Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

34. Sayı - Ekim 2005

Ülkemizdeki devrimci tutsaklara yönelik hücre dayatması, çok eskilere dayanmaktadır. Ara ara yapılan denemeler sistem açısından başarılı olamamıştır. Bir direniş kalesi olan cezaevleri sistemin her zaman hedeflerinden biri olmuştur. Bu kaleyi ele geçirmek de devlet için, toplumsal muhalefeti yola getirmesinin önünü açmak anlamına gelmektedir. Çünkü, devrimci tutsakların cezaevlerinde oluşturdukları her direniş, gündemin baş köşesine her oturuşları topluma “kötü” örnek olmaktadır. Toplumla cezaevi arasındaki bağın kesilmesi gerekmektedir. Bu saldırıların en kapsamlısı 1996 yılında devrimci tutsaklara karşı hayata geçirilmeye çalışılan Eskişehir tabutluklarıydı. O dönemde toplumun siyasal duruşu, devrimci tutsakların gösterdikleri direniş, devleti geri adım attırmıştı. Bu tabii ki, sistemin hücre tipi projesinden vazgeçtiği anlamına gelmiyordu. Ulucanlar Cezaevine yönelik yapılan katliam geleceğin aynası oluyordu adeta. 19 Aralık’a yaklaşılıyordu yavaş yavaş… Açlık grevleri ölüm orucuna dönüştürülüyordu…
Ve 19 Aralık, verilen emirle “Hayata Dönüş” operasyonu başladı 19 Aralık 2000 sabahı, devletin F Tipi saldırı ve katliamı başlamıştı. Bir yıl hazırlığı yapılan F Tipi operasyonu insanlar yakılarak, işkence edilerek sonlandırıldı. 19 Cezaevi harabeye çevrildi. Şu ana kadar 120 devrimci öldü. Operasyonu düzenleyen tam teçhizatlı özel timlere karşı, devrimci tutsaklar barikat kurarak, halaylar çekerek karşı durdu. Ve direniş bitmedi. F Tiplerinde gerek fiziki gerekse de idelojik anlamda devlete teslim olunmayacağı gösterildi.

F Tipleri Ölüme Mahkum Ediyor
Oligarşi, F Tipleri ile devrimci tutsakları ölüme mahkum ediyor. Oligarşi, F Tipi cezaevleri, devrimcileri yoketmeyi planlıyor. Bunun için elinden herşeyi yapıyor.
Bunun örneklerinden biri de Odak Dergisi eski yazı işleri müdürü ve sahibi Erol Zavar'dır. Erol Zavar, insanlığın gözü önünde yok edilmek isteniyor. Çünkü, Erol Zavar direniyor, başeğmiyor…
Erol Zavar 1969 Sivas doğumlu. Çiftçi bir ailenin çocuğu. Aile, Sivas'ta karnını doyuramayınca Ankara'ya göçediyor. Erol Zavar liseyi bitiriyor. Evli ve iki çocuk babası… Yıllardır, Erol'un çocukları babalarını F Tiplerinin soğuk duvarları arasında kucaklıyor, öpüyor.
Erol Zavar, 14 Ocak 2001'de Ankara'da gözaltına alınıyor. Üç gün işkenceden geçiriliyor. 17 Ocak 2001 tarihinde Ankara DGM tarafından tutuklanıyor. Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nde kaldıktan sonra, Mayıs 2002'de kendi isteğiyle Tekirdağ F Tipi'ne getiriliyor.
Erol Zavar, cezaevine girmeden önce, 1999 yılının Eylül ayında, mesane kanseri teşhisiyle vücudundaki tümörün alınması için, Ankara SSK İhtisas Hastanesi'nde ameliyat oluyor. Doktorlar, Erol Zavar için iyi bir bakım ve sürekli kontrolün şart olduğunu söylüyor.
Fakat F Tipi cezaevlerinde, verilen dilekçelere karşı, cezaevi idaresi ona Aspirin veriyor. Üstelik, Erol Zavar'ın tehlikeli bir durumunun olmadığını söylüyorlar. Erol Zavar, tüm bunların arasında hastaneye gidiş gelişlerinin her defasında saldırıya uğruyor.
2004 yılının Şubat ayında mesanesinde 4 tümör tespitiyle ameliyat edilir. Fakat 5 tümör çıkartılır. Bir hafta hastanede kalır.
Yine F Tipi cezaevine gönderilir. Avukatı ve ailesi Erol Zavar'ın, F tiplerinden çıkarılması için mücadele vermeye devam ediyor. Erol Zavar'ın sağlıklı ortama, iyi bakıma ihtiyacı var. Erol Zavar'ın F Tiplerinden çıkmaya ihtiyacı var. Erol Zavar'ın F Tipi'nde geçirdiği her dakika onu ölüme yaklaştırıyor.

EROL ZAVAR’A ÖZGÜRLÜK!


F Tipi sonrası dönem hâlâ devam ediyor. Gün geçmiyor ki, F Tiplerinden, dayak, işkence haberi gelmesin. Akla hayale gelmeyen sebeplerle insanlara hücre cezası verilmesin. Gün içinde atılan sloganlar için, gereksiz yere slogan atıldığı gerekçesiyle disiplin soruşturması açılıyor, buna bağlı olarak “Haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma”, “mektup, faks, telgraf almaktan ve yollamaktan men”, “bazı etkinliklerden alıkoyma”, devrimci tutsaklara gelen dergilere el koyma cezası veriliyor… Genel aramalarda bütün eşyalar ve giysiler ortalığa saçılarak yapılıyor, aramalara dış güvenlikte katılıyor...
Bolu F Tipi’nde Mehmet Kulaksız ve Nurettin Erenler’e açlık grevi yaptıklarından dolayı 2 ay mektup, faks ve telgraf almak ve yollamaktan men cezası veriliyor…
Tekirdağ 2 No’lu F Tipi’nde Mustafa Tosun, Kaan Kurtuluş, Bülent Kemal Yıldırım, Ali Koca, Ercan Kutlu, Serdar Karaçelik, Ali Ercan Gökoğlu, İnan Gök, Cemal Ağırman, Celal Yayla, Baysal Demirhan, Kenan Günyel, Osman Nuri Ocaklı, Metin Yavuz, İsmail Karakuş ve Cem Kılıç’a sürgün sevk sırasında görevlilere direnerek, üst aramasını, kan grubu tespitini ve doktor muayenesini kabul etmedikleri, devlet ve devlet görevlileri hakkında tehdit edici konuştukları ve slogan attıkları gerekçesiyle disiplin kurulu tarafından 5275 sayılı yasanın 48. maddesinin 2. fıkrası gereği soruşturma açılmış ve tutuklulara 10 gün hücre cezası veriliyor…
Tüm tutukluların havalandırma kapıları slogan attıkları gerekçesiyle 11:00-15:00 saatleri arasında kapatılıyor… Celal Yayla’nın Tekirdağ 1 no’lu F tipinde 2 yıldır giydiği montu “rengi uygun değil, askeri renk” denilerek verilmiyor. Diğer F tipinde 2 yıldır kullandığını söylemesi üzerine ise “burası 2 no’lu vermiyoruz” deniliyor…
Doğan Güner’in Akşam Gazetesi yazarı Nihat Genç’e göndermek istediği ve içeriğinde 30 Temmuzdaki sürgün sevkler olan mektup disiplin kurulu tarafından asılsız iddialar içerdiği ve cezaevi idaresi işleyişi hakkında yalan yanlış beyanlarda bulunulduğu gerekçesiyle gönderilmiyor…
Edirne F Tipi Cezaevi’nde Hacı Demir’e 12 Temmuz 2005 tarihli karar ile “1 ay süre ile ziyaretten men” cezası veriliyor, gerekçe olarak; Eyüp Beyaz için anma düzenlemek, gereksiz yere marş söylemek, slogan atmak, aynı sebepten daha önce de ceza aldığı için bir üs maddeden cezalandırılmasına karar veriliyor. Aynı gerekçe ile Muharrem Avcı ve Rasim Özdemir de ziyaret cezası alıyor…
31 Temmuz’da 2005’te Bolu 2 No’lu ve Tekirdağ 2 No’lu yapılan sürgün sevkte Celal Yayla her türlü insanlık dışı muameleyle karşılaşmış, dövülmüş, kişisel eşyalarına el konulmuş ve tedavi görmesi engellenmiştir.

F Tiplerinde Tutuklu Gazeteciler

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) tarafından yapılan açıklamada, Türkiye'de 15 gazetecinin halen tutuklu bulunduğu belirtildi. Açıklamada yer alan tutuklu gazetecilerin isimleri şöyle sıralandı: Memik Horuz, İşçi Köylü Gazetesi, Tekirdağ F Tipi, Erol Zavar, Odak Dergisi Eski Sahibi ve Müdürü, Tekirdağ F Tipi, Gülizar Kesici, Ekmek ve Adalet Dergisi Yayın Yönetmeni, Gebze Özel Tip, Ersin Sedefoğlu, Dayanışma Gazetesi Sahibi ve Müdürü, Sincan F Tipi, Hatice Duman, Atılım Gazetesi Sahibi ve Müdürü, Gebze Özel Tip, Selver Orman, Atılım Gazetesi Ankara Temsilcisi, Ankara Merkez Kapalı,Ufuk Han, Atılım Gazetesi Ankara Muhabiri, Sincan F Tipi, Nuray Kesik, Atılım Gazetesi Eskişehir Temsilcisi, Ankara Merkez Kapalı, Seda Aktepe, Atılım Gazetesi Merkez Büro Muhabiri,

Görüldüğü gibi F Tipi yaşamda, insan unsuru yok sayılmaktadır. Devletin tek hedeflediği, izolasyondur. Toplumun F Tipi yaşama hapsedilmesidir. F Tipleri gerek cezaevindeki tutsakların gerekse de toplumun, güven hissinin, dayanışma, paylaşma gibi duygularından arındırılmasıdır… F Tipleri “villalar” değildir… F Tipleri yalnızca idelojik değil, aynı zamanda fiziki olarak yoketme amaçlıdır…
F Tipleri görme alanında daralma, işitme duygusunda azalma, sinirsel tipte sağırlık ve kulaklarda çınlama demektir…
F Tipleri, tümör büyüme hızının artışıdır…
F Tipleri, algı ve duyu bozuklukları, agresif etki, saldırgan davranış, güvensizlik, sosyal ilişki geliştirmede bozukluk, konsantrasyon bozuklukları, depresyon, uyku bozuklukları, işitsel ve görsel halusinasyonlar demektir.
F Tipleri devrimci tutsakları ve toplumu teslim almaya yönelik kapsamlı bir saldırıdır.
F Tipi cezaevlerinin anlamı sadece bu değildir. F Tipleri açılmasının üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen, teslim olmayan kaledir. Her türlü yalnızlaştırmaya, politik kimlikten arındırmaya karşı bir cevaptır.
F Tiplerinde ölüm orucu eylemi devam etmektedir.
F Tiplerinde devrimci sloganlar atılmaya devam edilmektedir.
F Tiplerinde anmalar yapılmakta, devrimci yayınlar çıkarılmaktadır. Devrimci türküler ağızlardan düşmemektedir.
F Tiplerinde devrimci irade teslim alınamamaktadır, alınamayacaktır da. Devlet, geçmişte olduğu gibi, şimdi de devrimci irade duvarına çarpmaktadır.
Bizlere düşen görev, F Tiplerinde yaşanan direnişi dışarıda da yaymaktır. Toplumun üzerine çöken duyarsızlığı yoketmektir. Oradaki sese ses olmak, direnişi büyütmektir. Bu görev yaşamın her alanında, her dakikasında ertelenemez görevdir.

.


 

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul