Hava-İş Sendikası THY işletmelerinde örgütlü
bir sendika. Üç aya yakın süredir TİS devam ediyor.
THY Ekonomik sistemde Ağır Sanayi statüsünde değerlendiriliyor.
Hava-İş Sendikası yaklaşık 10.500 üyesiyle işyerlerinde
örgütlü bir sendika. THY’nın taşeronlaştırılan
bölümlerinde 1500 işçiyi örgütlemiş durumda.
HKM’leri Hava-İş’in yürüttüğü Toplu İş Sözleşmesi
görüşmelerini ve eylemlerini izliyor, destek olmaya
çalışıyor. Bu süreci, anlayışlarını, tutumlarını
yansıtan bir söyleşiyle Avcılar Halk Kültür Merkezi
(AHKM) olarak Hava-İş’i ve mücadelesini Hava-İş
Genel Eğitim Sekreteri Eyüp Kaplan ile paylaştık
ve anlatıyoruz.
AHKM : Toplu iş sözleşmesi görüşmelerini
ve sendikal etkinliklerinizi yakından izliyoruz.
Sendikanıza, çalışmalarınıza, toplumsal duruşunuza
sempati duyuyoruz. Mücadelenizi destekliyoruz.
Bize, TİS görüşmelerinin seyri ve taleplerinizi,
gelinen noktayı özetleyebilir misiniz?
Eyüp Kaplan : 1 Ocak 2005 tarihinde başlayan
20. dönem Toplu İş Sözleşmesinde gelinen son nokta;
Toplam 115 maddelik TİS önerimizden üstünde değişiklik
yaptığımız 46 maddeyle ki bu maddeler ücret ve
çalışma saatleriyle ilgili, ilk 60 günlük yasal
sürenin bitmesiyle uyuşmazlık tutmamız ve arabulucu
sürecinin başlamasıdır. Arabulucu süreci 15 gün
olup, bitiminde tekrar 60 günlük sürenin başlaması
sonrasında grev aşamasına gelmesiyle yasal sürecin
tamamlanması sözkonusudur.
Hava-İş olarak 20. dönemdeki ücret anlamındaki
taleplerimiz; 2 yıllık reel kayıplarımızın karşılanmasıdır.
Bu rakam ise %23’dür ve ülkenin büyüme oranının
bunun üzerine yansıtılması olarak özetlenebilir.
İdari maddelerde ise 19. dönemde koruduğumuz ve
geliştirdiğimiz maddelerimizin bir kısmına özellikle
çalışma saatleri ve ara dinlenmeler, mazeret izinleri,
ikramiye vs. maddelerimize, işveren sendikaları
(TÜHİS) tarafından işçileri köleleştirmeye yönelik,
esnek çalışma maddelerini karşı teklif olarak
getirmiştir.
AHKM : Bu süreçte üyelerinizin beklentileri,
kararlılık ve coşkusu nasıl?
Eyüp Kaplan : Öncelikle şunu belirtmek
gerekir. Hava İş sendikası yönetimi olarak toplu
iş sözleşmesinde önerdiğimiz maddeleri bizler
tek başımıza belirlemiyoruz. Çalışanlarımızla,
temsilcilerimizle, delegelerimizle, işyeri gezileri
yaparak, karşılıklı tartışarak, anket formları
doldurarak , taleplerimizi 10.500 çalışanımızın
ortak isteği olarak işverene öneriyoruz artı son
dönemlerde mevcut THY yönetiminin çalışanların
işe başlama ve bitiş saatleriyle kazanılmış haklarımızın
yeni yasaya uyarlanması durumunda çalışma sıtandartlarının
bir hayli geriye gıdeceğinin bilinciyle doğal
olarak üyelerimizin kararlılık ve çoşkusu toplu
iş sözleşmesi sürecinde daha yüksek oluyor
AHKM : Görüşmeleri ve eylemlerinizi yakından
izliyoruz. Özellikle sormak ve yansıtmak istiyoruz.
TİS görüşmeleri yürütme yönteminiz çok farklı.
Yani işçinin toplu olarak katıldığı görüşmeler
tarzı.... Sanıyorum bu yöntemi 80 öncesinde Ağaç-İş
Sendikası uyguluyordu. İşçi ne olup bittiğini
izliyor, sendikasını ve işvereni birebir görüyor,
izliyor. Tepkisiyle varlığını gösteriyor. Bu yöntemi
sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eyüp Kaplan : Doğaldır ki TİS ‘in her aşamasında
katkısı olan çalışanlarımızı, TİS görüşmelerinde
etkin kılmak, çağırmak bizim için çok önemlidir.
Üyelerimiz, kendi belirlediği idari ve sosyal
haklarına işveren yetkililerinin nasıl baktığı,
nasıl yorumladığı daha doğrusu çalışanlara nasıl
baktığını bire bir gözlemliyor ve tavrını geliştiriyor.
7000’i İstanbul’da olmak üzere 10.500 üyemiz var
ve biz sendika olarak ne kadar bülten, bildiri
dağıtıp TİS ile ilgili bilgi vermiş olsak da,
görüşmelere katılan üyelerimiz diğer bütün üyelerimize,
işverenin ve sendikanın sözleşme maddeleri tartışılırken
olaylara bakışını tavrını , tis ile ilgili gelişmeleri
bire bir anlatıyorlar ve tavrını nerden yana koyması
gerektığini anlatıyor, bu süreçte sözleşmesinin
bitiriliş aşamasında da son gelinen noktayı kurumlarımız
ve çalışanlarımızın ortak iradeleri doğrultusunda
sonlandırmamız kurumlarımızın ve çalışanlarımızın
kendine öz güvenini arttırdığı gibi yani ben merkezim
herşeyi bilirim ve uygularımdan daha ziyade demokratik
merkeziyetçilik kültürünü kazanmasını da sağlıyor.
AHKM : Olumsuz geçen görüşmeleri protesto
edip, slogan atan işçiler, Havalimanına giden
yolları işgal edip, gösteri yapıyor. İşveren ve
işçi, sendikası nasıl etkileniyor?
Eyüp Kaplan : Üyelerimizin birlikte ve
birlikle hareket etmeleri bizim için çok önemli
. Buradaki amaç; çalışanların toplu iş sözleşme
görüşmelerindeki olumsuz gelişmeleri iç ve dış
kamuoyuna yansıtmak ve doğal olarak yolcular tarafından
gelecek tepkiyi de işverene yöneltmek, sorunu
çözmeye yönelik adım atılmasını sağlamaktır.
Bunun yanısıra TİS süreci boyunca çalışanlarımız
mesaiye kalmayarak özverili çalışma sistemini
kaldırıyorlar. Günlük uçak rotarları artıyor bankolarda
yüzlerce metrelik kuyruklar oluşuyor. Yolcuların
tepkisi üzerine çalışanlarımız yolculara neden
böyle davranıldıgı konusunda anlatımlarıyla ,gerek
bildiri , bültenler vererek bilgilendiriyor. Dolaysiyla
buda işveren üzerinde büyük bir baskı unsuru oluşturuyor
TİS’in olumlu bir şekilde sonuçlanmasında rol
oynuyor.
AHKM : Son dönemde kronik işsizlik söz
konusu. Esnek üretim ve esnek istihdama bağlı
olarak işsiz kitlelerin ve yoksulluğun artması
söz konusu. Taşeronlaştırma, sendikaların zayıflaması
gibi gelişmeler yaşanıyor. Dönemi, üretim tarzları,
sendikalar ve işsizlik boyutlarıyla nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eyüp Kaplan : Dünya tarihi vahşi kapitalizmi,
emperyalist barbarlığı 210 yıl sonra tekrar yaşıyor.
Tüm dünyada gelişmiş ülkelerde dahil emek ve emek
güçleri şiddetli bir saldırıyla karşı karşıya.
Doğaldır ki emekten yana olan sendikalar da bundan
nasibini alıyor. 2 yıl önce mecliste kabul edilen
4857 sayılı yasada da gördüğümüz gibi esnek çalışma,
Türkiye çalışanlarına dayatılıyor..
Bu gelişme Türkiye kapitalistlerinin iştahını
kabartmıştır. Ülkenin her yerinde özellikle sendikasız
işyerlerinde tam bir köle mantığıyla karnını doyurmaya
yetmeyecek miktarda ücretlerle işe başlama ve
bitiş saati belli olmayan çalışma koşullarıyla
ve bunu yeni yasanın onlara verdiği olanaklarla
insanları çalıştırıyorlar. Doğaldır ki sendikalı
işçiye verdiği parayla 3-4 işçi çalıştırabileceğini
düşünen işveren, sendikasızlaştırmaya yönelik
her türlü eylemi planlıyor ve örgütlüyor. 12 Eylül
kültürüyle yetişmiş, bulduğuyla yetinen, kaderci
zihniyet, Türkiyede yaşanan kronik işsizilğin
vermiş olduğu dezavantajı da göz önüne alırsak
iş bulan mevcudu korumaya, işsiz her ne şart altında
olursa olsun iş bulmaya çabaladıkça, sendıkaların
kolektif iradeyi tabana yayma gibi bir problemi
olmadıkça, sadece günü kurtarma politikaları peşinde
oldukları sürece bu sürecin bir süre daha yaşanılması
kaçınılmaz gibi görülmektedir.
AHKM : Toplumsal yaşamda sendikaların
ve işçi sınıfının etkin olabilmesi anlamında,
alternatif görüş ve çalışmalarınız nedir?
Eyüp Kaplan : Aslında işçi sınıfının ve
sendikaların neden bu duruma geldiğini araştırdığımızda
sorun kendiliğinden çözülüyor. Toplumsal mücadeleleri
zamana ve mekana göre farklı taktiksel evrelerle
değerlendirilmelidir.
Süreç emek ve emek güçleri alehine acımasızca
işliyor yapılması gereken en önemli aşama emekten
yanayım diyen tüm güçlerin asgari müştereklerde
dahi olsa ortaklaşmasını sağlamaktır.
Doğaldır ki insan faktörünü göz ardı eden hiç
bir programın, politikanın başarı şansı yoktur.
Acil yapılması gereken 12 Eylül’ ün bireyci yoz
kültürünü kıracak sendika ve demokratik kitle
örgütlerine çıkar ilşkisıyle değil de gönüllülük
ilişkisiyle üye olacak bir yeni insan tipi ve
kültürü yaratmak, bunun dışında sürekli kitlenin
içerisinde olmak, onlarla yüz yüze gelebilmeyi
becermek, doğru önderlik etmek ve asıl olan kitlelere
güven verebilmektir.
AHKM : Bu konuda diğer sendikaları ve
işçi kitlelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eyüp Kaplan : Bundan çok fazla değil 10
yıl öncesine kadar sendikalı işçi sayısıyla bu
günkü sendikalı işçi sayısını karşılaştırdığımızda
azımsanmayacak oranda sendikaların işçi kaybı
var. Tabii ki bu gelişmeyi sendikaların kendi
içsel sorunu olarak görüp, böyle davranmak doğru
bir yaklaşım değil.
Bunda sermayenin kişileri bireyselleştirme politikalarının
önemi küçümsenmeyecek kadar fazladır. Bu kapitalist
kültüre karşı kollektif iradeyi işçi sınıfı kültürünü
yerleştirmediğimiz sürece de daha uzun yıllar
neler yapılmalı diye düşünürüz. Tabii ki burda
önderlikte çok önemli diye düşünüyorum. Kitlelere
güven veren ve onun sorunlarını çözebilen, yönlendirebilen,
denetleyen, denetleten bir iradenin oluşması halinde,
işçi sınıfının ve sendikaların bu gün içinde bulunduğu
ruh halinden kurtulabilirler.
AHKM : İşyeri koşulları dışında, üyelerinizin
sosyal yaşamına ilişkin etkinlikleriniz var mı?
Eğitim, sağlık, konut, sosyal yaşam koşulları,
sanat-kültür yönleriyle üyelerinizin yaşamında
sendikanızın etkinlik ve ilişkiler ne düzeydedir?
E.K : Sendika olarak daha çok eğitim faaliyetlerine
ve kültür sanata ağırlık veriyoruz.
Ülke gündeminde sınıf adına ortaya çıkan olumsuzluk
veya olumluluklara karşı bilgilendirme amaçlı
gruplar halinde eğitim çalışmaları ve seminerler
düzenliyoruz. Sosyal içerikli film tiyatro etkinlıklerine
üyelerimizi götürüyoruz.
AHKM : HKM’nin çalışma ve yaşama alanlarında
sosyal-kültürel-sanatsal ve politik uğraşları
var. Bu etkinlikleri üyelerinize taşımak isteriz.
Bir dayanışma ve birliktelik üretme isteğindeyiz.
HKM’lerin hangi konularda nasıl bir üretkenlikle
yanınızda olmasını arzu edersiniz?
Çalışanlarımızın büyük bir bölümü İstanbul’da
yaşamakta. Doğaldır ki ülkedeki her olumluluk
ve olumsuzluktan da her birey gibi, üzerine düşen
payı almaktadırlar. Sizlerin üreteceği veya beraber
ortak üretebileceğimiz kollektif iradeyi pekiştirecek,
insanın sosyal yanlarını geliştirmeye yönelik
her türlü etkinliği ortaklaştırabiliriz.
AHKM: HKM’leri merkezi ve yerel kurumları,
Hava-İş ve üyelerinin mücadelesinde ve yaşam uğraşılarında
daha aktif yer alma arzusundadır. HKM’ler tüm
uğraşılarında Hava-İş üyelerini görmek ister.
Sizlere başarılar diliyoruz. Teşekkür ediyoruz.
Eyüp Kaplan : Gönlümüzden geçen tüm emek
güçlerinin ortak tutum ve dayanışma göstermesi
tabii ki. Bize gösterdiğiniz ilgi ve desteklerinizi
saygıyla karşılıyoruz. Bizde elimizden geldiği
sürece vermiş olduğunuz onurlu ve samimi mücadeleye
destek olmaya söz veriyoruz. tesekkurler.
|