Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

37. Sayı - Ocak 2006

YAZARI: Dido Sotiriyu
TÜRKÇESİ: Attila Tokatlı
YAYINEVİ: Alan Yay.

Dido Sotiriyu'nun Elektra isimli kitabını daha önceki bir sayımızda tanıtmış ve şimdi tanıtacağımız kitabın okunmasını önermiştik. Halen okuma girişiminde bulunmayanlar için kitabın tanıtımını yapmak istedik.
Bu kitapta Manoli Aksiyotis isimli Anadolu Rum köylüsünün öyküsü kendi ağzından aktarılmıştır. 1914-1918 arası Amele Taburu'nda bulunmuş, Anadolu'yu Rum istilasıyla birlikte Elen( Helen) üniformasını sırtlamış, esaret görmüş ve nihayet Yunanistan'da mülteciliğin zehirli ekmeğine ortak olmuştur. İltica ettikten sonra kırk yıl boyunca dokerlik, sendikacılık yapmış; İkinci Dünya Savaşını izleyen Yunan Milli Direnme Hareketine katılmıştır. Emekli olunca da, altmış yılı aşkın yaşantısını kaleme almıştır Manoli. Büyük bir sabırla cefa çekerek: Çünkü, doğru dürüst okuma yazma bilmemektedir.
İki kudret vardı evde, önünde titrediğimiz! Allah ve babam. Anadolu yaşam tarzı hüküm süren bir kasabanın çocuğuydu Manoli. Baba yıldızlar ışırken uyanır, küçük takkesini ve çoraplı pantolonunu giyinir, elini yüzünü büyük bir gürültüyle yıkar, ikonaların karşısına geçer istavroz çıkarır, biraz közde kızarmış ekmeğini şaraba banar birkaç zeytin ve bol küfürle yola çıkardı.
Bağları, incirleri, tütünleri, zeytinleri, pamukları, mısırları, susamları, şarapları, iki katlı evlerinin önünde meyve ve sebze bahçeleri, kiliseleri olan bir hayat. Köylüleri iliğine kadar sömüren beyler yok. Tüm dükkanlar, kahveler, iki kiliseyle üç okul ve köyün tek Türk binası olan Zaptiye Dairesi; defne ve mersin dallarından görünmüyor. (Bu gün ise otellerden, pislikten ve bakımsızlıktan) Yazın herkes yazlığına gidiyor, sonbahara doğru dönüp büyük bir temizlik başlıyor, o kadar ki yollarda yürümeye çekinilecek bir temizlik. Evlerin önü rengarenk çiçeklerden geçilmiyor. (Bu gün İstanbul ve İzmir'de bu renkleri sadece pencerelerinin önünde sürdürüyorlar) Ürün satımı sonunda en çokta incirden cepler doluyor ve doğru İzmir; çeyiz, giysi vs.
Yukarıdaki yaşam çizgisi 1800'lü yılların sonunda gelişmeye başlayan Türkleşme politikalarının pratikleri olarak değişmeye ve içerdeki düşmanın belirlenmesi çalışmalarına dönüşüyor. İçerdeki düşman Ermeniler ve Rumlardır. Osmanlı, topraklarının %80'nini kaybetmiş, dayatmalar üzerine gerçekleştirilmeye çalışılan reformlar ve iyileştirme çalışmaları pratikte yerini bulamamıştır. Ulusallaşmaya başlayan Balkan'larda yenilgiler yaşanmış büyük bir Müslüman kitle öldürülmüş ve Anadolu'ya sürülmüştür. Belirlenen iç düşman olarak etnik bir temizliğe Ermeniler uğramış Rumlar etnik bir temizlik görmese de yerlerinden edilmiş, erkekleri korkunç bir yaşamın bulunduğu Amele Taburlarında ölümüne çalıştırılmışlardır. Kendi halkına yapılan eziyetin bir benzerini de Yunan ordusu Anadolu'ya girdiğinde, kendileri gerçekleştirmişlerdir. Bu romanda komünist Yunanlı askerin diğer askerlerle olan diyalogu ve çıkarsamalarının o dönem tarihini aydınlatacaktır. İzmir'e kadar çekilen Yunan askerinin ve Anadolu Rumlarının yaşadıkları, Ermeni mahallerinin yakımı, İttifak güçlerinin tavrı bu romanın ana fikirlerini oluşturmaktadır. Tanıtımı, kitaptan alıntı bir türkünün sözleriyle bitiriyoruz. Yaşanmış olayların ve bir dönem için resmi tarih dışı bir kaynak olan bu kitabın okunması gerekliliğine inanmaktayız.

Ölüm Allah'ın emri
Allah'ın emri olsaydı yalnız
Gelsin derdim ölüme!
Yeter ki insan insandan
Gene bir insan eliyle ayrılmasın!

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19