YAZARI: Mitka Grıbçeva
TÜRKÇESİ: Bülent Habora - Ali Aydın
YAYINEVİ: Yar Yayınları
"Seni Halk Adına Ölüme Mahkum Ediyorum"
romanıyla ülkemizde tanınan Mitka G
rıbçeva, "Yaşadım Diyebilmek İçin" adlı
bu eserinde dava arkadaşı, savaş arkadaşı
ve hayat arkadaşı Bulgaristan Komünist Partisinin
yılmaz partizanı Dimitır Grıbçev'i anlatıyor.
Halk ordusunda Tümgeneralliğe kadar yükselen Dimitır
Grıbçev'i ve onun yaşamıyla eş zamanlı dönemde
Bulgaristan'da yaşanılan zorlu yılları, açlığı,
aile yaşantısını, işçileri, direnenleri, partizanları,
asla vazgeçmeyenleri ve onurlu-onursuz yaşamları
anlatan kitap, tüm bunların içinden gelişen ve
beslenen devrimciler örgütü Bulgaristan Komünist
Partisi'nin ve Komsomol'un patronlara, işbirlikçilerine
ve işgalci Nazilere karşı verdikleri mücadelenin
de ayrıntılı bir tablosunu çiziyor.
"Savaş Arkadaşım ve Eşim Dimitır Grıbçev'e"
diye başlayan kitap, devrimden sonra, devrimcilerin
üzerine düşen görevlerini yerine getirirken gösterdikleri
iradeyi netleştiriyor. Kişisel yaşamlarını bir
kenara koyup, herşeyiyle tüm içtenliği ve sakınmasızlığı
ile devrimi yaşayan, yapan ve “devrim” olan insanlar:
ve bu insanlardan eşiDimitır Grıbçeva devrimci
savaşın güzelliğini ve onurunu paylaşıyor bizimler.
Öyle ki, kitap bir yandan Dimitır Grıbçev ve Mitka
Grıbçeva'nın yaşadıkları süreci anlatırken diğer
yandan da aslında Bulgaristan tarihinin bir parçasını
bize özetlemiş oluyor.
Kitap zafer sonrasında durup dinlenmeyen, sınıf
kavgasını devrim sonrasında da sürdüren ve hazıra
sevinip de onunla yetinmeyen, yine en tehlikeli,
en ağır cephede bulunması gerektiğini bilen ve
bunun için öyle büyük okullarda bitirmeyen, bütün
bunları halk okulunda öğrenen ve uygulayan Dimitır
Grıbçevi bize anlatırken, onun hikayesinde kitabın
ana düşüncesi de, billurlaşmaktadır. Bu yönüyle
aslında elimizdeki sadece bir biyografik anı değil;
bir tür mücadele kılavuzu var diyebiliriz.
Ve yine kitap, son günlerde içi tamamıyla boşaltılmak
istenilen aşka, sevgiye dair düşünceler ortaya
koyuyor ve yaşamlarını devrime adamış, en büyük
bayramlarını devrimle birlikte yaşamış kişilerin
aşklarının da, düşüncelerinin de bu mücadeleyle
sonsuzlaşacağını bize anlatıyor.
Kısacası elimizde bütün devrimcilerin mutlaka
okuması gereken bir yaşamöyküsü var. Bu öyle bir
yaşamöyküsü ki, okuyup bitirdiğinizde kahramanlık
ve özveri üzerine kafanızdaki bütün kalıplar dağılmış
oluyor. Geriye kalan ise şu basit cümle; Devrimcilik
bir yaşam biçimidir. Gerçekten de Mitka Grıbçeva,
Dimitır Grebçeva’nın, hayıtını yazarakişte tam
bunun canlı bir anlatımını sunuyor bize.
|