Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

43. Sayı - Ağustos 2006

P-C’miz çok önemli bir değerini, yorulmak bilmez, direngen, kararlı, sevgi dolu bir militanını, Betül Altındal yoldaşı toprağa verdi.
Betül yoldaş, 1976’da emekçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Çoşkulu kişiliği, düzen yaşamına öfkesi onu oldukça genç yaşlarda devrimcilerle ilişkiye yöneltti. Çeşitli devrimci faaliyetlere katıldı. 1998’den itibaren ise devrimci sosyalist hareket saflarında yer aldı.
Betül yoldaşın yaşamı, öğrenmek isteyenler için oldukça verimli, nitelikli derslerle doludur. Betül yoldaşın yaşamı emekçi kökenli ancak küçük burjuva kültürel biçimlenişten gelen bir devrimci adayının, kendisindeki ileri insani nitelikleri nasıl güçlü bir öncü devrimci kimliğe dönüştürdüğünü gösterir.
Betül yoldaşın devrimci sosyalist saflara katıldığı dönem, hareketin en zorlu süreçlerinin yaşandığı, bu zorlukların giderek derinleştiği bir süreçti. Ancak o bu güçlükler karşısında bir an duraksamadan kendisine verilen görevlere sahip çıkmaya, yerine getirmeye çalıştı. Sallanmadı, duraksamadı, coşkusunu bir kez olsun yitirmedi. Ancak bu süreçteki devrimci nitelikleri henüz olgunlaşmamış, oturmamış niteliklerdi. Öncü bir tarzdan, bilinçlice, iradi olarak işlenmiş bir içerik ve biçimden yoksundu. Devrimci nitelikleriyle, sekterlik, küçük burjuva davranışlar, vb. iç içeydi.
2002’de başlayan devrimci sosyalist hareketin yeniden inşa süreci, tüm yoldaşlar için olduğu gibi Betül yoldaşın devrimci yaşamında da tam bir dönüm noktasını ifade eder.
Betül yoldaş bu süreçte küçük burjuva yanları ile devrimci dinamiklerini örnek bir tarzda ayrıştırdı ve küçük burjuva yanlarını pratiğinin her adımında kesin biçimde aşma gücünü gösterdi. Betül yoldaş kendisinde zaten varolan tüm devrimci nitelikleri; devrimci coşkuyu, enerjiyi, bilinci, öğrenme istek ve çabasını, kurallı ve eksiksiz çalışma tarzını, hayatını devrim hedefine kilitlemeyi ve benzeri özellikleri bir öncü savaşçıya yakışan parlaklıkla geliştirdi ve olgunlaştırdı.
Yeniden inşa sürecimiz onun devrimciliğinin de yeniden kurulduğu bir süreç oldu. Bu süreç, coşkulu ancak nitelik olarak ortalama bir devrimcilikten, gelişkin, her boyutta yaratıcı ve örnek bir devrimciliğe geçiş süreci oldu.

Betül yoldaş, açık, berrak bir sınıf bilincine dayanan sonsuz bir devrimci inancının somutlaşmış, seçkin bir örneğiydi.
Aslında ondaki devrimcilik için devrim inancı, devrimci bilinç kavramları gerçekten de yetersiz kalmaktadır. O, devrimin ta kendisiydi. Devrim ve insanlığın tam kurtuluşu dışında onun kimliğini, onun duruşunu, hayatını, hedeflerini tanımlayacak başka bir olgu yoktu. Yeniden inşa sürecimizle birlikte Partimizin her cephede yürüyüşünün netleşmesiyle bu özellik onda kendini çarpıcı biçimde ortaya koydu. Yanlış ya da doğru her adımının, her tutumunun, her davranışının çıkış noktası, kesin biçimde devrim ve komünizm düşüncesi ve pratiğiydi ve dolayısıyla partisiydi. Devrim ve komünizm davasına, yeniden inşa sürecine ve partiye bağlanmayan hiçbir şeye yaşamında yer yoktu. Onun yaşamının merkezinde Parti çalışması ve hedeflerimiz vardı, tüm yaşamı tereddütsüz biçimde buna göre biçimlenmişti.

Betül yoldaş, parti hedeflerine kilitlenme ve parti çalışmasında tereddütsüzlüktü.
Betül yoldaş günlük devrimci görevlerin eksiksiz yerine getirilmesi için tüm emek ve çabanın sonuna kadar ortaya konulmasıydı. Ancak o salt günlük devrimci görevlerle sınırlı olmayan bir ufka sahip olmayı da başarmıştı. Partinin güncel, dönemsel ve nihai hedeflerini bilincinde ve pratiğinde birleştirmeyi başarmış bir devrimciydi. Günlük parti görevlerinin yanı sıra, dönemsel parti hedefimiz olan yeniden inşanın tüm sorunlarına ve görevlerine de ilişkin düşünce ve somut önerilerle, pratik tutumlarla kendini ortaya koyan bir militandı. Daha da ötesi, atılım süreci, sosyalizmin inşası onun bilincinin sınırsız üretim alanı içindeydi. Ve Betül yoldaş bütün bu hedeflere, görevlere kesin bir kilitlenmenin en açık örneklerinden biriydi. Geniş ufku, asla zihinsel ve pratik dağınıklık anlamına gelmiyordu. Tersine, görevler konusunda, pratik mücadele konusunda, parti çalışmasının yürütülmesi konusunda bilinç keskinliği ve pratik tutumda netlik anlamına geliyordu. Herhangi bir parti görevinin yerine getirilmemesinin onun için bir gerekçesi olmazdı. Partinin hedefleri ve bunlardan kaynaklanan görevler tereddütsüz yerine getirilmeliydi. Betül yoldaşın tek bir parti hedefi ve görevi konusunda bir an bile tereddüt yaşadığı görülmedi. Bir an olsun ikricimli davrandığı görülmedi. Kimi zaman sorumluluk aldığı görevleri başaramadığında, ya da yanlış kararlar verdiğinde bu ikircimlilikten, tereddütten ya da yetersiz emekten kaynaklanmadı. Tümüyle değerlendirme hatalarından ya da deneyimsizliktendi. Ve bu tür durumlarda açık yüreklilikle ve tam bir özeleştirel tutum ortaya koydu. Daha da ötesinde, bu tür durumlarda yaşadığı derin üzüntüyü, içtenlikli acıyı yüzünde ve gözlerinden apaçık okumak mümkündü.

Betül yoldaş devrimci coşkunun, çalışkanlığın ve enerjinin örnek bir bireşimi, parlak bir ifadesiydi.
Bugün devrimci ve sol saflarda nispeten az görülen devrimci coşkunun, çalışkanlığın ve bitmez tükenmez enerjinin eksiksiz bir örneğiydi Betül yoldaş. Bu noktalarda eşi az bulunur bir devrimciydi. Partinin her faaliyeti, önüne koyduğu her hedef onun için büyük bir sevinç ve coşku kaynağıydı. Partinin bir duvar yazılaması, karşılaştığı bir afiş çalışması veya bir korsan gösteri onu kabına sığmayan bir sevinçle doldurmaya yeterdi.
Bu basit bir duygu değildi. O, her çalışmada, ileriye doğru atılan her adımda, bu adım ne denli küçük olursa olsun, yeniden inşanın büyümesini, hedeflerimize bir adım daha yakınlaşmamızı görebiliyordu. O, burnu büyüklükten, büyük işlerin lafını edip, günün görevlerine sıradan yaklaşmaktan kendini kesin biçimde sıyırmıştı. Ondaki devrimci coşkuyu sıradan bir sevinç ve duygu durumundan çıkaran en önemli faktör, onun coşkuyu muazzam bir çalışkanlık ve devrimci enerji ile birleştirmiş olmasındaydı.
Betül yoldaşın üzerine aldığı bir görevi herhangi bir nedenle (politik ya da pratik değerlendirme hataları dışında) yerine getirmediği hiç görülmedi. Onun için “yoruldum”, “olmuyor” yoktu. Bir parti görevi söz konusu olup da, Betül yoldaşın yoruldum, olmuyor diyerek bu görevi yerine getirmediğinin tek bir örneği yoktur. Her çalışmaya ilk gönüllü olanlardan biri oydu.

Betül yoldaş kurallı ve eksiksiz çalışmanın en ileri örneklerinden biriydi.
Onu tanıyan, onunla birlikte çalışmış tüm yoldaşlar için bu her halde en göze çarpan yanlardan biriydi. Betül için çalışma disiplini, parti kurallarının eksiksiz uygulanması içselleşmiş, günlük yaşamının doğal bir parçası haline gelmişti. Görevlerin zamanında, yerinde ve tam olarak tamamlanması onun için olmazsa olmazdı.
İşlerini zamanında yapmak, randevularına tam zamanında gitmek, alınan işi tam olarak yapmak, bunun için azami dikkat göstermek, tüm yoldaşları bu noktalarda eksiksiz bir tutum almaya yöneltmek, hatta zorlamak onun devrimci yaşamının olağan yanlarıydı.

Betül yoldaş, olağanüstü bir öğrenme isteği ve azmine sahipti.
Okuduğu her kitaptan, girdiği her ilişkiden ve süreçten öğrenme ve bunu yoldaşlarıyla paylaşma isteği gerçekten çarpıcıydı. Sadece parti toplantılarında değil, herhangi bir sohbette de onun kalemi ve not defterinin bir anda ortaya çıktığını ve “bir dakika bunları yazmam ve diğer yoldaşlarla paylaşmam gerek” diyerek not almaya başladığını görmek istisnai bir durum değildi. O, sürece ve gelişmesine katkıda bulunacağını düşündüğü her şeyi büyük bir iştahla ve dikkatle öğrenme ve yoldaşlarla paylaşma çabasını yaşamının temel bir bileşeni haline getirmişti. Tüm gelişmelerle, olgularla ve süreçlerle ilişkisi sıradan bir izleme, bilgilenme ilişkisinin çok ötesindeydi. O karşı karşıya olduğu her bilgi öğesini, nesnesini, parçasını sağlam bir bilinç unsuru haline getirme çabası içindeydi. Ve bu kişisel bir çabanın ötesinde, diğer yoldaşlarla paylaşmayı isteğini de içeren güçlü, komünist bir kolektivizm bilincinin ürünüydü.

Betül yoldaş, başta yoldaşlara olmak üzere, tüm devrimci dostlara ve emekçilere karşı büyük bir sevginin taşıyıcısıydı.
Betül yoldaşın sevgisi emek ve mücadelenin bileşimiydi. Yoldaşları, devrimi birlikte ördüğü kız ve erkek kardeşleri her şeydi, çünkü onlarsız devrim, onlarsız özgür bir gelecek, onlarsız bir insanca bir yaşam söz konusu değildi. Ve sevgisi somuttu, her yoldaşı anlamaya çalışmak, mutlaka ama mutlaka geliştirici ilişki kurmaya çalışmak, ısrarla kazanıcı olmak, sahip olduğu her değeri tereddütsüzce paylaşmak... Onun sevgisi, onun yüreği sadece yoldaşlarına açık değildi, diğer devrimci yapılardan devrimcilere karşı da güçlü bir sevgi taşıyordu. Bu konudaki tüm sekter önyargıları kırma noktasında güçlü bir bilinç ve tutum oluşturmuştu.
Betül yoldaş, bu ve daha pek çok devrimci niteliğin ileri bir bireşimiydi. Betül yoldaş bu özelliklerini bir anda kazanmadı. Bu onun açısından tam da bir mücadele süreci olarak gelişti. Bolşevik doğulmaz, sıradan bir devrimci çalışma içinde kendiliğinden bolşevik olunmaz. Bolşevik olmak, komünist olmak, iradi, planlı ve örgütlü bir emek sürecini gerektirir. Bu nedenle, bu süreç bolşevikleşmek, komünistleşmek gibi fiille kavramlaştırılmıştır. Özne olmayı gerektirir. Betül yoldaş kendisindeki düzen öğeleriyle, yoldaşlarındaki geri yanlarla mücadele ederek ve oligarşiye karşı savaşımın en ön safında tereddütsüz biçimde yer alarak bu nitelikleri kazandı. Bunu bilinçli bir çabayla gerçekleştirdi. Mücadele ettikçe geri yanlar aşılır, gibi muğlak yaklaşımlara itibar etmedi. Oligarşiye karşı mücadelenin komünistleşme yolunda bir zemin sağladığını, ancak bu zeminin tek başına yeterli olmadığını gördü. Bu zemin üzerinden tüm kişiliğini, tüm yaşamını devrimci sosyalist değerler üzerine oturtmak için büyük bir emek harcaması gerektiğini anladı ve bu yolda büyük bir enerji ortaya çıkardı.
Onun not defterinde yazılı duran “Ne çok şey anlatılmalı, bütünlemek, değiştirmek ve yeniden değişmek için parçalarken başımı, yüreğimi, Artık varlık sebebini anlamış bir özne olmak, her sabah yeniden yaratmak kendi ellerimi, Ama bir sevmek ellerimi, ellerimizi, öyle bir sevmek... Tüm bencilliklerine kahretmek insan soyunun, en gereksiz bilgiçlerin üzerimize kustuğu zavallılıklara karşı savaşmak... Yoksun, hiçsin denilirken, dağ gibi dikilmek karşılarına; etekleri bahar tepesinde kar, hep rüzgarlı olmak, hep rüzgar olmak, her bakışta yukarıdan tüm dünyadaki dostlara huzur vermek...” bu cümleler ondaki büyük mücadelenin, onun büyük mücadele istek ve pratiğinin herhalde en güçlü anlatımı...
Bu nedenle, yeniden inşa sürecimizde en güçlü gelişmeyi gösteren, kurucu kadro, daha da ötesinde önder kadro özelliklerini kazanmada en güçlü enerjiyi ortaya koyan yoldaştı.
Betül yoldaş, P-C’mize kendi rengini, kendisinde cisimleşen tüm güzelliğini güçlü biçimde kattı. Partimizin yeniden inşasının her köşesinde, açık alanda, kapalı alanda çalışmalarıyla Betül’ün emeği var. O, sadece bu emekten ötürü değil, yeniden inşa sürecimizin kadro tipinin pratikteki en yetkin örneği olarak da Partinin en güçlü ifadesidir. Bir yoldaşın ifadesiyle, o partiliydi, hem de bütün bu özellikleriyle Partinin ta kendisiydi.
Betül yoldaşın o güçlü bilinç ışıltısını, devrime tereddütsüz adanmışlığını, o muhteşem coşkusunu, direngenliğini, sevgi dolu yüreğini yoldaşlığın olanca gücü ve sıcaklığı ile kucaklıyoruz. Onun öncü yapıcılarından biri olduğu Partimizin yeniden inşa sürecini daha güçlü biçimde omuzlayarak, atılıma ve zafere taşıyarak anısını sonsuza dek yaşatacağız. O, yeniden inşanın ve devrimci yenilenmenin kızıl yıldızı olarak, 21. yüzyıla yazacağımız yeni ve büyük devrimler dalgasında, kadın kahramanlarımız Didar’la, Serpil’le birlikte hep yanı başımızda olacak.

BETÜL YOLDAŞ ÖLÜMSÜZDÜR!
DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR!
KURTULAŞA KADAR SAVAŞ!

Mayıs 2006


Not: Bu yazı Betül Yoldaş için devrimci sosyalist hareketin merkezi açıklamasıdır.

 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19