Yeni-Sömürgecilik ve Sömürgecilik
Boyunduruğu Altında Talan Edilen Coğrafya
Emperyalizm ve ülkemizdeki uzantısı olan Türkiye
oligarşisi Türkiye ve Kürt coğrafyasını her geçen
gün daha da vahşice yağmalamayı sürdürüyor. Sömürgecilik
ve yeni-sömürgecilik iç içe ülkelerimizi cehenneme
çeviriyor. Türkiye oligarşisi, başta Amerikan
emperyalizmi olmak üzere tüm emperyalist güçlerle
birlikte coğrafyamızı talan ediyor. Ekonomiyi
IMF ve diğer emperyalist kuruluşlar ve tekeller
yönetiyor. Orduyu NATO yönetiyor. Ordu emperyalistlerin
istekleri doğrultusunda dünyanın dört bir yanında
işgallere katılıyor. Yerli işbirlikçiler olan
büyük tekeller ve diğer büyük burjuva kesimler
emperyalistlerden kalan artıkları paylaşıyor.
Her beş ya da on yılda bir yaşanan büyük hortumlama
soygunlarıyla Türkiye’nin yarattığı bütün değerler
boşaltılıyor. Kürt coğrafyası işgal altındadır,
Kürt ulusu tam asimilasyon politikasıyla yok edilmeye
çalışılıyor. Kürt coğrafyasının yeraltı ve yer
üstü varlıkları talan ediliyor. Kürt ulusunun
varlığı ve en temel ulusal demokratik hakları
yok sayılıyor.
Tüm bu çarpık kapitalist sömürü ilişkilerini koruyan
ve kollayan güç ise devlettir. Devlet bir yandan
emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerinin ülkemizi
yağmalamasına yasal ve meşru kılıf sağlar ve tüm
mekanizmalarıyla bunu olanaklı kılarken, diğer
yandan da buna karşı her direnişi şiddet yoluyla
bastırıyor, “terör” olarak niteliyor ve tecrit
etmeye çalışıyor. Coğrafyamızda, sadece sistem
içinde kalan muhalefete yaşama hakkı tanıyan,
vitrin işlevi gören sözde bir demokrasi ile maskelenmiş
faşizm egemendir... Türkiye, emperyalistler ve
yerli işbirlikçilerin basit bir aleti haline dönüşmüş
olan devlet eliyle işgal edilmiş durumda. Gizli
bir işgal yaşanıyor. Kürt coğrafyası açık biçimde
işgal altındayken, Türkiye ise kendini Türkiye’nin
bağımsız devleti olarak sunan devlet eliyle emperyalistlerin
işgali altındadır.
Emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerinin işgali
ve yarattıkları çarpık kapitalist sistemin ağır
sömürü ve baskısı altındaki emekçi halk ise derin
bir yoksulluk ve yoksunluk batağına her geçen
gün daha fazla gömülüyor. Sık sık yaşanan krizlerle
halk alınteriyle biriktirdiği bütün değerleri
kaybediyor. İşsizlik büyüyor, yoksulluktan kaynaklanan
hastalıklar artıyor. Yozlaşma ve çürüme hızlanıyor.
Bunların tümünün en derin acısını emekçi halk
yaşıyor.
Gençlik ve halkın kurtuluşu, ülkenin gelişmesi
söz konusu olduğunda sık sık yinelenen “eğitim
şart” söylemi tam bir iki yüzlülüğe dönüşmüş durumda.
Eğitime ayrılan bütçe ile orduya ayrılan bütçe
karşılaştırıldığında eğitim bütçesinin ne denli
komik olduğu açığa çıkıyor. Emperyalistlere faiz
olarak ödenen ya da hortumcular tarafından gasp
edilenlerin yanında ise eğitim bütçesi adeta cüce
kalıyor. Bu da yetmiyor, eğitim bütçesi ve olanaklarının
önemli bir bölümü egemen sınıfların çocuklarının
ayrıcalıklı olarak eğitim gördükleri kurumlara
akıyor. Öğrenci gençliğin önemli bir bölümünü
oluşturan işçi sınıfı ve halk gençliği ise üçüncü
sınıf denilebilecek tarzda bir eğitim alıyor.
Kısacası, çarpık kapitalist sistem derin sınıf
ayrılıklarını, eşitsizlikleri, yoksulluğu, işsizliği,
yolsuzluğu, çürümeyi, halkın dışlanmışlığını sürekli
biçimde yeniden ve yeniden üretiyor.
Gençlik bu sorunları en derin biçimde yaşıyor.
Liseli Gençlik Derin Sorunların Girdabında...
Liseli gençlik barbar kapitalist sistemin çelişkilerini
ve acılarını en derin biçimde yaşayan kesimlerinden
biridir. Çocukluktan gençliğe doğru adım atma
ve genç haline gelme süreci lisede yaşanıyor.
Umutla, coşkuyla, enerji ve dinamizmle dolu liseli
gençliğin önemli bir bölümünün bütün enerjisi
lise yılları içinde kapitalist sistem tarafından
ya çürütülüyor, ya da yok ediliyor. Liseler genç
insanları hayata hazırlayan eğitim, öğretim mekanları
olmaktan uzaklaşmış, tümüyle üniversite için ara
bir basamak haline gelmiştir. Lise bitirmek eğer
üniversiteye gidilemiyorsa tüm işlevini yitirmiş
durumdadır. Öte yandan, hemen hemen tümü üniversiteye
gitme isteği içinde olan lise gençliğinin on milyarlara
varan birkaç yıllık dershane paralarını ödeyen,
ayrıcalıklı okullarda okuyan, tüm maddi koşullara
sahip olan burjuva kesimleri üniversitede okuyabiliyor.
İstediği bölümlere girebiliyor. Bu tür olanaklara
sahip olmayan, ya da çok sınırlı ölçülerde sahip
olan emekçi halktan gelen liseli gençlik ise burjuva
çocuklarını adeta fersah fersah uzaktan izlemek
zorunda kalıyor. Ancak bir bölümü meslek yüksek
okulları, açık öğretim vb. gibi işlevsiz bölümleri
kazanabiliyor. İstisnai olarak istediği bölümlere
giren emekçi çocukları bu kez de paralı eğitim
duvarıyla, eğitim masraflarıyla yüz yüze geliyor.
Artık çok açık biçimde her sınıfın çocukları ayrı
okullara gidiyor. Emekçi çocukları düz lise ve
meslek liselerine, üst orta sınıf ve büyük burjuvazinin
çocukları ise Fen liseleri, özel liseler vb. ayrıcalıklı
liselere gidiyor. Bu hiyerarşi çoğu durumda daha
ilk ve ortaokul düzeyinde başlıyor. Emekçi halkın
gençliği daha lise yıllarında üniversitede okuma
şansını yitirmiş olduğunu, okusa bile istediği
bölümlerde okuyamayacağını görüyor. Sadece bu
da değil, liseyi bitirdiğinde işçi olacağını,
fakat sürekli bir iş bulmasının ise adeta mucize
olduğunu fark ediyor. Böylece geleceksizleşmiş
ve bunun farkında olan lise gençliği derin umutsuzluk
ve boş vermişlik girdabına düşüyor. Sokak çeteleriyle
ilişki kurma, uyuşturucu kullanma, lümpenleşme,
içe kapanma, bunalım, saldırganlık, vb. olumsuzluklar
adeta emekçi halktan liselilerin kaderi haline
getiriliyor. Çeteleşme ve uyuşturucunun yaygınlaştırılması
sistemin liseli gençliğe dönük ana saldırılarından
biri haline gelmiştir. Bu yozlaşma unsurları doğrudan
oligarşinin resmi ve sivil faşist baskı güçleri
ve kurumları tarafından geliştirilmektedir.
Bu olumsuz tablo gerici-faşist disiplin uygulamalarıyla,
eğitimin gerici içeriğiyle daha da derinleştiriliyor.
Demokratik bir işleyiş içinde liselinin kendini
özgür ve tam biçimde ifade etmesi yerine, lise
yönetimine kölece boyun eğen, derslerde derse
katılan değil de, hocasını usluca dinleyip ezbere
yönelen tek tip bir öğrenci tipi oluşturuluyor.
Edebiyat, tarih, din vb. derslerdeki bir çok gerici-faşist
yalan yoluyla liseliler şovenist, gerici temelde
şartlandırılmaya çalışılıyor. Tarihteki yağmacılık,
başka halkların boğazlanması, topraklarının fethedilmesi,
yoksulların isyanlarının kanlı bastırılması, vb.
her şey olumlu birer değer gibi gösteriliyor.
Bu gerici-faşist eğitim ve işleyiş sadece emekçi
halktan gelen liselileri değil, tüm lise gençliğinin
düşünce ve moral dünyasını derinden yaralıyor.
Çocukluktan gençliğe geçişi yaşayan liseli gençlik
bu geçiş süreci boyunca (ki tüm lise dönemini
kapsamaktadır) bir çok psikolojik, moral, sosyal,
cinsel, maddi, vb. sorunu derin biçimde yaşamaktadır.
Her açıdan desteğe büyük ihtiyaç duyduğu bir dönemi
yaşamaktadır. Ancak liseli gençlik devlet tarafından
yerine getirilmesi gereken her türden sosyal,
psikolojik, moral ve maddi destekten, cinsel eğitimden
yoksundur. Adeta kaderiyle baş başadır. Bu ise
liseli gençliğin küçümsenemeyecek bir bölümünün
(bir bölümünde açıkça ortaya çıkarken, bir bölümünde
fark edilemeyebiliyor) derin bunalımlar yaşamasına,
yaşamının kararmasına neden olmaktadır.
Kürt ulusunun, Arap ulusunun ve diğer ulusal toplulukların
gençliği ise bütün bunların yanında, temel bir
saldırıya daha maruz kalıyor. Kendi ana dillerinde
eğitimden yoksun bırakılıyorlar. Türkçe öğrenmeye
zorlanıyorlar, kendi dillerini öğrenme hakları
gasp ediliyor. Böylece zor altında farklı bir
dilde (ki sadece Türkçe’yi öğrenmeleri birkaç
yılı buluyor ve bu süreçte diğer alanlarda eğitim
yapamıyorlar ve böylece eğitim sürecinde oldukça
geri kalıyorlar) eğitim yapıyorlar.
Kısacası, coğrafyamızdaki tüm liseliler değişik
biçimlerde ve ölçülerde sistemin ağır baskısı
altındadır. Geleceği gasp edilmektedir.
Hedefimiz; Eşit, Parasız, Bilimsel, Demokratik,
Özgür, Anadilde Eğitim!
Bu tablo karşısında liseli gençliğin talepleri
açıktır;
Liseli gençlik herkes için eşit eğitim istiyor.
Eğitimde tüm ayrıcalıkların kaldırılmasını istiyor.
Herkesin eğitim olanaklarından eşit yararlanmasını
istiyor. Zenginler için ayrı (iyi eğitim olanakları),
yoksul işçi ve emekçi çocukları için ayrı (kötü
ve yetersiz eğitim) bir eğitimin kabul edilemez
olduğu açıktır. Bu nedenle, tüm özel eğitim kurumları
(özel okullar ve dershaneler) kapatılmalı, eğitimin
herkesin eşit biçimde yararlanacağı kamusal bir
hak olduğu kabul edilmeli, tüm eğitim olanakları
tüm öğrencilerin eşit biçimde yararlanabileceği
tarzda düzenlenmelidir.
Liseli gençlik herkes için parasız eğitim istiyor.
Kayıt parası, eğitim katkı paraları vb.’nin tümden
kaldırılmasını istiyor. Sadece bu değil, özellikle
yoksul ve emekçi gençliğin tüm eğitim masraflarının
devlet tarafından karşılanmasını, yol ve yiyecek
masrafı ve belirli bir harçlık dahil desteklenmesini
istiyor. Gençliğin yaşam kaygısı olmadan eğitim
alabilmesinin koşullarının sağlanması gerekiyor.
Liseli gençlik sürekli biçimde sosyal, psikolojik,
moral danışma ve yardım alabileceği, gençliğe
geçiş sürecinin sorunlarını paylaşıp çözebileceği
kurumlara gereksinim duyuyor ve bunları istiyor.
Liseli gençlik eğitimin ezbercilikten arındırılmasını,
öğrencilerin yaratıcı dinamiklerini açığa çıkaran,
katılımcı ve demokratik bir eğitim modelinin geliştirilmesini
istiyor. Okulların yönetiminin ve işleyişinin
disiplin yönetmelikleri temelinde değil, öğretmenlerin,
öğrencilerin ve tüm çalışanların katıldığı demokratik
bir temelde olmasını istiyor. Özgürlüğü ve yaratıcılığı
öne çıkaran bir işleyiş ve eğitim istiyor.
Liseli gençlik bilimsel ve demokratik içerikli
bir eğitim programı ve kaynak kitaplar istiyor.
Tüm gerici-faşist ders kitaplarının kaldırılmasını
istiyor. Uygulamaya, deneye, gözleme dayanan,
bunun altyapısına sahip bir pozitif bilimler eğitimi,
yine gerici-faşist hurafelerden arındırılmış,
bir sosyal bilimler eğitimi istiyor. Kendilerindeki
sportif ve sanatsal yetenekleri ortaya çıkaran
bir spor ve sanat eğitim istiyor. Bunun altyapısının
tüm liselerde yaratılmasını istiyorlar. Zorunlu
din dersinin kaldırılmasını istiyor.
Liseli gençlik dileyen herkesin üniversite eğitimi
almasını istiyor. Üniversite kapılarının artık
sadece özel statülü liselerde (Fen liseleri ve
özel liselerde) ve özel dershanelere (ki bunlarda
da ücretine göre kalite hiyerarşisi bulunuyor)
gidenlere değil, yoksul halk çocuklarına da açılmasını
istiyor. Bu eğitimde eşitliğinde bir gereğidir.
Özel dershaneler ve özel liselerin kapatılmasını,
bunların eğitim olanaklarının ve çalışanlarının
eşitlik temelinde düzenlenmiş liselere dağıtılmasını
istiyor. Bunun yanı sıra, katsayı vb. eşitsizlik
kaynağı olan tüm hesaplamaların kaldırılmasını
istiyor.
Liseli gençlik herkese ana dilinde eğitim yapma
hakkı ve ana dilini okullarda öğrenme hakkı istiyor.
En temel demokratik ilkelerden biri olan tüm dillerin
ve ulusların eşitliğinin eğitim alanına da yansıtılmasını
istiyor. Bunun uzantısı olarak yabancı dilde eğitimin
ve hazırlık sınıflarının tümden kaldırılmasını
istiyor. Liseli gençlik yabancı dilde eğitimin
emperyalist kültürün, düşünme biçimlerinin temel
yayılma biçimlerinden bir olduğunu, gençliği kendi
ülke gerçeğini yabancılaştırmayı hedeflediğini
biliyor. Bunun yerine etkin bir yabancı dil öğrenimi
geliştirilmesini istiyor.
Liseli gençlik okulların çetelerden ve uyuşturucudan
arındırılmasını istiyor. Uyuşturucu kullanımına
ve çeteleşmeye destek veren tüm unsurların ve
kurumların okullardan, okul çevresinden, gençliğin
ortamından sökülüp atılmasını istiyor.
Liseli gençlik tüm sömürü ilişkilerinin, eşitsizliklerin
ortadan kalkmasını istiyor. Eğitimde, yaşamda
tüm olanakların paylaşımında eşitlik istiyor.
Türkiye ve Kürt coğrafyasının emperyalizmin boyunduruğundan
kurtulmasını istiyor. Sömürünün olmadığı, yoksulluğun,
yolsuzluğun, işsizliğin, çürümenin, çeteleşmenin,
uyuşturucu ve fuhuşun olmadığı, özgür ve bağımsız
bir ülke istiyor.
Liseli gençliğin bu talepleri sadece emekçi halktan
gelen liselilerin değil, genç olmanın sorunlarını,
dinamizmini, temizliğini, saflığını taşıyan, ülkesini
seven, insanların eşitliğine inanan, özgür ve
insanca bir yaşam ve gelecek isteyen tüm liselilerin
talebidir.
Kurtuluş Tüm Halkın Birliğinden ve Anti-Emperyalist
Anti-Oligarşik
Demokratik Halk Devriminden Geçiyor!
Gençlik ve onun bir parçası olarak Liseli Gençlik
halkın geleceğidir ve onun umutları ve kurtuluşu
tüm halkın umutlarından ve kurtuluşundan ayrılamaz.
Liseli gençliğin talepleri ve tüm halkın talepleri
emperyalizme bağımlı mevcut çürümüş kapitalist
sistem içinde ve bu sistemi korumak ve sürdürmek
için kurulmuş olan devlet tarafından karşılanamaz.
Belki maddi olanaklarla ilgili çok sınırlı bir
bölümü için kimi tavizler koparılabilir, ancak
temel yanlara ilişkin sistem içi bir çözüm yoktur.
Bu sistem içinde kurtuluş yolu olduğunu söyleyenler
ya aldatılmış saflardır ya da emperyalizmin işbirlikçileridir.
Liseli gençliğin ve halkın kurtuluşu, insanca
yaşam taleplerinin gerçekleşmesi ancak:
- Tüm halkın işçi sınıfının öncülüğünde birleşik
devrimci mücadelesinin sağlanmasıyla,
- Emperyalizme bağımlı çarpık kapitalist sistemin
bütün kurumlarıyla, sömürü mekanizmalarıyla, idari
organlarıyla yıkılmasıyla ve
- Türkiye ve Kürt coğrafyasında özgür, bağımsız,
demokratik halk iktidarlarının kurulmasıyla mümkündür.
Halklarımızın kurtuluşu Anti-Emperyalist Anti-Oligarşik
Devrimle gerçekleşecektir. Emperyalizm ve oligarşinin
tüm uzantılarıyla birlikte tasfiye edilmesi, çarpık
kapitalizme dayanan sömürge ve yeni-sömürge sisteminin
ortada kaldırılması, bunun yerine tüm kaynakların
halkın çıkarları için kullanıldığı, halkın iktidarını
esas alan yeni bir devlet yapısının inşa edilmesi
ve adım adım sosyalizme ilerleyen bir toplumsal
sistemin kurulması devrimimizin temel görevi olacaktır.
Ancak devrimle kurulabilecek olan demokratik halk
iktidarı gençliğin ve tüm halk kesimlerinin taleplerine
cevap verebilir. Çünkü bu iktidarda güç herhangi
birinin değil, işçi sınıfının öncülüğünde gençliğiyle,
kadınlarıyla, köylüleriyle, tüm emekçileriyle
halkın elinde olacaktır. Gücü eline geçiren emekçiler
taleplerini karşılayacak kurum ve olanakları da
yaratacaktır.
Kurtuluş İçin Devrimci Sosyalizmin
Bayrağı Altında, Mahirlerin, Chelerin Yolunda
Birleşmeliyiz!
Devrim işçi sınıfı ve halkın gücünü ortaya çıkaracak
öncü bir birlik gerektirir. Bu işçi sınıfının
devrimci sosyalist partisidir. Partiyi, devrime
katılan tüm emekçi kesimleri bağrında toplayan
ve kurtuluş mücadelesine katan cephe izler. Partisiz
ve cephesiz, yani öncüsüz ve öncü etrafında örgütlenmiş
ve savaşan bir halk olmadan devrim ve kurtuluş
mümkün değildir.
Kurtuluş mücadelesinde kilit sorunlardan biri
örgütlenmektir, yani birleşmektir... İşyerlerinde,
mahallelerde, köylerde, okullarda hayatın her
alanında, her halk kesimi içinde, işçiler, işsizler,
yoksul ve küçük köylüler, esnaflar, öğrenciler,
kadınlar, gençler, vb. her kesim içinde devrimci
sosyalist partiyi ve cepheyi örgütlemek temel
görevimizdir. Örgütsüz, birleşmemiş halk hiçbir
şeydir, devrimci sosyalist parti ve cephe etrafında
birleşmiş, örgütlenmiş halk her şeydir, her şeyi
başarabilir, kurtuluşu sağlayabilir.
Liseli gençlik daima aydınlanmaya en yakın duran,
kurtuluş mücadelesine katılma isteğini en fazla
gösteren kesimlerden biri oldu. Sadece emekçi
halktan gelen liseliler değil, burjuva kesimlerden
de küçümsenemeyecek sayıda liseli genç, gençliğin
saflığı, arılığıyla, ülkemizin ve insanlığın kurtuluşunun
işçi sınıfı önderliğinde demokratik halk iktidarı
ve sosyalizm yolunda birleşmek ve savaşmaktan
geçtiğini görerek devrimci savaşıma katıldı. Bundan
sonra da, başta işçi sınıfından ve emekçi halk
kesimlerinden olmak üzere, tüm liseli gençlikten
devrimci savaşıma büyük katılımlar olacaktır.
Liseli gençlik emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine
teslim olmayacaktır.
Liseli gençlik devrimci sosyalizmin bayrağı altında
örgütlenmeli ve öncü savaşçılar olarak kurtuluş
mücadelesinde yerini almalıdır. Liseli gençlik
Mahirlerin ve Che’lerin yoldaşı olma onurunu örgütlenerek
ve savaşarak kazanmalıdır. Liseli gençlik kabına
sığmaz dinamizmiyle, enerjisi ve öğrenme azmiyle
bunu başaracaktır.
Devrimci Sosyalist Liseliler (DSL), Liseli
Gençliğin Devrimci Birliğidir!
Devrimci sosyalizmin saflarında mücadele yürüten
tüm liseli gençliğin, geniş liseli gençlik kesimlerinin
devrimci dinamiklerini harekete geçirmede, daha
geniş örgütlülükler yaratmada, devrimci sosyalizmin
politikalarını liseli gençlik içinde uygulamada
ve özgün tarzda üretmede yoğunlaşacak kendi özgün
yapılarını yaratmaları bir ihtiyaç olarak ortaya
çıkmıştır. Bu ihtiyacın somut karşılığı Devrimci
Sosyalist Liseliler (DSL) dir.
Devrimci Sosyalist Liseliler (DSL) tüm devrimci
sosyalist liselilerin Türkiye ve Kürt coğrafyasındaki
ortak devrimci birliğidir. DSL, devrimci sosyalist
lise çalışmasının tümünün öncü gücüdür. DSL, liselerde
devrimci sosyalist mücadelenin pratik yönetimini,
politika ve perspektif üretimini, temsilini gerçekleştirecektir.
Devrimci sosyalist çizgiyi benimseyen, tutarlılıkla
mücadeleye etmek isteyen, görev alan ve gerçekleştiren,
güvenilir her liseliyi saflarında birleştirmeyi
hedeflemektedir.
Devrimci Sosyalist Liseliler (DSL), liseli gençliğin
en ileri kesimlerinin devrimci sosyalist mücadeleye
kazanılmasını, geniş liseli gençlik kesimlerinin
eşit, parasız, bilimsel, demokratik, özgür, anadilde
eğitim talepleri etrafında akademik-demokratik
mücadeleye katılmasını, bunun için meşru, militan
ve kitlesel mücadeleler yürütmesini, liseli gençliğin
sosyalist ve demokratik eğitimini hedefleyecektir.
Bütün bu mücadeleleri anti-emperyalist, anti-oligarşik
demokratik devrim hedefine bağlayacaktır..
Devrimci Sosyalist Liseliler, kendi bulunduğu
her alanda tüm çalışmalarını ve ilişkilerini değişik
düzeylerde organize edecektir. Birleşmiş, organize
olmuş halk ve gençlik her şeydir, birleşmemiş
ve organize olmamış halk ve gençlik hiçbir şeydir
şiarı DSL’nin temel şiarlarından biri olacaktır.
İşleyişi demokratik merkeziyetçiliği esas alacaktır.
Demokratik merkeziyetçilik kavrayışında ve pratiğinde
devrimci sosyalizmin perspektifini esas alacaktır.
Bu bağlamda, pratik çalışmada en sıkı merkeziyetçilik,
düşünce üretiminde ise en geniş katılım temel
alınacaktır.
Devrimci Sosyalist Liseliler, tüm meşru mücadele
ve örgütlenme biçimlerini koşullara bağlı olarak
değişik ağırlıklarla kullanacaktır.
Devrimci Sosyalist Liseliler, kendi özgül politik,
örgütsel ve pratik çalışmalarında kendi örgütlülüğünü
esas alarak yürütecektir. Bu bağlamda, liseli
gençliği yukarıdaki hedefler doğrultusunda mücadeleye
sevk etmeye dönük bütünlüklü kampanyalar politik
ve akademik-demokratik çalışmada güçlü biçimde
kullanılacaktır.
Devrimci Sosyalist Liseliler, en geniş liseli
gençlik kesimlerini yukarıda ortaya konan sorunlar
ve bunlara ilişkin talepler (eşit, parasız, bilimsel,
demokratik, özgür, ana dilde eğitim!) etrafında
örgütlemeyi ve mücadeleye katmayı hedefleyecektir.
Bu doğrultuda, bu taleplerin tümü yada bir bölümü
etrafında değişik liseli kesimleri birleştirecek
politik, kültürel, sanatsal, sportif vb. demokratik
kitle örgütlenmeleri (yayın çevreleri, klüpler,
birlikler, vb.) yaratacaktır.
DSL, çalışmalarını tek yönlü ve tek biçimli değil,
her özgül duruma, her somut gelişmeye bağlı olarak
çok yönlü ve çok biçimli olarak geliştirecektir.
Bu doğrultuda, en geniş kesimlerin akademik ve
demokratik taleplerinin sözcüsü ve öncüsü olmayı,
bunları birleştirmeyi hedefleyecektir. Bu demokratik
kitle örgütlülüklerinin ve mücadelelerinin gelecekte
merkezi birlikler içinde birleşmesini ve en geniş
liseli gençliği kapsayan mücadeleler geliştirmesini
hedefleyecektir.
Devrimci Sosyalist Liseliler, lise çalışmasına
dönük olarak her türden yayını, ajitasyon, propaganda
materyalini vb. yayınlayacaktır. Bu bağlamda,
liseli gençliğin ileri kesimlerini devrimci sosyalist
saflara, geniş kesimlerini akademik-demokratik
mücadeleye kazanmaya dönük, gençliğin geniş katılımını
esas alan yerel ve merkezi popüler yayınların,
gençliğin durumuna ve çözüm yollarına ilişkin
inceleme çalışmalarının üretilmesi DSL’nin başlıca
görevleri arasında olacaktır.
Bunun yanı sıra, DSL, bir yandan kendi çalışma
alanlarındaki devrimci görevlerini yerine getirirken,
diğer yandan devrimci sosyalizmin tüm genel çalışmalarında
da kendilerine düşen görevleri yerine getireceklerdir.
Devrimci Sosyalist Liseliler bütün bu çalışmalar
içinde hem geniş liseli kitlesini, hem de kendi
saflarını devrimci sosyalist mücadele çizgisine
çekmeye, pratik içinde eğitmeye ve mücadelenin
daha ileri aşamalarına hazır hale getirmeye dönük
bir çizgi izleyecek, bunu hedefleyecektir. Daha
ileri ve büyük pratik mücadeleler için hazırlayan,
asgari bilinç ve birikimi kazandıran, önder devrimci
kurtuluşçular haline getiren bir okul işlevini
üstlenecektir DSL.
DSL Liseli Gençliğin Dinamik
Kesimlerini Kazanmayı, En Geniş
Kesimlerini Mücadeleye Katmayı
Hedefliyor!
Evet, artık Liseli gençliğin devrimci sosyalist
birliği ve önderliği var; DSL var. DSL’yi hızla
tüm liselere yayalım. Stratejik tüm liseleri hızlı
organize olma hamleleriyle kazanalım. Devrimci
Sosyalist Liseliler hızlı olacaklar. Liseli hızlıdır,
Devrimci Sosyalist Liseliler (DSL) herkesten daha
hızlı olmalıdır. Liseli gençliğin devrimci düşüncelere
en açık olan kesimlerini öncelikli olarak hedefleyerek
kazanacağız. Böylece her lisede birliğimizin temelini
yaratacağız. Öncü organizasyonlar oluşturacağız.
DSL sadece en ileri kesimleri kazanmakla yetinmeyeceklerdir.
En geniş kesimlerin taleplerinin de sözcüleri
olacaklardır. Bu temelde çalışmalar yapacak ve
demokratik kitle örgütlülüklerini çok yönlü ve
çok biçimli olarak geliştireceklerdir. Bu iki
çalışmayı iç içe öreceğiz.
DSL Başaracak, Liseli Gençlik
Devrimin Büyük Kaynaklarından
Biri Olacaktır!
DSL yukarıda ortaya konulan sağlam perspektif
üzerinden yükselmektedir. Devrimci sosyalist hareketin
tam desteğine sahiptir, onun bir parçasıdır.
Önderlerimiz ve örneklerimiz Mahirler ve Che’lerdir.
Tamerlerdir, Serpillerdir. DSL onların izinde
yürüyecek. Mücadele ve kazanma azmimizin kaynağında
onların büyük devrimci örnekleri var. DSL’in önüne
koyduğu hedefleri ve somut görevleri başarması
için bütün koşullar mevcuttur. Liseli gençlik
bencillik, çürüme, geleceksizleştirme bataklığından
kurtulacak ve kurtuluş savaşçısı haline getirilecektir.
Devrimci mücadelenin büyük kaynaklarından biri
olacaktır. DSL bu perspektifle, programla, örgütlülükle
yola çıkıyor ve mutlaka başaracak.
Liseli gençlik coğrafyamızı her türden sömürü,
zulüm, yolsuzlukla, uyuşturucu, çeteleşme, lümpenleşme,
fuhuş vb. çürüme biçimleriyle cehenneme çeviren
çarpık kapitalist sisteme, işgalci emperyalizme
ve işbirlikçilerine karşı DSL saflarında birleşmelidir.
Gençliğin gücü, cesareti ve atılganlığıyla eşitliğe,
özgürlüğe, kardeşliğe, dayanışmaya, sömürüsüz
özgür dünya hedefine ve ülkemize sahip çıkalım.
Bunun için DSL saflarında birleşelim, bu hedeflerin
savaşçıları olduğumuzu mücadele yoluyla gösterelim.
10 Ekim 2005
|