Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

39. Sayı - Mart 2006


Geçen sayılarımızda Alkolizm ve Uçucu Madde Bağımlılığı ile başlattığımız “Sistemin Karanlık Yüzü” adlı yazı dizimiz, uyuşturu haplar ile devam ediyor.

Halk Bülteni’mizde iki sayıdır yayınlamaya başladığımız “Sistemin Karanlık Yüzü” bölümümüzün bu ayki konusu, son zamanlarda ilköğretim okullarının önünde satılmaya başlanan uyuşturucu haplar... Bu uyuşturucu biçimi de en az tiner gibi uçucu maddeler kadar tehlikeli, çünkü hem bulunması kolay, hem de büyük ölçüde yasal kılıf altında satılmaktadır.
Aslında uyuşturucu ya da uyarıcı hapların tarihi Türkiye’de çok yeni değil. İlaç sektörünün gelişimine bağlı olarak 30-40 yıldır bu tür ilaçların kullanımı adım adım yayılıyor. Bu, belki bir yere kadar “ilaç üretiminin kaçınılamaz kaderi” olarak algılanabilir. Nitekim özellikle psikolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan ağır sakinleştiriciler ve güçlü ağrı kesiciler uzun süre böyle kullanılmış, uyuşturucu kullanıcıları bu tür ilaçları bir biçimde sağlamanın yolunu bulmuşlardı. Ama sonraki yıllarda sorun artık “piyasadaki normal bir ilacın kötüye kullanımı” noktasını aşmış ve doğrudan uyuşturucu kullanıcıları için yasal ya da yasadışı üretim aşamasına gelinmiştir. Böylece fabrika üretiminin yanında, o miktarı yüzlerce kez aşan atölye üretimi de devreye girmiş ve böylece işin ucu gelip ilköğretim okullarının önüne kadar dayanmıştır.
Biz bu yazımızda yüzlerce türü olan uyuşturucu-uyarıcı ilaçların tümünü değil, özellikle en yaygın ve en ucuz olan türleri olan Ritalin ve Ecstasy’i ele alacağız.

Ritalin nedir?
Birçok ülkede ve özellikle Amerika’da hiperaktivite hastalığının tedavisinde kullanılan ve Novartis ilaç firmasının ürettiği Ritalin adlı ilaç sentetik kokainden başka bir şey değildir.
Afyon, kokain ve morfin ile aynı kategoride yer alan, güçlü bağımlılık yaratan, yoksunluğu psikoza ve intihara kadar sürükleyebilen bir yasal uyuşturucu olarak Ritalin’in zararları, iştah kaybı, kilo kaybı, uykusuzluk, kalp çarpıntıları, baş dönmesi, eklem ağrıları, mide bulantısı, göğüs ağrısı, karın ağrısı ve nihayet halisünasyonlar olarak sayılıyor. Piyasadaki fiyatı kokainden daha ucuz ama aynı etkiyi yapıyor.
Bütün bunlara karşın Novartis adlı ilaç tekeli, bu hapların yaygınca kullanılması için psikiyatristleri, doktorları ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarını yüklü paralarla destekliyor. Öyle ki şu anda, 10 milyon çocuk her gün düzenli bir şekilde Ritalin hapları kullanmaktadır ve tabii aynı ilacın yeraltı piyasası bunun kat be kat üzerindedir.

Ecstasy: Kolay ve Tehlikeli...
Dünyada kullanımı son zamanlarda çok büyük artış gösteren asıl uyuşturucu hap ise Ecstasydir. İsmi İngilizce’de ki “X, T, C” harflerinin yan yana okunmasından gelen
Ecstasy, giderek Amfetamin türevlerinin tümünün genel adı olmuştur. İlk olarak “çeçe sineği” gibi böcekler soktuğunda insanları uyku halinden kurtarmak için 1912 yılında üretildiği bilinen Ecstasy, daha sonra bir Alman firması tarafından iştah giderici olarak kullanılmıştır.
Günümüzde ise artık Ecstasy türü haplar, uyuşturucu pazarı için özellikle yasadışı laboratuarlarda kimyasal ana maddelerden suni olarak elde edilmektedir.
Kullanımı, 1980’li yıllarda kısmen genç insanlar arasında ev müzik kültürünün yaygınlaşması ile birlikte hızlı bir yükselişe geçmiştir. Günümüzde de, Avrupa’da Ecstasy kullananların büyük çoğunluğunu genç nüfus oluşturmaktadır ve genellikle “acid house” (asit evleri) adı verilen gece kulüpleri ve barlarda ve bütün gece süren ve adına “rave” denilen partilerin düzenlendiği yerlerde satılmakta ve kullanılmaktadır.
Türlerine genel olarak bakacak olursak, bu tür ilaçlardan birincisi, MDA olarak anılmakta ve düşük dozlarda canlanma etkileri yaparken, yüksek dozdaki alımı halüsinasyonlara ve bozuk algılamalara yol açmaktadır. Yüksek dozlarda ölüm kesindir.
Bir başka amfetamin türü olan MDMA ise yüksek oranda bağımlılık yaratmakta, şaşkınlık, konsantrasyon bozukluğu, düşünme ve konuşmada zorlanmaya yol açmakta, uykuyu engelleyerek sabaha dek süren eğlencelerde büyük su kaybına ve ölümlere sebep olmaktadır. Diğer başlıca türler olan MDE, MBDB, DOB, vs... aşağı yukarı aynı etkileri yaratmaktadır.
Sonuç olarak Ecstasy adıyla bilinen ilaçlar, insan beynini ciddi ve kalıcı şekilde sakatlamakta, hatta ilacı bırakanlarda bile hafıza kaybı görülmektedir. Buna karşın ilaç olağanüstü miktarlarda piyasada dolanmakta ve şu andaki en yaygın uyuşturucu sıralamasında en üst yeri tutmaktadır.
Bir başka uyarıcı olan Coptagon ile birlikte Ecstasy, daha çok Avrupa’daki yeraltı fabrikalarında milyonlarca üretilmekte ve buradan Türkiye ile birlikte Ortadoğu ülkelerine sevk edilmektedir. Yapılan araştırmalarda, ecstasy kaçakçılarının genç nüfusun yoğun olduğu, gelir seviyesi yüksek, farklı kültür ve sosyal çevre özellikleri taşıyan kişilerin bir arada yaşadığı ve gece hayatının yoğun olarak yaşandığı semtleri pazar olarak hedef aldıkları görülmektedir.
Bu uyuşturucu ağının ilk ayağı yasal zeminlerde atılmıştır. Örneğin ilk zamanlarda eroin, kokain ve amfetamin yasal olarak kullanılıyordu ve bağımlılık yapmadığı savunuluyordu. 1800’lü yıllarda kokainin adı mucize ilaç olarak geçmekteydi. Soğuk algınlığı, ağrı dindirici, anti depresan olarak kullanılan kokain aynı zamanda bebeklere de tedavi için veriliyordu. Morfin, afyon bağımlılığına karşı üretilen tedavi ilacıydı. Eroin de, morfin bağımlılığının tedavisi için bir ilaç olarak üretildi. Aynen bugün eroin bağımlılığının tedavisi için eroinden daha kuvvetli olan methadonun kullanılması gibi.
Yani kapitalizm hiçbir zaman gerçek çözümler peşinden gitmemekte, aksine insanları daha çok bağımlı yapacak daha güçlü zehirler üretmektedir.

Kapitalizm: Kâr Hırsı
ve Geleceğimizin Çürütülmesi
...
Kapitalizm bataklığı her geçen gün gençlerimizi, çocuklarımızı biraz daha geriye dönülmez bir biçimde içine çekmektedir. Her geçen gün uyuşturuculara ulaşmak her yaştan ve her sosyal sınıftan gençler için daha da kolaylaşmaktadır. Birleşmiş Milletler’in uyuşturucu kaçakçılığına yönelik 2004 raporuna göre, dünyada 200 milyon uyuşturucu bağımlısı bulunmaktadır; bunlardan 163 milyonu esrar, 15 milyonu eroin, 14 milyonu kokain ve 8 milyonu ise extacy kullanıcısıdır. Ancak özellikle son 10 yıl içerisinde, saklaması ve kullanması daha kolay olduğu için uyuşturucu haplar daha da ön plana çıkmıştır.
Sentetik haplar olarak da anılan bu uyuşturucunun ele geçirilen bölümü, Türkiye’de, örneğin 2003-2004 yılları arasında yüzde 203 artarak 8 milyon 414 bin 986 adete ulaşmıştır. Ve elbette bu, belirttiğimiz gibi toplam hap miktarının sadece polis tarafından ele geçirilen bölümüdür; satılan ve kullanılan miktarın ise ne kadar olduğunu tahmin etmek son derece zordur.
Sonuçta, gitgide yoksul mekanlarına doğru inen hap kullanımı, sistemin işine de gelmektedir. Böylece zihinleri boşalmış, isyan etme fikrinden uzaklaşmış bir gençlik yetişmekte ve bu çürüme bizzat devlet mekanizması tarafından dolaylı olarak desteklenmektedir.
Dolayısıyla, özellikle emekçi mahallelerinde yayılan bu tehlikeye karşı mücadele etmek, devrimcilerin en ciddi görevlerinden biridir.
Geleceğimizin zehirlenmesine izin vermemek, yaşamımızın çürütülmesine dur demek zorundayız. Ki bunun yolu, yeni ve insanca bir yaşam mücadelesine katılmak, bu mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir.



 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19