Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

44. Sayı - Eylül 2006

devrim emekçileri...

“Bir sanatçı olarak ‘Yılmaz Güney’ diye bilinirim.
Asıl adım Yılmaz Pütün’dür. Adım,zorluklar karşısında eğilmez, umutsuzluğa kapılmaz, yılgınlığa düşmez ve başeğmez anlamına gelir; soyadım Pütün ise bir dağ meyvesinin kırılmaz çekirdeği demektir. 1937 yılında Türkiye’de, bir güney şehri olan Adana’nın Yenice köyünde doğdum. Kürt asıllı, topraksız bir köylü ailenin iki çocuğundan biriyim. Annem dindardı ve okuma yazma bilmezdi... Babam ise okuma yazmayı askerde öğrenmişti. Annem gibi o da hiç okula gitmemişti. 1976’da ben Kayseri Cezaevi’ndeyken öldü. Mezarını göremedim...”
Kendi ağzından basit ve sade olarak yaşam öyküsünü böyle anlatıyor Yılmaz Güney. Sinemacı, sanatçı, roman yazarı, vb. gibi bir çok şey söylenebilir onun için. Ama bütün bunların arasında en ayırt edici olan ve ona gerçek kimliğini veren şey, kuşkusuz devrimci oluşudur. Bu topraklar şimdiye dek bir çok emekten yana sanatçı yetiştirmiştir, tümü de saygındır; ama herhalde Yılmaz Güney kadar açıkça kendini riske atarak devrimci bir yaşam süren ve onun kadar emekçilerin zihninde, kalbinde yer kazanan sanatçı pek azdır. Doğrudan yoksulluk içinden gelmiştir o. Dokuz yaşından beri, çobanlıktan pamuk işçiliğine, gazoz-simit satıcılığından film bobinlerini taşımaya dek her işi yapmış, sinema hayatında da geldiği yere tırnaklarıyla tutunarak gelmiştir.
1955’te AÜ. Hukuk Fakültesi’ne ve sonra İktisat Fakültesi öğrenciliği hayatında kısa bir yer tutar, Asıl derdi her zaman sinemadır. Bu arada devrimci hareketle tanışmakta ve dergilerde öyküler, yazılar yayınlamaktadır. O günlerde On Üç adlı dergide yayınlanan “Üç Bilinmeyenli Eşitsizlik Sistemleri” adlı öyküsü yüzünden “komünizm propagandası” iddiasıyla bir buçuk yıl hapiste yatar. Çıktıktan sonra artık sinemanın içindedir ve birkaç yılda bütün eski oyuncu kalıplarını yıkan ve yoksulların, emekçilerin duygu dünyasını yansıtan yeni bir oyunculuk biçimini ortaya koyar. Yönetmenliğe geçtiğinde ise tam bir gerçekçilik başyapıtı olan Umut’u çekti.. Daha sonra ise Acı, Ağıt, Baba, Arkadaş ve Endişe arkası arkasına geldi. Emekçiler, haksızlığa uğrayanlar ve ezilenler onun filmlerinin başlıca unsurlarıdır.
Tam bu süreçte Yılmaz Güney, Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) ile ilişki kurar. Silah sağlamaktan devrimci kadroları saklamaya dek partiye katkılarda bulunur. Bu yüzden yeniden tutuklanır ve THKP-C davasından yargılanır. Çıktıktan sonra inançlarından hiç taviz vermeden kaldığı yerden devam eder. O günlerde “atacağım her adım emeğin nihai kurtuluşu fikrine, yani sınıfların kendini ortadan kaldıracağı, devletin kendisini tüketeceği, söndüreceği bir dünya fikrine hizmet etmeliydi. Kurtuluşun önümüzdeki aşaması olarak da Demokratik Halk Devrimi fikrine ve mücadelelerine hizmet etmeliydi” diye tanımlar kendisini. Bir süre yeniden cezaevine girdiğinde kesintiye uğrasa da oradan yaptığı katkılarla Sürü, Yol gibi başyapıtlara imza atar. Cezaevinden kaçtıktan sonra da Avrupa’da Duvar’ı çeker.
Yılmaz Güney’in kuşkusuz en ayırt edici niteliği, kendisini günümüzde alıştığımız şu “aydın” tipinden kalın çizgilerle ayırması ve hiçbir tereddüt göstermeksizin devrimci mücadelenin içinde yer almasıdır. Sanatçının politikadan, örgütlü yaşamdan uzak durması biçimindeki tüm yargıları kırmış ve kendini riske atarak devrim savaşının bir parçası olmayı önüne somut hedef olarak koymuştur. 9 Eylül 1984’te Paris’te yaratıcılığının zirvesindeyken ölümsüzlüğe kavuştuğunda, coğrafyamızın devrimci hareketi yalnızca bir devrimci sanatçıyı değil, aynı zamanda yorulmaz bir militanı yitirmişti. Bütün emekçilerin ve devrimcilerin kalbinde eşsiz bir yer tutan Güney, bugün tam da kendisine yakışan bir mezarlıkta, 1871 Komüncülerinin yanı başında, Pere Lachaise’de yatmaktadır.

 


 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19
Adana Büro: Ali Münif Cad. Büyük Adana İş Hanı Kat: 4/ No:29 Adana
Tel: (0322) 352 17 92