Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

39. Sayı - Mart 2006

1971 yılın Mart ayının ilk günleri... Devrimci mücadelenin doruğa ulaştığı ama 12 Mart Cuntası’nın da gün saydığı zamanlar. Bir yanda darbe hazırlıkları var, diğer yanda devimci örgütler ilk eylemlerini yapıyorlar. Aynı günlerde THKO savaşçıları 4 Amerikalı askeri tutsak almışlardır. Polis, Amerikalıları bulmak ve Deniz Gezmiş’le yoldaşlarını yakalamak için Ankara’yı karış karış aramakta ama bir sonuç alamamaktadır.
Tam da bugünlerde oligarşinin ODTÜ sancısı tutmuştur. Aslında işbirlikçi yetiştirmek için kurulmuş olan Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) daha kurulduğu andan itibaren onların istediği gibi bir okul olmamış, devrimcilerin etkinliğine girmiştir. Dönemin birçok devrimci kadrosunun bu okuldan çıkması rastlantı değildir. Ayrıca Amerikan elçisi “Vietnam Kasabı” Commer’in arabasının yakıldığı yer de ODTÜ’dür.
Yani oligarşinin ODTÜ saplantısı çok da yersiz değildir. Emperyalizm ve oligarşi, devrimci güçlerin bu okuldaki tartışmasız etkinliğini kırmak için ağır bir darbe indirmeye uzun süredir hazırlanmaktadır.
Tam da bu günlerde Ankara polisi 4 Amerikalının ODTÜ’de tutulduğunu bahane ederek okul yurtları hakkında arama kararı çıkarır. Ankara İl Jandarma Alayı, Nevşehir Komando Taburu ve Ankara toplum polisi 5 Mart günü ODTÜ’yü kuşatır...
Saat 04.30’da 2. yurda gelen ODTÜ Rektörü Erdal İnönü ve İl Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Öztoprak’la öğrenci temsilcileri arasında görüşmeler yapılır. Öğrenciler, arananların yurtlarda olmadıklarını ve polisi üniversiteye sokmayacaklarını bildirirler. Albay ise bilinen “devlet pazarlık yapmaz” sözlerini tekrarlar ve saat 05.45’te çatışma başlar. Daha baştan 2. yurttaki yaralıların sayısı yirmiyi geçmiştir. Saat 06.30 civarında bir öğrenci temsilcisi, ellerini havaya kaldırarak yurttan çıkıp ateş açılmasına karşın görüşmeye gider. Yapılan görüşmede arama konusunda anlaşmaya varılır ve 2. yurttaki yaralı öğrenciler hastaneye nakledilir ama 6. yurt çatısında ağır yaralı olarak kalan Şener Erdal’ın alınması için helikopter yollanması istemi, “helikopterin ele geçirilip, Deniz Gezmişlerin kaçırılacağı” gerekçesiyle reddedilir. Erdal bir süre sonra kan kaybından ölecektir. Ayrıca olaylar sırasında bir askerle bir aşçı da ölmüştür.
Saat 13.30 civarında aramaya polisleri de sokmak için asker yurtlara 20 dakika daha ateş açar ve tüm yurtlar derhal boşaltılmazsa havan ateşi açılacağı megafonla bildirilir. Yurtları terk eden öğrenciler statta ve spor salonlarında toplanmışlardır ve aralarında seçilenler şehirdeki toplum polisi karargahına nakledilirler. 2 gün süren dayak faslından sonra mahkemeye çıkarılan öğrencilerden 50 kadarı tutuklanır.
Sonuçta söylentilerin aksine, üniversitede hiçbir askeri malzeme bulunmadığı gibi, kaçırılan Amerikalıların da orada olmadığı ortaya çıkmıştır. Zaten birkaç gün sonra THKO, Amerikalı askerleri kendiliğinden serbest bırakır.
O dönemin öğrencilerinden biri olan Mehmet Eroğlu olayları şöyle anlatıyor: “(...) Sabaha karşı dört ya da beşti, kalkıp giyindik ve ‘gelenleri’ görmeye çalıştık. Karanlık, onlarca arabanın farlarıyla delik deşikti. (...) Askerler, araçlarından inmiş, sürünerek yurtları kuşatıyorlardı. Ateş açmalarına kadar seyrettik askerleri. (...) Aynı anda koridoru yandan gören camdan içeriye makinalı tüfek mermileri uçuştu. Artık, saklanacak güvenli bir yer kalmamıştı. Merdiven ünitesi betondu. Belki üç yüz kişi orada saklanmaya çalışıyordu. Biz yer kalmadığı için dışarıda, iki taraftan da ikişer duvarla korunan sahanlıkta kaldık. Herhangi bir yönden gelen kurşunun önünde, yaklaşık 40-45 cm. tuğla duvar vardı ama bu kalınlık makinalı tüfek kurşunlarına vız geliyordu. (...) Yarım saat sonra güçlü bir megafonla dışarıya çıkmazsak havan topuyla ateş edileceğini ihtar eden bir anons duyuldu. (...) birileri gözlerini karartıp pencereye çarşaf asmaya gitti ve büyük beyaz mendili aşağıya sarkıttılar. Tabii üçü de çeşitli yerlerinden yaralandılar.”
Sonuçta, sabah olduğunda, “hayata dönüş” operasyonları konusunda tarihsel bir geleneği olan oligarşi, Amerikalıları bulamamış ama ODTÜ’yü harabeye çevirmeyi başarmıştır!
Ama bu saldırı bile ODTÜ’yü ve öğrenci gençlik hareketini yıldıramamış sonraki yıllarda da üniversiteler anti-emperyalist hareketin güçlü odaklarından biri olmayı sürdürmüştür.

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19