Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

KAVRAM
İşçi sınıfı hareketinde ortaya çıkan sapmalardan biri olan reformizm, devrimle iktidarın alınması ve proletarya diktatörlüğü hedefinin yadsınarak, reformlarla kapitalist sistemin “iyileştirilmesi”nin temel alınmasıdır. Sömürü sisteminin tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik bütünsel bir siyasal duruştan uzaklaşmanın doğal sonucudur. Çünkü bu açıdan yaklaşıldığında, özel mülkiyete dayalı sınıfsal, toplumsal ilişkiler devrimle parçalanmadan bu başarılamaz. Ancak reformistlerin böylesi bir hedefi yoktur; devrimci değil evrimcidirler. Süreç içersinde gerçekleşecek evrimsel gelişimle işçi sınıfının birçok kazanımı elde edebileceği, böylelikle kapitalizmin refah toplumuna dönüşeceğinin hayalini kurarlar. Yasallık onlar için kutsaldır.
Reformizmin sınıfsal kökeninde işçi aristokrasisi ve sendika bürokrasisi vardır. “İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır” (Marx). Maddi yaşam koşullarına göre düşünmeye başlayan bu kesimler, bundan yola çıkarak, kapitalist sistemde “iyi bir yaşam” sürdürülebileceğini düşünür ve bunun politikasını yapmaya çalışırlar. Kapitalist sistemin üzerinde yükseldiği ekonomik gerçekleri bilince çıkaramayan, ancak kendi dar pratikleriyle sınırlı bir ufka sahip olan bu kesimlerin ürettiği reformizm politikası, 2. Paylaşım Savaşı sonrası 2. Enternasyonalin neredeyse resmi politikası haline gelirken, anti-komünist niteliğini de belirginleştirmiştir. Böylelikle “işçilerin yaşam koşullarının sistem içinde de iyileştirilebileceği” gibisinden “masum” bir noktadan çıkan uzlaşmacılık, uzlaştığı sınıfla komünizme karşı ittifak olma mantıki sonucuna varmıştır.
Avrupa’daki sosyal demokrat iktidarlar, reformistlere esin kaynağı olmuştur. En bilineni ise İsveç deneyimidir. 2. Paylaşım Savaşı sonrası uygulanan Keynesci iktisat politikalarıyla da uyum içinde olan bu politikalar, işçi sınıfının iktidar hedefinden uzaklaştırılması, Lenin’in Kautsky’ye gereken yanıtı vermesinden yıllar sonra “sınıflar üstü” bir burjuva demokrasisi yalanının yeniden piyasaya sürülmesi, sovyet revizyonist bürokratizminin istismarıyla kendini var edebilmiştir. Sosyalizmi bilimsel-felsefi temellerinden kopuk, salt ahlaki bir tavır alış olarak algılayan reformizmin bilinçlere değil de vicdanlara hitap eden anlayışı, görünüşte uzak durdukları dincilerin yaklaşımına çok benzer.
Özellikle sömürge ve yeni-sömürgelerden gaspedilenlerden bir “sus payı” verilen metropol ülkelerin işçi sınıfı arasında uzunca bir dönem kabul gören reformizm, keynesci modelin içine düştüğü krizle varoluş zeminini de yitirmeye başladı. Sömürge ve yeni-sömürgelerdeki toplumsal gerçeklik ise, bu politikalara yaşam şansı tanımamıştır. Ancak devrimci hareketlerin öznel nedenlerden dolayı gelişemediği ülkelerde ve dönemlerde, başarılar elde edebilmiştir.
Sosyalist bloğun dağılması sonrasında emperyalist sistemin neoliberalizm, yeni sağ ve postmodernizmle yeni bir saldırı dalgası başlattığı şu süreçte reformizm, yeniden etkinlik gösterebilme olanaklarına kavuşmuştur. Bu defa da reformizm, “AB’ye girince maddi yaşam koşullarımız düzelecek” yalanıyla emekçileri aldatmaya çalışmaktadır. Kendini “emeğin Avrupası” yalanının ardına gizleyen bu kesimler, AB’nin o ülkelerindeki emekçiler için de daha fazla sömürü ve daha fazla baskıdan başka birşey getirmediğini görmek istemez.
Özellikle postmodernizmin ideolojik etkisi altına girmiş bu kesimler, çok kültürlülük, çok kimliklilik, çok eğilimlilik gibi “demokrasi” ambalajına sarılmış postmodern parçalanma eğilimlerinin sınıf içersindeki taşıyıcıları olmuşlardır. Böylelikle reformizmin yıllardır savunageldiği, ancak sınıfın kendi özdeneyimleri tarafından tüketilmiş olan yalanlara taze kan taşınmış ve kapitalist sistem içinde “daha iyi bir yaşam sürdürülebileceği”ne dair sahte umutlar tazelenmeye çalışılmıştır.

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul