Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

36. Sayı - Aralık 2005

"Evin iç kapısını zorluyorlardı ki, babam kapıyı açtı. 'Tamam, ben sizinle geliyorum, çocuklarımı ellemeyin, ne yapacaksanız bana yapın' dedi. Babamın kollarından tutarak aralarına aldılar. Bize de, 'Anneniz var mı?' diye sordular, 'Yok' dedik. Karşımızdaki komşumuz Gülizar bizi evlerine götürdü. O sırada saldırganlardan bir kısmı arkadan bize saldırdılar. Pencereden baktık; evimizin önünde babamın alnı kan içindeydi. İki saldırganın arasında dışarıya çıkardılar. Babam, 'Yavrularımı, çocuklarımı gösterin' diye bağırıyordu. Dayanamadık ve balkona çıktık, babam bize bakıyor ve ağlıyordu. O sırada babamızın kolundan çekerek ileriye doğru götürdüler. Biz Gülizar'ın evinde hep ağlıyorduk. Akşam karanlığı çöktüğünde babamızı aramaya çıktık. Evimizin 30 metre uzağında bulunan sokakta cesediyle karşılaştık. Göğsünden vurmuşlardı…"
Bu, Maraş Katliamı süresince yüzlerce kez tekrarlanmış yüzlerce öyküden yalnızca biri… Çocuklar, baba ve kan içinde kalmış hayatlar…
Toplam 111 ölü, yüzlerce yaralı…
TC tarihinin en kirli sayfasıdır Maraş... Koca bir kent kana bulanmış, devletin organize ettiği faşist çeteler iki gün boyunca kana doymamıştı...
Provokasyonun ayrıntıları artık biliniyor. Daha sonra soyadını Şendiller yaparak BBP milletvekili olan Ökkeş Kenger'in faşist bir filmin oynadığı Çiçek Sineması'na bomba atılmasını organize etmesi, daha sonra "komünistler camileri bombalıyor" diye başlatılan saldırı ve 21 Aralık'ta iki devrimci öğretmenin öldürülmesi ve faşistlerin cenazeye saldırı hazırlıkları… Aynı gün bütün kentte camiler dolup taşmakta, vaazlar verilmekte, köylerden Maraş'a traktörlerle gruplar taşınmaktadır. Cenazeye saldırı gerçekleşir ve sonra ara sokaklara yayılan çatışmalarda üç faşist ölür. ..
Böylece 23 Aralık günü sabahına gelinmiştir. Artık bütün hazırlıklar tamamlanmış ve Maraş'ın her yanında alevi mahallelerine saldırı başlatılmıştır. Satırlar, baltalar, silahlar... Azgın bir kalabalık çoluk çocuk, genç yaşlı demeden insanları katletmekte, evler yakılıp yıkılmakta, dükkanlar yağmalanmaktadır. Bir gün önce "durum kontrol altında" diyen askeri yetkililer ise olayları seyretmektedirler. Çeşitli mahallelerde devrimci güçler direnmektedir ama saldırı, tahmin edilenden büyük ve organizedir. Faşistlerin hedefi en zayıf yerler, evler, kadınlar, çocuklardır... Irza geçmeden yaşlı kadınların gözlerini oymaya dek vahşetin bütün biçimleri iki gün boyunca uygulandı. Öyle ki, hastaneler bile faşistlerin denetimindedir ve çoğu yaralı hastane kapısında öldürülmüştür. 24 Aralık akşamında ise tablo korkunçtur. Günler sonra bile dere yataklarında, inşaatlarda gözleri oyulmuş, organları parçalanmış cesetler bulunmaktadır.
Böylece bir "muhteşem operasyon" daha tamamlanmış, oligarşi ve organize ettiği katil sürüleri kanlı yüzlerini bir kez daha ortaya koymuştur.
Bu, ne ilk ne de sondur… Daha önce Mustafa Suphi'lerin katlinden General Muğlalı’nın 33 Kürt köylüsünü kurşuna dizmesine ve 6-7 Eylül 1955’te azınlıklara uygulanan vahşete, 1977 katliamına kadar bir dizi sabıka kaydı TC’nin defterinde mevcuttur. Maraş sonrasında ise Kürt kıyımlarından 19 Aralık’a uzanan kanlı bir çizgi varlığını sürdürmüştür...
Bu, kanlı bir tarihtir... Kanlı, ama halkın devrimci gücüyle değiştirilebilecek bir tarih...




 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19