Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

36. Sayı - Aralık 2005

19 Aralık katliamının üzerinden 5 yıl geçti.
Katliamın ilk günlerinde verilen 28 şehidin ardından bugüne dek gelişen süreçte 120 devrimci tutsağı yitirdik ve buna karşın oligarşi operasyonun resmi hedefi olarak ifade edilen örgütsel iradelerin çökertilmesi hedefine ulaşabilmiş değil. Direniş zamana yayılan bir biçimde devam ediyor. Bir yandan ölüm orucu eylemi artık iki yapı tarafından sürdürülürken, diğer yandan genel olarak tutsaklar kitlesi, oligarşi tarafından dayatılan yaptırımları kabul etmiyor, teslim olmayan bir noktada devrimci duruşunu koruyor.
Bugünlerde çok şey söyleniyor 19 Aralık üzerine, söylenecek. Devrimci sosyalist hareket dipsiz kuyuların, sonu gelmez polemiklerin girdabında boğulmak niyetinde değil.
Devrimci sosyalist hareket, F tipi sürecinin başladığı günden beri mücadelenin içinde yer almış, 19 Aralık'ta olduğu gibi, sonrasında başlayan ölüm orucu sürecinde de devrimci tutsaklar cephesinde safını tutmuştur. Devrimci sosyalist hareketin önceden belirlenmiş ölüm orucu eylemcileri, şu ya da bu biçimde tahliye edildikleri güne dek eylemi kararlılıkla ve tek bir fire vermeksizin sürdürmüşler, bulundukları zeminlerde davranışlarıyla, tutarlı direnişçilikleriyle örnek teşkil etmişlerdir. Esasen bu, özel bir beceri ya da fedakarlık değil, hareketimizin geleneksel tutumunun bu olay özgülündeki ifadesinden ibarettir.
Daha sonraki süreçte yazıp çizdiklerimiz, devrimci yapılara sunduğumuz öneriler açıktır ve tarihsel belgeler halinde özellikle 1. ve 4. sayılarımızda yayınlanmıştır. Bugün geri dönüp baktığımızda onlara eklenecek yeni bir şey bulamıyoruz.
Aradan geçen 5 yıl içersinde, 19 Aralık ve ölüm orucu süreci, eyleme katılmış olan siyasi yapılar tarafından belli zamanlarda değerlendirilmiş, parti kongrelerinin konusu olmuş ve bu konuda yayın organlarında çeşitli yazılar yayınlanmış, polemikler geliştirilmiştir. Bu değerlendirme ve polemiklerin zaman zaman gerçekleri açıkça çarpıttığını, zaman zaman da ciddi "siyasi unutkanlıklar" içerdiğini görmüyor değiliz. Ancak başta da belirttiğimiz gibi devrimci sosyalist hareket, bütün bu değerlendirme ve polemiklerin ayrıntılarına girmek, yüzeysel tartışmalar içinde sürüklenmek niyetinde değildir. Sosyalist Barikat'ın sol içindeki ilişkiler-tartışmalar üzerine genel bir tutumu var ve biz onu bozmamakta kararlıyız. Hareketimiz, bütün süreç boyunca kendi düşüncelerini her zaman, herhangi bir komplekse kapılmadan, "kim ne der" diye ince hesaplar yapmadan ortaya koymuş ve tarihsel belgeler olarak da yayınlayarak kayıt altına almıştır. Ve son derece açık: Sürecin siyasi gelişimi ve oluşan tablo, esas olarak bu düşünceleri doğrular niteliktedir.
19 Aralık katliamının bir cezaevi operasyonundan öte, devrimci hareketin beslendiği kaynağa, yani emekçilere yönelik bir vahşet gösterisi olduğu artık daha net anlaşılıyor. Bu meselenin bizim "ince taktik"lerimizden daha öte bir şey olduğu, oligarşi tarafından üst düzeyde planlandığı, dolayısıyla bugün yapılan "şu şöyle olsaydı" gibi tartışmaların çok anlam ifade etmediği de ortadadır. Devrimci sosyalist hareket, ne o zaman ne de şimdi, sorunun özünün şu ya da bu taktik ayrıntıyla ilgili olduğunu düşünmedi. Sorun, 19 Aralık'ta bize ne yapıldığı değil, bunu yaparken nasıl bu kadar pervasız olabildikleriydi ve bu, doğrudan doğruya devrimci hareketin içinde bulunduğu tablo ile ilgiliydi. Bu tabloyu gerçekten ele alıp sorgulamak, bu sorgulamadan cüretkar bir yenilenme atılımı çıkarmak ve ileriye sıçramak yerine ikide birde film şeridini geri sarıp (üstelik her seferinde şeride gerçek olmayan kareler ekleyerek) olasılık tartışmaları yapmak bize hiç anlamlı gelmedi ve gelmiyor. Türkiye devrimci hareketinin bugünkü tablosu bir günde oluşmamıştır ve ancak kapsamlı bir çözümleme ile anlaşılabilir. Bu, "şurada sol hata yaptık" gibi değerlendirmelerden daha kapsamlı bir olgudur. Bu yönde özeleştirel tutumu da kapsayan bir çaba göstermek yerine, boş övünmeler ya da dipsiz tartışmalarla oyalanmak, gitgide daha gereksiz bir çaba haline gelmektedir.
Üzerinde yaşadığımız bu topraklar, bütünlüklü bir devrimci müdahale istiyor. Ne emekçilerin, ne de devrimci hareketin bizzat kendisinin bunun dışında, buna hizmet etmeyen bir sürece tahammülü yoktur. Oligarşinin kasaplarıyla gerçek bir hesaplaşmanın koşulu budur.
5 yıl sonra, 19 Aralık tarihinin bize söylediği, bizi zorladığı şey, tam da budur.

 

ALP ATA YOLDAŞ'A
2005'TEN BİRKAÇ NOT…
Beş yıl oldu senden ayrılalı…
Her ölüm erkendir denir ama bazıları daha erkendir. Hep içimizde bir şey kalır; olsaydı, şunu da görseydi, şunu da tanısaydı diye. Son bir yıla şöyle bir baktığımızda, bir çırpıda sayabileceğimiz ne kadar çok şey var… Güzeltepe var örneğin, tam sana göre işler, kenarda durmayı sevmeyen adamların işi.
Sonra mitingler, gösteriler, en son Avcılar'ın şenliğinde yaşadığımız ortak duygular… Hiç olmazsa Maltepe'deki HKM'nin kapısından içeri girip bir selamlayabilseydin herkesi; sonra ortalığı şöyle bir kolaçan edip "burada ne eksik var ve ben ne yapabilirim" diye mırıldansaydın…
Genç çocuklarımızı görmeni ne kadar çok isterdik koca adam! Hareketin gelişmesini görmeni ne kadar çok isterdik! Önümüzü berrak bir biçimde görebildiğimiz bugünkü süreçte bizimle olmanı ne kadar çok isterdik!
Sana layık olmaya çalışıyoruz, bunu bil. Hasretini duyduğun her ne varsa olacak bu topraklarda. İçinde "şunu yapabilseydik" diye bir şey kaldıysa eğer son anında; bil ki, o yapılacak.
Yoldayız, yürüyoruz…
İyi yürüyemezsek eğer, sana mahcup oluruz diye korkuyoruz.
Tarihe olan borcumuzla sana olan borcumuz bir ve aynı şeydir, ödenecek!
Bütün "aile" gözlerinden öpüyor.
Her adımda yanımızdasın…





 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul