1893’te
El Salvador’un La Libertad bölgesindeki Teotepeque’de
doğdu. Pedro Marti ve karısı Socorro Rodriguez
de Marti’nin ondört çocuğunun altıncısıydı. 1913’de,
olağanüstü başarı göstererek tamamladığı lise
öğreniminden sonra, hukuk ve sosyal bilimler öğrenimi
görmek üzere El Salvador Ulusal Üniversitesi’ne
girdi.
Şubat 1920’de Orta Amerika’nın birliği için, Guatemalalı
ve Salvadorlu öğrencilerin San Salvador’da yaptığı
ortak toplantıda yakalanarak hapse atıldı. Serbest
bırakılması kararına, tüm arkadaşlarının serbest
bırakılmadığı gerekçesiyle direnince devlet başkanı
Jorge Melendez’in emriyle Guatemala’ya sürüldü.
Burada kendi isteğiyle duvarcılık, tarım işçiliği,
özel öğretmenlik gibi işlerde çalışarak halkın
sefalet, özlem, sevinç ve üzüntülerini yakından
tanıma fırsatı buldu. Bu arada, uzunca bir süre
de Meksika’da kaldı. 1925’te kurulan Orta Amerika
Sosyalist Partisi’nin kurucuları arasındaydı.
1925-1928 arasında, 21 Eylül 1924’te kurulmuş
olan El Salvadorlu İşçiler Yerel Federasyonu’nda
çalıştı. Koyu renkli derisinden dolayı mücadele
arkadaşlarının “Siyah Marti” diye adlandırdıkları
Marti, iyi bir örgütleyici ve ajitatör olarak
kendini gösterdi. 1928 ilkbaharında Antiemperyalist
Birlik toplantısına katılmak için gittiği New
York’ta polisin bu uluslararası örgütün bürosuna
yaptığı baskında yakalanarak kısa süre gözaltında
tutuldu. Serbest bırakılınca önce El Salvador’a,
oradan da Nikaragua’ya geçerek Augusto Cesar Sandino’nun
yanında Amerikan emperyalizmine karşı silahlı
mücadeleye katıldı. Onun en çok güvendiği yardımcılarından
biri durumuna geldi ve gösterdiği yararlılıktan
dolayı kendisine Nikaragua’nın Ulusal Bağımsızlığının
Savunma Ordusu’nun albaylık rütbesi verildi. “Eğer
tarih kalemle yazılamıyorsa, silahla yazılmalıdır!”
görüşünde olan Marti, bir süre sonra Sandino’nun
ordusundan ayrılarak, Ekim 1929’da Meksika’ya
geçti.
Haziran 1930’da Meksika’dan sınır dışı edildi
ve dünya çapında bir devrimci dayanışma örgütü
olan Uluslararası Kızıl Yardım temsilcisi olarak
ülkesine döndü. El Salvador Komünist Partisi saflarında
yükselmekte olan mücadeleye katıldı. Aralık 1930’da,
başkanlık seçimleri arefesinde düzensizlik yaratır
kuşkusuyla tutuklandı. Bunun üzerine açlık grevine
başlayan Marti, bir gemiye bindirilerek sürgüne
gönderildi.
Ocak 1932’de seçim aldatmacasından sonra, kitlelerin
darbeyle iktidara gelmiş olan askeri yönetime
karşı büyümekte ve yaygınlaşmakta olan tepkileri
El Salvador Komünist Partisi’nin ayaklanma kararı
almasına yol açtı. Askeri önderliğe Marti getirildi.
Ayaklanmadan birkaç gün önce yakalandı. Ayaklanmanın
kanla bastırılmasından sonra iki arkadaşı ile
birlikte 1 Şubat 1932’de kurşuna dizilerek öldürüldü.
|