Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

35. Sayı - Kasım 2005

Türkiye ezilenleri ve emekçileri olarak cumhuriyet tarihinin en kapsamlı saldırılarından biriyle karşı karşıyayız. Uluslararası ve yerli sermayenin taleplerini karşılamak için uygulamaya sokulan, sokulmak istenen "Kamu reformu yasası", "personel rejimi yasası" gibi yapısal değişimler tamamen işçilerin ve emekçilerin ekonomik-demokratik haklarını hedef almaktadır. İşsizlik gün geçtikçe büyüyen bir kabus, yoksulluk bir avuç para babası sermayedarın dışındakiler için günlük yaşamın parçası olmuş durumda.
Durumun vahameti yetmezmiş gibi egemenler, ezilenlerden ve emekçilerden daha fazlasını istemeye devam ediyorlar. Yıllardır emekçilerin sırtından kesilen vergilerle kurulan Kamu İktisadi Teşekkülleri sermayeye peşkeş çekiliyor. Bunun karşısında bir direnişin oluşmaması için de yasal ve yasadışı yollardan ezilenlere ve emekçilere saldırılar sertleşerek devam ediyor.
Gelinen noktada bütün ezilenleri ve emekçileri hedef alan "topyekun" saldırının karşısında "topyekun" bir direnişin oluşmaması için her yönteme başvurmaktan kaçınmıyorlar. İşçilerin sendikalarını kapatıyorlar, örgütlenme haklarının önüne geçiyorlar, çalışma yasalarını tamamen kendi çıkarlarına göre düzenliyorlar.
Son olarak da bu oyunun başka bir perdesini sahneye koymaya çalışıyorlar. Egemenler, ekonomik ve demokratik haklarını arayanlara, özgürlük mücadelesi verenlere karşı faşist-ülkücü çetelerle birlikte fütursuzca saldırıyorlar. Yüz yıllardır bir arada ve kardeşçe yaşayan halkları birbirlerine düşman etmeye çalışıyorlar. Kürt halkının en demokratik haklarını ve taleplerini dahi büyük bir terör uygulayarak bastırmaya çalışıyor, uyguladıkları provokatif yöntemlerle de halklar arasına düşmanlık tohumları ekerek hak ve emek düşmanı politikalarına karşı ezilenleri ve emekçileri bölmeye çalışıyorlar. Türkiye işçileri ve emekçileri bu oyuna gelmemelidir.
2005 Newrozunda Mersin'de yaşanan bayrak provokasyonuyla birlikte şovenizm bilinçli olarak tırmandırılmış ve bu şovenist histeri ilk meyvesini Trabzon'da yaşanan linç girişimiyle vermiştir. Bu linç girişimini Balıkesir Gönen'de Kürtlere yönelik ırkçı saldırılar takip etmiştir. Mersin'de "sözde vatandaş" söylemini kullanan Genelkurmay, "topyekûn savaş" şiarını öne sürerek bu söylemin devamını getirmiş, mesajı alan faşist çeteler kendilerince bu "topyekûn savaş"a Seferihisar'da, Cunda Adası'nda ve Bozüyük'teki linç girişimiyle, Düzce'de Kürt fındık işçilerine yönelik ırkçı bir saldırıyla ve nihayet 6-7 Eylül olayları ile ilgili düzenlenen sergiyi basarak katılmışlardır.
Başta Genelkurmay olmak üzere devletin yetkili kurumları ne bu olayları etkin bir biçimde önlemeye çalışmıştır ne de suçluları cezalandırmak için harekete geçmiştir. Tersine "milli hassasiyet" benzeri söylemlerle bu saldırıları mazur göstermeye çalışmışlardır.
Devletin Kürt halkının ulusal-demokratik talepleri için giriştikleri mücadeleye silahla ve askeri operasyonlarla karşılık vermesi, barışçıl eylemlere kimi zaman silahla müdahale etmesi ve insanların ölümüne yol açması gerginliği tırmandırmaktadır. Egemenlerin kendi çıkarları doğrultusunda halkları birbirine düşürecek, Türk ve Kürt çatışmasına sürüklemekten kaçınmayacağını göz ardı etmemeliyiz.
Tırmandırılan çatışma ortamı, hak ve özgürlükleri kısıtlayan başta "Terörle Mücadele Yasası" olmak üzere baskıcı içerikli yasaların gündeme getirilmesi ile perçinlenmek istenmektedir.
Halklarımızın bir kör dövüşüne sürüklenmekte olduğunu görmekteyiz. Bu gidişatın önüne derhal bir set çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunu halkların kardeşliği ve dayanışması ile gerçekleştirebiliriz. Susmamalıyız. Susamayacağız. Halkların kardeşliğinin sağlanması için inisiyatif geliştireceğiz.
İşsizliğin, pahalılığın, yoksulluğun üzerini Kürt düşmanlığıyla örtemezsiniz. Türk ve Kürt emekçilerinin karşı karşıya gelmesine izin vermeyeceğiz. Egemenlerin açtığı "Topyekûn savaş" şiarına karşı "Topyekun direniş"i öreceğiz! Türk ve Kürt halklarının kardeşliğinden başka çıkar yol yoktur. Provokasyonlar, linç girişimleri ve ırkçı eylemler cezasız kalmamalıdır. Her türlü baskı yasası geri çekilmelidir. Askeri operasyonlar durdurulmalı, Kürt Halkının ulusal - demokratik taleplerini özgürce savunmasını engelleyen bütün uygulamalara derhal son verilmelidir.


Halkların Kardeşliği İnisiyatifi Bileşenleri
Bilinç ve Eylem, Emekçi Hareket Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Platformu, Halk Kültür Merkezleri, Haziran Çevresi, İşçi Mücadelesi, Karakızıl Notlar, Odak Dergisi, Sınıf Mücadelesi, Sosyalist Dayanışma Platformu, Sosyalist Demokrasi Partisi, Toplumsal Özgürlük Platformu

Deklarasyonu Destekleyenler
KESK İstanbul Şubeler Platformu, Dayanışma Sendikası, DİSK Limter-İş, Tekstil-Sen

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul