Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

36. Sayı - Aralık 2005

Hani direnişler vardır, destanlar misali yazılan... Anlatmakla bitmez. Tarihin bağrından kopup gelir bu direnişler ve gün geçtikçe insanlığa malolurlar. İnsanlığın temsilcisi olurlar zamanla. Dünyanın herhangi bir yerinde bir kalkışma olsa, örnek gösterilirler. Diktatörlükler herhangi bir yerde insanlığa karşı savaş açsa yine bu direnişler örnek gösterilir. Bu destanlar tabii ki her zaman büyük katliamları da bize anımsatır ama asıl mesele buradadır zaten: Teslim olmak veya olmamak... Direnmek veya direnmemek... Bütün bunların arkasında yatan tek gerçek ise, davaya, davanın haklılığına, meşruluğuna inanıp inanmamaktır… Bütün direnişler bu gerçeklik üzerine kuruludur. Bu gerçeklikten sapıldığında ise tarih başka türlü yazılır. Yüzlerce örnek bunun kanıtıdır.
İntifada kavramı Filistin tarihinde tam da bu anlama denk düşer. Filistin halkının bitip tükenmeyen direnişi, İntifada ile bütünleşmiş, varlığını onda bulmuştur. Bugün, yeni doğan her Filistinli çocuk gözlerini bu kavramla dünya açar: İntifada…
Emperyalistlerin Filistin topraklarına göz dikmesiyle başlar Filistin halkının onurlu direnişi. Onlar yok eder, Filistin halkı direnir… Onlar bomba atar, taşlarla, sapanlarla, yüreğiyle karşılık verir Filistin halkı. Onlar sürgün eder, binlerle artar Filistin halkı.
Yıl 8 Aralık 1987… Yer Filistin… Filistinli işçileri taşıyan bir araba bir İsrail kamyonunun çarpmasıyla dört Filistinliye mezar olur… Dokuz Filistinli ise yaralıdır ve Gazze Şifa Hastanesi'ne kaldırılmıştır. Bu yıllar İslami eğilimlerin de Filistin'de güçlendiği yıllardır. Daha ağırlıklı olarak İslami eğilimli gençler hastane çevresine toplanmış, halka da hastaneye toplanma çağrısı yapılmıştır. Filistin halkı, bu çağrıya uyar. 8 Aralık sabahında Şifa Hastanesi'nin çevresi Filistinliler tarafından doldurulmuştur. Bir yandan da İsrail askerleri bölgeye yığınak yapmakta ve hastanenin etrafını kuşatmaktadır. Filistin halkı, siyonistlerin dağılma emrini reddeder. Askerlerin halka ateş açması ise bardağı taşıran son damladır. Halk, kurşunlara karşı taş ve sopalarla karşılık verir ve Birinci İntifada başlar…
Birinci İntifada, ağırlıklı olarak İslami hareketin etkisi altındadır. Resmi Filistin yöneticilerinin uzun süredir sergiledikleri pasif tutum, kitlelerin tepkisini çekmekte ve Filistin halkının direnişçi ruhuna denk düşmemektedir. Öyle ki, önceleri İsrail'in bir anlamda himayesini gören HAMAS, bu süreçte bir sıçrama yapmış, daha sonraki yıllarda da bu ağırlığını korumuştur.
İntifada büyüdükçe, İsrail Siyonizminin baskısı da artmıştır. Önce İntifada'yı durdurmak için, toplu tutuklamalar gerçekleştirilmiş, bu sonuç vermeyince de Filistin halkının oturduğu evler yıkılmaya başlamıştır. Siyonizm, bununla da yetinmemiş, "İntifada'ya katılanlara işkence edilebileceği" yönünde yeni yasalar çıkarılmıştır.
Ancak bütün bunlara karşın Birinci İntifada, Filistin halkının yaratıcılığının parlak örneklerini ortaya koymuş, özellikle gençliğin ve hatta "taş generaller" diye anılan çocukların savaşkanlıklarını ortaya çıkarmış ve geriye büyük deneyimler ve mücadele birikimi bırakmıştır. Yıllar sonra, 2000'lerde Şaron'un saldırısıyla İkinci İntifada başladığında bu dersler çok önemli bir rol oynamış, bu kez İsraillilerin de ciddi kayıplar verdiği yeni bir sürece girilmiştir.
Tarih bugün de devam ediyor… İsrail Siyonizmi katliamlarına, Filistin halkı ise direnişine devam etmektedir. ABD ve İsrail'in çeşitli dönemlerde ortaya attığı, barış ve demokrasi palavraları, anlaşmalar, vb. ise her yeni dönemeçte yeniden boşa çıkıyor.
Ve her şeye karşın, tüm bu oyunların, daleverelerin arasında, Filistin halkının, Birinci ve İkinci İntifada süreçlerinde çizdiği direniş yolu, hala geçerliliğini koruyor.

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19