P-C’miz çok önemli bir değerini, yorulmak bilmez,
direngen, kararlı, sevgi dolu bir militanını,
Betül Altındal yoldaşı toprağa verdi.
Betül yoldaş, 1976’da emekçi bir ailenin çocuğu
olarak dünyaya geldi. Çoşkulu kişiliği, düzen
yaşamına öfkesi onu oldukça genç yaşlarda devrimcilerle
ilişkiye yöneltti. Çeşitli devrimci faaliyetlere
katıldı. 1998’den itibaren ise devrimci sosyalist
hareket saflarında yer aldı.
Betül yoldaşın yaşamı, öğrenmek isteyenler için
oldukça verimli, nitelikli derslerle doludur.
Betül yoldaşın yaşamı emekçi kökenli ancak küçük
burjuva kültürel biçimlenişten gelen bir devrimci
adayının, kendisindeki ileri insani nitelikleri
nasıl güçlü bir öncü devrimci kimliğe dönüştürdüğünü
gösterir.
Betül yoldaşın devrimci sosyalist saflara katıldığı
dönem, hareketin en zorlu süreçlerinin yaşandığı,
bu zorlukların giderek derinleştiği bir süreçti.
Ancak o bu güçlükler karşısında bir an duraksamadan
kendisine verilen görevlere sahip çıkmaya, yerine
getirmeye çalıştı. Sallanmadı, duraksamadı, coşkusunu
bir kez olsun yitirmedi. Ancak bu süreçteki devrimci
nitelikleri henüz olgunlaşmamış, oturmamış niteliklerdi.
Öncü bir tarzdan, bilinçlice, iradi olarak işlenmiş
bir içerik ve biçimden yoksundu. Devrimci nitelikleriyle,
sekterlik, küçük burjuva davranışlar, vb. iç içeydi.
2002’de başlayan devrimci sosyalist hareketin
yeniden inşa süreci, tüm yoldaşlar için olduğu
gibi Betül yoldaşın devrimci yaşamında da tam
bir dönüm noktasını ifade eder.
Betül yoldaş bu süreçte küçük burjuva yanları
ile devrimci dinamiklerini örnek bir tarzda ayrıştırdı
ve küçük burjuva yanlarını pratiğinin her adımında
kesin biçimde aşma gücünü gösterdi. Betül yoldaş
kendisinde zaten varolan tüm devrimci nitelikleri;
devrimci coşkuyu, enerjiyi, bilinci, öğrenme istek
ve çabasını, kurallı ve eksiksiz çalışma tarzını,
hayatını devrim hedefine kilitlemeyi ve benzeri
özellikleri bir öncü savaşçıya yakışan parlaklıkla
geliştirdi ve olgunlaştırdı.
Yeniden inşa sürecimiz onun devrimciliğinin de
yeniden kurulduğu bir süreç oldu. Bu süreç, coşkulu
ancak nitelik olarak ortalama bir devrimcilikten,
gelişkin, her boyutta yaratıcı ve örnek bir devrimciliğe
geçiş süreci oldu.
Betül yoldaş, açık, berrak bir sınıf bilincine
dayanan sonsuz bir devrimci inancının somutlaşmış,
seçkin bir örneğiydi.
Aslında ondaki devrimcilik için devrim inancı,
devrimci bilinç kavramları gerçekten de yetersiz
kalmaktadır. O, devrimin ta kendisiydi. Devrim
ve insanlığın tam kurtuluşu dışında onun kimliğini,
onun duruşunu, hayatını, hedeflerini tanımlayacak
başka bir olgu yoktu. Yeniden inşa sürecimizle
birlikte Partimizin her cephede yürüyüşünün netleşmesiyle
bu özellik onda kendini çarpıcı biçimde ortaya
koydu. Yanlış ya da doğru her adımının, her tutumunun,
her davranışının çıkış noktası, kesin biçimde
devrim ve komünizm düşüncesi ve pratiğiydi ve
dolayısıyla partisiydi. Devrim ve komünizm davasına,
yeniden inşa sürecine ve partiye bağlanmayan hiçbir
şeye yaşamında yer yoktu. Onun yaşamının merkezinde
Parti çalışması ve hedeflerimiz vardı, tüm yaşamı
tereddütsüz biçimde buna göre biçimlenmişti.
