HERKESE İŞ HERKESE İNSANCA
YAŞAM İÇİN BİR İMZA
HALK KÜLTÜR MERKEZLERİ İMZA
STANDLARININ AÇILIŞINI TAKSİM'DE YAPTI
Halk
Kültür Merkezleri 3 Nisan 2005 Pazar günü Taksim'de
Metro girişinde, emekçi halkın gündemi olan işsizlik
ve yoksulluğa karşı başlattığı kampanya çerçevesinde
yaptığı basın açıklamasıyla imza standlarını açtı.
İmza standının açılışında “Herkese İş Herkese
İnsanca Yaşam İstiyoruz” pankartı açıldı. İşsizlik
ve yoksulluğa karşı acil taleplerin yer aldığı
basın açıklamasında:
1-Tüm iç ve dış borçların ödenmesinin durdurulmasını,
hortumcuların hayali ihracatçıların v.d. parababası
hırsızların son 20 yılda çaldığı 200 milyar doların
geri alınması için tüm mallarına derhal el konulmasını,
yaratılacak kaynakların yeni iş alanları yaratmak
için kullanılmasını.
2- Yeni işsizler ordusu yaratan özelleştirmelerin
durdurulmasını,
3- Tüm işyerlerinde işten atmaların süresiz olarak
yasaklanmasını,
4- İşsizlik sigortasının tüm işsizleri kapsamasını
ve en az asgari ücret düzeyine getirilmesini,
5- Asgari ücretin sendikaların talep ettiği düzeye
yükseltilmesini, tüm emekçi dul ve yetim maaşlarının
en az asgari ücret düzeyine yükseltilmesini tüm
işçi ücretlerinin sendikaların belirlediği yoksulluk
sınırının üzerine çıkarılmasını, tüm sağlık ve
eğitim hizmetlerinin eşit ve ücretsiz hale getirilmesi
gerektiğine değindiler.
Halk Kültür Merkezleri emekçileri, açıklamadan
sonra ellerindeki bildirileri ajitasyon yaparak
halka dağıttılar. Polis günü olması nedeniyle
yoğun abluka içinde yapılan eyleme ilgi yoğundu.
Halkın eline geçen bildirileri atmayıp dikkatle
okumalarından, işsizlik ve yoksulluk ile ilgili
metni imzalamaya yönelik ilginin yoğun olmasından
da, gündemin burjuva basın tarafından çarptırılmasına
karşın işsizlik ve yoksulluğun gerçek gündemleri
olduğunu kanıtlıyordu.
Halk Kültür Merkezleri’nin 1 Mayıs öncesinde,
1 Mayıs’a hazırlık anlamında da özel bir önem
verdiği “İşsizlik ve Yoksulluğa Karşı Mücadele”
kampanyası böylece çeşitli deneyimler ve derslerle
devam ediyor. İstanbul’un çeşitli merkezi yerlerinde
ve yerelliklerde
açılan imza standları bütün diğer yararlarının
yanı sıra HKM’lere somut insan ilişkileri ve çevresel
zeminler de sağlıyor.
Bütün Sosyalist Barikat okurları bu yönelimi somut
bir eylem ve seferberlik çağrısı olarak algılamalı
ve bütün güçleriyle kampanyaya destek vermelidirler.
Devrimci sosyalizmin çok yönlü gelişiminin bir
parçası olan kampanyamız için irade ve azimle
ilerlemeliyiz.
HALK KÜLTÜR MERKEZLERİ STANDLARIYLA
KADIKÖY'DE
10
Nisan 2005 Pazar günü bu kez Kadıköy İskele Meydan’ını
eylem alanı olarak seçen HKM’ler, kurdukları imza
standıyla hem yoğun biçimde imza topladılar, hem
de bildiri dağıtımı ve dergi satışı gerçekleştirdiler.
Her imza standının bir eylem ve ajitasyon alanı
olması perspektifine bağlı olarak gün boyunca
yoğun biçimde sözlü ajitasyona da ağırlık verildi
KAĞITHANE VE AVCILAR'DA
DA İMZA STANDLARI
Halk
Kültür Merkezleri “İşsizliğe ve yoksulluğa” karşı
başlattığı imza kampanyasını 09.04.2005 tarininde
Kağıthane’de ve Avcılar’da açtığı imza standlarıyla
sürdürdü. Çeşitli panoların da düzenlenerek kullanıldığı
standlarda imza atan kişilerle birebir sohbet
etme şansı bulan HKM çalışanları bu çalışmadan
ilginç dersler ve deneyimler kazandılar. HKM çalışanları
standları belirledikleri günlerde değişik yerlerde
periyodik olarak açmayı ve kitlelere yönelik somut,
yüzyüze ajitasyon gerçekleştirmeyi sürdürüyorlar.
