya’da Che Guevara’nın katledilmesinden
derin bir şekilde etkilenmişti. Nikaragua’ya geri
döndü ve Sandinist Ulusal Kurtuluş Cephesi (FSLN)
ile birlikte çalışmayı denedi. Başlangıçta Sanndinist
lider Carlos Fonseca Arguelo’nun Amerikan geçmişine
pek güven duymadı ve hatta bunu bir sızma girişimi
olabileceği düşünerek sınırlı bir katılımına izin
verdi. Daha sonra ise o FSLN saflarında yerini
aldı. Ağustos 1969’da ise rejim karşıtı eylemlerinden
ötürü Somoza hükümeti tarafından sürgün edildi.
Böylece gittiği İsviçre’de de aktif bir Sandinist
olarak faaliyet gösterdi ve gerilla eğitimi aldı.
Bu arada Patrick, birçok Filistinli grupla ilişki
kurdu. Arguelo ve birçok diğer Sandinist savaşçı
Nisan-Haziran 1970’te Ürdün’deki kamplarda gerilla
eğitimi gördü. Bu süreçte Patrick, üç çocuk babasıydı.
1970 yazında Arguelo Filistin’e dikkat çekmek
için dört Avrupa uçağının eş zamanlı kaçırılması
için eğitildikleri Fransa’da bir grup Filistinliye
katıldı.
6 Eylül 1970’de Patrick, FHKC savaşçısı Leyla
Halid’le birlikte Amsterdam’dan New York’a giden
El-Al havayollarına ait bir Boeing 707 uçağına
bindi. Üzerinde bir Honduras pasaportu vardı.
Ancak bu sırada İsrailli ajanlarla çıkan çatışmada
Arguelo öldü, Halid ise esir düştü.
Patrick’in ölümünden sonra ailesi onun cesedini
alabilmek için birçok yasal ve politik engeli
aşmak zorunda kaldı. Annesi onun cesedini geriye,
Nikaragua’ya getirebilmek için birçok hükümet
ve örgütlenmeye başvurdu.
Filistin halkı ve devrimci savaşçılar Patrick’i
hiç unutmadı. Çok sonraları Japon Kızıl Ordusu
ve FHKC Tel Aviv’deki Lod havaalanına eylem düzenlediğinde
bunu iki yıl önce öldürülen Patrick Arguelo için
yaptıklarını açıklayan bir mektup bırakacaklardı.
Nikaragua devriminden sonra, 1983’te Sandinistler,
bir jeotermal enerji fabrikasına onun adını verdi.
Ne var ki 11 Eylül 2001’den sonra Nikaragua’daki
gerici Arnoldo Alemán hükümeti “bir teröristi
onurlandırmanın yanlış olduğunu” iddia ederek
fabrikanın ismini değiştirdi.
Yoldaşı ve eylem arkadaşı Leyla Halid, Arguelo
için şunları söylüyor: “Tarihle randevumuz yaklaşıyordu:
bütün planlar eyleme dönüştürülmeliydi; yazılacak
olan bizim tarihimizdi; Patrick Arguelo onu kanıyla
yazacaktı, ben bu onuru kazanamadım...”
Daha sonra İsrail’in katlettiği Filistin Halk
Kurtuluş Cephesi önderlerinden Ghassan Kanafani
ise şunları söylüyor: “Şehit Patrick Arguelo haklı
bir davanın ve sınırları olmayan kazanılacak bir
mücadelenin sembolüdür. O kamplardan ve Lübnan’ın
diğer kısımlarından gelen Oum Saad ve diğer bir
çoğunun temsil ettiği ezilenlerin ve dışlananların
sembolüydü.”
|