Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

James Petras

30 yıldır, asker ve sivil Brezilya hükümetlerinin hepsi, “Tarım Reformu”na ihtiyaç olduğunu söyleyip durmuşlar ama bir yandan da saldırgan politikaları ısrarla sürdürmüşlerdir. Toprak dağıtımından sorumlu Federal Hükümet Bürosu INCRA (Ulusal Kolonileştirme ve Tarım Reformu Enstitüsü) topraksız aileleri, uzak sınırlardaki topraklara -genellikle pazarı olmayan, kısır ve sıtma salgınının olduğu topraklara- yerleştirme politikalarını sürdürmüştür. 30 yıllık varlığı boyunca INCRA, 4 miyon insandan sadece 331 bin 276’sını, yani topraksız köylülerin sadece % 7’den daha azını yerleştirmiştir. Üstelik bu yerleşimlerin büyük çoğunluğuna daha sonra INCRA’nın da yasal olarak tanıdığı MST’nin (Topraksız Kır İşçileri Hareketi) örgütlediği toprak işgalleri sebep olmuştur.
Federal ve devlete ait tarım kaynaklarının çoğu tarımsal ticareti ve büyük ihracata yönelik çiftçileri desteklemek ve güçlendirmek amacıyla paylaştırılmıştır. Askeri Cardoso rejimi tarafından büyük ihracatçı çiftçilere teşvik vermek ve finansal destekte bulunmak, “tarımsal modernleşme” olarak nitelendirilmiştir. Tarımsal mordernleşme Cardoso rejiminin neoliberal stratejisinin kilit parçası olmuş ve MST’nin etkisinin artışı ve köylülerin büyüyen militanlığı ile bağlantılı olarak küçük çiftçileri ve köylüleri kırlardan göçe zorlamıştır. Sonuç olarak, kırsal bölge, ekonominin en zorlu sektörü ve muhalefetin merkezi olmuştur.
Cardoso’nun ekonomiyi yeniden yapılandırması, parlementodaki muhalefet partileri (İşçi Partisi, Brezilya Komünist Partisi vs.) ve Şehir Sendikaları (CUT gibi) arasında güçsüz ve etkisiz bir muhalefetle karşılanmıştır. Diğer yandan kırlarda başka çatışmalar da yaşanıyordu. Cardoso’nun politik saldırganlığı çok geniş bir zemine yayılıyordu. Kârlı madenlerin, telekomünikasyon şirketlerinin, enerji ve diğer kilit endüstrilerin özelleştirilmesi, finans pazarının düzenlenişi ve yerel üreticilerle sanayi işçilerinin yoğunlaştığı ulusal popülist ekonomik temeli ciddi olarak yıpratan ticari ve parasal akışların liberalleştirilmesi, bu saldırganlığın bir yansımasıdır. Cardoso’nun kentsel saldırganlığı, denizaşırı bankerler ve endüstri sahipleri ittifaklarının temelini oluşturur. Cardoso’nun öngördüğü büyük ölçekli ve uzun dönemli dönüşümlerin kır ve kent işçileri, küçük çiftçiler ve yerel üreticiler açısından olumsuz sosyo-ekonomik sonuçlarının farkına varılması ise MST’nin liderliği sayesinde olmuştur.

Bir adım ileri
iki adım geri

Cardoso’nun saldırganlığına karşı MST’nin yanıtı, 1995’in başlarında kırsal kesimde kendi-karşı-saldırısını başlatmak biçiminde gelişmiştir. MST, Cardoso’nun görev süresi boyunca, gitgide artan sayıda topraksız aileyi kapsayarak büyüyen kampanyalar örgütlemiştir.
Cardoso rejiminin MST’ye yanıtı ise, değişik zamanlarda değişik biçimler göstermiştir. Hükümet, başlangıçta karşısındaki bu olguyu yok saymaya çalışıp önemini azaltmak amacıyla onu “çağdışı bir hareket” olarak adlandırmıştır. Daha sonra ise, 1996’da MST 100.000 kişilik tarihi bir gösteri düzenlediğinde, Cardoso, taktiklerini değiştirip görüşmeleri başlatmış ve hareketi felç etmek amacıyla toprak alımlarında kota uygulamayı önermiş ve hareketi bu görüşmelerin içine çekmeye çalışmıştır. Cardoso, MST’nin tasfiye edilmesiyle uluslararası tarımsal-endüstriyel kompekslerle birlikte geniş ölçekli, yüksek teknolojiye sahip, ihracata dönük bir tarım sektörü yaratmaya yönelik stratejik politikalarınının önünün açılacağını ummuştur.
MST bu görüşmelere katılmıştır; ama Cardoso rejiminin sabitlediği kontenjan sınırlarıyla en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan ve sayıları neredeyse 4 milyonu bulan topraksız kır işçilerinin toprak işgallerini hiçbir şart altında durdurmayacakları konusunda ısrarcı olmuştur. MST eylemleri 1996’da rekor seviyedeki toprak işgalleriyle son hızla devam etmiştir. Hareketin toprak işgalleri stratejisi, yerel yurttaş guruplarını, belediye görevlilerini, parlementodaki partileri, şehir sendikalarını, insan hakları gruplarını ve kilise organizasyonlarını biraraya getiren bir politik koalisyon biçiminin oluşturduğu “extra- parlemento” hareketi ile birleşmiştir. MST, işlenmeyen toprakların kamulaştırılması, topraksız tarım işçilerine toprak dağıtımı ve yeni tarım yerleşimleri için finans sağlamaya yönelik anayasa maddelerine yaslanmıştır. Bu anayasal meşru çerçevede MST, barış yanlılarını ve iyi örgütlenmiş toprak işgallerini denetleyen geniş koalisyonlar kurabildi ve büyük şehirlerdeki kamuoyu desteğiyle merkezi hükümetin baskılarını etkisiz kılabildi. Yine de idari ve yerel derecelerdeki valiler, yerel görevliler ve toprak sahipleri arasında Cardoso yanlıları, MST’nin büyüyen etki gücünü yok etmek için şiddetli baskılar ve hukuki engeller yaratmaya devam etti.

Eldorado katliamı
Ayrıca, Cardoso rejiminin politik desteğini sağlayan UDR (Uniau Demokratica Ruralista: Tarımsal Demokratik Birlik) içinde örgütlenen toprak sahipleri ve onların valiler ve yerel görevliler arasındaki etkileri sayesinde, vahşi sağcı saldırılar düzenlendi. Bu saldırıların en önemlisi 1996’da topraksız işçilerin barışçıl protesto kortejini dağıtmak için valinin emriyle askeri polisin 19 topraksız işçiyi alçakça katlettiği Eldorado dos Carajas katliamıdır. Cardoso rejiminin ilk dört yılında 163 ten fazla topraksız kır işçisi cinayete kurban gitmiştir. Ancak, El Dorado’daki katliamın MST’ye gözdağı vermeye yönelik amacı ters etki yaratmış, kamuoyu desteği ezici bir çoğunlukla hareketten yana dönmüş ve MST bu katliama ülkenin tümünde yeni toprak işgalleri dalgası oluşturarak cevap vermiştir. Bu süreçte, Cardoso Rejimi savunma konumuna geçmeye ve izole olmaya itilmiş, yeni yerleşimcilere kredi imkânı tanıyarak avantaj sağlamaya yeltenmiştir. Ancak bu hükümet politikaları da başarısız olmuş ve ailelerin toprak işgalleri ikiye katlanarak çoğalmıştır. Hükümet, ekonominin stratejik sektörlerinin özelleştirilmesinde, bankaların yeniden düzenlenmesinde ve ticari sınırları açmada başarı sağladıysa da, kırsal kesim gittikçe inatçı oldu. Gümrük engellerinin indirilmesi ucuz gıda ithalatı anlamına geliyordu; gümrük vergilerinin kaldırılması, kredi ve teknik yardım desteği ise yerel ufak üreticilere zarar veriyordu. Sonuç felaketti: Cardoso rejiminin ilk dört yıllık süresi boyunca, 400 binden fazla küçük çiftçi iflasa sürüklendi, topraklarından koparıldı, topraksız işçiler haline dönüştü veya Cardoso’nun “ihracata yönelik tarımsal modenleşme” stratejisinin merkezini oluşturan ihracata yönelik büyük tarımsal endüstrilerin çalışanı oldu.
1996’da özellikle Brezilya’nın güneyinde MST örneğini izleyen küçük çiftçiler hareketli ve organize olmaya başladılar. 1997’ye gelindiğinde yeni bir kitle örgütü, Küçük Çiftçiler Hareketi (MPA) ortaya çıktı. MPA, yolları kapama, hükümet ofislerinin işgalleri ve merkezi eyaletlerde büyük ölçekli gösteriler düzenlemek gibi MST’nin doğrudan eylem taktiklerini uygulamaya başladı. 1999 Ağustosunda ağır borç yükü altındaki 15 binden fazla büyük, orta ve küçük ölçekli çiftçi borçlarının %40-60’lık oranının affedilmesi talebiyle gösteriler düzenlemeye başladılar. Cardoso (özellikle büyük çiftlik sahiplerine) %10 ile 20 arasında bir af önermişti. Aynı zamanda, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın (DB) hazineye yönelik taleplerini karşılamak amacıyla küçük çiftçilere ayrılmış olan federal bütçe kısıtlanırken, baskı altındaki Cardoso rejimi MPA’ya bazı imtiyazlar (kredileri kolaylaştırmak, kısmi borç affı gibi) önermişti. Sonuç, iki hafta sonra Brezilya’da çiftçiler ve çiftlik çalışanlarının 100 bin kişilik geniş bir katılımla ve protestolar eşliğinde sendikalara ve solcu partilere üye olmasıydı.

Yeni politikalar
Devletin uzlaşmaz tavrıyla karşılaşan MST, yönünü bir ulusal-politik kampanya yoluyla şehir hareketleri ve entelektüel kesimle beraber sosyo-politik koalisyonlar oluşturmaya çevirdi. Kitlesel katılım ve tarım reformuyla, devlet güdümlü endüstriyel programları, sistem yanlılarını ve milliyetçileri birleştiren bir alternatif kalkınma programı, “Colsuta Popular” böyle doğdu. MST’nin “yeni eğilimi” (dar kırsal çerçeveyi kırma) yeni kentsel girişimlere önayak oldu; Sao Paulo (1), Rio ve diğer büyük şehirlerdeki Favela (2) halkını örgütledi. Bu kent örgütlenmeleri, Sao Paulo’ya bir saatten daha az mesafedeki (işsizler topluluğunun ve metal işçilerinin yoğunlukta olduğu) Nuevo Canudos’taki toprakların işgaline neden olmuştur. Cardoso rejimi ve eyalet valisi Nuevo Canudos’taki toprakların “geliştirileceğini” öne sürerek kent göçmenlerini oradan çıkarmak amacıyla bölgeye askeri polis sevk etti. Gerçekte ise bunun nedeni, Sao Paulo’ya bir saat mesafedeki bu bölgenin spekülatif amaçlar için değerli olmasıydı. Kent topraklarına yerleşenlerin ümitsiz durumu, sonrasında bölgeye polis baskını yapılmasına ve birçok eylemcinin tutuklanmasına yol açan, pasta ve biftek yüklü iki kamyonun kaçırılmasına neden olmuştur.
1999’un başına gelindiğinde, federal hükümet anayasaya göre düzenlenmiş toprak kamulaştırmalarında devlet finansmanını kaldırmaya karar verdi. Cardoso Dünya Bankası şemasına uygun bir “Piyasa Tarım Reformu” uygulamak için yola koyuldu. Federal hükümet fonları INCRA’dan (Tarım Reformu Enstitüsü) “Toprakbank”a kaydırdı. INCRA’nın bütçesi %53 azaltıldı, kooperatiflere yönelik düşük faizli kredilere son verilmiştir. INCRA’nın bütçesindeki etkili kısıtlamalar, köylü göçmenlerin işgal ettikleri verimsiz topraklarda hiçbir parasal desteğe sahip olmayacakları anlamına geliyordu.
“Piyasa Tarım Reformu”nun ekonomik olarak ayakta kalma yeteneğinden yoksun olduğu ortadaydı. Gerçekte, hükümetin amacı, MST’nin toprak işgallerinin, başarılı üretici kooperatiflere yol açması ihtimalini ortadan kaldırmaktı. Cardoso’nun stratejisinin ikinci amacı, topraksız işçilere yerleşim amacıyla toprak sunarak ve kredi önererek onları ayartmak, böylece hareketi bölüp, küçük çiftçiler arasında rejimi destekleyen bir tabaka yaratmaktı. Ancak “Piyasa Tarım Reformu”nun deneyimleri yine de umut verici değildi. Büyük çaptaki devalüasyon, kâr düşüşleri ve zararla karşılaşan, ağır bir şekilde borçlanmış çiftlik sahipleri borçlarının affedilmesi talebiyle büyük bir gösteriler serisi düzenledi.
Cardoso’nun sermaye kısıtlamaları, kamulaştırmaların yapılmadığını iddia eden, verimsiz toprakları işgal etmiş büyüyen çok sayıdaki topraksız aileyi ortaya çıkardı. 1999’un ilk dört ayı boyunca, MST ve CONTAG (Confederacion Nacuonal de Trabolhederos na Agrucuultora) 155 büyük arazinin üstünde 22 bin ailenin yerleşmesini örgütledi. 1999’un ortasına gelindiğinde, federal toprağa “karargah kurmuş” 72 binin üstünde aile ve 350 binin üstünde çiftlik çalışanı vardı. Bazı aileler bu kamplarda dört yıldır yaşıyordu. Cardoso rejimi federal fonları elinde tutarak, toprak işgalcilerinin cesaretini kırmayı ve MST’nin desteğini çökertmeyi ummuştu. Hükümetin işsizlere ve yoksul çiftlik işçilerine genel cevabı -şehirlere göçmek zorunda kalanlara- çoğu büyük şehir merkezlerindeki %20 işsizlik oranı ve içi boş vaatlerdi. Cardoso’nun kırdaki büyük çiftçileri savunması ve potansiyel üretici olan topraksız işçilere yönelik olumsuz politikaları, yeni göç dalgalarıyla yoğunlaşan şehirlerde tansiyonu yükseltti. Tansiyonun yükselmesine bir diğer neden de, MST’nin gittikçe güçlenerek şehir organizasyonlarında yer almasıydı.

Şehirlere ve genele geçiş
Hükümetin anayasa üstündeki ataklarına ve toprak reformu bütçesindeki kısıtlamalarına MST’nin yanıtı, yönünü daha fazla politik alana çevirmek oldu. Burada sorun, popüler desteğe ve toprak işgallerine dayanarak topraksız işçilerin ne kazandıkları ve devletin yeni oluşturulan yerleşim yerlerini finanse etmesinden ne kaybettikleridir. Bu süreçte, MST’nin ulusal önderliği kendi açısından iki yönde gelişme sağladı. Birincisi, yükselen gücüyle seçime yönelik politikalarda doğrudan etkisi olacağı sinyallerini verdi. İkincisi de, doğrudan hükümete meydan okumaya yönelik siyasi koalisyonlardaki çabalarını arttırdı.
Ulusal düzeydeki bu stratejik değişiklikler yaşanırken ve MST federal ya da yerel düzeyde politik inisiyatifi alma çabalarını artırırken, Cardoso’nun sağcı yandaşları da MST’ye karşı saldırılarının dozajını artırdılar. Parana, Para, Sao Paolo eyaletlerinde çok sayıda MST eylemcisi ve topraksız işçi işkence gördü, dövüldü ve hapse atıldı. Barışçıl köylü protestocuları öldürmeleri açıkça video görüntülerle saptanan askeri görevliler El Dorado De Caragas katliamının emrini veren askeri görevliler gibi temize çıkarıldılar. Toprak sahipleri ve yargıçlar-savcılar arasındaki güçlü bağlar sonucunda, 1985-90 yılları arasında 1.158 kırsal eylemcinin cinayete kurban gitmesine karşın sadece 56 kişinin yargılamaya getirilebildi ve yalnızca 10 kişi suçlu bulundu.
MST politikalarındaki yeni eğilimde çeşitli faktörler ağır basmaktadır. Birincisi, yargı sisteminin yüksek derecede politize olmuş doğası (Para’da 19 topraksız işçinin öldürülmesine sebep olan askeri görevlilerin yargılanma şekli gibi) normal yargı sürecinin ağır ihlalleriyle kanıtlanmıştır. Sunulan güçlü delilleri ve jürinin suç bulgularını görmezden gelen, sunulan delillerin yeterliliğini tartışmaya açan yargı müdahalesi ve kilit görgü şahitlerinin reddedilmesi, organize olmuş ve politik nüfuza sahip toprak sahiplerine karşı mahkemelerde adaletin olanaksız olduğunun kanıtıdır. Doğrudan politik baskı olmadan adaletin sağlanması artık mümkün değildir.
MST politikalarındaki yeni eğilimin ikinci sebebi ise Tarım Reformu Enstitüsü’nün parçalara ayrılması ve yeni yerleşim birimlerinde göçmenler için sermaye sağlanmasının hükümet tarafından imkânsız kılınmasıdır. MST’nin toprak işgalleri stratejisi, çoğunlukla INCRA’yı yasal uzlaşma zeminine çekerek yerleşim birimlerindeki göçmenlere üretim için sermaye sağlamak yönündeydi. INCRA’nın parasal desteği olmadan, MST’nin örgütlediği toprak işgalleri özellikle tohum, gübre, çiftçilik aletleri ve temel yaşam araçları sağlamada finansal darboğazlarla karşılaşıyordu. Cardoso Rejimi, INCRA’nın kaynaklarını kısıtlayarak kaynakları Toprak Bank’a aktardığı için, yalnızca ulusal planda bir politik güç olunduğunda işgaller yoluyla oluşturulan yerleşim birimlerini ayakta tutmanın mümkün olduğu anlaşıldı. Sadece bu çaptaki bir politik örgütlenme, Dünya Bankası’nın desteğiyle sürdürülen politikalara karşı çıkmaya yeterli olacaktı.
MST’nin geniş sosyal ittifaklar politikasındaki yeni eğilimini etkileyen üçüncü faktör ise önceleri hareketsiz duran sektörlerin taleplerinin radikalleşip genişlemesi ve derinleşen ekonomik krize bağlıydı. Böylece sosyal ittifaklar, küçük ve orta ölçekli çiftlik sahiplerini, endüstrinin ulusalcı sektörlerini, huzursuzlaşan kamu görevlilerini ve çoğu işsiz kalmış eski sanayi işçilerini kapsamaya başlamıştı.
Ulusal ittifak programlarını değiştirmeyi etkileyen dördüncü neden; hükümetin tarım politikasının tümüyle mahvedici etkileridir. Serbest pazar politikaları, ucuz ithalat, krediler ve hammadde maliyetlerine bağlı olarak fiyatlardaki nispi düşüş, 1986-96 arasında 5,5 milyona yaklaşan insanın kırlardan büyük göçüne neden olmuştur. 1986 kırsal nüfus sayımı kırsal nüfusu 23,4 milyon tahmin ederken, 1996’ya gelindiğinde kırsal nüfus 18 milyona gerilemiştir. Brezilya’da toprağın belli ellerde yoğunlaşması ve topraksızların artışı üst boyutlara ulaşmıştır.
Toplam çiftçilerin %7’si toprakların %40’ına sahiptir. 1996’da toprak sahiplerinin %1’i, toprakların %45’lik tutarı olan bin hektarın üzerindeki topraklara sahiptir. 4 milyonun üzerinde çiftlik çalışanı topraksızdır. Kırsal nüfustaki azalma ve kasabalarla şehirlere göç özellikle kırsal bölgeleri elinde tutan MST organizatörleri için kentleri başlıca potansiyel bölge haline getirmiştir.
MST karışık sonuçlarla karşı karşıya kalmış, kırsal kesimlerdeki toprak işgalleri için işsiz kır göçmenlerini örgütlemeye çalışmıştır. En zor sorunlardan biri, şehirlerin yakınlarındaki toprakların en azından kısmen gelişmiş olmasıdır. (Hükümetin aileleri işgal edilen topraklardan şiddet kullanarak çıkarması için kullandığı bir bahane) Geliştirilmeye uygun olmayan topraklar olarak tanımlanan dar kapsamlı sınırların içinde, MST toprak işgallerinin sınırlarını genişletmeye yönelik politikalarla ilgilenme ihtiyacını hissetmiştir.
MST bir yandan ulusal politikaları ve ulusal ittifakları inşa etmeye yönelirken diğer yandan kırsal örgütlenmeye ve gelişmemiş toprakların işgaline devam etmiştir. 1999 yılının ilk altı ayında, 23 binin üzerinde aileyi kapsayan 147 işgal gerçekleştirilmiş, böylece “Piyasa Tarım Reformu”nun bütün zorluklarına rağmen hükümet üstündeki baskılarını devam ettirmiştir. MST, kırsalda ve ulusal düzeydeki ittifaklarda halka içindeki örgütlenmesini sürdürmeyi sağlayan iki yönlü bir strateji izliyor. Kır-kent ittifaklarının başarısının anahtarı; Kent partileri ve hareketlerinin MST’ye desteğini artırmak için oldukça güçlü bir kırsal hareketin genişletilmesi...
MST’nin başarılı seferberliği ve topraksız işçileri dönüştürmesi, iyi örgütlenmiş, politik bilince sahip ve demokratik yapısı olan bir hareketin Dünya Bankası-IMF’nin neoliberal politikalarına karşı durabileceğini göstermiştir. Kamu desteği oluşturmada ve sosyal ittifaklar aşamasında yasal ve doğrudan eylem taktikleriyle sivil kuruluşların birleştirilebilmesinin başarısı, MST’nin Cardoso rejimine karşı muhalefetin merkez gücü olmasına yol açmıştır. Geleneksel sol partiler ve sendikaların gerilemesi ise bir ölçüde ekonomideki yapısal değişimden kaynaklanmakla birlikte, daha çok iç politik ve örgütsel yetersizliklerinin sonucudur.
Brezilya’da kitlesel politik eylem için “objektif şartlar” olgunlaştırılmıştır. Gelir düşüşünün, ticari politikalarının liberalleştirilmesi ve yükselen faiz oranlarının üreticileri, küçük çiftçileri ve kırdan göçe zorlanmış topraksız işçileri yoksullaştırması hiçbir yerde kırlardaki kadar olmamıştır.
Topraksız işçi sayısındaki artış, küçük çiflik tarımındaki azalma ve mülk sahiplerinin topraklarındaki genişleme, etkisini büyütmek ve çekim gücünü arttımak için MST’ye uygun olanaklar sağlamıştır. Onun iyi örgütlenmiş, başarılı toprak işgallerinin tutarlı ve verimli zirai kooperatiflerine dönüşmesinin halkın dikkatini çektiği büyük şehirlerdeki kamuoyu yoklamalarında kanıtlanmıştır.

MST: Başarabilecek mi?
Kısacası, Cardoso rejiminin karşı-reformcu tavrı, sonuçta MST’nin stratejisindeki radikal bir değişimi de böylece zorunlu hale getirdi: Sosyal bir hareketten sosyo-politik bir harekete, kıra ağırlık veren bir örgütlenmeden, başlıca şehir hareketleri ve partilerle bir ittifaka doğru...
J. Yves Martin’e göre; Cardoso’nun pazar ekonomisi stratejisi, karşılıklı politik cepheleşmenin artışını ve kırsal kesimdeki baskıcı yöntemleri beraberinde getirmiştir. Bu, Financial Times’in sayfalarında, çok iyi örnekleniyor. Yanyana iki başlık şöyledir: “Brezilya Yabancı Yatırımcıları Cezbetmek İçin Engelleri Kaldırıyor” ve “Brezilya’daki cinayette (3 polis görevlisi) aklama.“
Cardoso’nun politikalarının yabancı sermaye için çekiciliği, baskıcı görevliler için kaçınılmaz imtiyazlar gerektiren, daha büyük baskılara zorlayan ekonomik önlemlere sıkıca bağlanmış olmasıdır. “Yenilikçi” Cardoso, geleneksel oligarşik politikaların (yabancı teşvikler, toprak sahiplerinin ittifakı, sosyal politikalardaki gerileme ve askeri baskılar) ağıyla kaplanmıştır. Cardoso rejiminin zayıflatılması ve etkisinin azaltılması, MST’ye yeni durumdan politik yararlar sağlayabilmesi için büyük fırsatlar sunuyor.
Bu durumda MST’nin temel problemi, zayıf ve parçalanmış şehir hareketleri ve partileriyle güçlerini birleştirme çabalarıdır. Sonuç olarak MST, şimdiye kadar şaşırtıcı başarılar sağlamış olsa da, yerel bağlamda “hareket politikalarının” sınırlarını ancak tayin edebilmiştir. Parlamenter rejimin bulanık suları ve sendikaların tutarsız politikalarında ulusal-politik bir güç olmayı başarıp, başaramayacağı ise merak konusudur.

Dipnot:
(1) Brezilya’nın başkenti.
(2) Brezilya’nın büyük kentlerindeki gecekondu ve yoksulluk bölgeleri.


Kaynak ve Çeviri: Cosmopolitik

 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul