Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

37. Sayı - Ocak 2006

Yeni-Sömürgecilik ve Sömürgecilik
Boyunduruğu Altında Talan Edilen Coğrafya

Emperyalizm ve ülkemizdeki uzantısı olan Türkiye oligarşisi Türkiye ve Kürt coğrafyasını her geçen gün daha da vahşice yağmalamayı sürdürüyor. Sömürgecilik ve yeni-sömürgecilik iç içe ülkelerimizi cehenneme çeviriyor. Türkiye oligarşisi, başta Amerikan emperyalizmi olmak üzere tüm emperyalist güçlerle birlikte coğrafyamızı talan ediyor. Ekonomiyi IMF ve diğer emperyalist kuruluşlar ve tekeller yönetiyor. Orduyu NATO yönetiyor. Ordu emperyalistlerin istekleri doğrultusunda dünyanın dört bir yanında işgallere katılıyor. Yerli işbirlikçiler olan büyük tekeller ve diğer büyük burjuva kesimler emperyalistlerden kalan artıkları paylaşıyor. Her beş ya da on yılda bir yaşanan büyük hortumlama soygunlarıyla Türkiye’nin yarattığı bütün değerler boşaltılıyor. Kürt coğrafyası işgal altındadır, Kürt ulusu tam asimilasyon politikasıyla yok edilmeye çalışılıyor. Kürt coğrafyasının yeraltı ve yer üstü varlıkları talan ediliyor. Kürt ulusunun varlığı ve en temel ulusal demokratik hakları yok sayılıyor.
Tüm bu çarpık kapitalist sömürü ilişkilerini koruyan ve kollayan güç ise devlettir. Devlet bir yandan emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerinin ülkemizi yağmalamasına yasal ve meşru kılıf sağlar ve tüm mekanizmalarıyla bunu olanaklı kılarken, diğer yandan da buna karşı her direnişi şiddet yoluyla bastırıyor, “terör” olarak niteliyor ve tecrit etmeye çalışıyor. Coğrafyamızda, sadece sistem içinde kalan muhalefete yaşama hakkı tanıyan, vitrin işlevi gören sözde bir demokrasi ile maskelenmiş faşizm egemendir... Türkiye, emperyalistler ve yerli işbirlikçilerin basit bir aleti haline dönüşmüş olan devlet eliyle işgal edilmiş durumda. Gizli bir işgal yaşanıyor. Kürt coğrafyası açık biçimde işgal altındayken, Türkiye ise kendini Türkiye’nin bağımsız devleti olarak sunan devlet eliyle emperyalistlerin işgali altındadır.
Emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerinin işgali ve yarattıkları çarpık kapitalist sistemin ağır sömürü ve baskısı altındaki emekçi halk ise derin bir yoksulluk ve yoksunluk batağına her geçen gün daha fazla gömülüyor. Sık sık yaşanan krizlerle halk alınteriyle biriktirdiği bütün değerleri kaybediyor. İşsizlik büyüyor, yoksulluktan kaynaklanan hastalıklar artıyor. Yozlaşma ve çürüme hızlanıyor. Bunların tümünün en derin acısını emekçi halk yaşıyor.
Gençlik ve halkın kurtuluşu, ülkenin gelişmesi söz konusu olduğunda sık sık yinelenen “eğitim şart” söylemi tam bir iki yüzlülüğe dönüşmüş durumda. Eğitime ayrılan bütçe ile orduya ayrılan bütçe karşılaştırıldığında eğitim bütçesinin ne denli komik olduğu açığa çıkıyor. Emperyalistlere faiz olarak ödenen ya da hortumcular tarafından gasp edilenlerin yanında ise eğitim bütçesi adeta cüce kalıyor. Bu da yetmiyor, eğitim bütçesi ve olanaklarının önemli bir bölümü egemen sınıfların çocuklarının ayrıcalıklı olarak eğitim gördükleri kurumlara akıyor. Öğrenci gençliğin önemli bir bölümünü oluşturan işçi sınıfı ve halk gençliği ise üçüncü sınıf denilebilecek tarzda bir eğitim alıyor.
Kısacası, çarpık kapitalist sistem derin sınıf ayrılıklarını, eşitsizlikleri, yoksulluğu, işsizliği, yolsuzluğu, çürümeyi, halkın dışlanmışlığını sürekli biçimde yeniden ve yeniden üretiyor.
Gençlik bu sorunları en derin biçimde yaşıyor.

Liseli Gençlik Derin Sorunların Girdabında...
Liseli gençlik barbar kapitalist sistemin çelişkilerini ve acılarını en derin biçimde yaşayan kesimlerinden biridir. Çocukluktan gençliğe doğru adım atma ve genç haline gelme süreci lisede yaşanıyor. Umutla, coşkuyla, enerji ve dinamizmle dolu liseli gençliğin önemli bir bölümünün bütün enerjisi lise yılları içinde kapitalist sistem tarafından ya çürütülüyor, ya da yok ediliyor. Liseler genç insanları hayata hazırlayan eğitim, öğretim mekanları olmaktan uzaklaşmış, tümüyle üniversite için ara bir basamak haline gelmiştir. Lise bitirmek eğer üniversiteye gidilemiyorsa tüm işlevini yitirmiş durumdadır. Öte yandan, hemen hemen tümü üniversiteye gitme isteği içinde olan lise gençliğinin on milyarlara varan birkaç yıllık dershane paralarını ödeyen, ayrıcalıklı okullarda okuyan, tüm maddi koşullara sahip olan burjuva kesimleri üniversitede okuyabiliyor. İstediği bölümlere girebiliyor. Bu tür olanaklara sahip olmayan, ya da çok sınırlı ölçülerde sahip olan emekçi halktan gelen liseli gençlik ise burjuva çocuklarını adeta fersah fersah uzaktan izlemek zorunda kalıyor. Ancak bir bölümü meslek yüksek okulları, açık öğretim vb. gibi işlevsiz bölümleri kazanabiliyor. İstisnai olarak istediği bölümlere giren emekçi çocukları bu kez de paralı eğitim duvarıyla, eğitim masraflarıyla yüz yüze geliyor.
Artık çok açık biçimde her sınıfın çocukları ayrı okullara gidiyor. Emekçi çocukları düz lise ve meslek liselerine, üst orta sınıf ve büyük burjuvazinin çocukları ise Fen liseleri, özel liseler vb. ayrıcalıklı liselere gidiyor. Bu hiyerarşi çoğu durumda daha ilk ve ortaokul düzeyinde başlıyor. Emekçi halkın gençliği daha lise yıllarında üniversitede okuma şansını yitirmiş olduğunu, okusa bile istediği bölümlerde okuyamayacağını görüyor. Sadece bu da değil, liseyi bitirdiğinde işçi olacağını, fakat sürekli bir iş bulmasının ise adeta mucize olduğunu fark ediyor. Böylece geleceksizleşmiş ve bunun farkında olan lise gençliği derin umutsuzluk ve boş vermişlik girdabına düşüyor. Sokak çeteleriyle ilişki kurma, uyuşturucu kullanma, lümpenleşme, içe kapanma, bunalım, saldırganlık, vb. olumsuzluklar adeta emekçi halktan liselilerin kaderi haline getiriliyor. Çeteleşme ve uyuşturucunun yaygınlaştırılması sistemin liseli gençliğe dönük ana saldırılarından biri haline gelmiştir. Bu yozlaşma unsurları doğrudan oligarşinin resmi ve sivil faşist baskı güçleri ve kurumları tarafından geliştirilmektedir.
Bu olumsuz tablo gerici-faşist disiplin uygulamalarıyla, eğitimin gerici içeriğiyle daha da derinleştiriliyor. Demokratik bir işleyiş içinde liselinin kendini özgür ve tam biçimde ifade etmesi yerine, lise yönetimine kölece boyun eğen, derslerde derse katılan değil de, hocasını usluca dinleyip ezbere yönelen tek tip bir öğrenci tipi oluşturuluyor. Edebiyat, tarih, din vb. derslerdeki bir çok gerici-faşist yalan yoluyla liseliler şovenist, gerici temelde şartlandırılmaya çalışılıyor. Tarihteki yağmacılık, başka halkların boğazlanması, topraklarının fethedilmesi, yoksulların isyanlarının kanlı bastırılması, vb. her şey olumlu birer değer gibi gösteriliyor. Bu gerici-faşist eğitim ve işleyiş sadece emekçi halktan gelen liselileri değil, tüm lise gençliğinin düşünce ve moral dünyasını derinden yaralıyor.
Çocukluktan gençliğe geçişi yaşayan liseli gençlik bu geçiş süreci boyunca (ki tüm lise dönemini kapsamaktadır) bir çok psikolojik, moral, sosyal, cinsel, maddi, vb. sorunu derin biçimde yaşamaktadır. Her açıdan desteğe büyük ihtiyaç duyduğu bir dönemi yaşamaktadır. Ancak liseli gençlik devlet tarafından yerine getirilmesi gereken her türden sosyal, psikolojik, moral ve maddi destekten, cinsel eğitimden yoksundur. Adeta kaderiyle baş başadır. Bu ise liseli gençliğin küçümsenemeyecek bir bölümünün (bir bölümünde açıkça ortaya çıkarken, bir bölümünde fark edilemeyebiliyor) derin bunalımlar yaşamasına, yaşamının kararmasına neden olmaktadır.
Kürt ulusunun, Arap ulusunun ve diğer ulusal toplulukların gençliği ise bütün bunların yanında, temel bir saldırıya daha maruz kalıyor. Kendi ana dillerinde eğitimden yoksun bırakılıyorlar. Türkçe öğrenmeye zorlanıyorlar, kendi dillerini öğrenme hakları gasp ediliyor. Böylece zor altında farklı bir dilde (ki sadece Türkçe’yi öğrenmeleri birkaç yılı buluyor ve bu süreçte diğer alanlarda eğitim yapamıyorlar ve böylece eğitim sürecinde oldukça geri kalıyorlar) eğitim yapıyorlar.
Kısacası, coğrafyamızdaki tüm liseliler değişik biçimlerde ve ölçülerde sistemin ağır baskısı altındadır. Geleceği gasp edilmektedir.

Hedefimiz; Eşit, Parasız, Bilimsel, Demokratik, Özgür, Anadilde Eğitim!
Bu tablo karşısında liseli gençliğin talepleri açıktır;
Liseli gençlik herkes için eşit eğitim istiyor. Eğitimde tüm ayrıcalıkların kaldırılmasını istiyor. Herkesin eğitim olanaklarından eşit yararlanmasını istiyor. Zenginler için ayrı (iyi eğitim olanakları), yoksul işçi ve emekçi çocukları için ayrı (kötü ve yetersiz eğitim) bir eğitimin kabul edilemez olduğu açıktır. Bu nedenle, tüm özel eğitim kurumları (özel okullar ve dershaneler) kapatılmalı, eğitimin herkesin eşit biçimde yararlanacağı kamusal bir hak olduğu kabul edilmeli, tüm eğitim olanakları tüm öğrencilerin eşit biçimde yararlanabileceği tarzda düzenlenmelidir.
Liseli gençlik herkes için parasız eğitim istiyor. Kayıt parası, eğitim katkı paraları vb.’nin tümden kaldırılmasını istiyor. Sadece bu değil, özellikle yoksul ve emekçi gençliğin tüm eğitim masraflarının devlet tarafından karşılanmasını, yol ve yiyecek masrafı ve belirli bir harçlık dahil desteklenmesini istiyor. Gençliğin yaşam kaygısı olmadan eğitim alabilmesinin koşullarının sağlanması gerekiyor.
Liseli gençlik sürekli biçimde sosyal, psikolojik, moral danışma ve yardım alabileceği, gençliğe geçiş sürecinin sorunlarını paylaşıp çözebileceği kurumlara gereksinim duyuyor ve bunları istiyor.
Liseli gençlik eğitimin ezbercilikten arındırılmasını, öğrencilerin yaratıcı dinamiklerini açığa çıkaran, katılımcı ve demokratik bir eğitim modelinin geliştirilmesini istiyor. Okulların yönetiminin ve işleyişinin disiplin yönetmelikleri temelinde değil, öğretmenlerin, öğrencilerin ve tüm çalışanların katıldığı demokratik bir temelde olmasını istiyor. Özgürlüğü ve yaratıcılığı öne çıkaran bir işleyiş ve eğitim istiyor.
Liseli gençlik bilimsel ve demokratik içerikli bir eğitim programı ve kaynak kitaplar istiyor. Tüm gerici-faşist ders kitaplarının kaldırılmasını istiyor. Uygulamaya, deneye, gözleme dayanan, bunun altyapısına sahip bir pozitif bilimler eğitimi, yine gerici-faşist hurafelerden arındırılmış, bir sosyal bilimler eğitimi istiyor. Kendilerindeki sportif ve sanatsal yetenekleri ortaya çıkaran bir spor ve sanat eğitim istiyor. Bunun altyapısının tüm liselerde yaratılmasını istiyorlar. Zorunlu din dersinin kaldırılmasını istiyor.
Liseli gençlik dileyen herkesin üniversite eğitimi almasını istiyor. Üniversite kapılarının artık sadece özel statülü liselerde (Fen liseleri ve özel liselerde) ve özel dershanelere (ki bunlarda da ücretine göre kalite hiyerarşisi bulunuyor) gidenlere değil, yoksul halk çocuklarına da açılmasını istiyor. Bu eğitimde eşitliğinde bir gereğidir. Özel dershaneler ve özel liselerin kapatılmasını, bunların eğitim olanaklarının ve çalışanlarının eşitlik temelinde düzenlenmiş liselere dağıtılmasını istiyor. Bunun yanı sıra, katsayı vb. eşitsizlik kaynağı olan tüm hesaplamaların kaldırılmasını istiyor.
Liseli gençlik herkese ana dilinde eğitim yapma hakkı ve ana dilini okullarda öğrenme hakkı istiyor. En temel demokratik ilkelerden biri olan tüm dillerin ve ulusların eşitliğinin eğitim alanına da yansıtılmasını istiyor. Bunun uzantısı olarak yabancı dilde eğitimin ve hazırlık sınıflarının tümden kaldırılmasını istiyor. Liseli gençlik yabancı dilde eğitimin emperyalist kültürün, düşünme biçimlerinin temel yayılma biçimlerinden bir olduğunu, gençliği kendi ülke gerçeğini yabancılaştırmayı hedeflediğini biliyor. Bunun yerine etkin bir yabancı dil öğrenimi geliştirilmesini istiyor.
Liseli gençlik okulların çetelerden ve uyuşturucudan arındırılmasını istiyor. Uyuşturucu kullanımına ve çeteleşmeye destek veren tüm unsurların ve kurumların okullardan, okul çevresinden, gençliğin ortamından sökülüp atılmasını istiyor.
Liseli gençlik tüm sömürü ilişkilerinin, eşitsizliklerin ortadan kalkmasını istiyor. Eğitimde, yaşamda tüm olanakların paylaşımında eşitlik istiyor. Türkiye ve Kürt coğrafyasının emperyalizmin boyunduruğundan kurtulmasını istiyor. Sömürünün olmadığı, yoksulluğun, yolsuzluğun, işsizliğin, çürümenin, çeteleşmenin, uyuşturucu ve fuhuşun olmadığı, özgür ve bağımsız bir ülke istiyor.
Liseli gençliğin bu talepleri sadece emekçi halktan gelen liselilerin değil, genç olmanın sorunlarını, dinamizmini, temizliğini, saflığını taşıyan, ülkesini seven, insanların eşitliğine inanan, özgür ve insanca bir yaşam ve gelecek isteyen tüm liselilerin talebidir.

Kurtuluş Tüm Halkın Birliğinden ve Anti-Emperyalist Anti-Oligarşik
Demokratik Halk Devriminden Geçiyor!

Gençlik ve onun bir parçası olarak Liseli Gençlik halkın geleceğidir ve onun umutları ve kurtuluşu tüm halkın umutlarından ve kurtuluşundan ayrılamaz. Liseli gençliğin talepleri ve tüm halkın talepleri emperyalizme bağımlı mevcut çürümüş kapitalist sistem içinde ve bu sistemi korumak ve sürdürmek için kurulmuş olan devlet tarafından karşılanamaz. Belki maddi olanaklarla ilgili çok sınırlı bir bölümü için kimi tavizler koparılabilir, ancak temel yanlara ilişkin sistem içi bir çözüm yoktur. Bu sistem içinde kurtuluş yolu olduğunu söyleyenler ya aldatılmış saflardır ya da emperyalizmin işbirlikçileridir.
Liseli gençliğin ve halkın kurtuluşu, insanca yaşam taleplerinin gerçekleşmesi ancak:
- Tüm halkın işçi sınıfının öncülüğünde birleşik devrimci mücadelesinin sağlanmasıyla,
- Emperyalizme bağımlı çarpık kapitalist sistemin bütün kurumlarıyla, sömürü mekanizmalarıyla, idari organlarıyla yıkılmasıyla ve
- Türkiye ve Kürt coğrafyasında özgür, bağımsız, demokratik halk iktidarlarının kurulmasıyla mümkündür.
Halklarımızın kurtuluşu Anti-Emperyalist Anti-Oligarşik Devrimle gerçekleşecektir. Emperyalizm ve oligarşinin tüm uzantılarıyla birlikte tasfiye edilmesi, çarpık kapitalizme dayanan sömürge ve yeni-sömürge sisteminin ortada kaldırılması, bunun yerine tüm kaynakların halkın çıkarları için kullanıldığı, halkın iktidarını esas alan yeni bir devlet yapısının inşa edilmesi ve adım adım sosyalizme ilerleyen bir toplumsal sistemin kurulması devrimimizin temel görevi olacaktır. Ancak devrimle kurulabilecek olan demokratik halk iktidarı gençliğin ve tüm halk kesimlerinin taleplerine cevap verebilir. Çünkü bu iktidarda güç herhangi birinin değil, işçi sınıfının öncülüğünde gençliğiyle, kadınlarıyla, köylüleriyle, tüm emekçileriyle halkın elinde olacaktır. Gücü eline geçiren emekçiler taleplerini karşılayacak kurum ve olanakları da yaratacaktır.

Kurtuluş İçin Devrimci Sosyalizmin
Bayrağı Altında, Mahirlerin, Chelerin Yolunda Birleşmeliyiz!

Devrim işçi sınıfı ve halkın gücünü ortaya çıkaracak öncü bir birlik gerektirir. Bu işçi sınıfının devrimci sosyalist partisidir. Partiyi, devrime katılan tüm emekçi kesimleri bağrında toplayan ve kurtuluş mücadelesine katan cephe izler. Partisiz ve cephesiz, yani öncüsüz ve öncü etrafında örgütlenmiş ve savaşan bir halk olmadan devrim ve kurtuluş mümkün değildir.
Kurtuluş mücadelesinde kilit sorunlardan biri örgütlenmektir, yani birleşmektir... İşyerlerinde, mahallelerde, köylerde, okullarda hayatın her alanında, her halk kesimi içinde, işçiler, işsizler, yoksul ve küçük köylüler, esnaflar, öğrenciler, kadınlar, gençler, vb. her kesim içinde devrimci sosyalist partiyi ve cepheyi örgütlemek temel görevimizdir. Örgütsüz, birleşmemiş halk hiçbir şeydir, devrimci sosyalist parti ve cephe etrafında birleşmiş, örgütlenmiş halk her şeydir, her şeyi başarabilir, kurtuluşu sağlayabilir.
Liseli gençlik daima aydınlanmaya en yakın duran, kurtuluş mücadelesine katılma isteğini en fazla gösteren kesimlerden biri oldu. Sadece emekçi halktan gelen liseliler değil, burjuva kesimlerden de küçümsenemeyecek sayıda liseli genç, gençliğin saflığı, arılığıyla, ülkemizin ve insanlığın kurtuluşunun işçi sınıfı önderliğinde demokratik halk iktidarı ve sosyalizm yolunda birleşmek ve savaşmaktan geçtiğini görerek devrimci savaşıma katıldı. Bundan sonra da, başta işçi sınıfından ve emekçi halk kesimlerinden olmak üzere, tüm liseli gençlikten devrimci savaşıma büyük katılımlar olacaktır. Liseli gençlik emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine teslim olmayacaktır.
Liseli gençlik devrimci sosyalizmin bayrağı altında örgütlenmeli ve öncü savaşçılar olarak kurtuluş mücadelesinde yerini almalıdır. Liseli gençlik Mahirlerin ve Che’lerin yoldaşı olma onurunu örgütlenerek ve savaşarak kazanmalıdır. Liseli gençlik kabına sığmaz dinamizmiyle, enerjisi ve öğrenme azmiyle bunu başaracaktır.

Devrimci Sosyalist Liseliler (DSL), Liseli Gençliğin Devrimci Birliğidir!
Devrimci sosyalizmin saflarında mücadele yürüten tüm liseli gençliğin, geniş liseli gençlik kesimlerinin devrimci dinamiklerini harekete geçirmede, daha geniş örgütlülükler yaratmada, devrimci sosyalizmin politikalarını liseli gençlik içinde uygulamada ve özgün tarzda üretmede yoğunlaşacak kendi özgün yapılarını yaratmaları bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyacın somut karşılığı Devrimci Sosyalist Liseliler (DSL) dir.
Devrimci Sosyalist Liseliler (DSL) tüm devrimci sosyalist liselilerin Türkiye ve Kürt coğrafyasındaki ortak devrimci birliğidir. DSL, devrimci sosyalist lise çalışmasının tümünün öncü gücüdür. DSL, liselerde devrimci sosyalist mücadelenin pratik yönetimini, politika ve perspektif üretimini, temsilini gerçekleştirecektir. Devrimci sosyalist çizgiyi benimseyen, tutarlılıkla mücadeleye etmek isteyen, görev alan ve gerçekleştiren, güvenilir her liseliyi saflarında birleştirmeyi hedeflemektedir.
Devrimci Sosyalist Liseliler (DSL), liseli gençliğin en ileri kesimlerinin devrimci sosyalist mücadeleye kazanılmasını, geniş liseli gençlik kesimlerinin eşit, parasız, bilimsel, demokratik, özgür, anadilde eğitim talepleri etrafında akademik-demokratik mücadeleye katılmasını, bunun için meşru, militan ve kitlesel mücadeleler yürütmesini, liseli gençliğin sosyalist ve demokratik eğitimini hedefleyecektir. Bütün bu mücadeleleri anti-emperyalist, anti-oligarşik demokratik devrim hedefine bağlayacaktır..
Devrimci Sosyalist Liseliler, kendi bulunduğu her alanda tüm çalışmalarını ve ilişkilerini değişik düzeylerde organize edecektir. Birleşmiş, organize olmuş halk ve gençlik her şeydir, birleşmemiş ve organize olmamış halk ve gençlik hiçbir şeydir şiarı DSL’nin temel şiarlarından biri olacaktır. İşleyişi demokratik merkeziyetçiliği esas alacaktır. Demokratik merkeziyetçilik kavrayışında ve pratiğinde devrimci sosyalizmin perspektifini esas alacaktır. Bu bağlamda, pratik çalışmada en sıkı merkeziyetçilik, düşünce üretiminde ise en geniş katılım temel alınacaktır.
Devrimci Sosyalist Liseliler, tüm meşru mücadele ve örgütlenme biçimlerini koşullara bağlı olarak değişik ağırlıklarla kullanacaktır.
Devrimci Sosyalist Liseliler, kendi özgül politik, örgütsel ve pratik çalışmalarında kendi örgütlülüğünü esas alarak yürütecektir. Bu bağlamda, liseli gençliği yukarıdaki hedefler doğrultusunda mücadeleye sevk etmeye dönük bütünlüklü kampanyalar politik ve akademik-demokratik çalışmada güçlü biçimde kullanılacaktır.
Devrimci Sosyalist Liseliler, en geniş liseli gençlik kesimlerini yukarıda ortaya konan sorunlar ve bunlara ilişkin talepler (eşit, parasız, bilimsel, demokratik, özgür, ana dilde eğitim!) etrafında örgütlemeyi ve mücadeleye katmayı hedefleyecektir. Bu doğrultuda, bu taleplerin tümü yada bir bölümü etrafında değişik liseli kesimleri birleştirecek politik, kültürel, sanatsal, sportif vb. demokratik kitle örgütlenmeleri (yayın çevreleri, klüpler, birlikler, vb.) yaratacaktır.
DSL, çalışmalarını tek yönlü ve tek biçimli değil, her özgül duruma, her somut gelişmeye bağlı olarak çok yönlü ve çok biçimli olarak geliştirecektir. Bu doğrultuda, en geniş kesimlerin akademik ve demokratik taleplerinin sözcüsü ve öncüsü olmayı, bunları birleştirmeyi hedefleyecektir. Bu demokratik kitle örgütlülüklerinin ve mücadelelerinin gelecekte merkezi birlikler içinde birleşmesini ve en geniş liseli gençliği kapsayan mücadeleler geliştirmesini hedefleyecektir.
Devrimci Sosyalist Liseliler, lise çalışmasına dönük olarak her türden yayını, ajitasyon, propaganda materyalini vb. yayınlayacaktır. Bu bağlamda, liseli gençliğin ileri kesimlerini devrimci sosyalist saflara, geniş kesimlerini akademik-demokratik mücadeleye kazanmaya dönük, gençliğin geniş katılımını esas alan yerel ve merkezi popüler yayınların, gençliğin durumuna ve çözüm yollarına ilişkin inceleme çalışmalarının üretilmesi DSL’nin başlıca görevleri arasında olacaktır.
Bunun yanı sıra, DSL, bir yandan kendi çalışma alanlarındaki devrimci görevlerini yerine getirirken, diğer yandan devrimci sosyalizmin tüm genel çalışmalarında da kendilerine düşen görevleri yerine getireceklerdir.
Devrimci Sosyalist Liseliler bütün bu çalışmalar içinde hem geniş liseli kitlesini, hem de kendi saflarını devrimci sosyalist mücadele çizgisine çekmeye, pratik içinde eğitmeye ve mücadelenin daha ileri aşamalarına hazır hale getirmeye dönük bir çizgi izleyecek, bunu hedefleyecektir. Daha ileri ve büyük pratik mücadeleler için hazırlayan, asgari bilinç ve birikimi kazandıran, önder devrimci kurtuluşçular haline getiren bir okul işlevini üstlenecektir DSL.

DSL Liseli Gençliğin Dinamik
Kesimlerini Kazanmayı, En Geniş
Kesimlerini Mücadeleye Katmayı
Hedefliyor!
Evet, artık Liseli gençliğin devrimci sosyalist birliği ve önderliği var; DSL var. DSL’yi hızla tüm liselere yayalım. Stratejik tüm liseleri hızlı organize olma hamleleriyle kazanalım. Devrimci Sosyalist Liseliler hızlı olacaklar. Liseli hızlıdır, Devrimci Sosyalist Liseliler (DSL) herkesten daha hızlı olmalıdır. Liseli gençliğin devrimci düşüncelere en açık olan kesimlerini öncelikli olarak hedefleyerek kazanacağız. Böylece her lisede birliğimizin temelini yaratacağız. Öncü organizasyonlar oluşturacağız. DSL sadece en ileri kesimleri kazanmakla yetinmeyeceklerdir. En geniş kesimlerin taleplerinin de sözcüleri olacaklardır. Bu temelde çalışmalar yapacak ve demokratik kitle örgütlülüklerini çok yönlü ve çok biçimli olarak geliştireceklerdir. Bu iki çalışmayı iç içe öreceğiz.

DSL Başaracak, Liseli Gençlik
Devrimin Büyük Kaynaklarından
Biri Olacaktır!

DSL yukarıda ortaya konulan sağlam perspektif üzerinden yükselmektedir. Devrimci sosyalist hareketin tam desteğine sahiptir, onun bir parçasıdır.
Önderlerimiz ve örneklerimiz Mahirler ve Che’lerdir. Tamerlerdir, Serpillerdir. DSL onların izinde yürüyecek. Mücadele ve kazanma azmimizin kaynağında onların büyük devrimci örnekleri var. DSL’in önüne koyduğu hedefleri ve somut görevleri başarması için bütün koşullar mevcuttur. Liseli gençlik bencillik, çürüme, geleceksizleştirme bataklığından kurtulacak ve kurtuluş savaşçısı haline getirilecektir. Devrimci mücadelenin büyük kaynaklarından biri olacaktır. DSL bu perspektifle, programla, örgütlülükle yola çıkıyor ve mutlaka başaracak.
Liseli gençlik coğrafyamızı her türden sömürü, zulüm, yolsuzlukla, uyuşturucu, çeteleşme, lümpenleşme, fuhuş vb. çürüme biçimleriyle cehenneme çeviren çarpık kapitalist sisteme, işgalci emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı DSL saflarında birleşmelidir. Gençliğin gücü, cesareti ve atılganlığıyla eşitliğe, özgürlüğe, kardeşliğe, dayanışmaya, sömürüsüz özgür dünya hedefine ve ülkemize sahip çıkalım. Bunun için DSL saflarında birleşelim, bu hedeflerin savaşçıları olduğumuzu mücadele yoluyla gösterelim.

10 Ekim 2005




 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19