HALK
KÜLTÜR MERKEZLERİ İŞSİZLİK VE YOKSULLUĞA KARŞI
EMİNÖNÜ'NDE BAYRAK AÇTI
Eminönü’nde “İşsizlik ve Yoksulluğa Karşı Birlik
Mücadele Dayanışma” pankartı altında toplanan
HKM çalışanları, işsizliği ve yoksulluğu halka
reva gören oligarşik düzene karşı, geleceği biz
işsiz ve yoksulların yaratacağını, kendi gücümüzün
birlik, dayanışma ve mücadeleden geçtiğini belirttiler.
Basın açıklaması sırasında sık sık “Yaşasın
Devrimci Kurtuluş Mücadelemiz”, “Yoksullaştırdınız
Biz Değiştireceğiz”,“Yozlaştırdınız Biz Değiştireceğiz”,
“Ücretli Kölelik Düzenini Yıkacağız” sloganları
atıldı. İlgiyle izlenen basın açıklamasından sonra
HKM çalışanları işsizlik ve yoksulluğun kader
olmadığını açıklayan bildirilerini halka dağıttı.
ESENLER'DE MST ÜZERİNE SÖYLEŞİ
2 Nisan 2005 cumartesi günü Esenler Halk Kültür
Merkezi’nde belgesel yönetmeni-yazar Metin Yeğin’in
katıldığı, MST (Brezilya Topraksız Köylü Hareketi)
üzerine söyleşi düzenlendi. Etkinlikte önce MST
üzerine yönetmenliğini Metin Yeğin’in yaptığı
bir film gösterimi gerçekleştirildi. Filmin ardından
başlayan söyleşi konuğumuz Metin Yeğin’in yaptığı
kısa bir açıklamadan sonra karşılıklı soru cevap
şeklinde iki saat sürdü. Bu süre içerisinde MSTnin
nasıl kurulduğu, nasıl bir örgütlenme şekli olduğu,
işgal ettikleri toprakları nasıl değerlendirdiği,
İşçi Partili hükümetin başındaki Lula’ya bakışları,
ne yapmak istedikleri ve yaratmış oldukları komün
üzerine sıcak tartışmalar yaşandı. Katılımın yüksek
olmamasına karşılık, hem konuğumuz hem de katılımcılar
panelin çok verimli olduğunda hemfikir oldular.
HALK KÜLTÜR MERKEZLERİ NEWROZ
KUTLAMALARINDA
Newroz,
başta Kürdistan olmak üzere, Türkiye ve Ortadoğu'da
kutlandı. İstanbul'da 20 mart 2005 pazar günü,
yapılan kutlamalarda, binlerce kişi Newroz alanını
doldurdu. Bu yılki kutlamalar Kazlıçeşme'de yapıldı.
Halk Kültür Merkezleri'nin de aralarında bulunduğu
kitle Abdi İpekçi Spor Salonu önünden yürüyerek
alana doğru harekete geçti. Newroz kutlamasına
HKM'liler, bayrakları ve "Kürt Ulusunun Kendi
Kaderini Tayin Hakkı Vazgeçilemezdir" pankartı
ile katılırken, sık sık "Yaşasın Halkların
Kardeşliği", "Biji Newroz", "Yaşasın
Devrimci Kurtuluş Mücadelemiz", "Mahir
Hüseyin Ulaş, Kurtuluşa Kadar Savaş" sloganları
atıldı. Yüzbine yakın kişinin katıldığı Newroz'da,
halaylar çekilip, ateşler yakılırken, Deniz Gezmiş,
Sema Yüce ( Zilan), Mazlum Doğan, Zeynep Kınacı'nın
posterleri taşındı. Abdullah Öcalan'ın o gün ilan
ettiği "demokratik konfederalizm" görüşüne
dair sloganlar atılarak, bayraklar taşındı. Newroz'da
çeşitli konuşmalar yapıldı. Aksaklıklardan dolayı
miting geç başlarken, kitle coşkuluydu.
DERSİM'DE NEWROZ KUTLAMASI COŞKULUYDU...
Dersim'de
aralarında Kalan (D) Halk Kültür Merkez'inin de
bulunduğu 7 gruptanoluşan tertip komitesinin örgütlediği
"Newroz" kutlamasına emniyetin ve valiliğin
yasakçı tutumlarından dolayı izin verilmedi. Buna
rağmen 20 Mart 2005 günü, belediye yer altı çarşısı
üzerinde bir araya gelen bine yakın kitle coşkulu
bir şekilde Newroz'u kutladı. Kalan (D) Halk Kültür
Merkezi olarak biz de kutlamada "Biji Yaşasın,
Newroz" pankartıyla yerimizi aldık. Sık sık
"Biji Bıratiya Gelan", "Biji Tekoşina
Rızgariya Soreşwan", "Agır Newroze Newroz
Azadiye", "Yaşasın Hakların Kardeşliği",
"Bımre Koleti Biji Azadi", "Biji
Yaşasın Newroz" sloganlarının atıldığı Newroz,
halaylar eşliğinde sona erdi.
ÇAĞLAYAN LİSESİ ÖĞRENCİLERİ HAYKIRDI:
OKULUMUZU YIKTIRMAYACAĞIZ !
Okulumuz Ahmet Baran Lisesi okul alanına Trakya
Bölge Adliyesi yapılacağı gerekçesiyle yıkılmak
isteniyor. Bizler Ahmet Baran Lisesinde, Liselinin
Sesi okurları olarak okulumuzun yıkılmasını protesto
etmek amacıyla 1 Nisan 2005 tarihinde bir basın
açıklaması yaptık. Eylemimiz alkışlarla başladı.
Alkışlardan sonra sloganlar atıldı ve Liselinin
Sesi’nden bir arkadaşımızın okuduğu basın açıklamasına
geçildi. Basın açıklaması bittikten sonra "Eğitim
Hakkımız Engellenemez", "Adliyeye Değil
Eğitime Bütçe", "Adliye Değil Okul İstiyoruz",
"Okul Yıktırmayın Okul Açın", "Kapatılma
Kararı Geri Alınsın" sloganları eşliğinde
Çağlayanın en işlek yollarından biri trafiğe kapatıldı.
Sloganlar atıldıktan sonra alkışlar eşliğinde
okulumuza geri döndük. Eyleme aileler de destek
verdi.
*
BASINA VE KAMUOYUNA
Milli Eğitim Bakanlığı'nın politikaları ülkemiz
gençliğini karanlık ve belirsizliklerle dolu bir
geleceğe sürüklüyor. Kalkınmak için eğitim şart,
diyenler okul kapatıyor. Bize de başınızın çaresine
bakın, deniyor. Kendi çocuklarını kolejlerde,
özel okullarda okutanlar halkın çocuklarına, yıllardır
bölgenin simgesi olmuş okullardan birini çok görüyorlar.
Okulumuz 1962 yılında Çağlayan halkının imece
usulüyle yarattığı bir lisedir. 43 yıldır yoksul
halkın çocuklarının okuduğu Çağlayan Lisesi'nin
adı, geçen yıl bir iş adamının ismiyle değiştirildi.
İki yıl önce ise okulumuza ek bina yapmak için
yüzlerce milyon lira harcandı. Şimdi okulumuzu
yıkmak istiyorlar.
Okulumuzu yıkıp bin beş yüz öğrenciyi mağdur etmenin
gerekçesini de okul alanına Trakya Bölge Adliyesi'ni
kurmak olarak gösteriyorlar.
Soruyoruz adaletsizlik yaparak mı adaleti sağlayacaksınız?
Soruyoruz, her dönem yeni okullar açılmalı propagandaları
yapanlar, hangi rant peşinde okul yıktırıyorsunuz?
Biz Ahmet Buhan Lisesi öğrencilerinin sesini duyun,
duyurun.
Kapatılma Kararı Geri Alınsın!
Eğitim Hakkımız Engellenemez!
Bu Okul Çağlayan Halkınındır.
Okul Kapatma Yerine Yeni Okullar Açılsın.
Okulumuzu yıktırmayacağız!
16 MART VE HALEPÇE KATLİAMI UNUTULMADI
16 Mart Beyazıt ve Halepçe katliamlarını ve aynı
zamanda Kürt halkına dayatılan imha ve inkar politikalarını
ve Irak'ta süren emperyalist savaşı protesto etmek
için çeşitli gençlik örgütlenmelerinin ve çevrelerin
oluşturduğu, Devrimci Sosyalist Öğrenciler'inde
yer aldığı Üniversite Öğrencileri adlı inisiyatif,
Beyazıt Meydanında bir miting yaptı. Barış Anneleri
İnisiyatifinin de yer aldığı miting Eczacılık
Fakültesi önünde yapılan basın açıklamasıyla devam
etti. Eylemde sık sık "Devrim Şehitleri Ölümsüzdür",
"Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Şehit
Namırın" sloganları atıldı. Katliamın gerçekleştiği
Eczacılık Fakültesinin önüne karanfiller bırakıldı.
Daha sonra sloganlarla merkez kampüse gidildi.
Ve eylem burada sonlandırıldı.
KIZILDERE ŞEHİTLERİ İÇİN DERSİM'DE
ANMA
26
Mart Cumartesi günü Sosyalist Barikat'ın ve Kalan
(D) Halk Kültür Merkezi'nin 30 Mart'la ilgili
yapmış oldukları piknik gezisi coşkulu geçti.
Kızlı erkekli bir katılımla gerçekleştirilen piknikte,
birlikteliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın ve yoldaşlığın
verdiği moral, coşkuya dönüştü. Piknikte yemekler
yapıldı, halaylar çekildi, marşlar söylendi, baharın
doğaya verdiği canlılık pikniğimize de yansıdı.
Piknikte ayrıca 30 Mart'ta Kızıldere'de şehit
düşen THKP-C kurucularından Mahir Çayan'nın ve
dokuz yoldaşının anması da yapıldı. Sosyalist
Barikat pankartının açıldığı Mahir Çayan, Tamer
Arda ve Atilla Ermutlu'nun resimlerinin olduğu
dövizlerin açıldığı anma, Kızıldere şehitleri
ve bütün devrim şehitleri anısına bir dakikalık
saygı duruşuyla başladı. THKP-C kurucularından
Mahir Çayan'nın, Kürt halk önderlerinden Mahsum
Korkmaz'ın ve Kızıldere'nin Türkiye ve Kürdistan
devrim mücadelesindeki önemini vurgulayan metin,
arkadaşlarımızca okundu. Anmada "Yaşasın
Kızıldere Mücadelemiz", "Mahir, Hüseyin,
Ulaş Kurtuluşa Kadar Şavaş" sloganları atıldı.
Anmadan sonra müzik eşliğinde halaylar çekildi,
türküler söylendi. 8 Martın, Newrozun, 16 Martın
ve Kızılderenin yaşandığı Mart ayının anlamı üzerine,
Mahir Çayan ve HKM konulu şöyleşi yapıldı. Arkadaşların
söz aldığı söyleşide baharın, Mahir'in mücadeleci
ruhuna, Kızıldere'nin rolüne değinildi. 8 saat
süren pikniğimiz şarkılar eşliğinde son buldu.
HKM'ler olarak dayanışmanın, paylaşımın ve yoldaşlığın
pekiştirildiği bu tür etkinliklerimiz bahar boyunca
devam edecektir. Mezopotamya Halklarının Ulusal
Bayramı olan NEWROZ'un isyancı ruhu ile Munzurun
coşkusuyla selamlıyor.
KIZILDERE SON DEGİL SAVAŞ SÜRECEK
MAHİR HÜSEYİN ULAŞ KURTULUŞA KADAR SAVAŞ
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ'NDE 30 MART
ANMASI
İ.Ü’de Edebiyat Fakültesinde 30 Mart 2005 tarihinde
33 yıl önce bugün THKP-C’nin önder kadrolarının
şehit düştüğü Kızıldere katliamı ile ilgili bir
anma gerçekleştirildi. Aralarında devrimci sosyalist
öğrencilerin de bulunduğu çesitli gençlik örgütleri
ve siyasi çevrelerin ortak düzenledikleri etkinlik,
ilk olarak Kızıldere’de şehit düşen devrimci önderlerle
bütün devrim şehitleri anısına bir dakikalık saygı
duruşu ile başladı.
Kantinde yapılan sinevizyon gösteriminin ardından
yürüyüş kolu oluşturularak sloganlarla bahçeye
girildi. Burada EHP Gençliği, Ekim Gençliği, Direniş,
Kaldıraç ve biz Devrimci Sosyalist öğrenciler
olarak birer açıklama yaptık. Yaptığımız açıklamada
“Kızıldere emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı
bir şavaş manifestosudur. Oportünizmin ve revizyonizmin
12 Mart’ın getirdiği yılgınlık ortamında mücadeleyi
pasif noktalara çekmeye çalıştığı bir dönemde,
devrimin ancak ve ancak düzenden kopuşla ve düzene
karşı savaşımla sağlanacağının dosta ve düşmana
kanıtlandığı gün olmuştur Kızıldere. Kimilerinin
dediği gibi Kızıldere bir intihar eylemi değildir,
raslantı hiç değildir. Kızıldere, THKP-C’nin yarattığı
birikimin, bağımsız tarzın, politik-askeri hatla
sıçramaya dönüştürüldüğü, düzenin öncü gerillalar
tarafından aciz duruma düşürüldüğü ve çürümüş
düzenin kendi özgücüne dayanarak yok edilebileceğinin
emekçi halklara kanıtlandığı gündür.
Bu anlamda Kızıldere, TDH’de ön açıcı bir nitelik
taşımış ve THKP-C pratiği işçi sınıfının, emekçilerin,
ezilenlerin sesi soluğu olmaya yıllardan beri
yaratılan tarzla, kararlılıkla devam etmiştir
ve devam edecektir.
On’lar, savaşı savaşın içinde kazanılabileceğini,
yaşam tarzlarıyla ve ideolojik netlikleriyle kanıtladılar.
On’lar, KURTULUŞA KADAR SAVAŞ şiarını emperyalizmin
ve oligarşinin, girilmez dedikleri kalelerine
kızıl bayrağımızı dikerek çürümüş ve kof düzenin
sadece yaygaradan öteye geçemediğni gösterdiler.
On’lar ki, devrimci dayanışmanın lafızlarla olmadığını,
ortak iş yapma kültürünü can bedel pahasına coğrafyamızda
hayata geçirerek bizlere ön açıcı ve öğretici
oldular.
On’ları anmak,anlamaktır. On’ları anlamak Kızıldere’de
yükselen devrim bayrağını bıkmadan, usanmadan
elden ele çoğaltarak DEVRİMCİ KURTULUŞ mücadelesini
yükseltmektir.
Ve Biz, Kızıldere’den, Beylerderesi’nden, Haziran
şafaklarından ve Sakarya zindanlarından aldığımız
güçle bir kez daha haykırıyoruz ki, önder yoldaş
Mahir’in yolunda YA ÖZGÜR VATAN YA ÖLÜM şiarımızla,
halklarımızın DEVRİMCİ KURTULUŞ’u gerçekleşene
kadar kanımızın son damlasına dek savaşacağımıza
emperyalizme ve oligarşiye karşı hayatın her alanında
Kızıldere’nin gösterdiği yoldan ilerleyeceğimize
hepinizin önünde bir kez daha haykırıyoruz ve
haykıracağız:
ta ki ZAFERE KADAR!...” dedik. Yapılan açıklamalardan
sonra I.Ü. müzik kulübü kısa bir dinleti verdi.
Eylem, sloganlar eşliğinde coşkulu bir şekilde
sonlandırıldı
VASIF ÖNGÖREN BİLGİ ÜNİVERSİTESİ'NDE
Vasıf Öngören'in "Oyun Nasıl Oynanmalı"
isimli oyunu, Bilgi Üniversitesi Kültürel İletişim
Kulübü'nün girişimiyle 29 Mart 2005 akşamı Dolapdere
Kampüsü'nde oynandı.
Geçtiğimiz ay Bilgi Üniversitesi'nde kurulan Kültürel
İletişim Kulübü’nün, ilk etkinliği olan gösterimin
izleyicileri arasında diğer üniversitelerden ve
Halk Kültür Merkezleri'nden birçok kişi vardı.
Vasıf Öngören'in anısına kızı Aslı Öngören'in
yönetmenliğinde bir araya gelen Macit Koper, Tomris
İnce, Mahmet Akan gibi çok sayıda deneyimli oyuncunun
yanında genç oyuncuların da rol aldığı oyun, baştan
sona ilgiyle izlendi. Oyuncular, gösterinin sonunda
dakikalarca ayakta alkışlandılar. Gecenin en ilginç
bölümü ise oyundan sonra sahneden inmeyen oyuncular
ve yönetmenin izleyicilerle sohbet etmeleriydi.
"Sınıf atlama" hayalleri üzerine kurulu
olan oyun üzerine yapılan bu tartışma ve sohbete
çok sayıda izleyici ve HKM çalışanları katıldılar
ve ilk kez bir oyunda böyle bir diyalog gerçekleşti.
Kültürel İletişim Kulübü, bundan sonra da benzeri
etkinlikleri devam ettirmeyi planlıyor.
IRAK İŞGALİ 2. YILINDA PROTESTO
EDİLDİ
Emperyalizmin
Irak işgali 2. yılı protestolarla karşılandı.
Protestolar İstanbul'da iki ayrı yerde yapıldı.
Kadıköy'deki protesto BAK ve Emek Platformu tarafından
yapılırken Dolmabahçe'de HKM'lerin de içinde bulunduğu
Irak'ta İşgale Hayır Koordinasyonu vardı. Koordinasyon
bileşenleri, 19 Mart 2005 Pazar günü İnönü Stadı'nın
üst tarafından Dolmabahçe'ye doğru yürüyüşe geçti.
Koordinasyon bileşenlerinden olan Halk Kültür
Merkezleri de "Yaşasın Ortadoğu Devrimci
Çemberi" pankartı ile eyleme katıldı. Yürüyüş
boyunca "Kahrolsun Emperyalizm Yaşasın Devrimci
Kurtuluş Mücadelemiz", "Yaşasın Halkların
Kardeşliği", "Filistin'de İntifada,
Irak'ta Direniş Kazanacak", "Yaşasın
Ortadoğu Devrimci Çemberi", “Biji Serhıldan,
Biji Newroz", "Siyonist İsrail Filistin'den
Defol" sloganları atıldı. Eylemde okunan
basın açıklamasında ABD emperyalizminin Irak'ı
işgalinin nedenlerinin vurgulandığı basın açıklamasında,
iki yıldır Irak'ın kan gölüne çevrildiği, dünyanın
gözü önünde bir halkın katledildiği, ABD'nin,
Irak işgali sırasında söylediği bahanelerin yalan
olduğu, asıl amacın Irak ve Ortadoğu'nun zenginlikleri
olduğu vurgulandı. Eylemde ayrıca Irak'lı direnişçilerin
mektubu da okundu. Grup Yel, Grup Vardiya, Grup
Yorum kısa dinleti sundu. Coşkulu geçen eylemde,
katılım düşüktü.
TERÖRLE MÜCADELE ŞUBESİ YASADIŞI
GÖZALTILARA DEVAM EDİYOR; KAĞITHANE HALK KÜLTÜR
MERKEZİ ÇALIŞANI CEMİL SAVAŞ ÜZERİNDE POLİS BASKISI
Kağıthane Halk Kültür Merkezi çalışanı
Cemil Savaş, bir süredir polis tarafından yoğun
biçimde taciz ediliyor. 11 Mart 2005 tarihinde
çalıştığı iş yerinden çıkıp eve giderken takip
edilen Savaş, Kağıthane Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.
Savaş buradan da Vatan Emniyet Müdürlüğü'ne götürülerek
sabaha kadar gözaltında tutuldu.
Cemil Savaş'a burada "eğer Kağıthane Kültür
Merkezine gidip-gelirsen öldürüleceği" söylenerek
tehdit edildi. Halk Kültür Merkezi'nden ayrılırsa
para vereceklerini söyleyen polis, Savaş'a ajanlık
teklif etti. Soğuk bir odada gözleri bağlı tutulan
Savaş, bu süreçte dövüldü.
Daha önce de ajanlık teklif edilen Cemil Savaş,
19 Mart 2005 günü İHD İstanbul Şubesi'nde bir
basın açıklaması düzenleyerek kendisine yapılan
baskıları anlattı.
Basın açıklamasında söz alan HKM Dönem Sözcüsü
Ümit Efe'de Halk Kültür Merkezleri'nin yasal ve
meşru kurumlar olduğunu, yasadışı kaçırma ve tehditlerle
engellenemeyeceğini belirtti.
Ancak basın açıklamasının yapıldığı günden sonra
da Cemil Savaş üzerindeki baskılar devam etmektedir.
Sık sık polis tarafından kaçırılan Cemil Savaş,
kayıtlara geçirilmeden gözaltında tutulmakta,
dövülmekte ve tehdit edilmektedir.
Halk Kültür Merkezleri'nin gelişmesi bu yöntemlerle
engellenemez, engellenemeyecek. Emekçi kitlelerin
öz evi olan HKM'ler bütün baskılara rağmen büyüyecek,
atılımlar yapacaktır.
DERSİM HALKIYLA DAYANIŞMA ÇALIŞMALARIMIZ
DEVAM EDİYOR
Baharın gelişiyle köy çalışmalarımızda
hız kazandı. Çeşitli bölgelerde yaptığımız çalışmalara
yenileri eklendi. İlk çalışmamız Darikent bölgesinde
ikinci çalışmamız Akpazar bölgesinde gerçekleşti.
Çalışmalarda hem bölgenin tanınması, bölgedeki
sorunların çözülmesine yönelik çözüm üretilmesi
hem de düşüncecelerimizin, kitlelere tanıtımı
için yararlı olacağı kanısındayız. İlk çalışmamız
da hem bölge ilişkileri hem de sohbetler gerçekleştirildi.
Ayrıca ailelerin görüşleri alınarak inşaat halindeki
bir binanın boyama işleri yapıldı. Çalışmalarımız
beş güne sığdı.
İkinci çalışmamız liseli arkadaşların ve ailelerinin
daveti üzerine gerçekleştirildi. Sıcak bir şekilde
karşılandık. Oluşturulan sohbet ortamında HKM'ler,
işsizlik ve yoksulluk kampanyasının hedefleri,
afiş ve bildiriler, lisedeki sorunlar, yaşantı
ve ilişkiler konulu renkli bir konuşma gerçekleştirildi.
Bunun yanında 1 mayıs ile ilgili görüşler alındı.
Bir gün süren çalışmamız yeni ilişkilerle ve arkadaşlıklarla
son buldu.
Ayrıca Ovacık ilçesinde de çalışmalar yapıldı
hem dergi tanıtımı hemde güncel konular üzerine
sohbetler yapıldı. Ailelerin bize bakışları çok
olumluydu. Ayrıca toplu halde gidilmek üzere de
davet alındı.
Köy çalışmalarımız bahar boyunca devam edecek.
DERSİM'DE BARAJLAR VE MADEN ŞİRKETLERİ
PROTESTO EDİLDİ
Dersim ve Ovacık ilçesi arasında
kalan Munzur vadisi milli parkına barajların yapımını
ve Ovacık ilçesinde siyanürle altın aranmasını
protesto etmek amacıyla aralarında Kalan (Dersim)
Halk Kültür Merkezi’nin de bulunduğu sivil toplum
örgütleri bir araya gelerek "DERSİM NEHİRLER
VE TOPRAK HAREKETİ" oluşturuldu.
Barajlara ve maden şirketlerine karşı yapılacak
eylemde Cumhuriyet Meydanı’ndan gola çeto (iki
suyun birleştiği yer) denilen yere kadar yürünmesine
karar verildi. Sabah saatlerinde oluşturulan 20
kişilik gruplarla halkın toplu bulunduğu kahvehaneler
gezilerek yürüyüşe davet edildi. Öğle saatlerinde
bir araya gelen kitle sık sık "Katil Ata
Holding Dersimden Defol”, “Siyanürle Altın Aranmasına
İzin Vermeyeceğiz”, “Şirketler Dersimden Defolun”,
“Dersim Onurdur Onuruna Sahip Çık" sloganları
atarak gola çetoya kadar (1 km) yürünüldü. Atılan
sloganlar ve yolun trafiğe kapatılmasından dolayı
polisle kısa süren bir gerginlik yaşandı. Munzur
çayının ve Pülümür çayının birleştiği gola çeto
ya gelen kitle burada basın açıklaması yaptı.
Açıklamadan sonra kitle sloganlar eşliğinde dağıldı.
DERSİM NEHİRLER VE TOPRAK HAREKETİ olarak eylemlerimiz
bundan sonra da devam edecektir.
ADANA'DA ŞOVENİZM PROTESTO EDİLDİ
2 Nisan 2005 cumartesi günü Adana
İnönü Parkı'nda düzenlenen bir basın açıklamasıyla
devletin bayrak provokasyonu ve bu eksende geliştirilen
şovenist kampanya protesto edildi. BDSP, DHP ESP,
Halkevleri PARTİZAN ve Sosyalist Barikat tarafından
düzenlenen basın açıklamasında IMF direktifleriyle
ülke yönetenlerin her sıkışma anında sahtekarca
şovenist propaganda ve provokasyonlarla halkın
bilincini çarpıtmayı gelenek haline getirmesi
teşhir edilerek tüm bu oyunların tıpkı Sivas,
Maraş, Çorum direnişlerinde olduğu gibi devrimcilerin
mücadelesiyle göğüsleneceğine vurgu yapıldı.
Adana Sosyalist Barikat.
ADANA'DA TCK'YA HAYIR DENİLDİ
Adana'da bulunan sosyalist basın
bileşenleri, yürürlüğe girmek üzere olan ve basına
çok büyük cezalar ve kısıtlamalar getiren yeni
Türk Ceza Kanunu'nu protesto etmek için 26 Mart
2005 cumartesi günü Adana İnönü Parkı'nda bir
basın açıklaması yaptılar. Ellerinde sosyalist
gazete ve dergilerle "Sosyalist Basın Susturulamaz"
pankartını açan göstericiler, sloganlar eşliğinde
basın açıklamasını okuduktan sonra beş dakikalık
bir oturma eylemi yaptılar. Basın açıklaması sürerken
"bayrak" gerekçesiyle yapılan şövenist
gösteri yürüyüşlerinden birinin İnönü Parkı'nın
önünden geçmesi üzerine göstericiler "Yaşasın
Halkların Kardeşliği" sloganını attılar.
Adana Sosyalist Barikat
***
1 Nisan 2004 cuma günü saat 11.30'da Adana Adliyesi
önünde biraraya gelen aralarında Sosyalist Barikat'ın
da bulunduğu Adana Sosyalist Basın bileşenleri,
yaptıkları basın açıklamasıyla yeni TCK'yı protesto
ettiler. Hükümetin erteleme manevrasıyla kamuoyunda
oluşan tepkileri yumuşatmaya, unutturmaya çalıştığı
bu tasarı, başta sosyalist basın olmak üzere tüm
basın organları üzerinde sınırsız bir baskı ve
sansürün önünü açıyor. Normalde 1 Nisan günü yürürlüğe
girmesi tasarlanan yeni TCK, her cepheden tepkilerle
karşılaşmıştı.
Adana Sosyalist Barikat
ADANA'DA TEKEL'İN
ÖZELLEŞTİRİLMESİNE KARŞI MİTİNG
Adana Tekel
Sigara fabrikasında örgütlü olan Tek Gıda-İş Sendikası
Adana Şubesi'nin düzenlediği, Adana Tekel Fabrikası’nın
özelleştirilmesini protesto mitingi 3 Nisan 2005
pazar günü Adana Uğur Mumcu Meydanı’nda yapıldı.
Saat 11.00 cıvarında Mimar Sinan Açıkhava Tiyatrosu'nun
önünde toplanmaya başlayan kitle, saat 12.00'de
yürüyüşe başladı. "Tekel İşçisi Yalnız Değildir",
"Tekel Halkındır Satılamaz", "Susma
Sustukça Sıra Sana Gelecek" vb. sloganlarının
atıldığı yürüyüşte İHD pankartının arkasında yer
alan devrimci sosyalistler ise genel sloganların
yanı sıra "Faşizme Karşı Omuz Omuza",
"Katil ABD Ortadoğu'dan Defol!", "Katil
İsrail Filistin'den Defol", "Faşizme
Karşı Tek Yumruk Tek Barikat", "Devrimci
Tutsaklar Onurumuzdur", "İçerde Dışarda
Hücreleri Parçala" vb. sloganlarını attılar.
Düşük bir katılımla gerçekleşen mitingin kürsüsünde
ise sarı sendikaların ve düzen partilerinin sesleri
vardı. En vahimi ise kendi iktidarları döneminde
özelleştirmeleri tam gaz sürdüren DYP'li bir eski
vekilin o kürsüde yer bulabilmesiydi.
Adana Sosyalist Barikat
|