Lenin, 1917’de “Devrimimizde Proletaryanın Görevleri”
yazısında “bugün herkes enternasyonalizm üzerine
yemin ediyor, şovenler ve anavatan savunucuları
bile... kendine enternasyonalist” dediğini, bu
durumda “proletarya partisinin lafta enternasyonalizmin
karşısına açıklık, tamlık ve kesinliği ile gerçek
enternasyonalizmi koyma görevi ivediliği” üzerinde
durur.
Lenin, sosyalist ve proleter hareketin, iki yılı
aşkın savaş süresi içinde TÜM ülkelerde üç farklı
akım ortaya çıkarttığını belirtir. Bunlardan birincisi,
sınıf düşmanı olarak da nitelendirilen sosyal
şovenlerdir. Bunlar “sözde sosyalist, eylemde
şovenler”dir. Bunlara “tüm ülkelerde resmi sosyal-demokrasinin
resmi liderlerinin çoğunluğu”nun dahil olduğunu
belirtir. İkinci akım olarak “Merkez”cilerdir.
Bunların da “sosyal şovenlerle, gerçek enternasyonalistler
arasında yalpalayan kişiler” olduğunu belirtir.
“Merkez,” zararsız küçük burjuva lafazanlığın,
lafta enternasyonalizmin, gerçekte korkak oportünizmin
ve sosyal şovenizmin dalkavukluğunun diyarı” olduğunu
belirtir. Üçüncü olarak gerçek enternasyonalistleri
görür. Bunlara en yakın kesimin ‘Zimmerwald solu’
olduğunu belirtir. Bunlar kendi “sosyal şovenleriyle
gerek merkezcilerle tam kopuş, kendi emperyalist
hükümetine ve KENDİ emperyalist burjuvazisine
karşı kayıtsız şartsız devrimci mücadele”yi ön
plana çıkartır. İlke “BAŞ DÜŞMAN KENDİ ÜLKENDEDİR”.
Bu akımın en önemli temsilcisi Almanya’da üyesi
Karl Liebnecht’le birlikte Spartaküs grubu ya
da Enternasyonal grubudur. Lenin, Karl Liebknecht’i
bu akımın ”YENİ, gerçek, proleter Enternasyonal”in
en ünlü temsilcisi olduğunu belirtir. Karl Liebnecht,
kendi sosyal şovenlerine ve merkezcilerine karşı
etkin bir mücadele yürüttü. O yoldaşı Otto Ruhle
ile birlikte 110 Reichstag milletvekili arasında
savaşa karşı çıktılar, sosyalizmi, proleter devrimi
savundular. Geri kalan tüm Alman Sosyal demokrasisi
Rosa Lüksemburg’un ifadesiyle “kokuşmuş bir ceset”
olduğunu belirtir.
Lenin, 17. Zimmerwald Enternasyonalinin sosyal
şoven ve oportünist merkezci bir tavır alması
karşısında Zimmerwald solunu ondan uzaklaştırmaya,
kendi manifestosuyla çıkmaya zorladı. Zimmerwald
sağının içine girdiği bataklık karşısında Lenin,
“tam da biz, tam da şimdi, vakit geçirmeksizin
YENİ, devrimci bir Enternasyonal kurmalıyız, ya
da daha doğrusu HALİ HAZIRDA KURULMUŞ olduğunu
ve etkinlikte bulunduğunu bütün dünya önünde kabul
etmekten korkmamalıyız.
Bu yukarıda tamı tamına saydığım ‘gerçek enternasyonalistlerin
Enternasyonalidir. (...) Önemli olan sayı değil,
gerçekten devrimci proletaryanın düşüncelerini
ve politikasını doğru ifade etmektir. Esas olan
Enternasyonalizmi ‘ilan etmek’ değil, aksine en
zor anlarda bile gerçek enternasyonalist olmayı
bilmektir” demektedir. Lenin, “partimiz beklememeli’,
derhal III. Enternasyonal kurmalıdır. Bugün yeryüzünde
Rusya’dan daha özgür bir ülke yoktur. Bu özgürlüğü
kullanalım... III. Enternasyonali cesurca, namuslu,
proleterce, Liebknect tarzı kurmak için kullanalım“
diyordu.
Lenin’in 1918-1919 yıllarında yaptığı tespitler
Komünist Enternasyonali ortaya çıkardı. Bu tespitler:
-Emperyalist sistemin dünya savaşı ile sonuçlanan
çelişkileri, uluslar arası sosyalist devrimin
nesnel öncüllerinin, ekonomik yapılar ve toplumsal
güçler düzeyinde tam olgunlaşmasını sağladı.
-Devrim en patlayıcı çelişkilerin birleştiği yerde
ve aynı zamanda teorik, politik ve örgütsel bakımdan
eğitilmiş ve hazırlanmış olduğu yerde başladı.
-Kendisini yaratan çelişkilerin uluslar arası
niteliğine kaçınılmaz biçimde boyun eğen devrim,
Avrupa’nın ileri kapitalist ülkelerinde yazılmaya
başlıyor. Rus devrimi güç kazanacak, kuzey Amerika
proletaryası Avrupa örneğini izleyecek ve sömürgelerde
başlayan kuruluş hareketi zaferin kesinleştiğini
görecek.
-NE VAR Kİ Avrupa’da bilinçli ve örgütlü unsur,
Bolşevik tipte devrimci bir parti eksik bulunuyor.
Böyle bir parti oluşturulmadıkça dünya devriminin
kaderi tehlikededir.
Kapitalist dünyanın Sovyet Rusya’sını mutlak anlamda
tecrit etme politikasına yönelişi yeni bir enternasyonalin
yaratılması için çabaların hızlandırılmasını sağladı..
24 Ocak 1919’da RKP MK’sı ve Polonya, Macaristan,
Almanya, Avusturya, Letonya KP’lerinin dış büroları
ile Finlandiya KP, Sosyalist Balkan Federasyonu
ve Amerika İşçi Partisi adına devrimci bir enternasyonalin
kurulması doğrultusunda Kongre’ye temsilcilerini
yollamaya çağırmıştı. Toplanacak Kongre’nin ise,
Komünist Enternasyonal hareketini koordine etmek,
yönetmek çeşitli ülkelerdeki hareketin çıkarını,
uluslar arası devrimin genel çıkarına bağımlı
kılmakla yükümlü bir mücadele organını yaratmak”
olarak belirlemişti.
KOMÜNİST ENTERNASYONAL KONGRELERİ HAKKINDA
GENEL BİLGİLER
Komünist Enternasyonal, 1919-1943 arasında 24
yıl devam etti. Bu süre içinde 7 kongre topladı.
İlk dört kongre 1 yıl arayla; 4 ile 5 kongre 2
yıl arayla, 5ile 6 arasında 4 yıl, 6. Kongre’yle
7. kongre arasında 7 yıl, 7. Kongre’yle dağıtılma
kararı arasında 8 yıllık aralar bulunuyor.
Bu süre içinde birbirinde oldukça farklı kararlar
alındı. Tüm Kongre’ler Türkçe’de yayımlanmadı.
Ama bilinen -yayımlanan Kongre’lerde alınan kararlar
arasında önemli farklılıklar bulunuyor. Bunun
yanı sıra zaman zaman alınan kararlarla, bunların
yaşama geçirilmesi arasında çelişkiler yaşanmıştır.
“3. Enternasyonal; fiili olarak, 1918’de oportünizme
ve sosyal şovenizme karşı yıllar boyu, özellikle
de savaş sırasında, verilen savaşımın bir dizi
ülkede komünist partilerin oluşmasına yol açtığı
bir zamanda ortaya çıktı. Resmi olarak 3. Enternasyonal
1919 Martında Moskova’da 1. Kongre’sinde kurulmuştur.
Ve bu Enternasyonalin en belirleyici özelliği,
Marksizm’in emrettiği şeylerin yerine getirilmesi,
yerleştirilmesi ve sosyalizmin ve işçi sınıfı
hareketinin yıllar boyu süren ülkülerinin gerçekleştirilmesi
tarihsel görevi işte bu görev, 3. Enternasyonal’in
en belirleyici özelliği, yani 3. “uluslar arası
Emekçiler Derneği’nin, bir ölçüde Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetlerinin bir birliğe dönüşmeye başlamış
olması olgusu içinde hemen kendini ortaya koymuştur.
3. Enternasyonal, sosyalizm için proleter savaşımın
uluslar arası savaşımın temelini attı.”
Komünist Enternasyonal bir devrim örgütü olarak
oluştuğundan Bolşevik parti yapısına uygun bir
tarzda örgütlendi. Lenin’in Enternasyonal’e yaklaşımı
bütün ulusları kapsayan devrimci mücadelelere
önderlik etmekti. Bolşevik parti nasıl ki Rusya’nın
devrimci komünist partisi ise, Komünist Enternasyonal
dünyanın Bolşevik parti örgütlenmesi olarak oluştu.
Bu amacı gerçekleştirmek için belli başlı bütün
kapitalist ülkelerde gerçek devrimci partilerin
gelişmesini teşvik etmek gerekli idi. Bunu sağlamak
için Komintern mevcut komünist grup ve eğilimleri
bir araya getirmeye, onları sağlam partiler içinde
birleştirmeye, Avrupa’daki sosyalist partilerin
(daha çok Alman Birleşik Sosyalist Partisi-USPD,
İtalyan Sosyalist Partisi-PSI ve Fransız Sosyalist
Partisi) saflarını mümkün olduğu kadar büyük oranda
kazanmaya çalıştı. Bu dönemde baş düşman Merkezcilik
idi. Bu nedenle merkezci liderlerinin taraflarının
kazanılması ve itibarlarının azaltılması ve onların
Enternasyonale girmelerinin önlenmesi gerekiyordu.
2. Kongre’de Lenin şu uyarıyı yaptı: Komünist
Enternasyonal bir ölçüde moda haline geliyor....
ve 2. enternasyonal ideolojisi ile bağlarını koparmamış
yalpalayan ve kararsız grupların akını ile sulandırma
tehlikesine uğrayabilir.” Bunun için 21 koşulu
öne sürüyordu. Koşullar olağan üstü ağırdı.
Merkezciliğe karşı verilen mücadeleye paralel
olarak devrimci ama aşırı sol veya sendikalist
eğilimler ile sürdürülen tartışmalar vardı. Solun
hataları onun”gençliği”ne ve deneyimsizliğine
bağlandı.
