Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

HERKESE İŞ HERKESE İNSANCA YAŞAM İÇİN BİR İMZA

HALK KÜLTÜR MERKEZLERİ İMZA STANDLARININ AÇILIŞINI TAKSİM'DE YAPTI

Halk Kültür Merkezleri 3 Nisan 2005 Pazar günü Taksim'de Metro girişinde, emekçi halkın gündemi olan işsizlik ve yoksulluğa karşı başlattığı kampanya çerçevesinde yaptığı basın açıklamasıyla imza standlarını açtı. İmza standının açılışında “Herkese İş Herkese İnsanca Yaşam İstiyoruz” pankartı açıldı. İşsizlik ve yoksulluğa karşı acil taleplerin yer aldığı basın açıklamasında:
1-Tüm iç ve dış borçların ödenmesinin durdurulmasını, hortumcuların hayali ihracatçıların v.d. parababası hırsızların son 20 yılda çaldığı 200 milyar doların geri alınması için tüm mallarına derhal el konulmasını, yaratılacak kaynakların yeni iş alanları yaratmak için kullanılmasını.
2- Yeni işsizler ordusu yaratan özelleştirmelerin durdurulmasını,
3- Tüm işyerlerinde işten atmaların süresiz olarak yasaklanmasını,
4- İşsizlik sigortasının tüm işsizleri kapsamasını ve en az asgari ücret düzeyine getirilmesini,
5- Asgari ücretin sendikaların talep ettiği düzeye yükseltilmesini, tüm emekçi dul ve yetim maaşlarının en az asgari ücret düzeyine yükseltilmesini tüm işçi ücretlerinin sendikaların belirlediği yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını, tüm sağlık ve eğitim hizmetlerinin eşit ve ücretsiz hale getirilmesi gerektiğine değindiler.
Halk Kültür Merkezleri emekçileri, açıklamadan sonra ellerindeki bildirileri ajitasyon yaparak halka dağıttılar. Polis günü olması nedeniyle yoğun abluka içinde yapılan eyleme ilgi yoğundu. Halkın eline geçen bildirileri atmayıp dikkatle okumalarından, işsizlik ve yoksulluk ile ilgili metni imzalamaya yönelik ilginin yoğun olmasından da, gündemin burjuva basın tarafından çarptırılmasına karşın işsizlik ve yoksulluğun gerçek gündemleri olduğunu kanıtlıyordu.
Halk Kültür Merkezleri’nin 1 Mayıs öncesinde, 1 Mayıs’a hazırlık anlamında da özel bir önem verdiği “İşsizlik ve Yoksulluğa Karşı Mücadele” kampanyası böylece çeşitli deneyimler ve derslerle devam ediyor. İstanbul’un çeşitli merkezi yerlerinde ve yerelliklerde açılan imza standları bütün diğer yararlarının yanı sıra HKM’lere somut insan ilişkileri ve çevresel zeminler de sağlıyor.
Bütün Sosyalist Barikat okurları bu yönelimi somut bir eylem ve seferberlik çağrısı olarak algılamalı ve bütün güçleriyle kampanyaya destek vermelidirler. Devrimci sosyalizmin çok yönlü gelişiminin bir parçası olan kampanyamız için irade ve azimle ilerlemeliyiz.

HALK KÜLTÜR MERKEZLERİ STANDLARIYLA KADIKÖY'DE
10 Nisan 2005 Pazar günü bu kez Kadıköy İskele Meydan’ını eylem alanı olarak seçen HKM’ler, kurdukları imza standıyla hem yoğun biçimde imza topladılar, hem de bildiri dağıtımı ve dergi satışı gerçekleştirdiler. Her imza standının bir eylem ve ajitasyon alanı olması perspektifine bağlı olarak gün boyunca yoğun biçimde sözlü ajitasyona da ağırlık verildi

KAĞITHANE VE AVCILAR'DA DA İMZA STANDLARI

Halk Kültür Merkezleri “İşsizliğe ve yoksulluğa” karşı başlattığı imza kampanyasını 09.04.2005 tarininde Kağıthane’de ve Avcılar’da açtığı imza standlarıyla sürdürdü. Çeşitli panoların da düzenlenerek kullanıldığı standlarda imza atan kişilerle birebir sohbet etme şansı bulan HKM çalışanları bu çalışmadan ilginç dersler ve deneyimler kazandılar. HKM çalışanları standları belirledikleri günlerde değişik yerlerde periyodik olarak açmayı ve kitlelere yönelik somut, yüzyüze ajitasyon gerçekleştirmeyi sürdürüyorlar.

HALK KÜLTÜR MERKEZLERİ İŞSİZLİK VE YOKSULLUĞA KARŞI EMİNÖNÜ'NDE BAYRAK AÇTI

Eminönü’nde “İşsizlik ve Yoksulluğa Karşı Birlik Mücadele Dayanışma” pankartı altında toplanan HKM çalışanları, işsizliği ve yoksulluğu halka reva gören oligarşik düzene karşı, geleceği biz işsiz ve yoksulların yaratacağını, kendi gücümüzün birlik, dayanışma ve mücadeleden geçtiğini belirttiler. Basın açıklaması sırasında sık sık “Yaşasın Devrimci Kurtuluş Mücadelemiz”, “Yoksullaştırdınız Biz Değiştireceğiz”,“Yozlaştırdınız Biz Değiştireceğiz”, “Ücretli Kölelik Düzenini Yıkacağız” sloganları atıldı. İlgiyle izlenen basın açıklamasından sonra HKM çalışanları işsizlik ve yoksulluğun kader olmadığını açıklayan bildirilerini halka dağıttı.

ESENLER'DE MST ÜZERİNE SÖYLEŞİ

2 Nisan 2005 cumartesi günü Esenler Halk Kültür Merkezi’nde belgesel yönetmeni-yazar Metin Yeğin’in katıldığı, MST (Brezilya Topraksız Köylü Hareketi) üzerine söyleşi düzenlendi. Etkinlikte önce MST üzerine yönetmenliğini Metin Yeğin’in yaptığı bir film gösterimi gerçekleştirildi. Filmin ardından başlayan söyleşi konuğumuz Metin Yeğin’in yaptığı kısa bir açıklamadan sonra karşılıklı soru cevap şeklinde iki saat sürdü. Bu süre içerisinde MSTnin nasıl kurulduğu, nasıl bir örgütlenme şekli olduğu, işgal ettikleri toprakları nasıl değerlendirdiği, İşçi Partili hükümetin başındaki Lula’ya bakışları, ne yapmak istedikleri ve yaratmış oldukları komün üzerine sıcak tartışmalar yaşandı. Katılımın yüksek olmamasına karşılık, hem konuğumuz hem de katılımcılar panelin çok verimli olduğunda hemfikir oldular.

HALK KÜLTÜR MERKEZLERİ NEWROZ
KUTLAMALARINDA

Newroz, başta Kürdistan olmak üzere, Türkiye ve Ortadoğu'da kutlandı. İstanbul'da 20 mart 2005 pazar günü, yapılan kutlamalarda, binlerce kişi Newroz alanını doldurdu. Bu yılki kutlamalar Kazlıçeşme'de yapıldı. Halk Kültür Merkezleri'nin de aralarında bulunduğu kitle Abdi İpekçi Spor Salonu önünden yürüyerek alana doğru harekete geçti. Newroz kutlamasına HKM'liler, bayrakları ve "Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakkı Vazgeçilemezdir" pankartı ile katılırken, sık sık "Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Biji Newroz", "Yaşasın Devrimci Kurtuluş Mücadelemiz", "Mahir Hüseyin Ulaş, Kurtuluşa Kadar Savaş" sloganları atıldı. Yüzbine yakın kişinin katıldığı Newroz'da, halaylar çekilip, ateşler yakılırken, Deniz Gezmiş, Sema Yüce ( Zilan), Mazlum Doğan, Zeynep Kınacı'nın posterleri taşındı. Abdullah Öcalan'ın o gün ilan ettiği "demokratik konfederalizm" görüşüne dair sloganlar atılarak, bayraklar taşındı. Newroz'da çeşitli konuşmalar yapıldı. Aksaklıklardan dolayı miting geç başlarken, kitle coşkuluydu.

