12 Eylül cuntasının ilk
günlerinde katledilen THKP-C Savaşçıları militanı
Mehmet Zeki Yumurtacı’yı saygı ile anıyoruz.
Dost düşman herkesin takdir ettiği direnişçi
kişiliğiyle Zeki Yumurtacı, devrimci hareketimizin
yeni kuşaklarının mutlaka örnek alması gereken
bir simge, örnek bir yoldaştır. Aşağıda eski
bir yoldaşının onun hakkında yazdıklarını
yayınlıyoruz. |
Mehmet
Zeki Yumurtacı’nın ölümüne dair:
12 Eylül Amerikancı Faşist Cuntasının ilk cinayeti,
İ.Ü. İktisat Fakültesi öğrencisi M. Zeki Yumurtacı’nın
katledilişidir. Bu cinayetin sorumluları hakkında
bugüne kadar en küçük bir soruşturma açılmamış,
konu sürekli gündemden düşürülmeye çalışılmıştır.
Cinayetin aydınlığa kavuşturulması, sadece 12
Eylül Cuntasının sınıfsal yapısını, iç ve dış
bağlantılarını ortaya çıkarmakla kalmayacak, gözaltında
yokedilen Türkiyenin aydınlık dimağlarına uzanan
karanlık ellerin mantığını ve kimliğini de ele
verecektir.
M. Zeki Yumurtacı sol bir siyasi grubun militanıydı.
11 Mayıs 1979’da Ömer Çimeken ve (o esnada 19
yaşında olan) Tamer Tabak’ın öldürüldüğü tutuklama-işkence
cinayet zincirinin bir parçası olarak, bir arkadaşını
ziyarete giderken Laleli’de gözaltına alındı.
28 gün boyunca, İngiltere eğitimli MİT- Siyasi
Şube karma timleri tarafından sürekli olarak fiziksel
işkence+psikolojik işkence+medikal işkence yöntemleri
uygulandı. Sürekli pentothal verildi. Tam bir
yıl boyunca, mahkemeye çıkarılmadı. Tahliye dilekçeleri
hep reddedildi.
23 Haziran 1980 günü Bayrampaşa Cezaevinden “sahte
tahliye” yöntemiyle firar etti.
12 Eylül darbesinden 2 gün önce, 10 Eylül 1980’de,
saklandığı evde eşi ile birlikte gözaltına alındı.
Bir hafta süren vahşi işkencelerden sonra 17 Eylül
1980 günü, tatbikat bahanesi ile Avcılar’a götürüldü
(İNSA Genel Müdürü’nün kaçırılması ile ilişkilendirilen
düzmece tatbikattı bu).
Bu, görünüşte bir tatbikat, gerçekte ise; hain
bir tuzak ve önceden planlanmış kalleş bir senaryo
idi. 17 Eylül 1980 günü tatbikat için onu götürdükleri
Avcılar - Firuzköy’ünde çapraz ateş altına alarak
öldürdüler.
Cuntanın resmi haber ajansları, M. Zeki Yumurtacı’nın
kendisini kaçırmaya gelen bir grup ile polis arasındaki
çatışmada, iki ateş arasında kalarak öldüğünü
söylediler.
Bu adi bir yalandı. Ölüm emri, Sabancı Holding
yetkilileri ile Sıkıyönetim Komutanı Necdet Üruğ
arasındaki istişareye dayanılarak verilmişti.
Bu olay, tekelci sermaye ile derin devlet ilişkilerini
açıkça ortaya koymaktadır.
Çatışma süsü verilen “katletme” olayının kanıtları
şöyledir:
1- 12 Eylül ile birlikte İstanbul’da gözaltına
alınan binlerce devrimcinin hemen hemen tamamı
“seni de Zeki Yumurtacı gibi öldürürüz“ tehdidine
maruz kalmıştır.
2- Zeki Yumurtacı’nın bütün arkadaşlarının yakalandığı
söylenmesine rağmen sözümona kaçırmaya teşebbüs
olayı ile ilgili, hiç kimse hakkında bugüne kadar
dava açılmamıştır.
3- İNSA Genel Müdürünün kaçırılması olayı ile
ilgili olarak Zeki Yumurtacı hakkında herhangi
bir dava açılmamıştır.
4- JİTEM itirafçılarından biri Zeki Yumurtacı’nın
“sakal” kod adlı biri tarafından katledilmiş olduğunu
beyan etmiştir.
5- Zeki Yumurtacı’nın öldürülmesine ilişkin olarak
onlarca suç duyurusunda bulunulmasına rağmen hiçbir
başvuruya cevap verilmemiştir.
Aradan 25 yılın geçtiği bugünkü ortamda, Türkiyenin
aydınlık yüzü ile 12 Eylülün çirkef yüzünün hesaplaşması
kaçınılmaz biçimde zorunludur.
Zeki Yumurtacı’yı katledenler adalet önüne çıkarılmalı,
ABD - Derin Devlet - Holding ilişkileri deşifre
edilmelidir...
|