1923’lere kadar Komünist Enternasyonal çok dinamik
bir yapıya sahipti. Avrupa’da her an devrimlerin
olacağı beklentisi bulunuyordu. Özellikle Almanya’da
devrim eli kulağında olarak görülüyordu. Bu dönemde
Komünist Enternasyonal’in taktiği de buna uygun
şekillendi. Avrupa devrimlerinin gerçekleştirilmesi
için KP’lerin sağlamlaştırılması kendilerini reformistlerden,
merkezcilerden ayırmaları; sınıfı onların etkisinden
kurtarmaları; Doğu’daki devrimlerin geliştirilmesi
gibi yaşamsal önem taşıyan kararlar alında ve
pratik çalışmalar örgütlendirildi. Ancak, Avrupa’daki
devrimci hareketler 1923’lerde yenilgiye uğradı
ve devrim dalgası geriye çekildi.
Beklenen Avrupa devriminin gerçekleşmemesi eldeki
mevzinin korunması sorununu gündeme getirmiştir.
Devrimci dalganın yükseliş sürecinde “dünya devrimi”,
söylemi ağır basıyordu ve taktikler de buna uygun
olarak oluşturuluyordu. Devrimlerin yenilgisinden
sonra “dünya devrimi söylem ve pratiği, yerini
Sovyet devletinin korunması anlamına da gelen
“tek ülkede sosyalizm” söylem ve taktiğine dönüştü.
Artık yakınlarda bir devrim beklenmediği için
Sovyet ülkesinin korunması geliştirilmesi anlayışı
ön plana çıkmaya başladı. Taktik düzeyde olduğu
sürece yanlış da değildi.
Devrimlerin yenilgisi ve devrimci dalganın geriye
çekilişi, Komünist Enternasyonaldeki dinamizmi
de etkiliyordu. Kongre’ler arası süre açılmaya
başladı. Her yıl yapılan Kongre’ler, yerine 2,
4, 7 yıl arayla yapılan Kongre’lere bıraktı. Son
Kongre’yle kapanış arasındaki süre 8 yıldır.
1928 Kongre’sinin aldığı kararlar Doğu’daki dinamizm
üzerinde de olumsuz etki yarattı. Burjuva demokratik
devrimlerden sosyalizme geçme anlayışı, öncülüğün
komünistler dışına bırakılması anlamına geliyordu.
Söylem düzeyinde kimi yerlerde tersi vurgular
yer alsa da pratik tavırlar bu yönde gelişti.
Avrupa’dan beklenen devrimler konusunda umutların
zayıflaması, Doğu’daki devrimlere biçilen rol,
Sovyet devletinin korunması anlayışını taktik
bir yaklaşımdan stratejik bir yaklaşıma dönüştürüyordu.
(iki devrimci dalga arasından çıkarıp süreklilik
arz edecek tarza dönüştürüldü. Bu aşamadan sonra
Komünist Enternasyonal Sovyet dış politikasının
doğrudan bir aracı durumuna dönüştü. Böylece Komünist
Enternasyonal dinamizmi kırılmış, esas işlevinden
uzaklaşmış hale geldi. Sovyet dış politikası açısından
gereksiz hale gelince, hiçbir itirazla karşılaşmadan
1943’te kapatılabilmiştir.
1. Kongre: 2-6 Mart 1919’da Yapıldı
Bu aynı zamanda kuruluş kongresidir. Kongre’nin
toplandığı dönemlerde Rusya iç savaş yaşıyordu
ve katı bir abluka bulunuyordu. Bu durum katılımı
önemli ölçüde etkiledi. Emperyalist ülkelerdeki
Komünist parti delegelerinin büyük bir çoğunluğu
ya Moskova’ya ulaşmadan tutuklandı ya da geç ulaşabildi.
Bu nedenle Kongre’ye katılan delegelerin büyük
bir kısmı eski Rusya’nın egemen olduğu yerlerdeki
komünist partilerin delegelerinden oluşmaktaydı.
Toplantıya 50’den fazla temsilciden 35’i, 19 farklı
ülkeden KP yada grupların temsilcisi olarak oy
hakkına sahipti. RKP adına Lenin, Zinovyev, Troçki
Buharin ve Çiçerin vardı. TKP’den Mustafa Suphi
katıldı.
Lenin, 2 Martta yaptığı açılış konuşmasında “iç
savaşın yalnızca Rusya’da değil, Almanya gibi
en ileri kapitalist ülkelerde gerçeklik haline
geldiğini, burjuva demokrasi hayallerinin çöktüğünü,
proletaryanın kendi iktidarını yaşama geçirebilmek
için Sovyetler sistemini bulduğunu ve bunun giderek
yaygınlaştığına dikkat çekti.
Kongre Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesi
(EKKİ) seçti. Kongreler arası dönemde bu komite
Komünist Enternasyonal adına, parti MK gibi hareket
edecekti.. Kongre’de Komintern’e bir sonraki Kongre’den
önce katılan partiler EKKİ’de bir sandalye alacaklardı.
Komite başkanlığına Zinovyev getirildi.
Kongre, Komünist Enternasyonalin kurulması konusunda
hararetli tartışmalar yaşadı. Almanya delegesi
olarak katılan Elbert, toplantının kongre olarak
tanımlanmasına ve Komünist Enternasyonalin kuruluşunun
ilan edilmesine uzun bir süre karşı çıktı Sonuçta
4 Martta kabul edildi.
Kongre süresince: “Komünist Enternasyonal’in kurulması,
çeşitli ülkelerdeki durum ile ilgili raporlar,
Komünist Enternasyonal platformu, Bern konferansı
ve sosyalist eğilimler karşısındaki tutum, dünya
durumu ve Antant ülkelerin politikaları, Komünist
Enternasyonalin Manifestosu, Beyaz terör hakkında
karar ve Komünist Enternasyonal organlarının seçimi
ve diğer örgütsel sorunlar müzakere edildi ya
da karara bağlandı. Bunun dışında Lenin’in “Burjuva
Demokrasisi ve Proletarya Diktatörlüğü” konusunda
sunduğu tezler kabul edildi.
Kimi Marksistlerin haklı olarak belirttikleri
gibi “1. kongre bir ordudan çok bir bayrağın açılması
ve niyetin ilanı”ydı. Zinovyev’in de belirttiği
gibi 1. Kongre’deki katılım Komünist Enternasyonalin
örgütlenmesinin pratik sorunlarının derinlemesine
tartışılmasına müsait değildi.
2. Kongre: 19 Temmuz-7 Ağustos
1920’de Yapıldı
2. Kongre Bolşeviklerin İç Savaşı Kazandıkları
Bir Dönemde Toplandı.
2. Kongre’nin toplandığı süreç, Alman devriminin
yenilgisinden sonra, işçi sınıfı partilerinin
sağa kayışı Avrupa’da geniş kitleler arasında
düş kırıklığı yaratmış ve sola kayış başlamıştı.
Bu sola kayış, Enternasyonalin coşkusu ve çekim
gücünün sonucu olarak Komünist Enternasyonale
yöneldi. Bir çok sosyalist parti Komünist Enternasyonale
girmeye çalışıyordu. Lenin, sel sularının ana
suya karışmasını engellemek için 21 koşulu hazırladı.
Bugünün gözüyle ve Coğrafyamızdaki devrimci sosyalist
yapıları dikkate aldığımızda çok basit ve ayrıştırıcı
gibi gözükmeyen 21 koşul, döneminin sosyal demokrat
partilerini ne kadar etkilediğini ve ayrıştırdığını
biliyoruz. Avrupa’daki sosyal demokrat partilerinin
büyük bir kısmı 21 koşulu kabul edenler ve etmeyenler
olarak parçalanmışlardır. Lenin komünist olmayan
grupların Komünist Enternasyonale girmelini böylece
büyük oranda engelledi. Zinovyev bu koşullarda
devrimci olmayan partilerin bu koşulları aşarak
Komünist Enternasyonale girme olasılığını “devenin
iğne deliğinden geçmesi kadar zor” olarak ifade
ediyordu. Hazırlanan 21 koşul neyi ifade ediyordu?
Komünist Enternasyonale girecek partilerin 21
koşulla aldığı yükümlülükleri özetleyecek olarsak
:
-Komünist ajitasyon ve propaganda yapmalı. Bu
sadece burjuvaziyi değil, onun işbirlikçilerini
ve reformistleri de hedeflemeli. Komünist Enternasyonalin
program ve kararlarına uygun düşmeli. Ordu içinde
de sistemli çalışma yapmalı.
- Bunun için basın yayın merkezileşmesi ve güvenilir
komünistlerin eline verilmeli.
- Burjuva yasallığına güvenilmemesi, yasal çalışma
yasadışı çalışmayla kombine edilmesinin zorunluluğu.
- Kırsal alanlarda sistemli ajitasyon. Tarım proleterlerini
ve yoksul köylülüğü kazanmaya çalışmak.
- Sosyal şovenizmi ve sosyal pasifizmi teşhir
etmek. Emperyalizm devrimci yoldan yıkılmadıkça
gerçek barış olmaz. Reformizmden ve Merkezden
kopmak bunun ajitasyon ve propaganda çalışmasını
yapmak.
- Burjuvazisi sömürge sahibi olan ve başka ulusları
ezen ülkelerde partilerin sömürgeler ve ezilen
uluslar sorununda özellikle belirgin ve açık tavır
almak zorundadır.
- Sendikalar, işçi ve işyerleri meclislerinde,
... sistemli çalışmalıdır.
- Demokratik merkeziyetçilik ilkesi ekseninde
örgütlenmelidir.
- Eski programlarını ve isimlerini değiştirmeleri
.
-Komünist Enternasyonalin aldığı kararların bağlayıcılığı,
basın yayınlarında Komünist Enternasyonal Yürütme
Komitesinin aldığı bütün önemli kararların yayımlaması
2.Kongre’ye 37 ülkeyi temsilen 169’u oy hakkına
sahip olan 218 delege katıldı. 2. Kongre’deki
katılım iyi örgütlendiğinden katılımcıların çoğunluğunu
-1. Kongre’de olduğu gibi- eski Rusya’nın egemen
olduğu yerlerden gelen delegeler oluşturmadı.
2.kongre çok canlı tartışmalara sahne oldu. Kongre
süresince Komünist Enternasyonalin tüzüğü, Komünist
Enternasyonale kabul edilme koşulları, Proleter
devrimde Komünist partisinin rolü, Tarım sorunu
hakkında Tezler, Ulusal sorun ve sömürgeler Sorunu,
komünist parti ve Parlamentarizm, Komünist Enternasyonalin
başlıca görevleri, Sovyetlerin örgütlenme koşulları,
Sendikal hareket fabrika ve işyeri komiteleri
ve ikinci manifestosu: Kapitalist dünya ve Komünist
Enternasyonal konuları tartışıldı ve karara bağlandı..
3. Kongre 24 Haziran-12 Temmuz
1921’de Yapıldı
2. Kongre’nin bitimi ve delegelerin ülkelerine
dönmesiyle birlikte 2. Kongre’nin kararlarının
etkisi görülmeye başlandı. 21 koşul en başta Alman,
Fransız, İtalyan, Çekoslovakya KP’lerinde bölünme
yaşandı. İngiltere’deki küçük devrimci gruplar
Büyük Britanya KP’de birleştiler. Amerika’daki
iki parti birleşerek tek parti kurdu. Böylece
devrimci partilerle merkezciler ayrılmış oldu.
Yeniden örgütlenen KP’ler Komünist Enternasyonale
katılırken, Merkezci partiler ikibuçukuncu Enternasyonale
(Uluslar arası Sosyalist Partiler Birliğini kurdular
Üç hafta süren kongre boyunca 24 tam katılımlı
oturum gerçekleştirildi
Kongre’de: KEYK raporu, Dünya Ekonomik Bunalımı
Ve Komünist Enternasyonalin Yeni Görevleri, Alman
Komünist İşçi Partisi (KAPD) Ve İtalyan Sorunu,
Komünist Enternasyonalin Taktikleri, Sendikalar
Sorunu, RKP Taktikleri, Gençlik Hareketi, Kadınlar
Arasında Komünist Çalışma, Kooperatiflerde Çalışma,
Komünist Partilerin Örgütsel Yapısı, Çalışmalarının
Yöntem Ve Biçimi, Komüntern’in Örgütsel Yapısı,
Doğu Sorunu, Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesi
(KEYK) seçimi konuları tartışılıp karara bağlandı.
29 tam, 219’u istişare oy hakkına sahip 509 delege
ile başladı. Kapanışa doğru delege sayısı 603’e
çıktı. Bu delegeler 48 ülke komünist partisini
28 gençlik örgütünü ve diğer parti ve örgütleri
temsil ediyordu. RKP 72 delegeyle temsil edildi.
Türkiye’den 3 delege katıldı: Süleyman Nuri, Şefik
Hüsnü ve Sadrettin Celal.
3. kongre Lenin’in hazırladığı “Rus Komünist Partisi
Taktikleri Üzerine Rapor”da da belirttiği gibi,
uluslar arası bir dengenin olduğu bir koşulda
toplanmıştı. Denge uluslar arası burjuvazinin
tüm saldırılarına karşı ayakta kalmayı başaran
Sovyet Rusya ile uluslar arası burjuvazi arasındaydı.
Lenin mevcut tabloyu değerlendirirken “şu ya da
bu sınıfın egemenliği için, silah elde açıkken
birbiriyle savaşan sınıflar arasında belli bir
güç dengesi bugün tartışmasız biçimde ortaya çıkmıştır.
Bu, burjuva toplumu, bir bütün olarak uluslar
arası burjuvazi ve Sovyet Rusya arasında bir dengedir.
Elbette ki sınırlı anlamda bir denge. Sadece askeri
mücadeleyle ilgili olarak, ben, uluslar arası
durumda belli bir dengenin ortaya çıktığını iddia
ediyorum. Elbette bunun ancak nispi bir denge,
son derece güvensiz bir denge olduğu vurgulanmalıdır.”
diye belirtir. Lenin, bu kararsız, nispi ve güvensiz
dengenin uluslar arası komünist hareket lehine
bozulması doğrultusunda hazırlığı ön plana çıkartır.
Şimdi ileri kapitalist ülkelerde devrim için esaslı
biçimde hazırlanmak ve devrimin somut gelişimini
derinlemesine incelemek gerekir. Uluslar arası
durumdan çıkarmamız gereken ilk ders budur.” Derken
aynı yerde reformistlerle merkezcilerin etki alanına
giren sınıfı onların etkisinden kurtarmak gerektiğini
vurgular. Ayrıca Lenin, sömürge ve yarı sömürge
ülkelere atıfta bulunarak “dünya devriminin gelecekteki
tayin edici meydan muharebelerinde dünya nüfusunun
çoğunluğunun başlangıçta ulusal kurtuluşa yönelik
hareketin kapitalizme ve emperyalizme karşı yöneleceği
ve belki de bizim beklediğimizden daha büyük bir
devrimci rol oynayacağının gayet açık” olduğunu
belirtir.”
4. Kongre:
5 Kasım-5 Aralık 1922
3. Kongre’de belirlenen “geçici denge”nin uluslar
arası komünist hareket lehine dönüşmesi doğrultusunda
hareket edilmeye başlanır. 3. Kongre’de alınan
kararlara uygun olarak Reformistlerden ve merkezcilerden
kesin kopuş yapan partiler, kitlelerin de kopmasını
sağlamak doğrultusunda yoğun faaliyet başlatırlar.
Çeşitli eylem kararları alarak aradaki ayırım
noktalarının belirginleşmesini sağlarlar. Bu arada
KEYK Birleşik İşçi Cephesi tezlerini açımlayan
bir karar alır. Bununla ilgili yapılan tartışmalarda
Fransız, İtalyan ve İspanyol delegelerinin itirazlarına
karşın kabul edilir.