DERSİM'DE NEWROZ KUTLAMASI COŞKULUYDU...

Dersim'de aralarında Kalan (D) Halk Kültür Merkez'inin de bulunduğu 7 gruptanoluşan tertip komitesinin örgütlediği "Newroz" kutlamasına emniyetin ve valiliğin yasakçı tutumlarından dolayı izin verilmedi. Buna rağmen 20 Mart 2005 günü, belediye yer altı çarşısı üzerinde bir araya gelen bine yakın kitle coşkulu bir şekilde Newroz'u kutladı. Kalan (D) Halk Kültür Merkezi olarak biz de kutlamada "Biji Yaşasın, Newroz" pankartıyla yerimizi aldık. Sık sık "Biji Bıratiya Gelan", "Biji Tekoşina Rızgariya Soreşwan", "Agır Newroze Newroz Azadiye", "Yaşasın Hakların Kardeşliği", "Bımre Koleti Biji Azadi", "Biji Yaşasın Newroz" sloganlarının atıldığı Newroz, halaylar eşliğinde sona erdi.

ÇAĞLAYAN LİSESİ ÖĞRENCİLERİ HAYKIRDI: OKULUMUZU YIKTIRMAYACAĞIZ !

Okulumuz Ahmet Baran Lisesi okul alanına Trakya Bölge Adliyesi yapılacağı gerekçesiyle yıkılmak isteniyor. Bizler Ahmet Baran Lisesinde, Liselinin Sesi okurları olarak okulumuzun yıkılmasını protesto etmek amacıyla 1 Nisan 2005 tarihinde bir basın açıklaması yaptık. Eylemimiz alkışlarla başladı. Alkışlardan sonra sloganlar atıldı ve Liselinin Sesi’nden bir arkadaşımızın okuduğu basın açıklamasına geçildi. Basın açıklaması bittikten sonra "Eğitim Hakkımız Engellenemez", "Adliyeye Değil Eğitime Bütçe", "Adliye Değil Okul İstiyoruz", "Okul Yıktırmayın Okul Açın", "Kapatılma Kararı Geri Alınsın" sloganları eşliğinde Çağlayanın en işlek yollarından biri trafiğe kapatıldı. Sloganlar atıldıktan sonra alkışlar eşliğinde okulumuza geri döndük. Eyleme aileler de destek verdi.

*

BASINA VE KAMUOYUNA
Milli Eğitim Bakanlığı'nın politikaları ülkemiz gençliğini karanlık ve belirsizliklerle dolu bir geleceğe sürüklüyor. Kalkınmak için eğitim şart, diyenler okul kapatıyor. Bize de başınızın çaresine bakın, deniyor. Kendi çocuklarını kolejlerde, özel okullarda okutanlar halkın çocuklarına, yıllardır bölgenin simgesi olmuş okullardan birini çok görüyorlar.
Okulumuz 1962 yılında Çağlayan halkının imece usulüyle yarattığı bir lisedir. 43 yıldır yoksul halkın çocuklarının okuduğu Çağlayan Lisesi'nin adı, geçen yıl bir iş adamının ismiyle değiştirildi. İki yıl önce ise okulumuza ek bina yapmak için yüzlerce milyon lira harcandı. Şimdi okulumuzu yıkmak istiyorlar.
Okulumuzu yıkıp bin beş yüz öğrenciyi mağdur etmenin gerekçesini de okul alanına Trakya Bölge Adliyesi'ni kurmak olarak gösteriyorlar.
Soruyoruz adaletsizlik yaparak mı adaleti sağlayacaksınız?
Soruyoruz, her dönem yeni okullar açılmalı propagandaları yapanlar, hangi rant peşinde okul yıktırıyorsunuz?
Biz Ahmet Buhan Lisesi öğrencilerinin sesini duyun, duyurun.
Kapatılma Kararı Geri Alınsın!
Eğitim Hakkımız Engellenemez!
Bu Okul Çağlayan Halkınındır.
Okul Kapatma Yerine Yeni Okullar Açılsın.
Okulumuzu yıktırmayacağız!

16 MART VE HALEPÇE KATLİAMI UNUTULMADI

16 Mart Beyazıt ve Halepçe katliamlarını ve aynı zamanda Kürt halkına dayatılan imha ve inkar politikalarını ve Irak'ta süren emperyalist savaşı protesto etmek için çeşitli gençlik örgütlenmelerinin ve çevrelerin oluşturduğu, Devrimci Sosyalist Öğrenciler'inde yer aldığı Üniversite Öğrencileri adlı inisiyatif, Beyazıt Meydanında bir miting yaptı. Barış Anneleri İnisiyatifinin de yer aldığı miting Eczacılık Fakültesi önünde yapılan basın açıklamasıyla devam etti. Eylemde sık sık "Devrim Şehitleri Ölümsüzdür", "Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Şehit Namırın" sloganları atıldı. Katliamın gerçekleştiği Eczacılık Fakültesinin önüne karanfiller bırakıldı. Daha sonra sloganlarla merkez kampüse gidildi. Ve eylem burada sonlandırıldı.

KIZILDERE ŞEHİTLERİ İÇİN DERSİM'DE ANMA

26 Mart Cumartesi günü Sosyalist Barikat'ın ve Kalan (D) Halk Kültür Merkezi'nin 30 Mart'la ilgili yapmış oldukları piknik gezisi coşkulu geçti. Kızlı erkekli bir katılımla gerçekleştirilen piknikte, birlikteliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın ve yoldaşlığın verdiği moral, coşkuya dönüştü. Piknikte yemekler yapıldı, halaylar çekildi, marşlar söylendi, baharın doğaya verdiği canlılık pikniğimize de yansıdı. Piknikte ayrıca 30 Mart'ta Kızıldere'de şehit düşen THKP-C kurucularından Mahir Çayan'nın ve dokuz yoldaşının anması da yapıldı. Sosyalist Barikat pankartının açıldığı Mahir Çayan, Tamer Arda ve Atilla Ermutlu'nun resimlerinin olduğu dövizlerin açıldığı anma, Kızıldere şehitleri ve bütün devrim şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. THKP-C kurucularından Mahir Çayan'nın, Kürt halk önderlerinden Mahsum Korkmaz'ın ve Kızıldere'nin Türkiye ve Kürdistan devrim mücadelesindeki önemini vurgulayan metin, arkadaşlarımızca okundu. Anmada "Yaşasın Kızıldere Mücadelemiz", "Mahir, Hüseyin, Ulaş Kurtuluşa Kadar Şavaş" sloganları atıldı. Anmadan sonra müzik eşliğinde halaylar çekildi, türküler söylendi. 8 Martın, Newrozun, 16 Martın ve Kızılderenin yaşandığı Mart ayının anlamı üzerine, Mahir Çayan ve HKM konulu şöyleşi yapıldı. Arkadaşların söz aldığı söyleşide baharın, Mahir'in mücadeleci ruhuna, Kızıldere'nin rolüne değinildi. 8 saat süren pikniğimiz şarkılar eşliğinde son buldu. HKM'ler olarak dayanışmanın, paylaşımın ve yoldaşlığın pekiştirildiği bu tür etkinliklerimiz bahar boyunca devam edecektir. Mezopotamya Halklarının Ulusal Bayramı olan NEWROZ'un isyancı ruhu ile Munzurun coşkusuyla selamlıyor.
KIZILDERE SON DEGİL SAVAŞ SÜRECEK
MAHİR HÜSEYİN ULAŞ KURTULUŞA KADAR SAVAŞ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ'NDE 30 MART ANMASI

İ.Ü’de Edebiyat Fakültesinde 30 Mart 2005 tarihinde 33 yıl önce bugün THKP-C’nin önder kadrolarının şehit düştüğü Kızıldere katliamı ile ilgili bir anma gerçekleştirildi. Aralarında devrimci sosyalist öğrencilerin de bulunduğu çesitli gençlik örgütleri ve siyasi çevrelerin ortak düzenledikleri etkinlik, ilk olarak Kızıldere’de şehit düşen devrimci önderlerle bütün devrim şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Kantinde yapılan sinevizyon gösteriminin ardından yürüyüş kolu oluşturularak sloganlarla bahçeye girildi. Burada EHP Gençliği, Ekim Gençliği, Direniş, Kaldıraç ve biz Devrimci Sosyalist öğrenciler olarak birer açıklama yaptık. Yaptığımız açıklamada “Kızıldere emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı bir şavaş manifestosudur. Oportünizmin ve revizyonizmin 12 Mart’ın getirdiği yılgınlık ortamında mücadeleyi pasif noktalara çekmeye çalıştığı bir dönemde, devrimin ancak ve ancak düzenden kopuşla ve düzene karşı savaşımla sağlanacağının dosta ve düşmana kanıtlandığı gün olmuştur Kızıldere. Kimilerinin dediği gibi Kızıldere bir intihar eylemi değildir, raslantı hiç değildir. Kızıldere, THKP-C’nin yarattığı birikimin, bağımsız tarzın, politik-askeri hatla sıçramaya dönüştürüldüğü, düzenin öncü gerillalar tarafından aciz duruma düşürüldüğü ve çürümüş düzenin kendi özgücüne dayanarak yok edilebileceğinin emekçi halklara kanıtlandığı gündür.
Bu anlamda Kızıldere, TDH’de ön açıcı bir nitelik taşımış ve THKP-C pratiği işçi sınıfının, emekçilerin, ezilenlerin sesi soluğu olmaya yıllardan beri yaratılan tarzla, kararlılıkla devam etmiştir ve devam edecektir.
On’lar, savaşı savaşın içinde kazanılabileceğini, yaşam tarzlarıyla ve ideolojik netlikleriyle kanıtladılar.
On’lar, KURTULUŞA KADAR SAVAŞ şiarını emperyalizmin ve oligarşinin, girilmez dedikleri kalelerine kızıl bayrağımızı dikerek çürümüş ve kof düzenin sadece yaygaradan öteye geçemediğni gösterdiler.
On’lar ki, devrimci dayanışmanın lafızlarla olmadığını, ortak iş yapma kültürünü can bedel pahasına coğrafyamızda hayata geçirerek bizlere ön açıcı ve öğretici oldular.
On’ları anmak,anlamaktır. On’ları anlamak Kızıldere’de yükselen devrim bayrağını bıkmadan, usanmadan elden ele çoğaltarak DEVRİMCİ KURTULUŞ mücadelesini yükseltmektir.
Ve Biz, Kızıldere’den, Beylerderesi’nden, Haziran şafaklarından ve Sakarya zindanlarından aldığımız güçle bir kez daha haykırıyoruz ki, önder yoldaş Mahir’in yolunda YA ÖZGÜR VATAN YA ÖLÜM şiarımızla, halklarımızın DEVRİMCİ KURTULUŞ’u gerçekleşene kadar kanımızın son damlasına dek savaşacağımıza emperyalizme ve oligarşiye karşı hayatın her alanında Kızıldere’nin gösterdiği yoldan ilerleyeceğimize hepinizin önünde bir kez daha haykırıyoruz ve haykıracağız:
ta ki ZAFERE KADAR!...” dedik. Yapılan açıklamalardan sonra I.Ü. müzik kulübü kısa bir dinleti verdi. Eylem, sloganlar eşliğinde coşkulu bir şekilde sonlandırıldı

VASIF ÖNGÖREN BİLGİ ÜNİVERSİTESİ'NDE

Vasıf Öngören'in "Oyun Nasıl Oynanmalı" isimli oyunu, Bilgi Üniversitesi Kültürel İletişim Kulübü'nün girişimiyle 29 Mart 2005 akşamı Dolapdere Kampüsü'nde oynandı.
Geçtiğimiz ay Bilgi Üniversitesi'nde kurulan Kültürel İletişim Kulübü’nün, ilk etkinliği olan gösterimin izleyicileri arasında diğer üniversitelerden ve Halk Kültür Merkezleri'nden birçok kişi vardı. Vasıf Öngören'in anısına kızı Aslı Öngören'in yönetmenliğinde bir araya gelen Macit Koper, Tomris İnce, Mahmet Akan gibi çok sayıda deneyimli oyuncunun yanında genç oyuncuların da rol aldığı oyun, baştan sona ilgiyle izlendi. Oyuncular, gösterinin sonunda dakikalarca ayakta alkışlandılar. Gecenin en ilginç bölümü ise oyundan sonra sahneden inmeyen oyuncular ve yönetmenin izleyicilerle sohbet etmeleriydi. "Sınıf atlama" hayalleri üzerine kurulu olan oyun üzerine yapılan bu tartışma ve sohbete çok sayıda izleyici ve HKM çalışanları katıldılar ve ilk kez bir oyunda böyle bir diyalog gerçekleşti. Kültürel İletişim Kulübü, bundan sonra da benzeri etkinlikleri devam ettirmeyi planlıyor.

IRAK İŞGALİ 2. YILINDA PROTESTO EDİLDİ

Emperyalizmin Irak işgali 2. yılı protestolarla karşılandı. Protestolar İstanbul'da iki ayrı yerde yapıldı. Kadıköy'deki protesto BAK ve Emek Platformu tarafından yapılırken Dolmabahçe'de HKM'lerin de içinde bulunduğu Irak'ta İşgale Hayır Koordinasyonu vardı. Koordinasyon bileşenleri, 19 Mart 2005 Pazar günü İnönü Stadı'nın üst tarafından Dolmabahçe'ye doğru yürüyüşe geçti. Koordinasyon bileşenlerinden olan Halk Kültür Merkezleri de "Yaşasın Ortadoğu Devrimci Çemberi" pankartı ile eyleme katıldı. Yürüyüş boyunca "Kahrolsun Emperyalizm Yaşasın Devrimci Kurtuluş Mücadelemiz", "Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Filistin'de İntifada, Irak'ta Direniş Kazanacak", "Yaşasın Ortadoğu Devrimci Çemberi", “Biji Serhıldan, Biji Newroz", "Siyonist İsrail Filistin'den Defol" sloganları atıldı. Eylemde okunan basın açıklamasında ABD emperyalizminin Irak'ı işgalinin nedenlerinin vurgulandığı basın açıklamasında, iki yıldır Irak'ın kan gölüne çevrildiği, dünyanın gözü önünde bir halkın katledildiği, ABD'nin, Irak işgali sırasında söylediği bahanelerin yalan olduğu, asıl amacın Irak ve Ortadoğu'nun zenginlikleri olduğu vurgulandı. Eylemde ayrıca Irak'lı direnişçilerin mektubu da okundu. Grup Yel, Grup Vardiya, Grup Yorum kısa dinleti sundu. Coşkulu geçen eylemde, katılım düşüktü.

TERÖRLE MÜCADELE ŞUBESİ YASADIŞI GÖZALTILARA DEVAM EDİYOR; KAĞITHANE HALK KÜLTÜR MERKEZİ ÇALIŞANI CEMİL SAVAŞ ÜZERİNDE POLİS BASKISI

Kağıthane Halk Kültür Merkezi çalışanı Cemil Savaş, bir süredir polis tarafından yoğun biçimde taciz ediliyor. 11 Mart 2005 tarihinde çalıştığı iş yerinden çıkıp eve giderken takip edilen Savaş, Kağıthane Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Savaş buradan da Vatan Emniyet Müdürlüğü'ne götürülerek sabaha kadar gözaltında tutuldu.
Cemil Savaş'a burada "eğer Kağıthane Kültür Merkezine gidip-gelirsen öldürüleceği" söylenerek tehdit edildi. Halk Kültür Merkezi'nden ayrılırsa para vereceklerini söyleyen polis, Savaş'a ajanlık teklif etti. Soğuk bir odada gözleri bağlı tutulan Savaş, bu süreçte dövüldü.
Daha önce de ajanlık teklif edilen Cemil Savaş, 19 Mart 2005 günü İHD İstanbul Şubesi'nde bir basın açıklaması düzenleyerek kendisine yapılan baskıları anlattı.
Basın açıklamasında söz alan HKM Dönem Sözcüsü Ümit Efe'de Halk Kültür Merkezleri'nin yasal ve meşru kurumlar olduğunu, yasadışı kaçırma ve tehditlerle engellenemeyeceğini belirtti.
Ancak basın açıklamasının yapıldığı günden sonra da Cemil Savaş üzerindeki baskılar devam etmektedir. Sık sık polis tarafından kaçırılan Cemil Savaş, kayıtlara geçirilmeden gözaltında tutulmakta, dövülmekte ve tehdit edilmektedir.
Halk Kültür Merkezleri'nin gelişmesi bu yöntemlerle engellenemez, engellenemeyecek. Emekçi kitlelerin öz evi olan HKM'ler bütün baskılara rağmen büyüyecek, atılımlar yapacaktır.

DERSİM HALKIYLA DAYANIŞMA ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR

Baharın gelişiyle köy çalışmalarımızda hız kazandı. Çeşitli bölgelerde yaptığımız çalışmalara yenileri eklendi. İlk çalışmamız Darikent bölgesinde ikinci çalışmamız Akpazar bölgesinde gerçekleşti. Çalışmalarda hem bölgenin tanınması, bölgedeki sorunların çözülmesine yönelik çözüm üretilmesi hem de düşüncecelerimizin, kitlelere tanıtımı için yararlı olacağı kanısındayız. İlk çalışmamız da hem bölge ilişkileri hem de sohbetler gerçekleştirildi. Ayrıca ailelerin görüşleri alınarak inşaat halindeki bir binanın boyama işleri yapıldı. Çalışmalarımız beş güne sığdı.
İkinci çalışmamız liseli arkadaşların ve ailelerinin daveti üzerine gerçekleştirildi. Sıcak bir şekilde karşılandık. Oluşturulan sohbet ortamında HKM'ler, işsizlik ve yoksulluk kampanyasının hedefleri, afiş ve bildiriler, lisedeki sorunlar, yaşantı ve ilişkiler konulu renkli bir konuşma gerçekleştirildi. Bunun yanında 1 mayıs ile ilgili görüşler alındı. Bir gün süren çalışmamız yeni ilişkilerle ve arkadaşlıklarla son buldu.
Ayrıca Ovacık ilçesinde de çalışmalar yapıldı hem dergi tanıtımı hemde güncel konular üzerine sohbetler yapıldı. Ailelerin bize bakışları çok olumluydu. Ayrıca toplu halde gidilmek üzere de davet alındı.
Köy çalışmalarımız bahar boyunca devam edecek.

DERSİM'DE BARAJLAR VE MADEN ŞİRKETLERİ PROTESTO EDİLDİ

Dersim ve Ovacık ilçesi arasında kalan Munzur vadisi milli parkına barajların yapımını ve Ovacık ilçesinde siyanürle altın aranmasını protesto etmek amacıyla aralarında Kalan (Dersim) Halk Kültür Merkezi’nin de bulunduğu sivil toplum örgütleri bir araya gelerek "DERSİM NEHİRLER VE TOPRAK HAREKETİ" oluşturuldu.
Barajlara ve maden şirketlerine karşı yapılacak eylemde Cumhuriyet Meydanı’ndan gola çeto (iki suyun birleştiği yer) denilen yere kadar yürünmesine karar verildi. Sabah saatlerinde oluşturulan 20 kişilik gruplarla halkın toplu bulunduğu kahvehaneler gezilerek yürüyüşe davet edildi. Öğle saatlerinde bir araya gelen kitle sık sık "Katil Ata Holding Dersimden Defol”, “Siyanürle Altın Aranmasına İzin Vermeyeceğiz”, “Şirketler Dersimden Defolun”, “Dersim Onurdur Onuruna Sahip Çık" sloganları atarak gola çetoya kadar (1 km) yürünüldü. Atılan sloganlar ve yolun trafiğe kapatılmasından dolayı polisle kısa süren bir gerginlik yaşandı. Munzur çayının ve Pülümür çayının birleştiği gola çeto ya gelen kitle burada basın açıklaması yaptı. Açıklamadan sonra kitle sloganlar eşliğinde dağıldı.
DERSİM NEHİRLER VE TOPRAK HAREKETİ olarak eylemlerimiz bundan sonra da devam edecektir.

ADANA'DA ŞOVENİZM PROTESTO EDİLDİ

2 Nisan 2005 cumartesi günü Adana İnönü Parkı'nda düzenlenen bir basın açıklamasıyla devletin bayrak provokasyonu ve bu eksende geliştirilen şovenist kampanya protesto edildi. BDSP, DHP ESP, Halkevleri PARTİZAN ve Sosyalist Barikat tarafından düzenlenen basın açıklamasında IMF direktifleriyle ülke yönetenlerin her sıkışma anında sahtekarca şovenist propaganda ve provokasyonlarla halkın bilincini çarpıtmayı gelenek haline getirmesi teşhir edilerek tüm bu oyunların tıpkı Sivas, Maraş, Çorum direnişlerinde olduğu gibi devrimcilerin mücadelesiyle göğüsleneceğine vurgu yapıldı.
Adana Sosyalist Barikat.

ADANA'DA TCK'YA HAYIR DENİLDİ

Adana'da bulunan sosyalist basın bileşenleri, yürürlüğe girmek üzere olan ve basına çok büyük cezalar ve kısıtlamalar getiren yeni Türk Ceza Kanunu'nu protesto etmek için 26 Mart 2005 cumartesi günü Adana İnönü Parkı'nda bir basın açıklaması yaptılar. Ellerinde sosyalist gazete ve dergilerle "Sosyalist Basın Susturulamaz" pankartını açan göstericiler, sloganlar eşliğinde basın açıklamasını okuduktan sonra beş dakikalık bir oturma eylemi yaptılar. Basın açıklaması sürerken "bayrak" gerekçesiyle yapılan şövenist gösteri yürüyüşlerinden birinin İnönü Parkı'nın önünden geçmesi üzerine göstericiler "Yaşasın Halkların Kardeşliği" sloganını attılar.
Adana Sosyalist Barikat

***
1 Nisan 2004 cuma günü saat 11.30'da Adana Adliyesi önünde biraraya gelen aralarında Sosyalist Barikat'ın da bulunduğu Adana Sosyalist Basın bileşenleri, yaptıkları basın açıklamasıyla yeni TCK'yı protesto ettiler. Hükümetin erteleme manevrasıyla kamuoyunda oluşan tepkileri yumuşatmaya, unutturmaya çalıştığı bu tasarı, başta sosyalist basın olmak üzere tüm basın organları üzerinde sınırsız bir baskı ve sansürün önünü açıyor. Normalde 1 Nisan günü yürürlüğe girmesi tasarlanan yeni TCK, her cepheden tepkilerle karşılaşmıştı.
Adana Sosyalist Barikat

ADANA'DA TEKEL'İN ÖZELLEŞTİRİLMESİNE KARŞI MİTİNG

Adana Tekel Sigara fabrikasında örgütlü olan Tek Gıda-İş Sendikası Adana Şubesi'nin düzenlediği, Adana Tekel Fabrikası’nın özelleştirilmesini protesto mitingi 3 Nisan 2005 pazar günü Adana Uğur Mumcu Meydanı’nda yapıldı. Saat 11.00 cıvarında Mimar Sinan Açıkhava Tiyatrosu'nun önünde toplanmaya başlayan kitle, saat 12.00'de yürüyüşe başladı. "Tekel İşçisi Yalnız Değildir", "Tekel Halkındır Satılamaz", "Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek" vb. sloganlarının atıldığı yürüyüşte İHD pankartının arkasında yer alan devrimci sosyalistler ise genel sloganların yanı sıra "Faşizme Karşı Omuz Omuza", "Katil ABD Ortadoğu'dan Defol!", "Katil İsrail Filistin'den Defol", "Faşizme Karşı Tek Yumruk Tek Barikat", "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur", "İçerde Dışarda Hücreleri Parçala" vb. sloganlarını attılar. Düşük bir katılımla gerçekleşen mitingin kürsüsünde ise sarı sendikaların ve düzen partilerinin sesleri vardı. En vahimi ise kendi iktidarları döneminde özelleştirmeleri tam gaz sürdüren DYP'li bir eski vekilin o kürsüde yer bulabilmesiydi.
Adana Sosyalist Barikat

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul