HKM'LER
17 ARALIK'TA ANKARA EYLEMİNDEYDİ
Herkes hazırlanmış bir şekilde Taksim Atatürk
Kültür Merkezi’nin önünde arabaların kalkmasını
bekliyor. Bu arabalar bu akşam fabrika ya da büroların
önlerine gitmeyecek. Yönümüz belli: 17 Kasım 2005
Cumartesi günü Ankara’da yapılacak olan TMMOB,
TTB, KESK, DİSK’in düzenlediği “Demokratik Türkiye,
Halk İçin Bütçe” mitingi için kiralanan trenin
bulunduğu istasyona gidiyoruz. Arabalar geldiğinde
yavaş yavaş araçları dolduruyor yarının eylemcileri.
Bir süre sonra Haydarpaşa Tren Garının önünde
biraz sertçe esen rüzgarın eşliğinde giriyoruz
istasyona. Yavaş yavaş sesler gelmeye başlıyor
kulaklarınıza. Bir grup bağırıyor, “Yaşasın Devrim
ve Sosyalizm”…
Sonra, hoparlörlerden ikinci defa “özel trenin
kalkacağının” duyurulmasının üzerine sloganlarla
yürüyen bir kitle çarpıyor gözünüze ve boşalmaya
başlayan bir istasyon...
Trende marşlar başlıyor, kendi aralarında olanca
sıcaklığıyla sohbet eden insanlar ve raylarda
uzayıp giden bir gece…
17 Aralık 2005 sabahı... Ankara Maltepe istasyonunun
tabelasını gördüğünde tatlı bir telaşla toplanıyor
herkes. Aşağıya indiklerinde bayraklar açılmaya,
sloganlar atılmaya başlıyor.
Uzakta havada saçılan kuşlamalar, diğer taraftan
da simit satmaya çalışan emekçiler birer birer
gözlerinize çarpıyor. Toplanma alanına yaklaştığınızda
sendikacılardan ve siyasetlerden farklı olarak,
beyaz kefen giymiş, ellerinde çıngıraklarını attığı
sloganlar eşliğinde sallayan Uşak’ın İnay Köylü’lerini
görüyorsunuz. Ellerinde “Biz Siyanüre Karşı Kefenlerimizi
Giydik, Ya Siz” pankartını taşıyorlar. Geçen her
sendika korteji alkışlıyor onları ve durmak bilmeyen
sloganlarına katılıyorlar. Eylem genel olarak
çok güçlü değil ama yer yer canlılıklar ortalığı
toparlıyor.
Hipodroma yakın bir noktada Halk Kültür Merkezleri
“Herkese İş, Herkese İnsanca Yaşam istiyoruz”
pankartıyla yerlerini almış, yürüyüşü beklerken
bir taraftan da “Mahir Hüseyin Ulaş Kurtuluşa
Kadar Savaş”, “Yaşasın Devrimci Kurtuluş Mücadelemiz”,
“Şemdinli Halkı Yalnız Değildir”, “Oligarşi Mezara
Halk İktidara”, “İnsanca Yaşam İstiyoruz” sloganlarını
atıyorlar...
Alana girmeye başladığımızda sendika başkanları
konuşmalarına başlamış. Bir süre sonra eylem sonlanmaya
başlarken Halk Kültür Merkezleri bir çember oluşturuyor.
19 Aralık katliamında şehit düşen yoldaşımız Alp
Ata Akçayöz ve tüm 19 Aralık Şehitleri için bir
dakikalık saygı duruşunda bulunuluyor. Ardından
tüm içtenlikle söylenen Cephe Marşı...
Eylem sonlanıyor ve ayrılıyoruz alandan. Bazılarımız
otobüslere, bazılarımız trene yönelirken Ankara
sokakları, bir dahaki eyleme kadar rutin işleyişiyle
başbaşa kalıyor.
THY'DE
İŞÇİ KIYIMINA SON
Türk Havayollarının bünyesinde çalışan ve Hava-İş'te
örgütlü olan 1400 Euroserve firması işçisi, Havaş
firmasının kazandığı usulsüz ihalenin iptal edilmesi
için eylemlerini sürdürüyor.
Bilindiği gibi THY'de yapılan ilk ihaleyi 1400
THY işçisinin çalıştığı Euroserve taşeron firması
kazanmıştı. THY yönetimi daha sonradan bu ihaleyi
iptal etmiş, yapılan yeni ihaleyi gayrimeşru yollarla
Havaş firması kazanmıştı. Şimdi Havaş firması
Hava-İş’te örgütlü olan 1400 işçiyi kendi bünyesinde
çalıştırmayı kabul etmiyor. Havaş işçilerin günde
12 saat çalışacaklarını ve 380 Milyon maaş alacaklarını
belirtmenin yanında, sendikalı olamayacaklarını
söylüyor.
İşçiler mücadelelerini aileleriyle birlikte sürdürüyorlar.
Şu ana kadar THY Genel Müdürlüğü önünde üç basın
açıklaması yaptılar. Çalışma zamanlarında iş yavaşlatması
yapıyorlar ve kargoların yerlerini değiştirerek
hizmetleri aksatıyorlar.
31 Aralık 2005 Cumartesi günü 1400 işçinin işine
son verilecek. İşçiler ise 29 Aralık 2005 Perşembe
günü Havaalanı B kapısından THY Genel Müdürlüğü'ne
kadar yürüyerek basın açıklaması yaptılar. Eylemde
sık sık "Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek,
Bizde İşçiyiz Köle Değiliz, İş Ekmek Yoksa Barış
da Yok, Hak Hukuk Dediler Hakkımızı Yediler, İşçiyiz
Haklıyız" sloganlarını attılar. Basın açıklamasında
mücadelenin bitmeyeceğini, ihalenin iptali için
her türlü eylemi gerçekleştireceklerini, işlerine
son verilmesi halinde Euroserve'nin tazminatlarını
hemen yatırmasını, tüm baskılara cevap olarak
THY'de Hava-İş sendikasının olacağına, tüm bunların
THY'nin yönetimiyle ve AKP iktidarıyla ilintili
olduğuna dikkat çektiler.
THY İşçisi Yalnız Değildir.
Halkız Haklıyız Kazanacağız…
SÜRGÜNLERE
HAYIR
Geçtiğimiz günlerde Dersimde 6 eğitim emekçisinin
ve 3 kamu emekçisinin sürgün edilmesi kınandı.
Eğitim- Sen'in yaptığı basın açıklamaları ve oturma
eylemlerine biz de Kalan Halk Kültür Merkezi olarak
katıldık. 09 Aralık 2005 tarihinde Kültür Sokağı’ndan
yürüyüş yapılarak Yeraltı çarşısı üzerine gelindi.
''Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz, Sürgünler Bizi
Yıldıramaz, Emekçiye Değil Çetelere Barikat, Çeteler
Görevde Emekçiler Sürgünde'' sloganlarıyla başlayan
açıklama, çevre illerden gelen Eğitim-Sen temsilcileri
ve Eğitim-Sen Genel Başkanı’nın halka hitaben
yapmış olduğu konuşmadan sonra basın metninin
okunmasıyla sona erdi. Burada gerçekleştirilen
basın açıklamasına gerek halkın gerekse öğrencilerin
katkısı büyüktü. Basın açıklaması sloganlar ve
alkışlarla desteklendi. Ardından Tunceli Kültür
Sanat Derneği'nin mahalle çalışmasına giden aracı,
polis noktasında durdurularak kimlik soruşturması
yapılmak istenmiş ve 2 kişi hukuksuz bir şekilde
göz altına alınmıştır. Bu baskıları kınamak için
ESP, K(D)HKM, HÖC ve TUNCELİ KÜTÜR SANAT DERNEĞİ
ortak bir basın açıklaması düzenlediler.
AHKM'DE EMEKLİ/SEN
TANIŞMA ETKİNLİĞİ
Avcılar Halk Kültür Merkezi'nde 11 Aralık 2005
Pazar günü saat 10.00-14.00 arası Emekli-Sen üyeleri
kahvaltı ve tanışma etkinliği düzenlendi.
Kahvaltı sonrası sinevizyon gösterisi yapıldı.
Emekli-Sen'in sendikal çalışmalarının ve sokak
eylemleri görüntülerinin gösterildiği film sonrası
söyleşi gerçekleştirildi.
Türkiye ve dünyadaki sendikal mücadelelerin açmazları
ve çıkış yollarının tartışıldığı söyleşide, emeklilerin
sendikal çalışma içine nasıl çekilebileceği tartışıldı.
40 kişinin katıldığı tanışma yemeği şiirler ve
türkülerle sona erdirildi.
SEVDA AYDIN
POLİSLER TARAFINDAN KAÇIRILDI
Gün geçtikçe çürüyen, çare- sizleşen sistem, halkın
devrimci güçlerine saldırılarını sürdürüyor. İkitelli
Ekin Sanat Merkezi çalışanı Sevda Aydın güpegündüz,
İstanbul/Aksaray'ın en işlek ve kalabalık durağı
olan Yusufpaşa durağından 12 Aralık 2005 Pazartesi
günü saat 16.00'da sivil polisler tarafından kaçırıldı.
Kafasına çuval geçirilen Sevda Aydın, götürüldüğü
herhangi bir mekanda polisler tarafından tecavüz
saldırısına uğradı. Aydın, daha sonra aynı gün
akşam saat 21.30 civarında İstanbul/Yenibosna
Çobançeşme Durağı'na kafasında çuvalla bırakıldı.
Bu tiksinti verici saldırı bütün halk güçleri
tarafından nefretle karşılandı ve protesto edildi.
SEVDA AYDIN
İÇİN YUSUFPAŞA'DA YÜKSELEN SES : "TECAVÜZCÜ
POLİS HESAP VERECEK"
Ekin Sanat Merkezi çalışanı Sevda Aydın'ın
kaçırıldığı Aksaray Yusufpaşa durağında bir araya
gelen kadınlar tecavüzcü polislerin cezalandırılmasını
istedi.
15 Aralık 2005 Perşembe Günü Saat 13:00'de bir
araya gelen EHP, EKB, Amargi, Barış Anneleri,
Çağrı Dergisi, Genel-İş, Özgür Kadın, Gökkuşağı
Kadın Derneği, EMEP, Halkevleri, DKH, DÖKH, SDP'den
kadınların düzenlediği eylemde, iki kez polisler
tarafından kaçırılan Tuğba Gümüş basın açıklamasını
okudu.
Açıklamada "tecavüz işkencesini kaçırmalarla
sistematikleştirmeye, politik kimlikli kadınların
özgürlük mücadelesini kırmaya yönelik yapılan
saldırıların, kadınları susturamayacağına"
değinildi. "Tecavüzcü Devlet Hesap Verecek”,
“Sevda Aydın Yalnız Değildir”, “Tecavüzcü Polis
Hesap Verecek" sloganları atıldı.
Eyleme basın açıklamasıyla son verildi.
İHD'DE BASIN
AÇIKLAMASI "SEVDA AYDIN YALNIZ DEĞİLDİR"
Sevda Aydın'nın yaşadığı tecavüz için İHD'de basın
açıklaması yapıldı.
12 Aralık 2005 Pazartesi günü kaçırılarak tecavüz
saldırısını yaşamasının ardından, Sevda Aydın,
İkitelli Ekin Sanat Merkezi, Gazi Ekin Sanat Merkezi,
Sarıgazi Ekin Sanat Merkezi, Beyoğlu Ayışığı Sanat
Merkezi 14 Aralık 2005 Çarşamba günü İstanbul
İHD Şubesi’nde basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasında "tecavüzcü polisin hesap
vereceği, Sevda Aydın'ın yalnız olmadığı ve her
türlü baskıya karşın kavganın sanatla birlikte
süreceği" vurgulandı.
İHD'de yapılan basın açıklamasını fiili eylem
olarak devam ettirmek isteyen Mücadele Birliği
okurları Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde yürüyüşe
başladı. İstiklal caddesini kapatan eylemci gruba
polisin saldırması üzerine çatışma çıktı.
Çatışma da bir çok kişi gözaltına alındı. Eylemci
grup ise çatışarak ara sokaklara dağıldı.
ESENLER'DE
MEŞALELİ YÜRÜYÜŞ: "YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ"
Şemdinli, Yüksekova ve Silopi'de kontr-gerilla
saldırılarına karşı İstanbul'un yerelliklerinde
de protestolar devam etti.
Saldırıları protesto etmek için biraraya gelen
ve EHKM, ESP, DHP, SDP, DEHAP, Temel Haklar Platformu
ve Odak Dergisi'nin içinde bulunduğu Esenler Demokrasi
Platformu, 11 Aralık 2005'te saat 20.00'da, Esenler
Tepe Meydanı'nda meşaleli yürüyüş yaptı.
Eylemde sık sık "Şemdinli Halkı Yalnız Değildir",
"Kahrolsun MGK, MİT, CIA, Kontr-gerilla",
"Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek",
"Biji, Bretjiya Gelan", "Yaşasın
Halkların Kardeşliği" sloganları atıldı.
Eylemde okunan basın açıklamasında, “Şemdinli'deki
bombalamalarla kontr-gerilla'nın deşifre olduğu”
belirtilerek, "Devletin, kontra güçleri tarafından
yapılan bu eylemlilikler sonrasında Türk ve Kürt
halklarının ortaya koyduğu tepkiler sonucunda
eylemi gerçekleştiren maşalar tutuklanmıştır,
fakat bu eylemi planlayan ve emir verenler hakkında
yasal bir işlem yapılmamıştır.Bizler Türk ve Kürt
halkları olarak sadece eylemi gerçekleştirenlerin
değil, aynı zamanda bunu planlayanların, emir
verenlerin de yargılanmasını istiyoruz."
denildi. 1 Ocak 2006 tarihinde Esenler Demokrasi
Platformu, Esenler Kazım Karabekir’de yaptığı
meşaleli yürüyüşten sonra basın metni okudu. Açıklamada
Şemdinli başta olmak üzere, TC’nin yaptığı katliamlar
protesto edildi.
GÜNDEM GAZETESİ
BASILDI
Devletin Kürt halkına yönelik baskıları devam
ediyor. Gün geçmiyor polisin silahından çıkan
kurşun tarafından Kürtler katledilmesin, gözaltına
alınmasın, tutuklanmasın.
Geçtiğimiz aylarda Hakkari olayları ile tırmanan
saldırılar tüm hızıyla devam etti. Son olarak
Ülkede Özgür Gündem, 14 Aralık 2005 günü polis
tarafından basıldı. Ülkede Özgür Gündem'in yanısıra
Gün Matbaasına ve Etik Ajans'a da baskınlar düzenlendi.
Ülkede Özgür Gündem Gazetesi, "Gündem"
geleneğinin en sonuncusu. Bu gazeteye yapılan
saldırı ne ilk ne de son. Daha önce yayın hayatını
sürdüren Gündem gazeteleri de aynı baskıya maruz
kalmışlardır. Bu gazeteler, Kürt coğrafyasına
sokulmamış, toplatılmış, bombalanmış, muhabirleri
katledilmiş ve tutuklanmışlardır.
Demokrasi lafını ağızlarından düşürmeyenler, basın
özgürlüğü kavramını da ağızlarında sakız yapmışlardır.
Oysa ki gazetecilerin köşelerinde yazdıkları yazılarla
doludur DGM dosyaları. Bu yazılar "ülkenin
bölünmez bütünlüğünü..." diye başlayan maddelerin
duvarına çarpar. Gündem Gazetesi de bu kimlik
sözcüleri tarafından basılmıştır. Bu sistem sürdükçe
de basılmaya devam edecektir. Devletten beklenen
“demokrasi” hiçbir zaman gelmeyecektir. Sosyalist
Barikat olarak bizler, Gündem gazeteciliğine yapılan
saldırıları kınıyor ve özgür basın üzerinde estirilen
devlet terörünü protesto ediyoruz.
GÜNDEM GAZETESİ
YALNIZ DEĞİLDİR!
Gündem gazetesine, Etik Ajans’a ve Gün matbaasına
yapılan arama bahaneli keyfi baskın protesto edildi.
Van valiliğinin verdiği karar sonucu Gündem Gazetesi,
Etik ajans, Gün matbaası polis tarafından basılmıştı.
HKM’lerin de bileşeni olduğu “Şovenizme ve Linç
Girişimlerine Karşi Halkların Kardeşlik İnisiyatifi”
bu basın ve yayın kuruluşuna yönelik yapılan saldırıyı
kınamak için Taksim’de bir basın açıklaması yaptı.
16 Aralık 2005 Cuma gün saat 13:00’de Taksim Tramvay
Durağı’nda bir araya gelen eylemciler ellerinde
Ülkede Özgür Gündem Gazetesi taşıdılar. Eylemciler
açıklamada “Gündem Gazetesi Yalnız Değildir, Özgür
Basın Susturulamaz” sloganlarını attılar.
Yapılan basın açıklamasında katılımcılar, “Gündem
Gazetesine ve basım-yayım kuruluşlarına yönelik
yapılan keyfi saldırıyı kınadıklarına, Gündem
gazetesinin susturulamayacağına” dikkat çektiler.
AHKM
KATLİAMCILARI ŞEYH BEDRETTİN'İ UNUTMADI
Yağmur çiseliyor.
Serez'in esnaf çarşısında,
bir bakırcı dükkanının karşısındaBedreddinim bir
ağaca asılı.
Yağmur çiseliyor.
Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir.
Ve yağmurda ıslanan
yapraksız bir dalda sallanan Şeyhimin
çırılçıplak etidir.
Yağmur çiseliyor.
Serez Çarşısı dilsiz,
Serez Çarşısı kor.
Havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü
Ve Serez Çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü.
Yağmur çiseliyor
NAZIM HİKMET
Avcılar Halk Kültür Merkezi katılımcıları tarafından
18 Aralık Pazar günü saat 12:00'de Çemberlitaş'ta
Sultan Mahmut Küllüyesi içersindeki Şeyh Bedrettin'in
türbesi ziyaret edilerek anma gerçekleştirildi.
Bir gece önce şiir ve edebiyat gecesinde Şeyh
Bedrettin'in öğretisi ve yaşamı üzerine yapılan
söyleşide katılımcıların önerisi üzerine mezar
ziyareti yapılmasına karar verildi. Halk Kültür
Merkezleri tarafından ilk kez yapılan anma, mezarın
başında mezara karanfil bırakılarak saygı duruşu
yapıldı.
DEVRİM
ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR
11 Aralık 2005 pazar günü Taksim Meydanı’nda yapılan
Kaldıraç okurları tarafından yapılan basın açıklaması
ile işkencehanelerde öldürülen devrimciler anıldı.
11 Aralık 1997’de Devrimci Sosyalist İşçi Hareketi
üyesi olarak gözaltına alınan Burhanettin Akdoğdu
(Bekir Kilerci) 13 Aralık 1997’de işkencede katledildi.
24 Aralık 1997’de Kaldıraç dergisi okurlarından
olan Ali Serkan Eroğlu defalarca polis tarafından
kaçırıldıktan sonra, ajanlık tekliflerini kabul
etmemesi üzerine katledildi. Ölümsüzleşmelerinin
yıldönümü olan 11 Aralık günü bu iki devrimci
Taksim Meydanı’nda yoldaşları tarafından anıldı.
Kaldıraç dergi bürosundan ellerinde flamaları
ile birlikte çıkarak ve Taksim Meydanı’na kadar
yürüyen grup, “Kahramanlar Ölmez Mutlak Hesap
Sorulacak” pankartı açarak basın açıklamasına
başladı. Basın açıklamasına devrim şehitlerini
sahiplenen ve devrimci dayanışmayı ilke edinen
Halk Kültür Merkezleri de flamalarıyla birlikte
destek verdi. Açıklamada devletin işkenceci, katliamcı
yüzü teşhir edilirken, devrimci iradenin ne yapılırsa
yapılsın teslim alınamayacağı ve devrim şehitlerinin
yolumuzu aydınlattığı üzerinde duruldu. Basın
açıklaması, “Kahramanlar Ölmez Mutlak Hesap Sorulacak”,
“Devrim İçin İleri Ya Sosyalizm Ya Ölüm” sloganları
atılarak bitirildi.
ANTİ-DEMOKRATİK
UYGULAMALARA SON
Dersimde son günlerde gerçekleştirilen kamu ve
eğitim emekçilerine yönelik anti-demokratik uygulamalardan
biri olan sürgünleri ve Şemdinli’deki olayları
protesto etmek için K(D)HKM, DKD, HÖC, ESP, DTP,
KESK, EMEP, EĞİTİM-SEN 'ortaklaşa bir miting kararı
almıştı. Fakat valinin izin vermemesi üzerine
miting kitlesel bir basın açıklamasına dönüştü.
Sanat Sokağı’nda toplanan yaklaşık 500'e yakın
kitle slogan ve alkışlar eşliğinde belediye yeraltı
çarşısı üzerinde bir araya geldi. Basın açıklamasına
destek için çevre il ve ilçelerden gelen emekçilerin
şehre gi rişleri engellendi. Başta sürgünlerin
sayısı 9 iken daha sonradan valilik tarafından
11'e çıkarılması halkın tepkisini dahada arttırdı.
Basın açıklamasında ''Vali İstifa'', ''Emekçiler
Sürgünde Çeteler Görevde'', ''Halkın Öfkesi Çeteleri
Boğacak'', ''Şemdinli Halkı Yalnız Değildir'',
''Emekçiye Değil Çetelere Barikat'', ''Tecridi
Kaldırın Ölümleri Durdurun'', ''Yaşasın Halkların
Kardeşliği'' sloganları atıldı. Yoğun güvenlik
önlemleri ile gerçekleştirilen basın açıklaması
basın metninin okunmasın dan sonra sona erdi.
|