Bu arada Aralık 1921- Ocak 1922 ayları arasında
Uzakdoğu Halkları Kurultayı düzenlenir. Ve 4.
kongre Doğu Sorunu üzerine Tezleri kabul eder..
4. Kongre’ye değişik ülkelerden 58 komünist örgütü
temsilen 65’i istişare oy sahibi toplam 408 delege
ile toplandı.
Kongre süresince, Komünist Enternasyonal Yürütme
Komitesi’nin Raporu Üzerine Karar, Versay Barış
Antlaşması, Sosyalist Devrim Açısından Sovyet
Rusya’nın Ekonomik Durumu Üzerine Tezler, Komüntern’in
Taktikleri Üzerine Tezler, Sendikalarda Komünist
Çalışma Üzerine Tezler, Komünist Enternasyonalin
Programı Üzerine Karar, Doğu Sorunu Üzerine Tezler,
Komünist Enternasyonalin Kırda Çalışmaya İlişkin
Eylem Programı, Siyahlar Sorunu, KEYK’in Re organizasyonu
ve Genişleyen Görevleri Üzerine Karar, Uluslar
arası Komünist Kadınlar Sekreterliğinin Çalışması
Hakkında Karar, Komünist Gençlik Enternasyonali
Hakkında Karar, Eğitim Alanında KP Faaliyeti,
Rus Devrime Üzerine, Sovyet Rusya’ya Proleter
Yardım, Politik Kızıl Yardım Örgütü, Kooperatif
Hareketi Üzerine Karar, Fransız Sorunu Üzerine
Karar, Fransız KP için Militan Eylem Programı,
İspanya, Danimarka KP Üzerine Karar, İtalyan,
Çekoslovak, Yugoslav Sorunu üzerine gibi bir çok
konu hakkında tartışmalar ve kararlar almıştır.
5. Kongre:
17 Haziran-7 Temmuz 1924
5. kongre 17 Haziran-7 Temmuz 1924 tarihleri arasında
gerçekleşti. Kongre’ye 41 ülkeyi temsilen 504
delege katıldı. 10 ülkenin partisi istişare oy
hakkına sahipti. 336 delegenin oy hakkı vardı.
Kongre’de tartışılan ya da karar altına alınan
konular şunlardı: KEYK raporu Üzerine Karar, Savaşın
Patlak verişinin 10. yıldönümü Manifestosu, Dünya
Ekonomik Durumu Üzerine Tezler, 5. Komintern Kongre’sinde
Kabul Edilen Komünist Enternasyonal Tüzüğü, Komünist
Enternasyonalin ve seksiyonlarının Propaganda
faaliyetleri Üzerine Tezler, Sendikadaki Taktikler
Üzerine Tezler, İngiltere İşçi Partisi Hükümeti
Üzerine Karar, 5. Kongre’de kabul edilen taktikler
Üzerine Tezler, Faşizm Üzerine Karar, Rusya Sorunu
Üzerine Karar, Doğu Halklarına 5. Kongre’nin Manifestosu,
Komünist Enternasyonalin programı Üzerine Karar.
5.kongre Önceki kongrelerden oldukça farklı bir
koşulda gerçekleşti. İlk dört Sovyetler Birliği
ve diğer ülkelerde -Komünist partilerde- yaşanan
sorunlara karşın Avrupa’dan devrim beklentilerinin
yoğun olarak yaşandığı kongreler özelliği taşıyorlardı.
Kongrelerde alınan kararlar, yaşanan kapitalist
krizin doğrudan dünya devrimiyle taçlanması beklentisinin
yoğun luğunu ifade ediyordu. Bu nedenle ilk dört
kongreyi bütünsel olarak irdelediğimizde beklenen
devrime bağlı olarak Komünist partilerin öncelikle
reformistlerden ve merkezcilerden koparak bir
devrim örgütü olarak yapılandırılmaları, ikinci
olarak reformistlerin ve merkezcilerin etkisinde
bulunan kitlelerin bunların etkisinden kurtarılması
ve devrim mücadelesine çekmenin taktiklerinin
konulduğu kongreler özelliği taşıyorlardı.
Ancak beklenen devrim gerçekleşmedi. Şüphesiz
ki, bunda, Komünist Partilerin eksiklik ve hataları
önemli rol oynamıştır. Devrimlerin yenilgiye uğraması
ve devrimci dalganın geriye çekilişiyle birlikte
emperyalizm karşı bir saldırıya geçerek, Balkanlarda
büyük oranda darbeler yaparak faşist diktatörlükler
kurar. Almanya ve İtalya ‘da kitle tabanı üzerinden
adım adım kurulmaya başlar.
Ancak bu dönemin belirleyici özelliği içinde Sosyal
Demokrat Partilerin yer aldığı burjuva hükümetlerin
iktidarda olduğu ve demokrasi hayallerinin yayılmasıydı.komünist
enternasyonal bazı ülkelerde komünist partilerin
kitle partilerine dönüşmesinden hareket ederek
de ‘kitleleri devrim için kazanarak komünist kitle
partilerine dönüşmek olduğu’ tespiti yapılır.
Kongre’nin Taktik Sorunlar Üzerine Tezlerde ‘bolşevikleşme’
kararı partilerin komünist kitle partisine dönüştürülmesi
çağrısıdır.
Böylece 5. kongre Alman devriminin yenilgiye uğradığı,
Avrupa’da devrim dalgasının geriye çekildiği bir
süreçte toplandı.
Bu süreçte -özellikle Lenin’in ölümüyle birlikte-
SBKP içerisinde tartışmalar yoğunlaşır. Şüphesiz
tüm bu tartışmalar, diğer komünist partileri de
etkiler. Kongre’nin, Souvarine ile ilgili aldığı
karar bu açıdan ilginçtir. Fransız KP Rusya KP
ve Komintern içindeki tartışmalara müdahil olmak
istediği ve Souvarine’nin Troçki’nin Yeni Rota
adlı kitabını habersizce bastırması üzerine, Komintern,
Souvarine’nin ihracını kararlaştırdı ve iyi hal
göstermesi halinde 6. Kongre’de geri alınma önerisinin
gözden geçirilmesi kararı alındı.
Bu kararın önemi SBKP, Komünist Enternasyonal
ve diğer KP’leri arasındaki ilişkilerin alacağı
şekil bakımındandı.
5. ile 6. Kongre arasında KEYK 5 kere toplandı
ve çeşitli konularla ilgili kararlar aldı.
KEYK 5. genişletilmiş toplantısı 21.03-06.04 1925’te
yapıldı.
KEYK 6. genişletilmiş toplantısı 17.02-15.03 1926’dayopıldı.
KEYK 7. genişletilmiş toplantısı 22.11-16.12 1926’da
yapıldı
KEYK 8. genişletilmiş toplantısı 18.05-30.05 1927’de
yapıldı.
KEYK 9. toplantısı 02.02-25.02 1928’de yapıldı.
6. Kongre 17 Temmuz 1 Eylül 1928
502 delegenin katıldığı 6.Kongre, Komintern Yürütme
Komitesinin, Hesap Verme Raporunu, Komünist Gençlik
Enternasyonali YK Ve Uluslar Arası Kontrol Komisyonunun
Hesap Verme Raporlarını, Emperyalist Savaş Tehlikesine
Karşı Mücadele Önlemlerini, KE Programını, Sömürge
Ve Yarı Sömürgelerde Devrimci Hareket Sorununu,
SB’nin Ekonomik Durumunu, SBKP’nin Durumunu görüştü.
Komintern Tüzüğünü onayladı.
5. Kongre ile 6. Kongre Arasında Değişen Koşullar
Nedir?
6. kongre, 5. kongreden dört yıl sonra yapıldı.
Bu süre içinde uluslar arası politik arenadan
çeşitli değişiklikler yaşandı. En başta emperyalistler
arası ilişkiler değişmiştir. O güne kadar “yenen
ve yenilen emperyalist ülkelerin çelişkisinden”
bahsedilirken, yeni dönemde ABD ile İngiliz çelişkisi
ön plana çıkmıştır. Bu ana çelişki bağrında muhtemelen
yeni bir savaşı taşımaktaydı. Bunun yanı sıra
emperyalizmle sömürgeler arasındaki çelişki derinleşti.
Bunun sonucu olarak sömürge ve yarı sömürge ülkelerdeki
-özellikle Çin, Hindistan- devrimci hareket gelişti.
Gelişen bu çelişki, emperyalistlerin, ulusal kurtuluş
savaşlarına müdahalelerini gündeme getirir.
Gelişen emperyalistler arası çelişkilerin savaşa
yol açması olasılığı karşısında, KP’lere bu savaşı
iç savaşa dönüştürme görevi düştüğü ortaya çıkar.
Sovyet iktidarının güçlendirilmesi bunun için
gelişmiş ülkelerin işçi sınıfıyla sömürgelerin
emekçi kitleleriyle birleşik cephesini kurmak.
Bu gelişmeleri dikkate alarak toplanan 6. kongre,
yeni bir program hazırlayıp kabul eder. Kongre
yeni program konusunda iddialıdır. Programın eskiden
“uygar ülkeler” ve beyazlar için hazırlanırken,
yeni programın hem metropol ülkeler ve hem de
sömürge ülkeleri kapsadığını, bu gelişmeler dikkate
alınarak hazırlandığını belirtir. Hazırlanan program
gerçekten tüm ülkelerle ilgili devrimlerin nasıl
olması gerektiğini belirtiyor. Ancak sömürge ve
yarı sömürge ülkeler için önerilen devrim yaklaşımı,
sorunlu bir yaklaşımı ifade ediyor. Sömürge ve
yarı sömürge ülkelerde Komünistlerin baştan sürece
önderlik etmesi ve komünizme kadar gidecek bir
yürüyüşü başlatmaları tarzında ele alınmamaktadır.
Bu yaklaşım doğrudan sosyalizme geçişin olanaklı
olmadığı yerler (gelişmiş kapitalist ülkeler dışındaki
yerler) için siyasal iktidarın baştan itibaren
Komünistler tarafından alınması ve bu iktidar
aracılığıyla kesintisiz olarak sosyalizme geçme
anlayışını sakatlayan bir yaklaşım bulunuyordu.
Sonraki süreçlerde 6. kongrede alınan kararlar
çerçevesinde hareket ederek “sosyalist devrimi”
savunan geleneksel, klasik KP’lerin demokratik
devrimleri orta sınıflardan beklemeleri ve bu
devrimin tamamlanmasından sonra kendilerinin sosyalist
devrime yöneleceklerini belirlemeleri -ve bu anlamıyla
bu süreç tamamlanıncaya kadar reformlar için mücadelenin
temel alınması- bu partilerin içine girdikleri
reformizmin boyutlarını göstermektedir. Bu nedenle
dünyanın hiçbir yerinde devrimlere önderlik edemediler.
Tersinden hareket eden kimi ulusal kurtuluş hareketleri
de kendilerini “burjuva demokratik hareketin insafına
terk etmişlerdir. Gerçekte bu anlayışla muhasebe
içine giren ve Lenin’in kesintisiz devrim anlayışı
çerçevesinde hareket eden partiler devrimlere
öncülük etmişlerdir. Vietnam, Kore, Küba gibi.
Bu dönemde KEYK dört kere toplandı:
KEYK 10. toplantısı 03.07-19.07 1929’da yapıldı.
KEYK 11. toplantısı 26.03-11.04 1931’de yapıldı.
KEYK 12. toplantısı Eylül 1932’de yapıldı.
KEYK 13. toplantısı 28.11-12.12 1933’te yapıldı.
7. Kongre
7.Kongre, Moskova’da 25 Temmuz ile 20 Ağustos
1935 tarihleri arasında yapıldı. Kongreye 513
delege katıldı. Kongrenin en önemli gündem maddesi
‘Faşist Saldırı ve İşçi Sınıfının Faşizme Karşı
Mücadelesinde Komünist Enternasyonalin Görevleri’
olmuştur.
Komünist Enternasyonalin 6. Kongresi ile 7. Kongresi
arasındaki süreçte:
Emperyalizm 1929’un sonlarından itibaren dünyanın
o zamana kadar ki en büyük krizi içine girmişti.
Emperyalist burjuvazi krizi aşmak doğrultusunda
bir çok ülkede faşizme yöneldi. Almanya’da 1933’te
faşizm iktidara geldi. Japonya ve İtalya’da faşizm
iktidardaydı. Bir çok emperyalist ülkede de güçlenmekteydi.
Emperyalist ülkelerde derin krizler ve siyasal
alanda faşizm etkinleşirken Sovyetler Birliğinde
tarım ve sanayi alanında önemli gelişmeler elde
edilmişti. Bu durum Avrupa işçi ve emekçi sınıflar
arasında sola kayışı beraberinde getirdi. Sovyetler
Birliği bir çekim merkezi durumuna gelmişti.
Bu dönemde Çin’de devrim ve sömürge ülkelerdeki
hareket de yaygınlaşmaktadır.
Yaşanan bu gelişmeler karşısında emperyalist burjuvazi
içte faşizmi dayatırken, Sovyetler Birliği’ne
karşı emperyalist bir savaş hazırlığı içine girdiler.
Faşizmin iktidara geldiği ülkelerde işçi sınıfının
yenilgisi bir gerçeklikti. Bu yenilgide işçi sınıfının
eylem ve mücadele birliğinin sağlanmamış olması
belirleyici bir rol oynamıştır. Oysa Fransa deneyimi
eylem ve mücadele deneyiminin sağlanması halinde
faşizmin iktidara gelmesi engellenebilirdi. Eylem
ve mücadele birliğinin sağlanamamasında sosyal
demokrat partiler sorumluydu.
Komünist enternasyonalin 7. Kongresi toplandığında
üye partilerin en önemlileri büyük kitle partileri
haline gelmişlerdi. 6. Kongre ile 7. Kongre arasında
partilerin hemen hemen hepsi örgütsel zeminde
başarılıydılar. Örneğin 1935’in ilk 7 ayında İngiltere’de
parti 1/3 oranında üye arttırdı. Hollanda Komünist
Partisi 6-7. Kongre arasında üye sayısını 6 kat
arttırdı. ABD Komünist Partisi 3 kat arttırdı...
Partilerin hemen hemen hepsi 1928-31 yılları arasında
fraksiyon mücadelesi yaşadılar (1928 tasfiyelerine
bağlı olarak tasfiyelerin diğer partilere yansıması).
Bu mücadeleden Komünist Enternasyonal güçlenerek
çıktı.
Bu dönemde sosyal demokrat partiler içinde solculaşma
eğilimi güçlenmiştir. Sosyal demokrat partiler
içinde sol kanadın güçlenmesi ve zaman zaman Komünist
Partilere kayma ortaya çıktı. Faşist saldırıların
yoğunlaşmasıyla bunlar daha da güçlendi.
Bu gelişmeler sosyal demokrat partiler tabanında
komünistlerle eylem birliği yönündeki eğilim güçlendi.
Sosyal demokrat partilerin tavanında da çatlaklar
derinleşti. Kitlelerini kaybetme korkusu komünist
partilerle cephe kurmaya karşı cepheden tavır
alamaz hale geldiler. Sosyal demokrasi ‘burjuvazinin
esas dayanağı’ olma işlevini yitirdi.
6.Kongre ile 7.Kongre arasındaki değişiklik: 6.
Kongrede alınmış olan, ‘üstten cephe taktiği’
olmazlığını vurgulayan karar değiştirilmiştir.
Bu değişiklik sosyal demokrasideki değişikliğe
bağlıydı.
Devam edecek...
|