Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

43. Sayı - Ağustos 2006

6. MUNZUR DOĞA VE KÜLTÜR FESTİVALİ BASKILARA RAĞMEN YAPILDI

7. MUNZUR DOĞA VE KÜLTÜR
FESTİVALİNE DAİR;

Bu yıl 7.si düzenlenen Munzur festivalinin tarihine baktığımız zaman halk tarafından, devletin bütün yasaklama ve terörize etme çabalarına rağmen inatla gerçekleştirilmiş ve kazanılmış olduğunu görürüz. Bundan dolayı da sürekli bir devrimci öz taşıdığı bir gerçektir. Özellikle de son dönemlerde halk tarafında kutsal kabul edilen ve tarihler boyunca Dersim halkının ve devrimcilerin boyun eğmezliğinin simgesi haline gelen Munzur nehri üzerine yapılmak istenen barajlar ve siyanürlü altın aramalarıyla gündemleştiği bir dönem söz konusu olmasından dolayı gelenekselleşmiş Munzur festivali de bu uygulamalara karşı verilen bir cevap niteliği taşımaktadır.

Tarlalarda çalışanların tarandığı, tarlaların, ormanların yakıldığı, köylerin boşaldığı Dersim'de gelenekselleşen 6. Munzur doğa ve kültür festivali bütün baskı ve hak ihlallerine rağmen başladı.
Halkı tedirgin ederek festivale katılımlarını engellemek için gerçekleştirilen ve iyice çığırından çıkan kimlik aramaları, tutuklamalar, giriş yapmak isteyen insanların geri çevirilmesi, saatlerce bekletilmesiyle başladı. Bir önceki gün yine Partizan standındaki devrimci lider İbrahim Kaypakkaya'nın flamasına yönelik bir saldırı gerçekleştirildi, yaşanan gerginlikte Partizan, ESP ve TKP stantlarından toplam 9 kişinin gözaltına alınmasıyla başlayan saldırı furyasında 80 yakın gözaltı yaşandı. Emniyet tarafından terörize edilmeye çalışılan festival bütün engelleme politikalarına rağmen devrimci kurum ve halk tarafından inatla gerçekleştirilmeye başlandı.

1. GÜN
Dersim merkez ve bazı ilçelerinde gerçekleştirilecek festivalin ilk gününde etkinliklere konukların ve katılımcıların merkeze girişleriyle start verildi. Saat 16:30 da "bölgeler arası eşitsizlik" konulu panel gerçekleştirildi. Saat 17.30 da Kışla Meydanı’nda 96 ölüm orucu direnişini selamlamak amacıyla bir etkinlik gerçekleştirildi. Etkinlik basın açıklamasıyla başladı. ESP, HÖC, HKM, DHP ve PARTİZAN imzalı "96 ÖLÜM ORUÇU ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR" pankartı açıldı, sık sık "96 ölüm orucu direnişi, yaşasın devrimci dayanışma vb. sloganların atılması ve ölüm oruçları süreci hakkında bir ananın yaptığı konuşmasının ardından basın açıklaması halaylar ve sloganlarla son buldu.
Aynı saatlerde Mazgirt ilçesinde yapılan festivalde Grup Diyar, Doğan Çelik, Grup Masalcı, Vedat Baran, Grup Kotan dinleti verdi.
Akşam saatlerinde grup diyar K(D)HKM standın da dinleti verdi. Coşkulu gecen dinletiye ilgi büyüktü.
Yine akşam saatlerinde yerel sanatçılar, Koma Rewşen, Ezginin Günlüğü, Servet Kocakaya konser verdiler.

2. GÜN
Festivalin 2. gününde "Tunceli'nin ekolojik sorunları ve çözüm ürünleri" paneli ve Kemal Ulusoy'un "suyun önünü kesmek günahtır" ve Barbara halk sahnesinin "altta kaldım abi" adlı tiyatro gösterimi gerçekleştirildi.
Akşama doğruda HKM, ESP, HÖC, PARTİZAN, DHP imzalı "ABD EMPERYALİZMİ, İSRAİL SİYONİZMİ YENİLECEK DİRENEN HALKLAR KAZANACAK" yazılı pankart açılarak İsrail'in Lübnan'daki saldırıları lanetlendi.

3. GÜN
Festivalinin 3. günü Ahmet Telli'nin şiir dinletisiyle başladı. Daha sonra Belediye konferans salonunda Eşber Yağmurdereli, Akın Birdal, Selçuk Kozaağaçı, Kamil Tekinsürek'in katıldıkları "TMY ve düşünce özgürlüğü" konulu panel gerçekleştirildi. Ardından Munzur kenarında Zele Mele ve Metin Kahraman tarafından bir müzik dinletisi verildi. Yine akşam saatlerinde stadyumda Hasan Sağlam, Kardeş Türküler ve Aynur Doğan tarafında verilen konserle son buldu.

4. GÜN
Festivalin 4. gününde Munzur yürüyüşüyle başladı. "Doğaya egemen değil, dost olalım, barajlar yok etmesin Munzur'uma dokunma, Munzur'da Sinop'ta her yerde doğayı yok eden enerji istenmiyoruz." pankartları açılarak Mavi Köprü’ye kadar yürüyen kitle, burada Pankartların Mavi Köprüye asılmasından sonra basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında "Munzur özgür akacak, Munzur onurdur, onuruna sahip çık" sloganları atılarak Munzur'a yapılmak istenen barajlar protesto edildi.
Saat 11.00 da Celile Celil tarafından "Kürt dili ve edebiyatı" konulu bir söyleşi gerçekleştirildi.
Yine saat 13.00 da "Savaş, Şiddet, Taciz, İntihar" konulu kadın forumu yapıldıktan sonra Yılmaz Odabaşı bir şiir dinletisi verdi. Gün boyunca çeşitli tiyatro ve dinletilerle devam etti.
Yine Nazmiye ilçesinde bir konser gerçekleştirildi. Akşam saatlerinde de Dersim'de stadyumda Yavuz Bingöl. Suavi, Adile Yadırgı. Fuat Saka tarafından konser verildi. Konser renkli görüntülere sahne oldu.

Son olarak geçen yıl festivale 1 gün kala valilik tarafından festivalinin ertelenmesi halk tarafından yanıtsız bırakılmamış festival bütün yasaklamalara rağmen fiili bir şekilde çeşitli basın açıklamaları, oturma eylemleri ve konserlerle özüne uygun bir şekilde yasaklamalar ve baskılar boşa çıkartılmıştır. Bu yılda devlet tarafından benzer bir politika izlenildi. Festivalde haftalar önce bu politika uygulanmaya başlandı. Başlıca olayları örneklendirecek olursak;
*Dersim'in Hozat ilçesinde askerler tarafından yaylacılara havan saldırısı gerçekleştirilmişti. (bkz Ü. Ö. Gündem 6 Temmuz '06) Karakola şikâyet için giden köylülere " belki göktaşı düşmüştür" demekle yetinen karakol hakkında daha sonra suç duyurusunda bulunulmuştur.
*Yine Dersim'de operasyon nedeniyle 1 köy boşaltıldı 7 köy günlerce ablukada tutuldu. Köylülerden günlerce haber alınamadı. Operasyonda yaralanan köylüler hastanede tecrit edilerek yakınlarıyla bile görüştürülmediler. (bkz Ü.Ö Gündem 14 Haziran '06) Yine köylerinden zorla çıkarılan köylüler karakol tarafından tehdit edilmiş, Bu durum İHD ve çeşitli kurumlar tarafından basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurulmuştur.
*Ayrıca mercan vadisinde şehit düşen 5 devrim şehidinin mezarları başında anma yapmak isteyen aile ve halka yapılan keyfi müdahale sonucu 70 kişi gözaltına alınmış, aralarında kurum temsilcileri ve şehit aileleri bulunduğu çok sayıda kişi işkenceye maruz bırakılmıştı.( bkz Ü. Ö. Gündem 18 Haziran '06)
*Yine geçtiğimiz yıl bahçesinde çalışırken kaçırılan ve infaz edilen Hasan Şahin'inin kardeşi Ali Hıdır Şahin'in askeri bölgedeki tarlalarını peş peşe yakılması dikkatleri çekmişti. (bkz Ü. Ö. Gündem 29 Haziran '06)
*Ve son olarak ta Mazgirt ilçesinde gece saatlerinde tarlalarında aileleriyle çalışan köylülerin taranması sonucu bir kişi ağır yaralanmasıyla devletin dersim politikaları göz önüne serile bilinir.
Festival bir önemli yanı ise bütün bu uygulamalar cevap niteliği taşıması olmasıydı. Ya bütün politikalar karşısında sinilecek ya da ciddi bir yükselişle cevap verilerek festival sahiplenilecekti. Çalışmaları tam da bu amaçla toplantılarla başladı.

Festivale dair;
6. Munzur doğa ve kültür festivalinin olumlu yanlarıyla birlikte eleştirilmesi gereken eksikleri de olmuştur. Bu anlamda en önemli eksikliği de bölge sorunlarının yeterince işlenmemesidir. Özelliklede Munzur üzerine yapılmak istenen barajlara, siyanürle altın aramak isteyen şirketlere karşı ciddi bir duruş sergilenememiştir, bunun somut örneği de son gün organize edilen Munzur yürüyüşüne katılımın ciddi anlamda düşük olmasıdır.
Yine bölge halkının kültürel zenginliklerinin görmezlikten gelinmesi, ilçe programlarının yeteri kadar zenginleştirilmemesi vb. de ayrı bir sorundur.
Ama bizim üzerinde durduğumuz sorun Munzur festivalinin anlamına ve bölgedeki ihtiyaca cevap olabilmesidir. Çünkü Munzur festivali bölgede yapılan en büyük festival özelliği taşımaktadır, Türkiye ve Kürdistan'ın yanı sıra yurtdışında da geniş bir ilgi görmektedir. Bundan dolayı da bölgenin ve halkın istemlerinin işlenmesi anlamında festival üzerine çok görev düşmektedir.
Ama özellikle belediyenin dar ve grupçu anlayışı festivalin sloganında olduğu gibi ne yazık ki gökkuşağı kadar renkli geçmemesine neden olmuştur.
Demokrasi kültürünün bir gereği olan temsil ve ifade hakkı mutlaka bu tür çalışmalarda verilmek zorundadır. Festival çalışmalarında maalesef bu hak dikkate alınmamıştır. Özellikle belediyenin festivali kendi çevresinin tekeline alarak, diğer devrimci kurum ve iradelere karşı ilk günden bu yana sürekli yok sayma, ret etme, dayatma mantığıyla hareket etmesi, valiliğin ve emniyetin de uygulamalarıyla festivale olan katılımın baltalanmasına, festivalin sönük geçmesine sebebiyet vermiştir.
****
Bütün bu eksiklere rağmen özellikle devrimci kurumlar özellikle gerçekleştirdiği, 96 ölüm orucu anması, İsrail'in Lübnan işgalinin protesto edilmesi, valilik ve emniyetin tutuklama ve baskı furyasına karşı yapılan basın açıklamaları anlamlı olmuştur. Ayrıca TMY yasasını bahane eden emniyetin festivalin ilk günü İbrahim Kaypakkaya'nın flamasına saldırmasından sonra standlarda Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya ve Deniz Gezmiş'in fotoğraflarının asılması, yine stand çevresinde yapılan etkinlikler, mini dinletiler bizim açımızdan önemliydi.
Kendi cephemizde de festival, kitleyle bağ kurulduğu, devrimci sosyalist kültürün tanıtıldığı bir etkinlik olmuştur. Ve yine Grup Diyar'ın Mazgirt ve merkezde bütün imkânsızlara rağmen verdiği dinletiler de anlamlı olmuş, hem gelecek çalışmalarda yol gösterici hem de bölge açısından heyecan verici olmuştur. Özellikle de mevcut olumsuzlara karşı yapılan toplantı ve basın açıklamasında kaygılarımız da dile getirilmiştir.

“Bunu başarabilmek tüm siyasi anlayışların birlikte, ortaklaşarak, her kesimin kendini ifade edebildiği bir çalışma ile mümkündür. Birlik olunabildiğinde tüm dayatmaları, baskıları bertaraf etmek daha kolay olacaktır.”

7. si düzenlenen Munzur Kültür ve Doğa Festivali 27-30 Temmuz tarihleri arsında gerçekleştirildi. Munzur Festivali resmiyette 6. olarak görünse de Dersim halkı açısından 7. si olarak kutlanmaktadır. Bu da yasaklara -baskılara karşı direnmenin bir göstergesidir.
Dersim 38'lerle başlayan katliam, sürgün politikalarıyla yönetiliyor. Ekonomik, sosyal, siyasi nedenlerle zorunlu göç ile karşı karşıya bırakılmış. İnsanlar yurtdışına ve diğer illere yerleşmek zorunda bırakılmıştır. Dersim halkı toprağından sürülmüş, aile yapısı parçalanmış, toprağında acılar yaşamış bir halktır. Munzur Festivali tüm Dersimliler için toprağına, insanına olan özlemleri gidermenin yanında bölgede halen devam eden sorunlara karşı birlik olma, sorunları dile getirme, çözüm arama aracıdır. “Toprağına Geri Dön, Munzur'a Sahip Çık "sloganı artık festivallerin ana temalarına bir mesaj olmuştur.
İktidar, festivale katılımı engellemek, programın içeriğini politik mesajlardan uzak bir içerikte yaptırmak için Komite üzerinde psikolojik baskı uygulamıştır. Komiteye eğlence yönlü bir Festival programı dayatmaları yapmıştır. İlk baştan DKÖ 'lerinin stantların da kitap satışını, bayrak-flama, pankart asılması, program dışı yapılacak etkinliklerin yasak olduğunu etkinliklere saldıracağını belirtmiştir. Festivalin bir gün öncesi Partizan standındaki İbrahim Kaypakkaya resminin yasak olduğu gerekçesi ile standa saldırıp 10 kişiyi işkence ile gözaltına almış, 5 kişiyi keyfi olarak tutuklamıştır. Bu yolla festivali gerginleştirmeyi, katılımı azaltmayı, devrimci kurumların stantlarını tecrit etmeye çalışmıştır.
1. Gün ise il dışından gelen misafirler Valiliğin yayınladığı genelge ile Merkeze sokmamaya çalışmıştır. Gerekçe ise "daha önce gözaltına alınan, tutuklanan, soruşturma geçiren kimselerin giremeyeceği". Kendi yasalarına dahi aykırı bir durumdur. Dersimde gözaltına alınmayan insan pek nadirdir. Kısaca bu tutum katılımı engellemek, Festivali provoke etme amacı taşıyordu. Kitlelerin kararlı tutumu sonrası bu keyfi dayatma kırılarak ile giriş yapılmıştır.
Fakat aynı uygulamalar devam etmiştir. Devrimci kurumların stantları sürekli kamera çekimi ile polis yığınakları ile gözetlenerek taciz edildi. Yapılan stant önü etkinliklerine robokop polisleri ve panzerler ile yığınak yapıldı. Sürekli "etkinlikleri yapmayın saldıracağız, yaptırmayacağız tehditleri" gönderildi. Mezarları ziyaret etmek isteyen aileler ve arkadaşlarının ziyaretleri engellenip 5 bin asker ile mezarlığa yığınak yapıldı.
Festival program hazırlığında, belediye öncülüğünde DKÖ'lerin katılımıyla bir yürütme kurulu oluşturularak, yapılan toplantılar sonrası program içeriği hazırlanmıştır. Program ve toplantılar hakkında olumlulukların yanında gördüğümüz eksikleri de belirtmek istiyoruz. Program içeriğinin oluşumunda devrimci kurumların yaptığı birçok öneri belediye tarafından dikkate alınmayıp geçiştirilmiştir. Bu anlayış festival sonrasın da yapılan değerlendirme toplantısına kadar devam etmiştir. Belediyenin kendi hazırladığı program çerçevesi üzerinden bir program oluşturulmuş, kendine tabi olmayan anlayışlar yok sayılmıştır. Kısacası yürütme kurulu üyesi olan birçok kurum demokratik bir işleyiş içerisinde kendini ifade etme olanağı bulamamıştır. Bu tür yaklaşımlar bileşenleri olumsuz etkilemiş bütünleşme - birlikte çalışma ruhunu yok etmiştir. Gelecek yıllardaki festivallerin daha güçlü yapılabilmesi açısından belediye yönetimini daha duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Program hazırlanışında, sanatçı seçimlerinde popüler sanatçılar ön plana çıkarılmış, toplumsal mesaj vere bilecek halkla bütünleşmiş sanatçılar ve devrimci grupların getirilme önerileri red edilmiştir. Panel konularında yerel sorunlar ve yöre kültürüne dönük konular ele alınmamıştır. Panellerin yapıldığı ortamlar fiziki olarak yetersizdi. Bölgenin en büyük sorunlarından barajlar ve siyanürlü altın arama konusunda yeterli tepki örgütlenememiştir.
Bu yıl ilki yapılan festival etkinliklerinin yerellerde yani ilçelerde örgütlenmesi genel anlamda olumludur. Şöyle ki Bilindiği gibi hala Dersim’de 70-80 yaşına basmış fakat neredeyse bir asırlık bir ömürleri olmasına rağmen tek bir konsere tek bir etkinliğe katılmayan yüzlerce insanımız yaşamaktadır. Ayrıca Festivalin özünü oluşturan insan, doğa ve kültür ilçelerdeki programlar aracılığı ile eksiklikleri olsa da bir bütünleşme sağlamıştır. Fakat ilçe programlarının oluşturulmasında Tertip komitesinin eksik kaldığını ve yeterli özeni ilçelere göstermediğini görmekteyiz. Son olarak ilçelerdeki programların merkezdeki etkinlikleri zayıflattığıyla ilgili olarak şunu diyebiliriz "Merkezde stadyum etkinlikleri kitlesel olmadığı zaman sorun oluyor da ilçelerde ki etkinlikler zayıf olduğu zaman sorun olmuyor" anlayışı yanlıştır. Çünkü bir etkinliğin iyi olması yalnızca kitleselliği ile değil bütün yönleriyle ele alındığı zaman iyi ya da kötü olduğu belirlenir. Dolayısıyla bu paralelde baktığımız da ilçelerdeki programların Mazgirt dışında hem kitleselliği ile hem de program içerikleri ile olumlu olduğu halk tarafından onaylanmıştır. Ayrıca yıllardır bedel ödeyerek dersim halkına seslenen devrimci müzik gruplarının Dersim halkı tarafından sahiplenişiyse gözlerden kaçmayan bir noktaydı. Ayrıca TUDEF'in ve ilçe belediye başkanlarının duyarlılıkları programların nitelikli geçmesini sağlamıştır.
7. Munzur festivali sistemin yasak ve baskı uygulamaları gölgesinde yapılmıştır. Gergin bir ortam yaratılarak festival dersim halkına zehir edilmeye çalışılmıştır. Devrimci kurumlar valiliğin baskı politikasına karşı birliktelik çerçevesinde cevap vererek bu havayı büyük ölçüde kırmış, bu havadan etkilenen komiteyle ortak bir tavır alma çabası vermiştir. Fakat şunu belirtmek gerekir; komite valiliğin, emniyetin yarattığı ortamın etkisinde kalarak yapılan her etkinliğe polis saldırır, festival iptal olur kaygısıyla yaklaşmış, yasal olan tüm etkinliklerde devrimci kurumlara yapmayın yönlü uyarmıştır. İktidarın Munzur festivalinin siyasetten, toplumsal mesajlardan, halkın dayanışma sorunlarını çözme içeriğinden uzak yaptırma politikasına karşı bizler dayanışma içerisinde bir festival yapma sorumluluğuyla karşı karşıyayız. Bunu başarabilmek tüm siyasi anlayışların birlikte, ortaklaşarak, her kesimin kendini ifade edebildiği bir çalışma ile mümkündür. Birlik olunabildiğinde tüm dayatmaları, baskıları bertaraf etmek daha kolay olacaktır.
8. Munzur festivaline dayatmacı mantıktan uzak olarak hazırlanıldığı taktirde kitlelerin beklentilerini karşılayacak, sahiplenmeyi ve duyarlılığı artıracak sonuçlar alınacaktır.
Bizler bu konuda tüm kurumları duyarlı olmaya çağırıyor, geçmiş festivallerden ders çıkarılarak önümüzdeki festivale ilerici, yurtsever, devrimci kurumların halkla bütünleşen, sorunlara çözüm arayan bir festival programı oluşturulması için gereken çabayı göstermesini bekliyoruz.

TUNCELİ DERNEKLERİ FEDERASYONU (TUDEF),
HALK KÜLTÜR MERKEZLERİ (HKM),
DEMOKRATİK HAKLAR PLATFORMU (DHP),
DERSİM HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER CEPHESİ (HÖC)

***

SİVAS KATLİAMINI UNUTMAYALIM HESAP SORALIM!
Sivas’ta 33 demokrat, yurtsever ve devrimcinin katledildiği, Sivas katliamı 13. yıl dönümün de çeşitli etkinliklerle Dersim’de lanetlendi. Dersim genelinde bir süredir yapılan çalışmalardan sonra DTP, EMEP, ESP, KESK, DİSK, K(D)HKM, DHP, HÖC’ün çağrısı üzerine öğle saatlerinde Dersim Kültür Sokağı’nda bir araya gelinerek bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada kitleye hitaben ”bize Sivas’ı unutturmak isteyenler esasında bir gerçeği unutturmak istiyorlar. Biz onların karanlık yüzünü unutturmayacağız” denildi. Basın açıklamasında katledilen 33 aydının resimlerinin yanı sıra “SİVAS KATLİAMINI UNUTMAYALIM HESAP SORALIM” yazılı pankart açıldı. Sık sık “ Sivas şehitleri ölümsüzdür, yaşasın halkların kardeşliği, Sivas’ın hesabı sorulacak” sloganlarının atıldığı basın açıklaması son buldu. Aynı gün akşam saatlerinde belediye konferans salonunda bir etkinlik organize edildi. Saygı duruşuyla başlayan etkinlik; müzik, şiir dinletisi ve 33 aydının resimlerinin gösterildiği sinevizyon izletisinin ardından cemevi semah ekibinin semah gösterimiyle devam etti.

GULSUYU’NDA SİVAS KATLİAMI ANMASI

2 Temmuz 2006 Pazar günü Gülsuyu'nda yapılan anma ile Sivas katliamı lanetlendi. 2 Temmuz şehitleri anma etkinliği, Maltepe Gülsuyu son durakta yürüyüşle başladı. Yürüyüş coşkulu bir şekilde atılan sloganlarla Özgürlük Meydanı'na kadar devam etti. Burada yapılan basın açıklamasının ardından Grup Anadolu Türküleri, Grup Yürek Çağrısı müzikleri ile yeraldı. HKM, DHP, ESP, G. Sanat ve Hayat, HÖC, Partizan, PDD, PSAKD Maltepe şubesinin desteklediği, 300 kişinin katıldığı etkinlik şiir dinletisi ve sinevizyon gösterimi ile son buldu.

5. GELENEKSEL SAMANDAĞ FESTİVALİ’NDEYDİK
Akdeniz ikliminin sıcak insanının katıldığı ve demokrasi bileşenleri tarafından ortak düzenlenen 5. Geleneksel Samandağ Festivali 12-15 Temmuz tarihleri arasında yapıldı. Evvel Temmuz (1 Temmuz) bayramı olarak kutlanması çerçevesinde yapılan festivale Samandağ halkının dışında, Antakya, İskenderun, Harbiye, Altınözü ve civarı köylerden binlerce kişi katıldı. Festivale ilk iki gün katılım az olsa da son iki günde günlük yaklaşık 50 bin kişilik bir katılım oldu. Genel olarak kitlenin durumu ve coşkusu çok iyiydi. Sahnede ilk gün Grup Sevgi, daha sonra Grup Munzur ve Grup Yorum yer aldı. Grup Munzur ve Grup Yorum öncelikle son kasetlerinden seslendirdikleri türkülerle kitleyi coşturdu. 2. Gün Ferhat Tunç sahne alarak gerek söylediği türkülerle gerekse yaptığı konuşmalarla halkın beğenisini topladı.
3. gün bu toprakların yetiştirdiği bir sanatçı olan Hilmi Yarayıcı yer aldı. Festivalin son günü Ali Asker ve Suriye'den gelen Ali El Dik festivale katıldı.
Bizler de festivalin ilk gününden itibaren dergilerimizle, kitaplarımızla, bildirilerimiz ve bayraklarımızla alandaki yerimizi aldık. Festivalin ilk iki gününde stant açarak yayınlarımızı halkla buluşturduk. "Emperyalizme Karşı Özgür Bir Ülke, İnsanca Bir Yaşam" kampanyamızdan kalan 2000 civarında bildiriyi dağıtarak alandaki kitle ile buluşturduk. Siyonist İsrail'in ABD ve AB ülkelerini arkasına alarak Filistin ve Lübnan'a bombalar yağdırdığı şu günlerde emperyalizme karşı ses olmak çok anlamlıydı.
Alanda sık sık "Emperyalizme Karşı Özgür Bir Ülke ve İnsanca Bir Yaşam İçin Sosyalist Barikat"
"Emperyalist İşgallere, Yoksullaşmaya ve Yozlaşmaya Karşı Sosyalist Barikat", "Açlığa, Yoksulluğa ve Yozlaşmaya Karşı Barikat" sloganları eşliğinde dergimizi, gençlik dergisi Granma'yı ve Lisenin Sesi’ni kitlelerle buluşturduk. Halk bültenini ücretsiz olarak dağıttık...

ÇETELERE KARŞI OMUZ OMUZA
Antakya’da BDSP'den bir arkadaşa "çete" olduğu söylenen kişiler tarafından önce tehdit ardından fiziki saldırı geldi. Bunun üzerine ortak bir basın açıklaması örgütlenerek saldırının faillerinin teşhir edilmesi kararı alındı.
Her türlü yozluğun, mafya, çete, eroin ve hap satımı-dağıtımı, haraç vs. ilişkilerin devlet destekli çeteler yoluyla yürütüldüğü Armutlu Mahallesi’nde siyasal faaliyet yürütmeye çalışan, halkı bu konuda duyarlı olmaya çağıran biz devrimciler bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında Armutlu’da "Çeteler Halka Hesap Verecek, Devrimcilere Uzanan Elleri Kıracağız - Faşizme Geçit Vermeyeceğiz" pankartı açıldı. Basın açıklaması, “Çeteleşmeye, Yozlaşmaya, Faşizme Geçit Vermeyeceğiz”, Faşizme Karşı Tek Yumruk, Tek Barikat”, Çeteler Halka Hesap Verecek”, “Halkımız Saflara Hesap Sormaya”, “Bedel Ödedik, Bedel Ödeteceğiz”, “Birlik, Mücadele Zafer” solganlarıyla bitirildi. Halkın pencerelere çıkarak ve yoldan izlediği eylemde, bizler de, "Çeteleşmeye, Yozlaşmaya Faşizme Geçit Vermeyeceğiz", "Çetelere Karşı Halkla Birlikte Mücadeleye", "Çeteler Halka Hesap Verecek" yazılı dövizlerimiz ve bayraklarımızla alandaydık.

VAHŞETE SUÇ DUYURUSU
Batman ilinin Beşiri ilçesindeki bir operasyonda sağ olarak yakalanan Abbas Emani isimli PKK gerillasının yakılarak öldürülmesi hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
11 Temmuz 2006 Pazartesi günü saat 13.00'te Sultanahmet Adliyesi önüne gelen devrimci ve demokratik kurumlar, Emani'nin yakılarak öldürülmesini protesto ederek savcılığa suç duyurusunda bulundular. Burada yapılan basın açıklamasında Abbas Emani'nin sorgulandıktan sonra kafasına kurşun sıkılarak öldürüldüğü ve daha sonra özel timler tarafından çatışma yerine taşınıp burada yakıldığı açıklamada ifade edildi. Suç duyurusunda bulunan kurumların isimleri okunduktan sonra "analar adına" sözü alan Selvi Gülmez ise yıllardır akıtılan kardeş kanının durdurulması için halka ayağa kalkma çağrısı yaptı. Daha sonra oluşturulan bir heyet tarafından kanıtlar ve suç duyurusu dilekçesi savcılığa iletildi.

Orman Yakanlar, Seferi
Yılmaz’ı Tutuklayanlar;
ÖFKEMİZDEN KORKUN

HPG gerillalarına karşı yürütülen saldırılar sırasında Cudi Dağı'ndaki ormanların yakılması ve Şemdinli'de kontr-gerilla tarafından hedef tahtasına konulan Seferi Yılmaz'ın tutuklanması protesto edildi.
Cudi, Gabar, Besta ve Mava dağlarında "güvenlik gerekçesiyle" ormanlık alanların yakılması, bu yangınlara müdahale edilmemesi, Şemdinli'de kontr-gerillayı delilleriyle ve belgeleriyle yakalayan Seferi Yılmaz'ın tutuklanması basın açıklamasıyla protesto edildi.
Açıklama, 8 Temmuz 2006 Cumartesi günü saat 13:30'da Beyoğlu Galatarasay Postanesi önünde Halkların Kardeşlik İnisiyatifi tarafından yapıldı. Açıklamaya DTP İstanbul Örgütü de katılarak destek verdi.
Yapılan basın açıklamasında "Cudi'de Yakılan İnsanlıktır", "Seferi Yılmaz Serbest Bırakılsın", "Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Kahrolsun MGK, MİT, JİTEM, Kontr-gerilla" sloganları atıldı.
Seferi Yılmaz'ın serbest bırakılmasını ve orman yangınlarına müdahale edilmesi istenilen basın açıklamasında, DTP İl Başkanı Doğan Erbaş da bir konuşma yaptı. Erbaş, birlikte yaşama olanağının devlet tarafından gitgide daraltıldığına, orman yangınlarının operasyonlarla birlikte arttığına, Seferi Yılmaz'ın tutuklanmasının haksızlığına ve bu konularda Halkların Kardeşlik İnisiyatifi ile sürekli yan yana olacaklarına değindi.
Açıklama iki çam fidanının Seferi Yılmaz'a gönderilmesiyle son buldu.

DEVRİMCİ SANAT SUSTURULAMAZ
Paris Halkıyla Dayanışma Derneği çalışanları ve Grup Şiar solistinin Fransa'da tutuklanması 11 Temmuz 2006 günü Tohum Kültür Merkezi tarafından düzenlenen, Halk Kültür Merkezleri ve devrimci demokratik kurumlar, aydınlar ve sanatçılar tarafından da desteklenen bir basın açıklaması ile protesto edildi.
İstanbul Beyoğlu'nda bulunan Fransız Konsolosluğu önünde saat 12:30'da toplanan kitle "Devrimci Sanat Susturulamaz/Tohum Kültür Merkezi" pankartı açarak "Devrimci Sanat Susturulamaz", "Gözaltılar, Tutuklamalar, Baskılar Bizi Yıldıramaz", "Kahrolsun Emperyalizm Yaşasın Mücadelemiz", "Tutuklananlar Serbest Bırakılsın" sloganlarını attı.

İŞSİZLİĞE MAHKUM EDİLEN SEYHAN BELEDİYESİ TEMİZLİK İŞÇİLERİ DİRENMEYE DEVAM EDİYOR
İşten atılan Seyhan Belediyesi bünyesinde taşerona bağlı olarak çalışan temizlik işçilerinin her çarşamba düzenledikleri basın açıklamaları devam ediyor. 21 Haziran 2006 günü saat 12.30'da İnönü Parkı'nda biraraya gelen temizlik işçileri yaptıkları basın açıklamasıyla, Seyhan Belediyesinde dönen dolaplaı teşhir etmeye devam ettiler. AKP'li belediye başkanının kimi tarikatlara yaptığı yardımları kamuoyuna açıklayan işçiler "İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız", "Direne Direne Kazanacağız" vb. sloganlarını da haykırdılar. Basın açıklamasının ardından yine kendileri gibi işten çıkarılan Mensa işçileriyle dayanışma amacıyla Atilla Altıkat Köprüsü yakınlarında bulunan DİSK/Tekstil Mensa Şubesi'ne doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş boyunca sloganlarını haykırmaya devam eden işçiler geldikleri sendika binasında, sendika yöneticileriyle deneyimlerini paylaştıkları bir sohbet toplantısı gerçekleştirdiler.
***
5 temmuz 2005 günü de aynı eylemlilik zinciri devam etti. Saat 12.30'da İnönü Parkı’nda buluşan işçiler sloganlarıyla Seyhan Belediyesi’ne kadar yürüdüler. Burada bir süre oturan işçiler daha sonra eylemlerini sona erdirdiler.
***
Adana Seyhan Belediyesi bünyesindeki Miray Temizlik firmasında taşeron işçisi olarak çalışırken işten çıkarılan temizlik işçileri 12 Temmuz 2006 günü de saat 12.30'da İnönü Parkı'nda bir araya geldiler. Önlerinde "İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız" yazılı bir pankartla yürüyüşe geçtiler. Yürüyüşleri boyunca "İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız", "Azim İstifa", "Direne Direne Kazanacağız", "Seyhan Bizimle Temiz Kalacak" sloganlarını atan işçiler yürüyüşlerini AKP İl binasına kadar sürdürdüler. Burada yaptıkları basın açıklamasında Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk'ün yolsuzluklarını teşhir eden temizlik işçileri sloganlarını bir kez daha haykırdıktan sonra eylemlerini sonlandırdılar.

İŞKENCECİLER ADANA'DA PROTESTO EDİLDİ
Ankara Ulucanlar Cezaevi’nden Sincan'a sevk edilen devrimci kadın tutsaklara yapılan işkenceler Adana'da düzenlenen bir basın açıklaması ile protesto edildi. 11 Temmuz 2006 günü saat 12.30'da İHD Adana Şubesi önünde bir araya gelen ve aralarında ÇHKM, İHD, ESP, İşçi Mücadelesi, TAY-DER, Alınteri, BDSP ve SDP'nin olduğu kitle "İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek", "Devrimci Tutsaklar Teslim Alınamaz", "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur" vb. sloganlarını attı. Yapılan basın açıklamasında tutsakların sevk sırasında dövüldükleri, cezaevine girişte zorla çırılçıplak soyularak arandıkları, gördükleri işkenceyi belgelemek amacıyla adli tıbba çıkma isteklerinin reddedildiği, avukatlarıyla görüştürülmedikleri vurgulandı. Bir süre oturma eyleminin de yapıldığı basın açıklaması sloganların ardından sona erdi.

KÜRKÇÜLER’DE TECRİT PROTESTOSU
İHD Adana Şubesi Cezaevi Komisyonunun girişimiyle oluşturulan eylem takvimi çerçevesinde son günlerde cezaevlerindeki tecrit uygulamasına bağlı olarak geliştirilen insan hakları ihlallerini, özelde Kürkçüler E ve F tipi cezaevlerindeki baskıları protesto etmek için Kürkçüler Cezaevi’nin önünde İHD, ÇHKM, ESP, SDP, THAYD-DER, İşçi Mücadelesi, Alınteri ve BDSP tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. 15 Temmuz 2006 günü bir otobüsle Kürkçüler cezaevine giden protestocular cezaevine yakın bir yerde araçtan inip yürüyüşe geçtiler. "İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek", "Devrimci Tutsaklar Yalnız Değildir", "İçerde Dışarıda Hücreleri Parçala", "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur" sloganlarının atıldığı yürüyüşün ardından cezaevinin önünde basın açıklaması yapıldı.

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19