Coşkulu ve verimli geçen 1 Mayıs 2005’in ardından
30. sayı ile karşınızdayız. Geçen 1 Mayıs üzerine
çok şey söylendi, söylenebilir. Bir açıdan bakıldığında
bu yılın 1 Mayıs’ının olağanüstü bir anlam ifade
etmediği, her yıldan değişik bir gelişme olmadığı
da söylenebilir belki. Ama bütün bunlara karşın
Devrimci Sosyalizm bakımından durum değerlendirildiğinde
olgunun önemini yadsımak mümkün değildir. 1 Mayıs
2005, Devrimci Sosyalizm açısından henüz küçük
ama umut ve heyecan verici bir adımdır.
Bu coşku, dergimizin geleceğe bakışına, temposuna
da kuşkusuz yansıyor, yansıyacak.
Özellikle Haziran yaklaşırken, Hazirancı yoldaşlarımızın
anıları bizi kuşatırken, bu coşku ve heyecan olağanüstü
önemdedir. 6 Haziran ve 25 Haziran’da toprağa
düşen yiğitlerimizin şimdi yanımızda olmalarını
ve gencecik yoldaşlarımızın onların izinden nasıl
yürüdüklerini görmelerini ne kadar çok isterdik!
Bu sayımızda “yenilenme” konusundaki yazımız devam
ediyor, bu yazımız önümüzdeki sayıda sonlanacak.
Yoksulluk konusundaki çalışmamızın bir bölümü
bu sayımıza da yansıdı. Coğrafyamızdaki yoksulluğun
en önemli ayağı olan sömürgecilik ve kirli savaş
yöntemleri, bu sayımızda Göç-Der’in bir araştırmasıyla
birlikte yer alıyor.
Politik gündeme ait diğer yazılar ve özellikle
Parti Kültür dizimizdeki “Devrimcilik, Kesintisiz
Bir Direniş Savaşıdır” başlıklı yazı, bu sayımızda
yer alıyor.
Haziran şehitlerini anmaya hazırlandığımız şu
günlerde, yeni sayılarımızda buluşma kararlılığıyla,
yürüyüşümüzü sürdürüyoruz.
|