Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

30. Sayı - Temmuz 2005

devrim emekçileri...
Alman faşizmi ezilen dünya halklarına saldırdığında Balkan hükümetleri de onun uşaklığını yapıyorlardı. Bu zulme, göğüs geren balkan halkları faşizme karşı birleşik cephede binlerce kahramanlık örneği sergilediler.
Bir avuç diye nitelendirilen partizan müfrezeleri, faşizmin kalelerinde, gedikler açmaya başladıklarında Hitlerin uşaklarının hayalleri de darmadağın olmuştu.
Peki, önüne gelen herşeyi yakıp yıkan, kendince güçlü orduları olan faşizme karşı büyük zaferler kazanan partizan müfrezelerine bu görkemli iradeyi aşılayan neydi? Bu güç, bu irade davaya olan inançtan başka birşey değildi.
Partizan müfrezeleri soğuk kış aylarının gecelerinde ateşler yakardı. Kavgada şehit düşen yoldaşları ve tüm devrim şehitleri için saygı duruşunda durup, marşlar söylerlerdi. Marşların yanında yumrukları havada şiirler de okurlardı. Şiirleri okunan şairlerden Hristo Botev’in yanında, Bulgar ve dünya ezilen halklarına malolmuş bir kişi daha vardı. O da Nikola Vaptsarov’dan başkası değildi...

Kavga amansız ve katı,
Kavga, dedikleri gibi destansı.
Ben düştüm. Yerimi başkası
alacak... o kadar
Burada, bir kişinin lafımı mı olur?

Kurşuna diziliş, dizildikten sonra
kurtlar.
O kadar yalın ve akla yatkın.
Ama birlikte olacağız fırtınada,
halkım, çünkü sevdik seni.

23 Temmuz1942

Saat 14.00... Bu şiirin yazıldığı vakit. Bununla birlikte yukarıdaki dörtlükleri yazanın da en son şiiri. İki ayrı küçük kağıt parçacıklarına yazılan bu şiir, bir veda havası değil sadece. Sosyalizme olan inancın, bu inanç uğruna verilecek kavganın mısraları. Nikola Vaptsarov’un idama giderken karısının eline tutuşturduğu “Kavga amansız ve katı” ile başlayan şiir hâlâ güncelliğini korumakta.
Nikola Vaptsarov, 19 Aralık 1909 yılında Bulgaristan’ın Bansko kasabasında doğdu. 1926 yılında, babasının zoruyla deniz-makine okuluna yazıldı. 1932’de bu okulu bitirdikten sonra, Bansko’ya geri döndü. Bundan sonraki süreçte Sofya Üniversitesi Edebiyat bölümünü okuma isteği gerçekleşmeyince, kağıt fabrikasında çalışmaya başladı. Proletarya ile tanışmıştı bu sayede Nikola Vaptsarov. Bulgaristan Komünist Partisi’ne tereddütsüzce girdi. Kağıt fabrikasında çalışırken ilerde hayatını birleştireceği eşi olan Boyka Vaptsarova ile tanıştı ve 11 Şubat 1934’de evlendi. Bundan sonrası Vaptsarovlar çok zor bir hayat sürerler. Bir oda, bir mutfaktan ibaret bir evde yaşarlar. Nikola Vaptsarov, değirmende teknisyen olarak çalışır. Bu süreç Nikola Vaptsarov’un hayatına yön verdiği dönemlerdir. Sosyalizmle bu süre zarfında tanışır. Kitaplar okumaya, işçi piyesleri yazmaya başlar.
Nikola Vaptsarov, işten atılır. Ailece Sofya’ya dönerler. Vapstsarovların ekonomisinden ziyade, Bulgaristan’ın da durumu iyi değildir. işsizlik had safhadadır. Vaptsarovların ellerindeki olan para çabucak tükenir. Hastalanan çocukları, üç gün içinde ölür. Çocuklarını gömmeye paraları yetmediği için, dostlarından yardım alırlar. Nikola Vaptsarov, fabrika fabrika iş arar. Soruşturmalar, Nikola Vaptsarov’un komünist olduğunu belgeler ve işe giremez. Yazarlar ve sanatçılarla tanışır. Devrimci kişilikler onu etkiler. Şiir yazma işi bu dönemden sonra hızlanır. İşçi sınıfı, devrim ve sosyalizm içerikli şiirler insanlığa armağan olarak, Nikola Vaptsarov’un kaleminden dökülür.
İş bulması gerektir Nikola Vaptsarov’un. Demiryollarına makinist-ateşçi olarak işe girer. İşin, çok ağır olması birşeyi değiştirmez, parasızlıktan ötürü kabul edilir. Günde 10-12 saat kömür taşır. Kısa sürede hastalanır ve bu işi bırakır. Gecenin ilerleyen saatleri Nikola Vaptsarov’la dost olmuştur. Geç saatlere kadar şiir yazar. “Tarih” adlı şiiri bu döneme aittir.

(...)
Bu yüzden, uykularımdan
çalarak yazdığım şiirler,
parfüm kokmaz, bu yüzden
kısadır o çatık kaşlı sözler.

Çektiklerimiz için,
yok ödül filan beklediğimiz
ne de o koca ciltlerinde
resmimiz olsun isteriz

Yalnız yalın anlat öykümüzü
geleceğin insanlarına
yerimizi alacaklara anlat
nasıl cesurduk kavgada.

Nikola Vaptsarov’u tarih sahnesine çıkaran olgu onun komünist olmasıydı. Bulgar şiirinin yenilikçi kuşağını temsil ediyordu. Smirnenski işçi sınıfının ağır koşullarını, aynı konuları parti-sınıf ilişkileri içinde ele aldı. Bu da Nikola Vaptsarov’u Bulgar ve dünya insanlığı karşısında onurlu bir yere taşıdı. 1940 yılında tek kitabı “Motor Türküleri” yayınlandı. 1942 yılında Alman faşizmine karşı silahlı eylemlerinden dolayı tutuklandı. Nikola Vaptsarov’a aylarca işkence yapıldı. İşkenceler, komünist Nikola Vaptsarov’u çözemezken, faşizm acil tarafından yargılayıp, idam cezasına çarptırdı. 23 Temmuz 1942’de beş arkadaşıyla kurşuna dizilerek katledildi. Kurşuna dizilirken Hristo Botev’in “Kim ki özgürlük mücadelesinde düşerse / O ölmez...” şarkısını, idam mangalarının yüzüne haykırdılar.
Temmuz ayının sıcaklığını yaşadığımız bugünlerde, aradan geçen 63 yıla rağmen devrimci kişilik olarak Nikola Vaptsarov, hala yanımızda yeralmaktadır. Nikola Vaptsarov, bir sanatçının nasıl olması gerektiğinin en iyi tarifidir. Yüreği aşkla doludur. Hiçbir engel bu aşkın önünde duramaz. İnsan sevgisi ile beslenir her geçen gün. Bu sevgi, faşizme olan kinini daha da büyütür. Bu kini sadece şiirlerle ifade etmez. Pratiği ile de ortaya koyar. İdama giderken uğruna mücadele verdiği halkının yanısıra, bir kişiyi daha unutmaz.... Hayattaki zorluklara göğüs germesinde her zaman yanında olan eşine bir şiir hediye eder;

Veda
Geleceğim bazen
Uykudayken sen
Beklenmedik bir
Konuk gibi
Gireceğim içeriye
Sen uykudayken
Ve sokakta bir başına
Koyma beni
Kapıyı sürgüleme üstünden
Ansızın çıkar gelirim
Uykudayken sen
Beklenmedik bir
Konuk gibi...

Ölümünün 63. yılında faşizme karşı mücadelede hayatını ortaya koyan, proleter, devrimci, komünist şair, Nikola Vaptsarov’u saygıyla anıyoruz…

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul