Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

38. Sayı - Şubat 2006

Lenin, 1917’de “Devrimimizde Proletaryanın Görevleri” yazısında “bugün herkes enternasyonalizm üzerine yemin ediyor, şovenler ve anavatan savunucuları bile... kendine enternasyonalist” dediğini, bu durumda “proletarya partisinin lafta enternasyonalizmin karşısına açıklık, tamlık ve kesinliği ile gerçek enternasyonalizmi koyma görevi ivediliği” üzerinde durur.
Lenin, sosyalist ve proleter hareketin, iki yılı aşkın savaş süresi içinde TÜM ülkelerde üç farklı akım ortaya çıkarttığını belirtir. Bunlardan birincisi, sınıf düşmanı olarak da nitelendirilen sosyal şovenlerdir. Bunlar “sözde sosyalist, eylemde şovenler”dir. Bunlara “tüm ülkelerde resmi sosyal-demokrasinin resmi liderlerinin çoğunluğu”nun dahil olduğunu belirtir. İkinci akım olarak “Merkez”cilerdir. Bunların da “sosyal şovenlerle, gerçek enternasyonalistler arasında yalpalayan kişiler” olduğunu belirtir. “Merkez,” zararsız küçük burjuva lafazanlığın, lafta enternasyonalizmin, gerçekte korkak oportünizmin ve sosyal şovenizmin dalkavukluğunun diyarı” olduğunu belirtir. Üçüncü olarak gerçek enternasyonalistleri görür. Bunlara en yakın kesimin ‘Zimmerwald solu’ olduğunu belirtir. Bunlar kendi “sosyal şovenleriyle gerek merkezcilerle tam kopuş, kendi emperyalist hükümetine ve KENDİ emperyalist burjuvazisine karşı kayıtsız şartsız devrimci mücadele”yi ön plana çıkartır. İlke “BAŞ DÜŞMAN KENDİ ÜLKENDEDİR”. Bu akımın en önemli temsilcisi Almanya’da üyesi Karl Liebnecht’le birlikte Spartaküs grubu ya da Enternasyonal grubudur. Lenin, Karl Liebknecht’i bu akımın ”YENİ, gerçek, proleter Enternasyonal”in en ünlü temsilcisi olduğunu belirtir. Karl Liebnecht, kendi sosyal şovenlerine ve merkezcilerine karşı etkin bir mücadele yürüttü. O yoldaşı Otto Ruhle ile birlikte 110 Reichstag milletvekili arasında savaşa karşı çıktılar, sosyalizmi, proleter devrimi savundular. Geri kalan tüm Alman Sosyal demokrasisi Rosa Lüksemburg’un ifadesiyle “kokuşmuş bir ceset” olduğunu belirtir.
Lenin, 17. Zimmerwald Enternasyonalinin sosyal şoven ve oportünist merkezci bir tavır alması karşısında Zimmerwald solunu ondan uzaklaştırmaya, kendi manifestosuyla çıkmaya zorladı. Zimmerwald sağının içine girdiği bataklık karşısında Lenin, “tam da biz, tam da şimdi, vakit geçirmeksizin YENİ, devrimci bir Enternasyonal kurmalıyız, ya da daha doğrusu HALİ HAZIRDA KURULMUŞ olduğunu ve etkinlikte bulunduğunu bütün dünya önünde kabul etmekten korkmamalıyız.
Bu yukarıda tamı tamına saydığım ‘gerçek enternasyonalistlerin Enternasyonalidir. (...) Önemli olan sayı değil, gerçekten devrimci proletaryanın düşüncelerini ve politikasını doğru ifade etmektir. Esas olan Enternasyonalizmi ‘ilan etmek’ değil, aksine en zor anlarda bile gerçek enternasyonalist olmayı bilmektir” demektedir. Lenin, “partimiz beklememeli’, derhal III. Enternasyonal kurmalıdır. Bugün yeryüzünde Rusya’dan daha özgür bir ülke yoktur. Bu özgürlüğü kullanalım... III. Enternasyonali cesurca, namuslu, proleterce, Liebknect tarzı kurmak için kullanalım“ diyordu.
Lenin’in 1918-1919 yıllarında yaptığı tespitler Komünist Enternasyonali ortaya çıkardı. Bu tespitler:
-Emperyalist sistemin dünya savaşı ile sonuçlanan çelişkileri, uluslar arası sosyalist devrimin nesnel öncüllerinin, ekonomik yapılar ve toplumsal güçler düzeyinde tam olgunlaşmasını sağladı.
-Devrim en patlayıcı çelişkilerin birleştiği yerde ve aynı zamanda teorik, politik ve örgütsel bakımdan eğitilmiş ve hazırlanmış olduğu yerde başladı.
-Kendisini yaratan çelişkilerin uluslar arası niteliğine kaçınılmaz biçimde boyun eğen devrim, Avrupa’nın ileri kapitalist ülkelerinde yazılmaya başlıyor. Rus devrimi güç kazanacak, kuzey Amerika proletaryası Avrupa örneğini izleyecek ve sömürgelerde başlayan kuruluş hareketi zaferin kesinleştiğini görecek.
-NE VAR Kİ Avrupa’da bilinçli ve örgütlü unsur, Bolşevik tipte devrimci bir parti eksik bulunuyor. Böyle bir parti oluşturulmadıkça dünya devriminin kaderi tehlikededir.
Kapitalist dünyanın Sovyet Rusya’sını mutlak anlamda tecrit etme politikasına yönelişi yeni bir enternasyonalin yaratılması için çabaların hızlandırılmasını sağladı..
24 Ocak 1919’da RKP MK’sı ve Polonya, Macaristan, Almanya, Avusturya, Letonya KP’lerinin dış büroları ile Finlandiya KP, Sosyalist Balkan Federasyonu ve Amerika İşçi Partisi adına devrimci bir enternasyonalin kurulması doğrultusunda Kongre’ye temsilcilerini yollamaya çağırmıştı. Toplanacak Kongre’nin ise, Komünist Enternasyonal hareketini koordine etmek, yönetmek çeşitli ülkelerdeki hareketin çıkarını, uluslar arası devrimin genel çıkarına bağımlı kılmakla yükümlü bir mücadele organını yaratmak” olarak belirlemişti.

KOMÜNİST ENTERNASYONAL KONGRELERİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Komünist Enternasyonal, 1919-1943 arasında 24 yıl devam etti. Bu süre içinde 7 kongre topladı. İlk dört kongre 1 yıl arayla; 4 ile 5 kongre 2 yıl arayla, 5ile 6 arasında 4 yıl, 6. Kongre’yle 7. kongre arasında 7 yıl, 7. Kongre’yle dağıtılma kararı arasında 8 yıllık aralar bulunuyor.
Bu süre içinde birbirinde oldukça farklı kararlar alındı. Tüm Kongre’ler Türkçe’de yayımlanmadı. Ama bilinen -yayımlanan Kongre’lerde alınan kararlar arasında önemli farklılıklar bulunuyor. Bunun yanı sıra zaman zaman alınan kararlarla, bunların yaşama geçirilmesi arasında çelişkiler yaşanmıştır.
“3. Enternasyonal; fiili olarak, 1918’de oportünizme ve sosyal şovenizme karşı yıllar boyu, özellikle de savaş sırasında, verilen savaşımın bir dizi ülkede komünist partilerin oluşmasına yol açtığı bir zamanda ortaya çıktı. Resmi olarak 3. Enternasyonal 1919 Martında Moskova’da 1. Kongre’sinde kurulmuştur. Ve bu Enternasyonalin en belirleyici özelliği, Marksizm’in emrettiği şeylerin yerine getirilmesi, yerleştirilmesi ve sosyalizmin ve işçi sınıfı hareketinin yıllar boyu süren ülkülerinin gerçekleştirilmesi tarihsel görevi işte bu görev, 3. Enternasyonal’in en belirleyici özelliği, yani 3. “uluslar arası Emekçiler Derneği’nin, bir ölçüde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerinin bir birliğe dönüşmeye başlamış olması olgusu içinde hemen kendini ortaya koymuştur.
3. Enternasyonal, sosyalizm için proleter savaşımın uluslar arası savaşımın temelini attı.”
Komünist Enternasyonal bir devrim örgütü olarak oluştuğundan Bolşevik parti yapısına uygun bir tarzda örgütlendi. Lenin’in Enternasyonal’e yaklaşımı bütün ulusları kapsayan devrimci mücadelelere önderlik etmekti. Bolşevik parti nasıl ki Rusya’nın devrimci komünist partisi ise, Komünist Enternasyonal dünyanın Bolşevik parti örgütlenmesi olarak oluştu. Bu amacı gerçekleştirmek için belli başlı bütün kapitalist ülkelerde gerçek devrimci partilerin gelişmesini teşvik etmek gerekli idi. Bunu sağlamak için Komintern mevcut komünist grup ve eğilimleri bir araya getirmeye, onları sağlam partiler içinde birleştirmeye, Avrupa’daki sosyalist partilerin (daha çok Alman Birleşik Sosyalist Partisi-USPD, İtalyan Sosyalist Partisi-PSI ve Fransız Sosyalist Partisi) saflarını mümkün olduğu kadar büyük oranda kazanmaya çalıştı. Bu dönemde baş düşman Merkezcilik idi. Bu nedenle merkezci liderlerinin taraflarının kazanılması ve itibarlarının azaltılması ve onların Enternasyonale girmelerinin önlenmesi gerekiyordu. 2. Kongre’de Lenin şu uyarıyı yaptı: Komünist Enternasyonal bir ölçüde moda haline geliyor.... ve 2. enternasyonal ideolojisi ile bağlarını koparmamış yalpalayan ve kararsız grupların akını ile sulandırma tehlikesine uğrayabilir.” Bunun için 21 koşulu öne sürüyordu. Koşullar olağan üstü ağırdı.
Merkezciliğe karşı verilen mücadeleye paralel olarak devrimci ama aşırı sol veya sendikalist eğilimler ile sürdürülen tartışmalar vardı. Solun hataları onun”gençliği”ne ve deneyimsizliğine bağlandı.
1923’lere kadar Komünist Enternasyonal çok dinamik bir yapıya sahipti. Avrupa’da her an devrimlerin olacağı beklentisi bulunuyordu. Özellikle Almanya’da devrim eli kulağında olarak görülüyordu. Bu dönemde Komünist Enternasyonal’in taktiği de buna uygun şekillendi. Avrupa devrimlerinin gerçekleştirilmesi için KP’lerin sağlamlaştırılması kendilerini reformistlerden, merkezcilerden ayırmaları; sınıfı onların etkisinden kurtarmaları; Doğu’daki devrimlerin geliştirilmesi gibi yaşamsal önem taşıyan kararlar alında ve pratik çalışmalar örgütlendirildi. Ancak, Avrupa’daki devrimci hareketler 1923’lerde yenilgiye uğradı ve devrim dalgası geriye çekildi.
Beklenen Avrupa devriminin gerçekleşmemesi eldeki mevzinin korunması sorununu gündeme getirmiştir. Devrimci dalganın yükseliş sürecinde “dünya devrimi”, söylemi ağır basıyordu ve taktikler de buna uygun olarak oluşturuluyordu. Devrimlerin yenilgisinden sonra “dünya devrimi söylem ve pratiği, yerini Sovyet devletinin korunması anlamına da gelen “tek ülkede sosyalizm” söylem ve taktiğine dönüştü. Artık yakınlarda bir devrim beklenmediği için Sovyet ülkesinin korunması geliştirilmesi anlayışı ön plana çıkmaya başladı. Taktik düzeyde olduğu sürece yanlış da değildi.
Devrimlerin yenilgisi ve devrimci dalganın geriye çekilişi, Komünist Enternasyonaldeki dinamizmi de etkiliyordu. Kongre’ler arası süre açılmaya başladı. Her yıl yapılan Kongre’ler, yerine 2, 4, 7 yıl arayla yapılan Kongre’lere bıraktı. Son Kongre’yle kapanış arasındaki süre 8 yıldır.
1928 Kongre’sinin aldığı kararlar Doğu’daki dinamizm üzerinde de olumsuz etki yarattı. Burjuva demokratik devrimlerden sosyalizme geçme anlayışı, öncülüğün komünistler dışına bırakılması anlamına geliyordu. Söylem düzeyinde kimi yerlerde tersi vurgular yer alsa da pratik tavırlar bu yönde gelişti. Avrupa’dan beklenen devrimler konusunda umutların zayıflaması, Doğu’daki devrimlere biçilen rol, Sovyet devletinin korunması anlayışını taktik bir yaklaşımdan stratejik bir yaklaşıma dönüştürüyordu. (iki devrimci dalga arasından çıkarıp süreklilik arz edecek tarza dönüştürüldü. Bu aşamadan sonra Komünist Enternasyonal Sovyet dış politikasının doğrudan bir aracı durumuna dönüştü. Böylece Komünist Enternasyonal dinamizmi kırılmış, esas işlevinden uzaklaşmış hale geldi. Sovyet dış politikası açısından gereksiz hale gelince, hiçbir itirazla karşılaşmadan 1943’te kapatılabilmiştir.

1. Kongre: 2-6 Mart 1919’da Yapıldı

Bu aynı zamanda kuruluş kongresidir. Kongre’nin toplandığı dönemlerde Rusya iç savaş yaşıyordu ve katı bir abluka bulunuyordu. Bu durum katılımı önemli ölçüde etkiledi. Emperyalist ülkelerdeki Komünist parti delegelerinin büyük bir çoğunluğu ya Moskova’ya ulaşmadan tutuklandı ya da geç ulaşabildi. Bu nedenle Kongre’ye katılan delegelerin büyük bir kısmı eski Rusya’nın egemen olduğu yerlerdeki komünist partilerin delegelerinden oluşmaktaydı.
Toplantıya 50’den fazla temsilciden 35’i, 19 farklı ülkeden KP yada grupların temsilcisi olarak oy hakkına sahipti. RKP adına Lenin, Zinovyev, Troçki Buharin ve Çiçerin vardı. TKP’den Mustafa Suphi katıldı.
Lenin, 2 Martta yaptığı açılış konuşmasında “iç savaşın yalnızca Rusya’da değil, Almanya gibi en ileri kapitalist ülkelerde gerçeklik haline geldiğini, burjuva demokrasi hayallerinin çöktüğünü, proletaryanın kendi iktidarını yaşama geçirebilmek için Sovyetler sistemini bulduğunu ve bunun giderek yaygınlaştığına dikkat çekti.
Kongre Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesi (EKKİ) seçti. Kongreler arası dönemde bu komite Komünist Enternasyonal adına, parti MK gibi hareket edecekti.. Kongre’de Komintern’e bir sonraki Kongre’den önce katılan partiler EKKİ’de bir sandalye alacaklardı. Komite başkanlığına Zinovyev getirildi.
Kongre, Komünist Enternasyonalin kurulması konusunda hararetli tartışmalar yaşadı. Almanya delegesi olarak katılan Elbert, toplantının kongre olarak tanımlanmasına ve Komünist Enternasyonalin kuruluşunun ilan edilmesine uzun bir süre karşı çıktı Sonuçta 4 Martta kabul edildi.
Kongre süresince: “Komünist Enternasyonal’in kurulması, çeşitli ülkelerdeki durum ile ilgili raporlar, Komünist Enternasyonal platformu, Bern konferansı ve sosyalist eğilimler karşısındaki tutum, dünya durumu ve Antant ülkelerin politikaları, Komünist Enternasyonalin Manifestosu, Beyaz terör hakkında karar ve Komünist Enternasyonal organlarının seçimi ve diğer örgütsel sorunlar müzakere edildi ya da karara bağlandı. Bunun dışında Lenin’in “Burjuva Demokrasisi ve Proletarya Diktatörlüğü” konusunda sunduğu tezler kabul edildi.
Kimi Marksistlerin haklı olarak belirttikleri gibi “1. kongre bir ordudan çok bir bayrağın açılması ve niyetin ilanı”ydı. Zinovyev’in de belirttiği gibi 1. Kongre’deki katılım Komünist Enternasyonalin örgütlenmesinin pratik sorunlarının derinlemesine tartışılmasına müsait değildi.
2. Kongre: 19 Temmuz-7 Ağustos
1920’de Yapıldı

2. Kongre Bolşeviklerin İç Savaşı Kazandıkları Bir Dönemde Toplandı.
2. Kongre’nin toplandığı süreç, Alman devriminin yenilgisinden sonra, işçi sınıfı partilerinin sağa kayışı Avrupa’da geniş kitleler arasında düş kırıklığı yaratmış ve sola kayış başlamıştı. Bu sola kayış, Enternasyonalin coşkusu ve çekim gücünün sonucu olarak Komünist Enternasyonale yöneldi. Bir çok sosyalist parti Komünist Enternasyonale girmeye çalışıyordu. Lenin, sel sularının ana suya karışmasını engellemek için 21 koşulu hazırladı. Bugünün gözüyle ve Coğrafyamızdaki devrimci sosyalist yapıları dikkate aldığımızda çok basit ve ayrıştırıcı gibi gözükmeyen 21 koşul, döneminin sosyal demokrat partilerini ne kadar etkilediğini ve ayrıştırdığını biliyoruz. Avrupa’daki sosyal demokrat partilerinin büyük bir kısmı 21 koşulu kabul edenler ve etmeyenler olarak parçalanmışlardır. Lenin komünist olmayan grupların Komünist Enternasyonale girmelini böylece büyük oranda engelledi. Zinovyev bu koşullarda devrimci olmayan partilerin bu koşulları aşarak Komünist Enternasyonale girme olasılığını “devenin iğne deliğinden geçmesi kadar zor” olarak ifade ediyordu. Hazırlanan 21 koşul neyi ifade ediyordu? Komünist Enternasyonale girecek partilerin 21 koşulla aldığı yükümlülükleri özetleyecek olarsak :
-Komünist ajitasyon ve propaganda yapmalı. Bu sadece burjuvaziyi değil, onun işbirlikçilerini ve reformistleri de hedeflemeli. Komünist Enternasyonalin program ve kararlarına uygun düşmeli. Ordu içinde de sistemli çalışma yapmalı.
- Bunun için basın yayın merkezileşmesi ve güvenilir komünistlerin eline verilmeli.
- Burjuva yasallığına güvenilmemesi, yasal çalışma yasadışı çalışmayla kombine edilmesinin zorunluluğu.
- Kırsal alanlarda sistemli ajitasyon. Tarım proleterlerini ve yoksul köylülüğü kazanmaya çalışmak.
- Sosyal şovenizmi ve sosyal pasifizmi teşhir etmek. Emperyalizm devrimci yoldan yıkılmadıkça gerçek barış olmaz. Reformizmden ve Merkezden kopmak bunun ajitasyon ve propaganda çalışmasını yapmak.
- Burjuvazisi sömürge sahibi olan ve başka ulusları ezen ülkelerde partilerin sömürgeler ve ezilen uluslar sorununda özellikle belirgin ve açık tavır almak zorundadır.
- Sendikalar, işçi ve işyerleri meclislerinde, ... sistemli çalışmalıdır.
- Demokratik merkeziyetçilik ilkesi ekseninde örgütlenmelidir.
- Eski programlarını ve isimlerini değiştirmeleri .
-Komünist Enternasyonalin aldığı kararların bağlayıcılığı, basın yayınlarında Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesinin aldığı bütün önemli kararların yayımlaması
2.Kongre’ye 37 ülkeyi temsilen 169’u oy hakkına sahip olan 218 delege katıldı. 2. Kongre’deki katılım iyi örgütlendiğinden katılımcıların çoğunluğunu -1. Kongre’de olduğu gibi- eski Rusya’nın egemen olduğu yerlerden gelen delegeler oluşturmadı.
2.kongre çok canlı tartışmalara sahne oldu. Kongre süresince Komünist Enternasyonalin tüzüğü, Komünist Enternasyonale kabul edilme koşulları, Proleter devrimde Komünist partisinin rolü, Tarım sorunu hakkında Tezler, Ulusal sorun ve sömürgeler Sorunu, komünist parti ve Parlamentarizm, Komünist Enternasyonalin başlıca görevleri, Sovyetlerin örgütlenme koşulları, Sendikal hareket fabrika ve işyeri komiteleri ve ikinci manifestosu: Kapitalist dünya ve Komünist Enternasyonal konuları tartışıldı ve karara bağlandı..

3. Kongre 24 Haziran-12 Temmuz
1921’de Yapıldı

2. Kongre’nin bitimi ve delegelerin ülkelerine dönmesiyle birlikte 2. Kongre’nin kararlarının etkisi görülmeye başlandı. 21 koşul en başta Alman, Fransız, İtalyan, Çekoslovakya KP’lerinde bölünme yaşandı. İngiltere’deki küçük devrimci gruplar Büyük Britanya KP’de birleştiler. Amerika’daki iki parti birleşerek tek parti kurdu. Böylece devrimci partilerle merkezciler ayrılmış oldu. Yeniden örgütlenen KP’ler Komünist Enternasyonale katılırken, Merkezci partiler ikibuçukuncu Enternasyonale (Uluslar arası Sosyalist Partiler Birliğini kurdular
Üç hafta süren kongre boyunca 24 tam katılımlı oturum gerçekleştirildi
Kongre’de: KEYK raporu, Dünya Ekonomik Bunalımı Ve Komünist Enternasyonalin Yeni Görevleri, Alman Komünist İşçi Partisi (KAPD) Ve İtalyan Sorunu, Komünist Enternasyonalin Taktikleri, Sendikalar Sorunu, RKP Taktikleri, Gençlik Hareketi, Kadınlar Arasında Komünist Çalışma, Kooperatiflerde Çalışma, Komünist Partilerin Örgütsel Yapısı, Çalışmalarının Yöntem Ve Biçimi, Komüntern’in Örgütsel Yapısı, Doğu Sorunu, Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesi (KEYK) seçimi konuları tartışılıp karara bağlandı.
29 tam, 219’u istişare oy hakkına sahip 509 delege ile başladı. Kapanışa doğru delege sayısı 603’e çıktı. Bu delegeler 48 ülke komünist partisini 28 gençlik örgütünü ve diğer parti ve örgütleri temsil ediyordu. RKP 72 delegeyle temsil edildi. Türkiye’den 3 delege katıldı: Süleyman Nuri, Şefik Hüsnü ve Sadrettin Celal.
3. kongre Lenin’in hazırladığı “Rus Komünist Partisi Taktikleri Üzerine Rapor”da da belirttiği gibi, uluslar arası bir dengenin olduğu bir koşulda toplanmıştı. Denge uluslar arası burjuvazinin tüm saldırılarına karşı ayakta kalmayı başaran Sovyet Rusya ile uluslar arası burjuvazi arasındaydı. Lenin mevcut tabloyu değerlendirirken “şu ya da bu sınıfın egemenliği için, silah elde açıkken birbiriyle savaşan sınıflar arasında belli bir güç dengesi bugün tartışmasız biçimde ortaya çıkmıştır. Bu, burjuva toplumu, bir bütün olarak uluslar arası burjuvazi ve Sovyet Rusya arasında bir dengedir. Elbette ki sınırlı anlamda bir denge. Sadece askeri mücadeleyle ilgili olarak, ben, uluslar arası durumda belli bir dengenin ortaya çıktığını iddia ediyorum. Elbette bunun ancak nispi bir denge, son derece güvensiz bir denge olduğu vurgulanmalıdır.” diye belirtir. Lenin, bu kararsız, nispi ve güvensiz dengenin uluslar arası komünist hareket lehine bozulması doğrultusunda hazırlığı ön plana çıkartır. Şimdi ileri kapitalist ülkelerde devrim için esaslı biçimde hazırlanmak ve devrimin somut gelişimini derinlemesine incelemek gerekir. Uluslar arası durumdan çıkarmamız gereken ilk ders budur.” Derken aynı yerde reformistlerle merkezcilerin etki alanına giren sınıfı onların etkisinden kurtarmak gerektiğini vurgular. Ayrıca Lenin, sömürge ve yarı sömürge ülkelere atıfta bulunarak “dünya devriminin gelecekteki tayin edici meydan muharebelerinde dünya nüfusunun çoğunluğunun başlangıçta ulusal kurtuluşa yönelik hareketin kapitalizme ve emperyalizme karşı yöneleceği ve belki de bizim beklediğimizden daha büyük bir devrimci rol oynayacağının gayet açık” olduğunu belirtir.”

4. Kongre:
5 Kasım-5 Aralık 1922

3. Kongre’de belirlenen “geçici denge”nin uluslar arası komünist hareket lehine dönüşmesi doğrultusunda hareket edilmeye başlanır. 3. Kongre’de alınan kararlara uygun olarak Reformistlerden ve merkezcilerden kesin kopuş yapan partiler, kitlelerin de kopmasını sağlamak doğrultusunda yoğun faaliyet başlatırlar. Çeşitli eylem kararları alarak aradaki ayırım noktalarının belirginleşmesini sağlarlar. Bu arada KEYK Birleşik İşçi Cephesi tezlerini açımlayan bir karar alır. Bununla ilgili yapılan tartışmalarda Fransız, İtalyan ve İspanyol delegelerinin itirazlarına karşın kabul edilir.
Bu arada Aralık 1921- Ocak 1922 ayları arasında Uzakdoğu Halkları Kurultayı düzenlenir. Ve 4. kongre Doğu Sorunu üzerine Tezleri kabul eder..
4. Kongre’ye değişik ülkelerden 58 komünist örgütü temsilen 65’i istişare oy sahibi toplam 408 delege ile toplandı.
Kongre süresince, Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesi’nin Raporu Üzerine Karar, Versay Barış Antlaşması, Sosyalist Devrim Açısından Sovyet Rusya’nın Ekonomik Durumu Üzerine Tezler, Komüntern’in Taktikleri Üzerine Tezler, Sendikalarda Komünist Çalışma Üzerine Tezler, Komünist Enternasyonalin Programı Üzerine Karar, Doğu Sorunu Üzerine Tezler, Komünist Enternasyonalin Kırda Çalışmaya İlişkin Eylem Programı, Siyahlar Sorunu, KEYK’in Re organizasyonu ve Genişleyen Görevleri Üzerine Karar, Uluslar arası Komünist Kadınlar Sekreterliğinin Çalışması Hakkında Karar, Komünist Gençlik Enternasyonali Hakkında Karar, Eğitim Alanında KP Faaliyeti, Rus Devrime Üzerine, Sovyet Rusya’ya Proleter Yardım, Politik Kızıl Yardım Örgütü, Kooperatif Hareketi Üzerine Karar, Fransız Sorunu Üzerine Karar, Fransız KP için Militan Eylem Programı, İspanya, Danimarka KP Üzerine Karar, İtalyan, Çekoslovak, Yugoslav Sorunu üzerine gibi bir çok konu hakkında tartışmalar ve kararlar almıştır.

5. Kongre:
17 Haziran-7 Temmuz 1924
5. kongre 17 Haziran-7 Temmuz 1924 tarihleri arasında gerçekleşti. Kongre’ye 41 ülkeyi temsilen 504 delege katıldı. 10 ülkenin partisi istişare oy hakkına sahipti. 336 delegenin oy hakkı vardı.
Kongre’de tartışılan ya da karar altına alınan konular şunlardı: KEYK raporu Üzerine Karar, Savaşın Patlak verişinin 10. yıldönümü Manifestosu, Dünya Ekonomik Durumu Üzerine Tezler, 5. Komintern Kongre’sinde Kabul Edilen Komünist Enternasyonal Tüzüğü, Komünist Enternasyonalin ve seksiyonlarının Propaganda faaliyetleri Üzerine Tezler, Sendikadaki Taktikler Üzerine Tezler, İngiltere İşçi Partisi Hükümeti Üzerine Karar, 5. Kongre’de kabul edilen taktikler Üzerine Tezler, Faşizm Üzerine Karar, Rusya Sorunu Üzerine Karar, Doğu Halklarına 5. Kongre’nin Manifestosu, Komünist Enternasyonalin programı Üzerine Karar.
5.kongre Önceki kongrelerden oldukça farklı bir koşulda gerçekleşti. İlk dört Sovyetler Birliği ve diğer ülkelerde -Komünist partilerde- yaşanan sorunlara karşın Avrupa’dan devrim beklentilerinin yoğun olarak yaşandığı kongreler özelliği taşıyorlardı. Kongrelerde alınan kararlar, yaşanan kapitalist krizin doğrudan dünya devrimiyle taçlanması beklentisinin yoğun luğunu ifade ediyordu. Bu nedenle ilk dört kongreyi bütünsel olarak irdelediğimizde beklenen devrime bağlı olarak Komünist partilerin öncelikle reformistlerden ve merkezcilerden koparak bir devrim örgütü olarak yapılandırılmaları, ikinci olarak reformistlerin ve merkezcilerin etkisinde bulunan kitlelerin bunların etkisinden kurtarılması ve devrim mücadelesine çekmenin taktiklerinin konulduğu kongreler özelliği taşıyorlardı.
Ancak beklenen devrim gerçekleşmedi. Şüphesiz ki, bunda, Komünist Partilerin eksiklik ve hataları önemli rol oynamıştır. Devrimlerin yenilgiye uğraması ve devrimci dalganın geriye çekilişiyle birlikte emperyalizm karşı bir saldırıya geçerek, Balkanlarda büyük oranda darbeler yaparak faşist diktatörlükler kurar. Almanya ve İtalya ‘da kitle tabanı üzerinden adım adım kurulmaya başlar.
Ancak bu dönemin belirleyici özelliği içinde Sosyal Demokrat Partilerin yer aldığı burjuva hükümetlerin iktidarda olduğu ve demokrasi hayallerinin yayılmasıydı.komünist enternasyonal bazı ülkelerde komünist partilerin kitle partilerine dönüşmesinden hareket ederek de ‘kitleleri devrim için kazanarak komünist kitle partilerine dönüşmek olduğu’ tespiti yapılır. Kongre’nin Taktik Sorunlar Üzerine Tezlerde ‘bolşevikleşme’ kararı partilerin komünist kitle partisine dönüştürülmesi çağrısıdır.
Böylece 5. kongre Alman devriminin yenilgiye uğradığı, Avrupa’da devrim dalgasının geriye çekildiği bir süreçte toplandı.
Bu süreçte -özellikle Lenin’in ölümüyle birlikte- SBKP içerisinde tartışmalar yoğunlaşır. Şüphesiz tüm bu tartışmalar, diğer komünist partileri de etkiler. Kongre’nin, Souvarine ile ilgili aldığı karar bu açıdan ilginçtir. Fransız KP Rusya KP ve Komintern içindeki tartışmalara müdahil olmak istediği ve Souvarine’nin Troçki’nin Yeni Rota adlı kitabını habersizce bastırması üzerine, Komintern, Souvarine’nin ihracını kararlaştırdı ve iyi hal göstermesi halinde 6. Kongre’de geri alınma önerisinin gözden geçirilmesi kararı alındı.
Bu kararın önemi SBKP, Komünist Enternasyonal ve diğer KP’leri arasındaki ilişkilerin alacağı şekil bakımındandı.
5. ile 6. Kongre arasında KEYK 5 kere toplandı ve çeşitli konularla ilgili kararlar aldı.
KEYK 5. genişletilmiş toplantısı 21.03-06.04 1925’te yapıldı.
KEYK 6. genişletilmiş toplantısı 17.02-15.03 1926’dayopıldı.
KEYK 7. genişletilmiş toplantısı 22.11-16.12 1926’da yapıldı
KEYK 8. genişletilmiş toplantısı 18.05-30.05 1927’de yapıldı.
KEYK 9. toplantısı 02.02-25.02 1928’de yapıldı.

6. Kongre 17 Temmuz 1 Eylül 1928
502 delegenin katıldığı 6.Kongre, Komintern Yürütme Komitesinin, Hesap Verme Raporunu, Komünist Gençlik Enternasyonali YK Ve Uluslar Arası Kontrol Komisyonunun Hesap Verme Raporlarını, Emperyalist Savaş Tehlikesine Karşı Mücadele Önlemlerini, KE Programını, Sömürge Ve Yarı Sömürgelerde Devrimci Hareket Sorununu, SB’nin Ekonomik Durumunu, SBKP’nin Durumunu görüştü. Komintern Tüzüğünü onayladı.

5. Kongre ile 6. Kongre Arasında Değişen Koşullar Nedir?

6. kongre, 5. kongreden dört yıl sonra yapıldı. Bu süre içinde uluslar arası politik arenadan çeşitli değişiklikler yaşandı. En başta emperyalistler arası ilişkiler değişmiştir. O güne kadar “yenen ve yenilen emperyalist ülkelerin çelişkisinden” bahsedilirken, yeni dönemde ABD ile İngiliz çelişkisi ön plana çıkmıştır. Bu ana çelişki bağrında muhtemelen yeni bir savaşı taşımaktaydı. Bunun yanı sıra emperyalizmle sömürgeler arasındaki çelişki derinleşti. Bunun sonucu olarak sömürge ve yarı sömürge ülkelerdeki -özellikle Çin, Hindistan- devrimci hareket gelişti. Gelişen bu çelişki, emperyalistlerin, ulusal kurtuluş savaşlarına müdahalelerini gündeme getirir.
Gelişen emperyalistler arası çelişkilerin savaşa yol açması olasılığı karşısında, KP’lere bu savaşı iç savaşa dönüştürme görevi düştüğü ortaya çıkar.
Sovyet iktidarının güçlendirilmesi bunun için gelişmiş ülkelerin işçi sınıfıyla sömürgelerin emekçi kitleleriyle birleşik cephesini kurmak.
Bu gelişmeleri dikkate alarak toplanan 6. kongre, yeni bir program hazırlayıp kabul eder. Kongre yeni program konusunda iddialıdır. Programın eskiden “uygar ülkeler” ve beyazlar için hazırlanırken, yeni programın hem metropol ülkeler ve hem de sömürge ülkeleri kapsadığını, bu gelişmeler dikkate alınarak hazırlandığını belirtir. Hazırlanan program gerçekten tüm ülkelerle ilgili devrimlerin nasıl olması gerektiğini belirtiyor. Ancak sömürge ve yarı sömürge ülkeler için önerilen devrim yaklaşımı, sorunlu bir yaklaşımı ifade ediyor. Sömürge ve yarı sömürge ülkelerde Komünistlerin baştan sürece önderlik etmesi ve komünizme kadar gidecek bir yürüyüşü başlatmaları tarzında ele alınmamaktadır. Bu yaklaşım doğrudan sosyalizme geçişin olanaklı olmadığı yerler (gelişmiş kapitalist ülkeler dışındaki yerler) için siyasal iktidarın baştan itibaren Komünistler tarafından alınması ve bu iktidar aracılığıyla kesintisiz olarak sosyalizme geçme anlayışını sakatlayan bir yaklaşım bulunuyordu. Sonraki süreçlerde 6. kongrede alınan kararlar çerçevesinde hareket ederek “sosyalist devrimi” savunan geleneksel, klasik KP’lerin demokratik devrimleri orta sınıflardan beklemeleri ve bu devrimin tamamlanmasından sonra kendilerinin sosyalist devrime yöneleceklerini belirlemeleri -ve bu anlamıyla bu süreç tamamlanıncaya kadar reformlar için mücadelenin temel alınması- bu partilerin içine girdikleri reformizmin boyutlarını göstermektedir. Bu nedenle dünyanın hiçbir yerinde devrimlere önderlik edemediler. Tersinden hareket eden kimi ulusal kurtuluş hareketleri de kendilerini “burjuva demokratik hareketin insafına terk etmişlerdir. Gerçekte bu anlayışla muhasebe içine giren ve Lenin’in kesintisiz devrim anlayışı çerçevesinde hareket eden partiler devrimlere öncülük etmişlerdir. Vietnam, Kore, Küba gibi.
Bu dönemde KEYK dört kere toplandı:
KEYK 10. toplantısı 03.07-19.07 1929’da yapıldı.
KEYK 11. toplantısı 26.03-11.04 1931’de yapıldı.
KEYK 12. toplantısı Eylül 1932’de yapıldı.
KEYK 13. toplantısı 28.11-12.12 1933’te yapıldı.

7. Kongre
7.Kongre, Moskova’da 25 Temmuz ile 20 Ağustos 1935 tarihleri arasında yapıldı. Kongreye 513 delege katıldı. Kongrenin en önemli gündem maddesi ‘Faşist Saldırı ve İşçi Sınıfının Faşizme Karşı Mücadelesinde Komünist Enternasyonalin Görevleri’ olmuştur.
Komünist Enternasyonalin 6. Kongresi ile 7. Kongresi arasındaki süreçte:
Emperyalizm 1929’un sonlarından itibaren dünyanın o zamana kadar ki en büyük krizi içine girmişti. Emperyalist burjuvazi krizi aşmak doğrultusunda bir çok ülkede faşizme yöneldi. Almanya’da 1933’te faşizm iktidara geldi. Japonya ve İtalya’da faşizm iktidardaydı. Bir çok emperyalist ülkede de güçlenmekteydi.
Emperyalist ülkelerde derin krizler ve siyasal alanda faşizm etkinleşirken Sovyetler Birliğinde tarım ve sanayi alanında önemli gelişmeler elde edilmişti. Bu durum Avrupa işçi ve emekçi sınıflar arasında sola kayışı beraberinde getirdi. Sovyetler Birliği bir çekim merkezi durumuna gelmişti.
Bu dönemde Çin’de devrim ve sömürge ülkelerdeki hareket de yaygınlaşmaktadır.
Yaşanan bu gelişmeler karşısında emperyalist burjuvazi içte faşizmi dayatırken, Sovyetler Birliği’ne karşı emperyalist bir savaş hazırlığı içine girdiler.
Faşizmin iktidara geldiği ülkelerde işçi sınıfının yenilgisi bir gerçeklikti. Bu yenilgide işçi sınıfının eylem ve mücadele birliğinin sağlanmamış olması belirleyici bir rol oynamıştır. Oysa Fransa deneyimi eylem ve mücadele deneyiminin sağlanması halinde faşizmin iktidara gelmesi engellenebilirdi. Eylem ve mücadele birliğinin sağlanamamasında sosyal demokrat partiler sorumluydu.
Komünist enternasyonalin 7. Kongresi toplandığında üye partilerin en önemlileri büyük kitle partileri haline gelmişlerdi. 6. Kongre ile 7. Kongre arasında partilerin hemen hemen hepsi örgütsel zeminde başarılıydılar. Örneğin 1935’in ilk 7 ayında İngiltere’de parti 1/3 oranında üye arttırdı. Hollanda Komünist Partisi 6-7. Kongre arasında üye sayısını 6 kat arttırdı. ABD Komünist Partisi 3 kat arttırdı...
Partilerin hemen hemen hepsi 1928-31 yılları arasında fraksiyon mücadelesi yaşadılar (1928 tasfiyelerine bağlı olarak tasfiyelerin diğer partilere yansıması). Bu mücadeleden Komünist Enternasyonal güçlenerek çıktı.
Bu dönemde sosyal demokrat partiler içinde solculaşma eğilimi güçlenmiştir. Sosyal demokrat partiler içinde sol kanadın güçlenmesi ve zaman zaman Komünist Partilere kayma ortaya çıktı. Faşist saldırıların yoğunlaşmasıyla bunlar daha da güçlendi.
Bu gelişmeler sosyal demokrat partiler tabanında komünistlerle eylem birliği yönündeki eğilim güçlendi. Sosyal demokrat partilerin tavanında da çatlaklar derinleşti. Kitlelerini kaybetme korkusu komünist partilerle cephe kurmaya karşı cepheden tavır alamaz hale geldiler. Sosyal demokrasi ‘burjuvazinin esas dayanağı’ olma işlevini yitirdi.
6.Kongre ile 7.Kongre arasındaki değişiklik: 6. Kongrede alınmış olan, ‘üstten cephe taktiği’ olmazlığını vurgulayan karar değiştirilmiştir. Bu değişiklik sosyal demokrasideki değişikliğe bağlıydı.

Devam edecek...

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19