Betül yoldaş, parti hedeflerine kilitlenme ve
parti çalışmasında tereddütsüzlüktü.
Betül yoldaş günlük devrimci görevlerin eksiksiz
yerine getirilmesi için tüm emek ve çabanın sonuna
kadar ortaya konulmasıydı. Ancak o salt günlük
devrimci görevlerle sınırlı olmayan bir ufka sahip
olmayı da başarmıştı. Partinin güncel, dönemsel
ve nihai hedeflerini bilincinde ve pratiğinde
birleştirmeyi başarmış bir devrimciydi. Günlük
parti görevlerinin yanı sıra, dönemsel parti hedefimiz
olan yeniden inşanın tüm sorunlarına ve görevlerine
de ilişkin düşünce ve somut önerilerle, pratik
tutumlarla kendini ortaya koyan bir militandı.
Daha da ötesi, atılım süreci, sosyalizmin inşası
onun bilincinin sınırsız üretim alanı içindeydi.
Ve Betül yoldaş bütün bu hedeflere, görevlere
kesin bir kilitlenmenin en açık örneklerinden
biriydi. Geniş ufku, asla zihinsel ve pratik dağınıklık
anlamına gelmiyordu. Tersine, görevler konusunda,
pratik mücadele konusunda, parti çalışmasının
yürütülmesi konusunda bilinç keskinliği ve pratik
tutumda netlik anlamına geliyordu. Herhangi bir
parti görevinin yerine getirilmemesinin onun için
bir gerekçesi olmazdı. Partinin hedefleri ve bunlardan
kaynaklanan görevler tereddütsüz yerine getirilmeliydi.
Betül yoldaşın tek bir parti hedefi ve görevi
konusunda bir an bile tereddüt yaşadığı görülmedi.
Bir an olsun ikricimli davrandığı görülmedi. Kimi
zaman sorumluluk aldığı görevleri başaramadığında,
ya da yanlış kararlar verdiğinde bu ikircimlilikten,
tereddütten ya da yetersiz emekten kaynaklanmadı.
Tümüyle değerlendirme hatalarından ya da deneyimsizliktendi.
Ve bu tür durumlarda açık yüreklilikle ve tam
bir özeleştirel tutum ortaya koydu. Daha da ötesinde,
bu tür durumlarda yaşadığı derin üzüntüyü, içtenlikli
acıyı yüzünde ve gözlerinden apaçık okumak mümkündü.
Betül yoldaş devrimci coşkunun, çalışkanlığın
ve enerjinin örnek bir bireşimi, parlak bir ifadesiydi.
Bugün devrimci ve sol saflarda nispeten az görülen
devrimci coşkunun, çalışkanlığın ve bitmez tükenmez
enerjinin eksiksiz bir örneğiydi Betül yoldaş.
Bu noktalarda eşi az bulunur bir devrimciydi.
Partinin her faaliyeti, önüne koyduğu her hedef
onun için büyük bir sevinç ve coşku kaynağıydı.
Partinin bir duvar yazılaması, karşılaştığı bir
afiş çalışması veya bir korsan gösteri onu kabına
sığmayan bir sevinçle doldurmaya yeterdi.
Bu basit bir duygu değildi. O, her çalışmada,
ileriye doğru atılan her adımda, bu adım ne denli
küçük olursa olsun, yeniden inşanın büyümesini,
hedeflerimize bir adım daha yakınlaşmamızı görebiliyordu.
O, burnu büyüklükten, büyük işlerin lafını edip,
günün görevlerine sıradan yaklaşmaktan kendini
kesin biçimde sıyırmıştı. Ondaki devrimci coşkuyu
sıradan bir sevinç ve duygu durumundan çıkaran
en önemli faktör, onun coşkuyu muazzam bir çalışkanlık
ve devrimci enerji ile birleştirmiş olmasındaydı.
Betül yoldaşın üzerine aldığı bir görevi herhangi
bir nedenle (politik ya da pratik değerlendirme
hataları dışında) yerine getirmediği hiç görülmedi.
Onun için “yoruldum”, “olmuyor” yoktu. Bir parti
görevi söz konusu olup da, Betül yoldaşın yoruldum,
olmuyor diyerek bu görevi yerine getirmediğinin
tek bir örneği yoktur. Her çalışmaya ilk gönüllü
olanlardan biri oydu.
Betül yoldaş kurallı ve eksiksiz çalışmanın en
ileri örneklerinden biriydi.
Onu tanıyan, onunla birlikte çalışmış tüm yoldaşlar
için bu her halde en göze çarpan yanlardan biriydi.
Betül için çalışma disiplini, parti kurallarının
eksiksiz uygulanması içselleşmiş, günlük yaşamının
doğal bir parçası haline gelmişti. Görevlerin
zamanında, yerinde ve tam olarak tamamlanması
onun için olmazsa olmazdı.
İşlerini zamanında yapmak, randevularına tam zamanında
gitmek, alınan işi tam olarak yapmak, bunun için
azami dikkat göstermek, tüm yoldaşları bu noktalarda
eksiksiz bir tutum almaya yöneltmek, hatta zorlamak
onun devrimci yaşamının olağan yanlarıydı.
Betül yoldaş, olağanüstü bir öğrenme isteği ve
azmine sahipti.
Okuduğu her kitaptan, girdiği her ilişkiden ve
süreçten öğrenme ve bunu yoldaşlarıyla paylaşma
isteği gerçekten çarpıcıydı. Sadece parti toplantılarında
değil, herhangi bir sohbette de onun kalemi ve
not defterinin bir anda ortaya çıktığını ve “bir
dakika bunları yazmam ve diğer yoldaşlarla paylaşmam
gerek” diyerek not almaya başladığını görmek istisnai
bir durum değildi. O, sürece ve gelişmesine katkıda
bulunacağını düşündüğü her şeyi büyük bir iştahla
ve dikkatle öğrenme ve yoldaşlarla paylaşma çabasını
yaşamının temel bir bileşeni haline getirmişti.
Tüm gelişmelerle, olgularla ve süreçlerle ilişkisi
sıradan bir izleme, bilgilenme ilişkisinin çok
ötesindeydi. O karşı karşıya olduğu her bilgi
öğesini, nesnesini, parçasını sağlam bir bilinç
unsuru haline getirme çabası içindeydi. Ve bu
kişisel bir çabanın ötesinde, diğer yoldaşlarla
paylaşmayı isteğini de içeren güçlü, komünist
bir kolektivizm bilincinin ürünüydü.
Betül yoldaş, başta yoldaşlara olmak üzere, tüm
devrimci dostlara ve emekçilere karşı büyük bir
sevginin taşıyıcısıydı.
Betül yoldaşın sevgisi emek ve mücadelenin bileşimiydi.
Yoldaşları, devrimi birlikte ördüğü kız ve erkek
kardeşleri her şeydi, çünkü onlarsız devrim, onlarsız
özgür bir gelecek, onlarsız bir insanca bir yaşam
söz konusu değildi. Ve sevgisi somuttu, her yoldaşı
anlamaya çalışmak, mutlaka ama mutlaka geliştirici
ilişki kurmaya çalışmak, ısrarla kazanıcı olmak,
sahip olduğu her değeri tereddütsüzce paylaşmak...
Onun sevgisi, onun yüreği sadece yoldaşlarına
açık değildi, diğer devrimci yapılardan devrimcilere
karşı da güçlü bir sevgi taşıyordu. Bu konudaki
tüm sekter önyargıları kırma noktasında güçlü
bir bilinç ve tutum oluşturmuştu.
Betül yoldaş, bu ve daha pek çok devrimci niteliğin
ileri bir bireşimiydi. Betül yoldaş bu özelliklerini
bir anda kazanmadı. Bu onun açısından tam da bir
mücadele süreci olarak gelişti. Bolşevik doğulmaz,
sıradan bir devrimci çalışma içinde kendiliğinden
bolşevik olunmaz. Bolşevik olmak, komünist olmak,
iradi, planlı ve örgütlü bir emek sürecini gerektirir.
Bu nedenle, bu süreç bolşevikleşmek, komünistleşmek
gibi fiille kavramlaştırılmıştır. Özne olmayı
gerektirir. Betül yoldaş kendisindeki düzen öğeleriyle,
yoldaşlarındaki geri yanlarla mücadele ederek
ve oligarşiye karşı savaşımın en ön safında tereddütsüz
biçimde yer alarak bu nitelikleri kazandı. Bunu
bilinçli bir çabayla gerçekleştirdi. Mücadele
ettikçe geri yanlar aşılır, gibi muğlak yaklaşımlara
itibar etmedi. Oligarşiye karşı mücadelenin komünistleşme
yolunda bir zemin sağladığını, ancak bu zeminin
tek başına yeterli olmadığını gördü. Bu zemin
üzerinden tüm kişiliğini, tüm yaşamını devrimci
sosyalist değerler üzerine oturtmak için büyük
bir emek harcaması gerektiğini anladı ve bu yolda
büyük bir enerji ortaya çıkardı.
Onun not defterinde yazılı duran “Ne çok şey anlatılmalı,
bütünlemek, değiştirmek ve yeniden değişmek için
parçalarken başımı, yüreğimi, Artık varlık sebebini
anlamış bir özne olmak, her sabah yeniden yaratmak
kendi ellerimi, Ama bir sevmek ellerimi, ellerimizi,
öyle bir sevmek... Tüm bencilliklerine kahretmek
insan soyunun, en gereksiz bilgiçlerin üzerimize
kustuğu zavallılıklara karşı savaşmak... Yoksun,
hiçsin denilirken, dağ gibi dikilmek karşılarına;
etekleri bahar tepesinde kar, hep rüzgarlı olmak,
hep rüzgar olmak, her bakışta yukarıdan tüm dünyadaki
dostlara huzur vermek...” bu cümleler ondaki büyük
mücadelenin, onun büyük mücadele istek ve pratiğinin
herhalde en güçlü anlatımı...
Bu nedenle, yeniden inşa sürecimizde en güçlü
gelişmeyi gösteren, kurucu kadro, daha da ötesinde
önder kadro özelliklerini kazanmada en güçlü enerjiyi
ortaya koyan yoldaştı.
Betül yoldaş, P-C’mize kendi rengini, kendisinde
cisimleşen tüm güzelliğini güçlü biçimde kattı.
Partimizin yeniden inşasının her köşesinde, açık
alanda, kapalı alanda çalışmalarıyla Betül’ün
emeği var. O, sadece bu emekten ötürü değil, yeniden
inşa sürecimizin kadro tipinin pratikteki en yetkin
örneği olarak da Partinin en güçlü ifadesidir.
Bir yoldaşın ifadesiyle, o partiliydi, hem de
bütün bu özellikleriyle Partinin ta kendisiydi.
Betül yoldaşın o güçlü bilinç ışıltısını, devrime
tereddütsüz adanmışlığını, o muhteşem coşkusunu,
direngenliğini, sevgi dolu yüreğini yoldaşlığın
olanca gücü ve sıcaklığı ile kucaklıyoruz. Onun
öncü yapıcılarından biri olduğu Partimizin yeniden
inşa sürecini daha güçlü biçimde omuzlayarak,
atılıma ve zafere taşıyarak anısını sonsuza dek
yaşatacağız. O, yeniden inşanın ve devrimci yenilenmenin
kızıl yıldızı olarak, 21. yüzyıla yazacağımız
yeni ve büyük devrimler dalgasında, kadın kahramanlarımız
Didar’la, Serpil’le birlikte hep yanı başımızda
olacak.
BETÜL YOLDAŞ ÖLÜMSÜZDÜR!
DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR!
KURTULAŞA KADAR SAVAŞ!
Mayıs 2006
Not: Bu yazı Betül Yoldaş için devrimci
sosyalist hareketin merkezi açıklamasıdır.
|