Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 


Marksist felsefenin iki temeli vardır: Diyalektik ve materyalizm. Marksizm bu ikisinin özgün bir bileşimi olarak ortaya çıkmıştır ve aslolarak bu bileşimin bir yansıması olarak da tarihsel materyalizm şekillenmiştir. Marksist felsefeyi oluşturan bu iki öğeden birinin abartılması ise onun rotasından saptıran eğilimler/politikalar olarak karşımıza çıkmıştır. Gerek kimi düşünsel gerilikler, tembellikler gerekse de pozitivist, yapısalcı akımların etkileşimi sonucu, Marksizmin materyalist (ya da determinist) yönünün abartılması, en sık görülen sapmalardan biridir.
Ekonomizmin kökeninde de böylesi bir sapma yatmaktadır. Marx’ın çözümlemelerinde ekonomiyi son tahlilde tüm politik, toplumsal, kültürel, sanatsal, hukuksal vb. ilişkilerin belirleyicisi olarak saptaması, cümlenin başındaki “son tahlilde” sıfatı atlanarak ele alındığı için ekonomik mücadele yoluyla her şeyin belirlenebileceği yanılgısına götürebilmiştir. Ekonomizm’in bir kavram olarak tarih sahnesine çıkışı, 19. yüzyılın sonundaki Rusya’da ortaya çıkan ve kendilerini “Credo” (amentü) adlı broşürle ifade eden oportünist eğilimin Lenin tarafında eleştirisi sayesindedir. Ekonomik gerekirciliği (determinizm) iyice abartan bu oportünistler, Rusya’nın feodal bir devlet olmasından hareketle işçi sınıfının öncü rolünü de yadsımışlardı; çünkü bu koşullarda sadece liberal burjuvazi öncülük yapabilir, işçi sınıfı ise onu destekleyebilirdi. İşçi sınıfı hareketinin tarihsel misyonunu ve bunu gerçekleştirebilmesinin koşulu olan politik iradesini sıfıra indiren bu yaklaşım, Lenin tarafından özellikle Ne Yapmalı? (1902) adlı eserde tarihin çöplüğüne gönderilmesine rağmen çeşitli yeni biçimler alarak varlığını sürdürebilmiştir.
Günümüzde ekonomizm, tarihsel tecrübelerin ışığında proletaryanın öncü rolünü reddetmeyerek karşımıza çıkmaktadır. Söylemde öncülüğü savunan günümüz ekonomistleri, ekonomik mücadeleyi, sendikal çalışmayı her şeyin önüne koyarak, ekonomik mücadele eksenli bir işçi kuyrukçuluğu yaparak, Rusya’da ortaya çıkan söz konusu oportünist eğilimin politikalarını sürdürmektedirler. Oysa ki Marksist sınıf mücadelesi, üç temel alanda yürütülür; ideolojik, politik ve ekonomik. Bu üç alandan birinin ihmal edilmesi ya da öne çıkarılması, bir sapmanın da habercisidir.
Günümüzün ekonomistleri için işçi sınıfı, ancak ekonomik mücadele ile kitlesel olarak örgütlenip harekete geçirilebilir. Sınıfın ilksel bilincinin ekonomik bilinçten ibaret olduğu doğrudur. Yani işçi sınıfı çalışma süreci içinde işçilik bilinci edinir. Burjuvaziden ve diğer sınıflardan farklı bir duruşu, çıkarları vb. olduğu bilincini edinir. Ekonomik çıkarları için sendikal mücadeleye yönelir. Ancak sınıfın verili bilincinden hareket edip onu daha ileriye sıçratmayı hedeflemeyen bir siyasal yaklaşım ve mücadele düzeyi sonuçta popülisttir. Bu anlamıyla sınıfın ilksel ekonomik bilinci, onun sınıf mücadelesine kazandırmak için ancak bir kavrama halkası olarak işlev görebilir. Sınıfın ekonomik talepler etrafında kitlesel olarak örgütlenebileceğini savunanlar, işçi sınıfına kapitalistlerle aynı gözle bakarlar: Sadece daha fazla para için harekete geçebilecek insanlar. Bu anlamıyla kısa vadede başarılı gibi görünse de kalıcı bir iktidar mücadelesinin inşası hedeflendiğinde ekonomizm, sınıfın ideolojisini sulandıran ve saptıran bir işlev görür.
Ekonomistler tüm işçici söylemlerine karşın, işçi sınıfına tepeden bakan küçük-burjuva politikacılarıdır. İşçi sınıfının siyasal bilinci doğrudan siyasal mücadeleler yoluyla kazanabileceğine inanmazlar. İşçi sınıfını küçük çocuk yerine koyarlar. çok katlı, aşamalı bir mücadele ve bilinçlenme süreci öngörürler; önce ekonomik mücadele bilinci, ardından siyasal .... Tabii, bir türlü siyasal mücadele aşamasına da gelinmez. işçi sınıfı siyasal mücadelenin dışında tutulur. Doğrudan siyasal bilinç taşımaya dönük devrimci çabaların işçi sınıfını ve emekçileri ürküteceği iddia edilir. “Aman politikadan sözetmeyelim, işçiler, emekçiler, öğrenciler ürker, ekonomik, akademik sorunlarından ve mücadeleden sözedelim. Onlar bu yoldan mücadeleye katılınca burjuvazi saldırır, böylece devletin de, burjuva partilerinde ne olduğunu emekçiler görür ve siyasal bilinç kazanırlar, doğrudan siyasetten bahsedince korkar kaçarlar..” söylemi her devrimcinin pek çok kez ekonomistlerden duyduğu iddialardır. Sınıfı daha ileriye çekme değil, onun seviyesine inme ve orada boğulma ekonomizmin pratiğine damgasını vurur. En geri mücadele düzeyinde kalma, sınıfı ileri mücadelelerin dışında tutuma vb. özellikleriyle ekonomizm, aynı zamanda legalist bir politika tarzıdır.
İktidar hedefli bir sınıf hareketinin yaratılabilmesi için işçi sınıfının perspektifi ekonomik taleplerle sınırlanamaz. Sosyalizm sadece daha fazla para, daha iyi yaşam koşulları vb.den ibaret değildir. “Sorun bir kişinin kaç kilo et yiyebileceği, yılda kaç kez plaja gidebileceği ya da altığı ücretle dışarıdan ne kadar süs eşyası getirtebileceği değildir. Geçekte gerekli olan, bireyin kendini daha mükemmel hissetmesi, daha büyük bir iç zenginliğine sahip olması ve daha büyük bir sorumluluk taşımasıdır.” (Che Guevera, Sosyalizm ve İnsan, S:99-100)
Devrimci sosyalizm iktidar mücadelesinde politik mücadeleyi, sınıfın ve emekçilerin devrimci politik mücadeleye çekilmesini öncelikli sorun olarak ele alır. İşçi sınıfının aşamalı bilinçlenmesi denen şeyin onun politik mücadeleden uzak tutulması anlamına geldiğini, sınıfın doğrudan politik mücadele ve ajitasyon-propaganda yoluyla devrimcileşeceğini tespit eder. İşçi sınıfı ve emekçiler, ekmek ve ücret sorunları kadar, Irak’daki emperyalist işgalle, oligarşinin IMF’ye, dünya bankasına teslimiyetiyle, Filistin halkının yaşadığı zulümle, burjuva partilerin hortumcuları kollamasıyla, hayatın her alanındaki eşitsizlik ve adaletsizlikle vb. politik sorunlarla da ilgilidir. Öncülerin görevi tüm bu sorunları mücadele konusu haline getirecek tarzda emekçilere götürebilmektedir. İşçi sınıfı ve emekçilerin devrimci politik mücadeleye katılması ancak bu yoldan mümkündür.


 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul