Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

38. Sayı - Şubat 2006


Geçen sayımızda Alkolizm konusu ile başlattığımız “Sistemin Karanlık Yüzü” adlı yazı dizimize, uçucu madde bağımlılığı ile devam ediyoruz. Toplumda genel olarak “tinerciler” diye adlandırılan ve sistem tarafından topluma “lanetliler” olarak kabul ettirilmeye, dışlanmaya, horlanmaya çalışılan uçucu madde bağımlıları, son 15 yılda azımsanmayacak düzeye gelmiştir. Her geçen gün sokaklardaki sayıları artan uçucu madde bağımlısı insanlar, yok olmaya, geleceksizleştirilmeye terk edilmektedir.

Uçucu Madde Bağımlığı Nedir?
Uçucu madde sınıfına giren birçok madde vardır ve hepsinin de etkileri farklıdır.
En çok bilinenleri saymaya kalkarsak;
- Ev ve endüstri ile ilgili uçucular (yapıştırıcı, tırnak cilası, aseton, tiner, deodorant, oda spreyi),
- Sanat ve ofis malzemeleri, ( Daksil işaretleyicileri, kalem ve boyalar)
-Tıbbi uçucular, (Nitröz oksit, helyum, ve oksijen gibi anestetik gazlar, eter, kloform, nitrit içeren kalp ilaçları,)
- Tıbbi olmayan amaçlarla kullanılan gazlar (Benzin, propan, bütan, antifiriz, akü asidi, tutuşturucu sıvılar)
- Son olarak da bu maddelerin en tehlikelileri olan tiner, bali ve benzeri yapıştırıcılar.
Özellikle tiner ve yapıştırıcılar farklı oranlarda Toluen adı verilen kimsayasal madde içermektedir. Bu madde doğrudan zehirlenmeye ve bedensel zararlara yol açmaktadır. Tiner, genellikle kumaşa emdirilip koklanırken, bali gibi yapıştırıcı maddeler, torba içine konarak buharı içe çekilmektedir.
Uçucu madde kullanıcılarının sosyal yapısı ise, yoksul ailelerinin çocukları başta olmak üzere, parçalanmış aileden geriye kalanlardan oluşmaktadır. Aslında kapitalist sistem kendi eliyle bu potansiyeli yaratmakta, derin yoksulluk ve sosyal çürüme-parçalanma sonucunda genç yaşta, hatta çocuk yaştaki bedenler, uçucu maddelerin kucağına itilmektedir. Yapılan araştırmalara göre, uçucu madde kullanımı dünya genelinde 6-16 yaş grubunda yaygındır. Bunun sebeplerinden birisi de bu uyuşturucu maddelerine ulaşmanın kolay olması ve buna kapitalizmin zemin yaratmasıdır.
Türkiye’de yapılan araştırmalara göre ise, uçucu madde kullanımı İlköğretim öğrencileri arasında % 3.2 oranındadır. Bu rakam ortaöğretim öğrencilerinde % 5.2’lerde seyretmektedir. Ama çocuk yurtlarında yüzdeler bir anda fırlamaktadır. Bu tip yerlerde barınan çocukların % 47.4’ün uçucu madde kullandığı, bunlardan % 45.6’sının tineri, % 1.8’inin ise yapıştırıcı maddeleri tercih ettiği belirtilmektedir. Ayrıca İstanbul’da yapılan araştırmada ise, çocukların % 30’unun uçucu maddelerden tiner ve yapıştırıcı kullandığı belirtilmektedir.

Uçucu Maddelerin Tahribatları
Daha önce söylediğimiz gibi, uçucu maddeler etkilerini Toluen maddesiyle gösterir. Yine de bu maddelerin etkileri, farklı uçucularda değişebilir. Bu farklılıklar üç ana başlıkta toplanır;
1- Düşük doz; neşelenme, kendini iyi hissetme ve uyarıcı etkiler
2- Orta doz; şaşkınlık, algılama bozukluğu, halüsinasyonlar, hezeyenlar, agresif davranışlar
3- Yüksek doz; Merkezi Sinir Sisteminin Baskılanması, denge bozukluğu, konuşma bozukluğu ve dalgınlık ve nöbetler...
Uçucu maddelerin kullanım süresine göre etkileri değişir. Buna göre, uçucu maddelerin diğer fiziksel özelliklerini saymaya kalkarsak, çarpıntı, solunum güçlüğü, baş dönmesi, baş ve karın ağrısı, kas zayıflığı, bulantı ve burun kanaması, dışkı ve idrarı tutmaktaki güçlüklerdir.
Uçucu maddelerin yarattığı tahribatın son noktası ise kesinlikle beyin tahribatı ve ölümdür. Özellikle çocuk yaşlarda kullanılmaya başlanması, kullanan çocuğun vücudunda inanılmaz derecede tahribatlar yaratmaktadır. Uçucu madde kullanımı; beynin Korteks bölgesinde zihinsel yetersizlikler, bozulmuş yargılama yetisi (suça eğilim ve saldırgan davranışlar artar), beyincikte hareketlerin yavaşlaması, denge bozukluğu oluşması, hippocamus bölgesinde hafıza bozukluğu ve yeni bir şey öğrenememe, dolaşım sisteminde çarpıntı, karaciğerde hasar, böbrekte ise yetmezlik yaratır. Uçucu maddeler, solunum baskılanması, kalp ritim bozukluğu ve intiharlardan dolayı ölüme neden olmaktadır.
Uçucu maddelere bağımlılık, giderek artan madde kullanımına göre çok kolay ve hızlı olur.

Uçucu Bağımlılığındaki Artış
Kapitalizm, yarattığı toplumla adeta her tarafa pisliğini saçmaya devam ediyor. Başta sigara olmak üzere, insan vücudu üzerinde tahribat yaratan bütün maddeler ilkokul sıralarına kadar inmiş durumda. Özellikle madde uçucu bağımlılarının sokaklardaki artışı toplumda farklı tepkilere yol açmaktadır. Özellikle sistem tarafından yönlendirilen insanların uçucu madde bağımlılarına yaklaşımı aşağılayıcı tarzdadır ve medyanın da yönlendirmeleriyle bu tepki zaman zaman şiddete kadar varmaktadır. Uçucu madde bağımlıları, özellikle, kapkaç, hırsızlık gibi olaylarla gündemin başköşesine oturtulup yargısız infazlarla “lanet”lenmektedirler.
Kapitalizm, aç bıraktığı, işsiz bıraktığı yetmiyormuş gibi çocuklarımızı, kardeşlerimizi de zehirliyor, gün be gün ölümün kucağına atıyor. 2001 yılında % 4.2 olan uçucu bağımlıların sayısı, 2004 yılında % 5.9’a yükselmiştir. Günümüzde ise bu oranların çok daha fazla arttığını söyleyebiliriz. Kürt coğrafyasında da durum çok farklı değildir. Uçucu madde bağımlısı yaşı 10’a düşmüştür.
Dünyaya baktığımızda ise, rakamlar uçucu madde bağımlılığın seyrinde bir değişiklik olmadığını ortaya çıkarmaktadır. Yaklaşık 29 ülkede yürütülen bir çalışmaya göre yaşam boyu en az bir kez uçucu madde kullanımı Hırvatistan’da %14, Danimarka’da %7, Finlandiya’da %5, İtalya’da %9, Polonya’da %11, İsveç’te %14, Litvanya’da %15, Fransa’da %6, Yunanistan’da %8, A.B.D’de %20, İngiltere’de %18 olarak saptanmıştır. Brezilya’da öğrencilerin %24’ünün uçucu madde kullandıkları belirtilmiştir. ABD’de ise öğrencilerin %15.2’sinin uçucu madde kullandığı saptanmıştır.

UMATEM ve Kapitalizmin Çözümsüzlüğü...
Bütün bu felaketli duruma karşın 70 milyonu aşan nüfusuyla Türkiye’de uyuşturucu madde bağımlılarının tedavi edildiği sadece bir merkez vardır. 1996 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bünyesinde kurulan Uçucu Madde Tedavi Merkezi (UMATEM), bu alanda “hizmet” vermektedir. UMATEM, 12-16 yaş arası uçucu madde bağımlılarını tedavi ederken, gerek personel, gerek yatak sayısı açısından yetersiz ve gülünç durumdadır. Yılda 200’den fazla kişinin tedavi edildiği UMATEM’de, tedavi bedeli aylık bedeli ise bin YTL’yi bulmaktadır.
Kapitalizm kendi yarattığı bu pisliği, kendi yöntemleriyle ancak bu kadar “çözebilmekte”, daha doğrusu çözememektedir. Bütün bu eksikliğin gerekçesi ise tabii ki, “ödenek yokluğu”dur. Yani tekelci patronlara trilyonları aktaranlar, IMF’ye milyarlarca doları akıtanlar insanlık görevi içinbu küçücük hizmet için beş kuruş ayırmamaktadırlar.
Halk Kültür Merkezleri insanca yaşam için bugünden çalışmalar yaparken, yoksulların en önemli sorunlarından biri olarak uçucu madde bağımlılığını görüyor. Uyuşturucuya karşı halkı bilinçlendirme çalışmaları ve çetelere karşı kampanyalar yürütüyor. İnsanca bir yaşam için örgütlemeye ve örgütlenmeye devam ediyor. Çünkü bizler biliyoruz ki, devletin görmezden gelerek “çözdüğü”(!) bu sorun, bize, emekçilerin dünyasına ait bir sorundur. Çürütülen, bizim hayatımızdır, bizim çocuklarımızın geleceğidir. Ve biz buna asla izin vermemeliyiz, vermeyeceğiz


 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19