Şanlı Arap Ulusumuzdan Halklar,
Kardeş Lübnan topraklarının Yiğit Direniş Savaşçıları,
Filistin halkımızın azimli kitleleri ve onların
Direnişinin kahramanları,
Arap Ulusu bugün, bize, yakın geçmişimizin büyük
dönüm noktalarını anımsatan tarihsel bir kavşakta.
Arap Ulusumuzun, Batılı emperyalist ve sömürgeci
çevrelerce desteklenen Siyonist düşmana karşı
direnişi; tarihsel olarak, büyük ulusumuzun hak
etmediği yenilgilere ve gerilemelere yol açan
resmi Arap yönetimlerini boyun eğişi, basiretsizliği
ve işbirlikçiliğinin sonucu olarak yaşanan acı
ve ıstırap duygularıyla daima ateşlenmiştir. Ama
bugün, belki de ilk defa, bu durumun değişmek
üzere olduğunu yoğun biçimde hissediyoruz. Bu,
ne resmi Arap yönetimlerinin her zamankinin aynısı
ve belki de daha ölümcül bir halde olan işbirlikçiliği
ve basiretsizliği son bulduğu için, ne de çifte
standartlı uluslararası toplum her nasıl olduysa
makulleştiği için; Hizbullah ve Genel Sekreteri
Seyid Hasan Nasrallah'ın liderliğinde yürütülen
Lübnan Direnişi'nin kahramanları ve Gazze ve diğer
Filistin kentlerindeki Filistin Direnişi'nin kahramanları
tarafından yazılan yiğitlik ve direniş destanı
yüzünden böyle. Bu kahramanlar, bu kez, hiçbir
yanılgıya düşmeksizin, davayı kendi ellerine aldılar
ve şimdi, galip gelmek için can atan bir Arap
ulusunun öncülüğünü temsil ediyorlar.
Filistin ve Lübnan'daki halkımızın azmi, Lübnan
ve Filistin'in sebatkar kadınlarının, yaşlılarının,
çocuklarının ve gençlerinin sel olup akan kanları,
bu kez ya yeniden ayağa kalkacak ya da dipsiz
bir kuyuda yok olacak olan bu Ulus'un önündeki
yolu, bir kez daha aydınlatıyor.
Onurumuzu ve gururumuzu yeniden kazanmakta olduğumuza
ve zaferin ufukta olduğuna dair güçlü bir duyguyla
doluyuz. Yiğit Lübnan ve Filistin Direnişi, ilk
kez olmak üzere, söz ve eylem arasındaki uçurumu
kapatmaya başladı. Düşmanı ve uluslararası toplumu
şaşırtan ve mahcup eden muazzam bir güvenilirlik
kazanıyoruz. Sözleri, Direniş eylemleri takip
ediyor. Sloganlar, kahramanca bir pratik içinde
gerçekleştiriliyor ve uykuları kaçan Siyonist
düşman, hedeflerini kabul ettirmek için devasa
savaş aygıtını masum sivilleri öldürüp, altyapıyı
yıkmak için en vahşi şekilde kullanıyor. Ama bu,
etrafında toplandıkları meşru ulusal direnişi
desteklemek için ağır bir bedel ödemekte olan
Filistin ve Lübnan'daki halkımızın sebatını ya
da yiğit Direniş'in kararlılığını hiçbir şekilde
kırmıyor.
Sorun, Siyonist tutsaklar meselesinin ötesine
giderek; Amerikan yönetimi ve uluslararası toplumun
İsrail'in üstüne yüklediği kirli görevin, Amerikan-Siyonist
stratejik planının uygulanabilmesi için Lübnan
Direnişini savaşçı güçlerinden mahrum bırakma,
Lübnan'ı yenik ve uysal Arap rejimlerinin safına
itme, Suriye'nin direnme kapasitesini zayıflatma,
tek taraflı olarak empoze edilen yerleşim düzenlemeleri
altında, Siyonist zorlamaları Filistin halkına
dayatma görevinin bahanesi haline geldi.
Şanlı Arap Ulusumuzun Halkları,
Bugün, başkaldırmak ve direnmek için tarihsel
bir olanakla karşı karşıyayız. Bugün, yiğit Lübnan
ve Filistin Direnişi'nin temsil ettiği öncülüğü
desteklemek için, Arap Ulusumuzdan kitlelerin
önemli güçlerini -siyasi partiler, sendikalar,
federasyonlar, sivil toplum temsilcileri, kültürel
şahsiyetler, yurtsever şahsiyetler- kucaklayacak
en geniş Arap ulusal halk cephesini kuralım.
Bırakalım, Arap Ulusu içindeki bütün gizli enerji
ve yaratıcılık, zalim Siyonist-Amerikan planını
geri püskürtmek için, ulusun onuru ve gururunun
savunmasında mümkün olan en geniş halk hareketinde,
her yerde harekete geçsin.
Selam olsun, Lübnan halkına ve onların kahraman
yurtsever Direnişine!
Selam olsun, Filistin halkına ve onların azmine
ve fedakarlığına!
İşgal zindanlarındaki bütün hükümlü ve tutuklulara
özgürlük!
Erdemli şehitlere ebedi şeref!
Zafer özgürlük ve onur için savaşan insanlarındır!
27 Temmuz 2006
MRzine’den çeviren sendika.org
Meryem
Abu Dagga:
“zaferimiz bağımsız ve özgür bir Ortadoğu
için en önemli cepheyi oluşturacaktır. Ve
bunu ancak ilericilerin, devrimcilerin birliğiyle,
ABD ve onun taşeron gayri meşru devletini
ve işbirlikçi hükümetleri, rejimleri ortadan
kaldırarak başarabiliriz.”
Barikat okuyucuları ve Yoldaşlar,
Filistin halkı ve direnişine
göstermiş olduğunuz dayanışma örneğinin
eski yoldaşlarınızdan gelen bir gelenek
olduğunu inanıyor ve biliyoruz.
Yaşadığımız zor koşulları ancak sizin gibi
devrimci geleneği olanlar kavrayıp anlayabilir.
Yoldaşlar, barbar Siyonist işgal güçleri
Filistin'de ve özellikle Gazze'de taş üzerinde
taş bırakmadı, evler oturanların başlarına
yıkılıyor, bombalanıyor, okullar ve üniversiteler,
öğrenciler ders sırasında iken bombalanıyor,
köprüler, elektrik santralleri ve altyapılar
tahrip ediliyor. Bütün dünya gözünün önünde
sivil yaşlı, kadın ve çocuklar öldürülüyor…
Yoldaşlar, inanın şu anda Gazze bir hayalet
şehrine dönüştürüldü; sokaklar insanlardan
yoksun, çünkü Siyonist uçaklar hareket eden
her şeye ateş açıyorlar. Bütün dünyanın
yasakladığı bomba ve silahlar kullanılı
yor. Fosfor, parçalarına ayrılarak tesir
eden ve bir insana isabet ettiği zaman bütün
vücudunu paramparça eden mermiler, bombalar,
lazerli ve kimyasal silahlar kullanılıyor.
Gazze, hava, deniz ve karadan kuşatılmış
durumda.
Ama bütün bunlara rağmen halkımız direniyor,
direnişi sürüyor ve önceki zamanlardan daha
azimli bir şe kilde bağımsızlığa ve özgürlüğe
koşuyor. Özgürlük ve bağımsızlık olmadan
barış olamaz. ABD'nin "Yeni Ortadoğu
Projesi'ni Filistin ve Lübnan halklarının
cesetleri üzerinde kurdurmayacağız. Direnişimizin
sürmesi için her şeyi feda edeceğiz; çünkü
zaferimiz bağımsız ve özgür bir Ortadoğu
için en önemli cepheyi oluşturacaktır. Ve
bunu ancak ilericilerin, devrimcilerin birliğiyle,
ABD ve onun taşeron gayri meşru devletini
ve işbirlikçi hükümetleri, rejimleri ortadan
kaldırarak başarabiliriz.
Şu anda ABD, AB ve Siyonist rejim, Ortadoğu'da
Filistin direnişine ve Lübnan'da Hizbullah'a
saldırıyor. Böylece onlar, direnişi ve devrimin
ruhunu öldürmeye çalışıyorlar. Ama Lübnan
ve Filistin'deki efsanevi devrim direnişi
emperyalistleri ve uşaklarını şaşırttı,
emperyalizmin kağıttan bir kaplan olduğunu
gösterdi. Siyonist rejimin en çok güvendiği
askeri gücü ve güvenlik önlemlerinin gerillaların
silahları ve füzeleri önünde çaresiz olduğu
bir kez daha anlaşıldı. Direnişin füzeleri
Hayfa'ya ve Hayfa'dan ötesine ulaşıyor.
Filistin-Lübnan direnişi sizin gibi halkların
dostu olan, enternasyonal devrimci düşünceye
sahip insanların yardımlarını çok acil olarak
bekliyor.
Yaptığınız bütün yürüyüşleri ve protesto
eylemlerinizi gururla takip ediyoruz.
31 Temmuz 2006'deki eylemden sonraki üzücü
olayların ise (Taksim’deki polis saldırısı
kast ediliyor) tek açıklaması var: ABD'nin
desteğiyle iktidara gelen Müslüman iktidar
(AKP), ancak ve ancak onların çıkarları
doğrultusunda politika ve tavır sergileyebilir…
Desteğinizle direnişimiz sürebilir; sizleri
tek tek özle dim… Eğer hayatta kalırsak,
özgür Filistin'de görüşmek umuduyla.
Sevgilerimle
Yoldaşınız Meryem Abu Dagga
Filistinli Kadın Araştırma ve Geliştirme
Merkezi
|
Lübnanlılar,
İsrail bir kez daha ülkemizi
işgal etmeye ve bizi yok etmeye çalışıyor.
Ve islami direniş kahramanca eylemlerini
ve fedakarlıklarını sürdürüp zaferler kazanırken
Lübnan ordusu askerlerinin onursuzca katledilmesine
karşın mücadeleye girişmemekte ısrar ediyor.
Vatansever görevlerimiz bizi işgalcilere
karşı Direnişe katılmaya ve ülkemize karşı
girişilen suçlara karşı durmaya çağırmaktadır.
Biz, Solun ve Demokrasinin güçleri, vatanımızın
1982 Direnişi'ne de katılmış olma onurunu
taşıyan kişiler ve örgütler olarak silahları
yeniden ele aldığımızı ilan ediyoruz.
Ülkemizin gençlerini bu kahramanca deneyime
sahip çıkmaya ve direnişlerinin temeline
almaya çağırıyoruz. Onları kentlerinde ve
köylerinde kalarak işgalciye silahla karşı
koymaya, toprağımızı, egemenliğimizi ve
halkımızı korumaya çağırıyoruz.
Bu bizim için tarihi bir andır. Ülkemiz
ve halkımız muzaffer olacak ve ülkemiz ve
Arap ulusumuz için işgalcilerin bozguna
uğratılmasıyla birlikte bir özgürlük ve
birlik dönemi hüküm sürmeye başlayacaktır.
Lübnan Komünist Partisi
Beyrut, 28 Temmuz 2006
Kaynak: sendika.org
|
|